Tarih felsefesi nedir?



 TARİH FELSEFESİ NEDİR?

“TARİH FELSEFESİ” HANGİ ANLAMA/ANLAMLARA GELİR?

Tarih nedir? Bu soru, tarih için bir çerçeve çizme gereksiniminden, onu diğer çalışma alanlarından ayırma çabasından kaynaklanan, felsefi yönü de olan bir sorudur.

“Nedir?” sorusunun yapısal nitelik taşıdığını ve aslında sorguladığı şeyin erek nedenini, yani o şeyin ne için var olduğunu ortaya koymayı amaçladığını  hatırlıyalım.

“Tarih ne demektir?” ilk olarak, Sami dillerinde daha çok zamanla ilgili anlamlar yüklenmiş olan ve Türkçe’de böyle bir kullanımı da bulunan “tarih”in, islâm tarihçiliğinde,

tanık olunmuş olayları kayıt altına almak üzere yıllıklar (annales) yazma anlamında kullanıldığını söyleyebiliriz.

Batı dillerinde history, historia, vb. biçimlerde karşımıza çıkan ve Türkçemizdeki “tarih”in karşılığı olan sözcük de Yunanca historeinden gelmektedir.

Historein, Yunanca’da “araştırma yoluyla bilme/öğrenme” anlamında, ayrıca “hikâye” ve “tarih” anlamlarında kullanılmıştır

İçinde bulunduğumuz çağda ise, tarihin kullanıldığı üç farklı anlamdan söz edilebilir.

  • ilki, zamanla ilişkili olan; yani belli bir takvimlemeye göre herhangi bir olayın ne zaman gerçekleştiğini söylerken kullanılan anlamdır.
  • İkincisi,geçmişin tümü olarak tarihtir. Şimdiye dek olan biten, üretilmiş, yapılmış her şeyi kapsayan zaman dilimine “geçmiş” dendiğinde, tarih etkisiz bir olaylar deposu olarak görülebilir, fakat tarihi böyle algılamak yanlıştır; çünkü bugünkü eylemlerin veolayların kökleri ya da nedenleri hep bu “geçmiş” denen alanda bulunmaktadır
  • Üçüncüsü, geçmişe ilişkin araştırmalar yapan bir çalışma alanı olarak tarihtir;yani Ayhan Bıçak’ın deyişiyle “….şimdi ile geçmiş arasındaki ilişkilerin nasıl olduğunu gösteren bir yol haritasıdır

Çağımızda, tarihin üç farklı anlamından söz edilebilir:

  1. Zaman dizinsel (kronolojik)anlam,
  2. Geçmişin tümü olarak tarih,
  3. Geçmişle ilişkin araştırmalar yapan bir çalışma alanı olarak tarih.
  • Tarihin konu edildiği yerde insanın geçmişi “bir kimlik kartıdır

Bazı düşünürlerin tarihe bakışları:

Batı’da tarih felsefesinin kurucusu olarak görülen

  • Giambattista Vico’ya göre tarih ;insan topluluklarının ve onların kurumlarının Çünkü tarih, insanların farklı zamanlarda değişik biçimlerde kendilerini ifade etmelerini kapsamakta, insanın bir bakıma karakterini oluşturmaktadır. Tarihi yapan insan olduğu için, tarih insan tarafından bilinebilir hatta Yeni Bilim’de doğruluğun bilgisi için tek sağlam kalkış noktası, verum ile factum’un  – yani doğru ile olgunun- birbirlerine geçtiği ve dönüştüğü “toplumsal-sivil dünya”nın bizzat kendisi olarak gösterilmektedir.
  • Raymond Aron tarihe, dar anlamıyla insan geçmişinin bilimi, geniş anlamıyla kültürün, türlerin, gökyüzünün ve yeryüzünün araştırılması tanımını getirmiş ve bu tanımlamada doğa-insan ilişkisini göz önünde bulundurmuştur.
  • Teoman Duralı’ya göre tarih, “insanın biyolojik olarak eksikliğini duyduğu şeyin yerine geçmek üzere girişimde bulunup kazandığı olaydır….evrimin oldukça kendine özgü bir devamlılığı olarak görülür”
  • Karl Jaspers de doğa-insan ilişkisini-her ikisi de zaman süreci içinde var olan doğa tarihi ve insan tarihi biçimlerinde ele almaktadır.

Karl Jaspers’e göre tarih,insana kendini görmeyi,değerlendirmeyi öğretmesi bakımından, onu kendi çağına bağnazca ve bilinçsizce bağlanmaktan kurtarır.

  • Karl Popper’e göre, insanın tarihinin en önemli kısmı felsefeyi ve dini de içeren insan düşüncesi ve bilgisinin tarihidir çünkü Popper tarihin insanlığın bilgisi ve bu bilgi üzerine ortaya atılan kuramların toplamından oluştuğu görüşündedir .Yani tarih, düşünce ve kuramların genişliğiyle sınırlanmış, çerçevesi çizilmiştir.

Karl Popper’e göre tarih,insanlığın bilgisi ve bu bilgi üzerine ortaya atılan kuramların toplamından oluşur; bu yüzden de insanın tarihinin en önemli kısmı felsefeyi ve dini de içeren insan düşüncesi ve bilgisinin tarihidir.

  • Ortega y Gasset şeyler için doğa ile insan için tarihin aynı anlama geldiğini ileri sürmüş, insanın kendi yaptıkları dışında doğasının olmadığını söylemiştir.Geçmişi insanın yaşamının kendisi olarak değerlendiren Gasset’egöre tarih, “….içinde yaşadığımız en kesin güncelliğin bilimidir”
  • Braudel’in tarihe ilişkin düşüncesi de tarihin insanlar, insanların da tarih tarafından yapıldığı ve kaderlerinin onun tarafından biçimlendirildiği yönündedir Braudel’e göre tarih, olanaklı tüm tarihlerin-dünün, bugünün, geleceğin öğretilerinin-bir toplamıdır ve en büyük hata, bu toplamı oluşturan parçalardan herhangi birini diğerlerini dışlayacak biçimde tercih etmektir
  • Takiyettin Mengüşoğlu ise tarihi, “tarihi varlık sahası”adı altında ontolojik bir tabaka olarak tanımlamıştır: nsan varoluşuna dayanak oluşturan her türlü ilke, düşünce, değer, gelenek ve kurum ve bunlar dolayısıyla ortaya çıkan her türlü kültür verisi,

Res Gestae Olarak Tarih ve Tarih Felsefesi

Tarihe felsefenin gözüyle yaklaşmaktan anlaşılan şey, geçmişte kalmış olayların ne anlam ifade ettiğini sorgulamaktan başlayarak gitgide insanlığın tüm yaşanmış geçmişine -yani bir tür “dünya tarihi”ne- yönelmiş bir çalışma olmuştur. Bu çalışma giderek tüm insanlık tarihine yönelik bir öte/üst bakış edinmeye ve insanlık tarihinin bütününü kavramayı ve açıklamayı hedefeyen bir  felsefe sistemi kurmaya, tüm insanlık tarihini de böyle bir felsefe sistemi üzerinden açıklamaya kadar uzanır. Geçmişte kalan insan-toplum olaylarını bir bütün olarak ifade eden Latince terim res gestae, niteliklerini kısaca ifade ettiğimiz türden bir çalışmayı da içerir.

Tam da bu bakımdan, res gestae, aynı zamanda tarihin bir tür ontolojisinin yapılmakta olduğuna, yani, geçmişi bir bütün halinde kavramaya ve yorumlamaya yönelen tüm tarih ve tarih felsefesi çalışmalarının, aslında tarih ontolojisi olduğuna işaret etmektedir.

Res gestae, Latince’de yapılmış işler/şeyler anlamında kullanılan bir tamlamadır. Bu tamlama,zamanla, geçmişte yapılmış tüm işlere göndermede bulunmak üzere kullanılmış ve bu kullanım, bizde ‘tarih’ sözcüğüyle karşılanan ‘historia’ sözcüğünün ilk anlamını oluşturmuştur.

Geçmişi bir bütün hâlinde kavramaya girişen felsefe sistemleri, tarihe ontolojik bir yaklaşımın ifadeleri olarak yorumlanabilir.Ontoloji, daha öncesinde de metafizik, varlığı tek tek nitelikleriyle değil de bir bütün olarak kavramayı ve anlamlandırmayı amaçlayan felsefe disiplinidir

Historia Rerum Gestarum Olarak Tarih ve Tarih Felsefesi

Tarihi bir bilim olarak görmek de onu geçmişin bütününü kavrayıp yorumlamak amacıyla bir varlık sorunu olarak ortaya koymak da “tarihsel olayların bilinebildiği” varsayımını gerektirir.

Historia rerum gestarum anlamıyla tarih felsefesi, tarih yazan kişinin bilgi etkinliğini asıl sorun olarak öne çıkaran bir tür “bilim felsefesi”, bir “metodoloji eleştirisi”dir.

Historia rerum gestarum,Latince’de yapılmış işlerin/şeylerin anlatımı, öykülenmesi anlamında kullanılan bir tamlamadır. Bu tamlama, geçmişte yapılmış tüm işlerin yazıya geçirilmesi anlamında kullanılır ve bu kullanım,bizde ‘tarih’ sözcüğüyle karşılanan ‘historia’ sözcüğünün ikinci temel anlamını oluşturur

Alman Tarih Okulu, kökeni ve gelişimi bakımlarından daha çok Alman idealist filozof Johann Gottfried von Herder’e bağlı olan ve seçkin düşünürleri arasında Wilhelm von Humboldt’un (1767-1835) bulunduğu tarih okuludur. Bu okulun yaklaşımına göre tarih bilgisi, bir halkın kendisiyle ilgili bilincinin ne olduğunun belirlenmesi yoluyla yalnızca o halk için geçerli olabilecek türden bir bilgidir.

Wilhelm Dilthey (1833-1911), Alman Tarih Okulu’ndan etkilenerek tarih bilimini temellendiren,çağında gelişip yaygınlık kazanarak “bilimsel bilgi”tartışmalarını kuşatmış olan pozitivist anlayışa şiddetle karşı çıkmış ve onların öne sürdüklerinin aksine, doğa bilimleri yanında, insanın ve yapıp ettiklerinin inceleme konusu kılındığı başka bir bilimsel araştırma sahasının var olduğunu ısrarla savunmuştur

Bir bilim olarak tarihin felsefesi, her ne kadar bin yıllara uzanan köklere sahipsede bir felsefe disiplini olarak ancak 19. yüzyılın ikinci yarısından sonra ortaya çıkmıştır.

Özellikle Herder’e bağlı kalan Alman Tarih Okulu’nun çalışmalarıyla büyük bir gelişme gösteren tarih bilimi, 19. yüzyılın ortalarından sonlarına doğru, Wilhelm Dilthey’ın “tin bilimleri”ni temellendirme çalışmaları sırasında sağlam bir eleştiri ve sorgulama süzgecinden geçirilmiştir ve Dilthey, tin bilimlerini önemli ölçüde Alman Tarih Okulu’nun tarihçiliğinde ifade bulan tarih bilimi örneği üzerinden temellendirme çabası içinde olmuştur.

Dilthey’a göre, tarih/toplum gerçekliğini kendilerine konu edinen bilimler,uzun zamandan beri, diğer bilimler (Dilthey doğa bilimlerini kastetmektedir) arasındaki yerlerini ve dayandıkları temelleri aramakla meşgul olmuşlardır. işte Dilthey, bu tarih/toplum gerçekliğini kendisine konu edinen bilimleri“tin bilimleri” (Geisteswissenschaften) başlığı altında toplar

Dilthey,doğa bilimlerinin de ortaya çıkmasını olanaklı kılan şeyin “tinsel” olgular, yani insan yapıp etmeleri olduğunu ve bu yapıp etmelerin de tarih içerisinde geliştiğini, yani tinsel dünyanın tarihsel bir temele sahip olduğunu savunmuştur.

Bu görüşleri ışığında, Dilthey’ın her şeyi tarihsel bağlam içerisinde anlamlandırdığını ve bu yönüyle yalnızca historia rerum gestarum anlamında bir tarih felsefesinin değil, aynı zamanda bilime yönelik yaklaşımlarda etkili olan tarihselciliğin de bir temsilcisi olduğunu söylememiz kolaylaşır.

  1. yüzyılın önemli tarih felsefecilerinden Robin George Collingwood, tarihin tanımına, nesnesine, yöntemine ve ereğine ilişkin dört temel soru sorarken, aslında tarihin epistemolojik yönünü öne çıkarmakta, yani historia rerum gestarum anlamıyla tarih felsefesi yapmaktadır.

1.soru:Tarihin tanımının ne olduğudur.

Collingwood yanıtı:Onun bir çeşit araştırma olduğudur.

2.soru: Tarihin nesnesi nedir? Yani tarih neyi araştırır.

Collingwood yanıtı: Latince’de res gestae tamlaması ile ifade edilen, geçmişte

gerçekleştirilmiş tüm insan edimleri, diye vermiştir Dolayısıyla tarih biliminin nesnesi geçmişteki insan edimleri olarak belirlenmiş olur.

3..soru: Tarih biliminde ilerleme nasıl olur?(tarihin yöntemi nedir?)

Collingwood yanıtı:  kanıtların yorumlanması” diye ifade edilebilir.

4.soru:tarih ne içindir?(tarihin ereği nedir?)

Collingwood yanıtı: insanın kendisini bilmesi için dir  .

Yukarıda söylenenlerden de anlayabileceğimiz üzere, tarih felsefesi, felsefenin iki temel sorusunu, varlığa ve bilgiye ilişkin soruları temel alan ve bu sorular ekseninde tarihi anlamaya ve yorumlamaya çalışan bir disiplindir.

Tarihselcilik historismus/historism):insanın düşünce ve emeğinden çıkmış her şeyin tarih içerisinde, bir birliktelik-toplumsallık ortamında oluştuğunu ve bu şeylerin tarihin her döneminde değişikliğe uğradığını savunan görüştür. Bu görüşe göre, bilim, sanat, meslekler, hatta felsefe bile, tarihsel bir temele sahiptir; insanın bu düşünce ve eylem ürünlerinin her biri, insan ve toplum tarih sürecinde değiştikçe değişim gösterir.

Collingwood, tarihe ilişkin dört temel soru sorar:

  1. Tarihin tanımı nedir?,
  2. Tarihin nesnesi nedir-yani tarih neyi araştırır?,
  3. Tarihin yöntemi nedir? ve
  4. Tarihin (hem geçmişin tümü olarak hem de bir bilim olarak) ereği nedir?

Collingwood’a göre tarihin değeri, insanın ne yapıp ettiğini dolayısıyla ne olduğunu, yani doğasını bize öğretmesindedir.

TARiH FELSEFESiNiN ORTAYA ÇIKIŞI

Tarih Felsefesi” bir çalışma alanının adı olarak ilkin 18. yüzyılda telaffuz edilmiştir

Collingwood’a göre bu terimi ilk kullanan düşünür Voltaire olmuştur.

Voltaire bu terimi-tarihçinin eski kitaplarda bulduğu hikâyeleri tekrar etmektense kendi düşüncelerini geliştirmeye çalıştığı bir tarih düşünüşünü kastederek-eleştirel ya da bilimsel tarih anlamında kullanmıştır.

Tarih felsefesini tarih düşüncesinden ayıran temel ölçütün ne ya da neler olduğu sorusuna yanıt aramak kaçınılmaz görünmektedir.

  • Collingwood’a göre bu soruya
  • Voltaire’in vereceği yanıt eleştirel yöntem ve özgündüşünüş,
  • Hegel’in vereceği yanıt evrensel bir tarih ya da dünya tarihi,
  • Pozitivistlerin vereceği yanıt ise tarih biliminin açıklamakla yükümlü olduğu ve geçmişteki olayları belirleyen genel yasaların keşfedilmesi yönündedir
  • Bıçak’a göre de bu sorunun yanıtı eleştirel yöntem ve sistematik kurgudur

Collingwood tarih felsefesi üzerine geliştirdiği kendi görüşünü,bu terime yükledikleri anlamlar çerçevesinde Voltaire’in, Hegel’in ve pozitivistlerin görüşlerinden ayırmaktadır.

Collingwood’a göre, 18.yüzyıla gelindiğinde matematik yöntem, teolojik yöntem ya da doğa bilimlerinin yöntemi gibi yöntemler kullanılarak anlaşılamayacak yeni bir soru ya da sorunlar grubu karşımıza çıkmakta ve düzenlenmiş-örgütlenmiş ve sistemleştirilmiş tarih araştırmalarının varlığıyla ortaya çıkan felsefî sorunlar grubu, ayrı ve kendine özgü bir çalışma alanının, yani tarih felsefesinin varlığını zorunlu kılmaktadır.

Sorokin’e göre, anlamlı tarih felsefeleri, anlaşılabilir tarihsel olay yorumları ve toplumsal-kültürel süreçler üzerine yapılan kaydadeğer genellemelerin önemli çoğunluğu, bunalım ya da geçiş, bazen çözülme dönemlerinde, yahut bu tür dönemlerin hemen öncesinde ve sonrasında ortaya çıkmaktadır. Sorokin, bu tezine ibn Haldûn’un Mukaddime adlı yapıtını örnek olarak gösterir.

Ronald Field Atkinson’a göre tarihi sorun olarak ele alan düşünürler asıl olarak anlam,tarih ifadelerinin doğruluğu-nesnelliği, açıklama, nedensellik gibi sorunlarla da ilgilenmişlerdir.

Tarih felsefesi Walsh’a göre kendi içinde ikiye ayrılır:

  • bunlardan ilki, tarihte anlam,bütünlük, yasa, amaç gibi sorunları inceleyen

tarih metafiziği;

  • ikincisi de tarihçalışmalarında ortaya çıkan sorunları, tarihte araştırma yöntemi/yöntemleri, bilginin güvenilirliği, açıklama, kanıtlama vb. sorunları konu edinen analitik tarih felsefesi

Analitik tarih felsefesini, bu konulara eğilmesiyle,bilim felsefesinin bir kolu olarak değerlendirmek olanaklıdır.

Atkinson tarih metafiziğine şu nedenlerden dolayı çok fazla eleştiri yöneltildiğini ve tarih metafiziğinin güvenilmez bulunduğunu ileri sürmüştür:

  1. Geniş genellemeler tarihsel kanıtlar kullanılmadan yapılmaktadır;
  2. Tarih zorunlu ilkelere dayanarak açıklanmaya çalışılmakta fakat bu çaba tarihten verilerle desteklenememektedir

Atkinson’un bildirdiği nedenler ve pozitivist bilim anlayışı 20. yüzyılda tarih metafiziğinin gerilemesine neden olmuş, dolayısıyla tarih dar alan çalışmalarından, tarih felsefesi de tarih çalışmalarının epistemolojisi olmaktan öteye gitmemiştir.

KENDİMİZİ SINIYALIM

  1. “Tarih”, aşağıdaki medeniyetlerin hangisinin tarih

anlayışında, “tanık olunmuş olayları kayıt altına almak üzere yıllıklar (annales) yazma” anlamında kullanılmıştır?

  1. Mısır
  2. Yunan
  3. Fenike
  4. Roma
  5. islâm

Cevap:E

  1. “Araştırma yoluyla bilme, öğrenme” ve “öyküleme,  tarih” anlamlarında kullanılan sözcüğün kök hali ve ait olduğu dil aşağıdakilerden hangisidir?
  1. Geschichte-Almanca
  2. History-ingilizce
  3. Historia-Latince
  4. Historein-Yunanca
  5. Tarih-Arapça

Cevap:D

  1. Geçmişte kalan insan-toplum olaylarını bir bütün olarak ifade eden Latince terim aşağıdakilerden hangisidir?
  1. Rerum natura
  2. Res cogitans
  3. Res gestae
  4. Historia rerum gestarum
  5. Res extentia

Cevap:C

  1. Tarihi bir varlık sorunu olarak yorumlayan bir felsefeciyle,  onu bir bilgi etkinliği olarak gören felsefecinin ortak varsayımı aşağıdakilerden hangisidir?

  1. Tarihte ereklilik vardır.
  2. Tarihsel olaylar bilinebilir.
  3. Tarih tekerrürden ibarettir.
  4. Tarihte yasalar vardır.
  5. Tarih geçmiş olayların konu edildiği bilimdir.

Cevap:B

  1. Tarihselcilik (historicism) aşağıdakilerden hangisini savunmaz?

a.Tüm insan bilimlerinin doğa bilimi yöntemine göre kurulması gerektiğini

b.insanın düşünce ve emeğinden çıkmış her şeyin tarih içerisinde oluştuğunu

c.insan ürünü her şeyin tarihin her döneminde değişikliğe uğradığını

d.Bilimin, mesleklerin, hatta felsefenin bile, tarihsel bir temele sahip olduğunu

e.insanın düşünce ve eylem ürünlerinin toplumlar değiştikçe değiştiğini

Cevap:A

  1. “Tarih Felsefesi” terimini bir çalışma alanının adı olarak kullanan ilk düşünür aşağıdakilerden hangisidir?
  1. Voltaire
  2. Vico
  3. Rousseau
  4. Hegel
  5. Herder

Cevap:A

  1. Anlamlı tarih felsefelerinin çoğunun bunalım ya da geçiş dönemlerinde ortaya çıktığını savunan düşünür aşağıdakilerden hangisidir?
  1. Collingwood
  2. Sorokin
  3. Atkinson
  4. Walsh
  5. Gasset

Cevap:B

  1. Tarihten hakikati arama ve açıklama yönleriyle doğa biliminden beklenen açıklığı ve kesinliği aynı ölçüde bekleyen yaklaşım aşağıdakilerden hangisidir?
  1. Marxizm
  2. Tarihselcilik
  3. Pozitivizm
  4. ‹dealizm
  5. Hegelcilik

Cevap:C

  1. Walsh’a göre analitik tarih felsefesi, aşağıdaki sorulardan hangisinin yanıtını aramaz?
  1. Tarihin araştırma yöntemi nedir?
  2. Tarihten elde edilen bilginin güvenilirliği nasıl anlaşılır?
  1. Belgelerin tarih olaylarına ilişkin bilginin güvenilirliğine katkısı nedir?
  1. Tarihte yasa var mıdır?
  2. Tarih olayına ilişkin bilginin sağlamlığı kanıtlanabilir mi, nasıl?

Cevap:D

  1. Aşağıdakilerden hangisi bir tarih metafiziği sorusu

değildir?

  1. Tarihte zorunlu yasalar var mıdır?
  2. Tarihin anlamı nedir?
  3. Tarih bir ereğe doğru ilerlemekte midir?
  4. Tarih tekerrürden mi ibarettir?
  5. Tarih güvenilir bilgi verebilir mi?

Cevap:E

E-ÖĞRENME ALIŞTIRMALAR

Soru 1:

Geçmişte kalan insan-toplum olaylarını bir bütün olarak ifade eden Latince terim aşağıdakilerden hangisidir?

  1. Rerum natura
  2. Res cogitans
  3. Historia rerum gestarum
  4. Res gestae
  5. Res extentia

Cevap: D

Soru 2:

Historein sözcüğünün, aşağıdaki anlamlardan hangisini taşıdığı ileri sürülemez*

  1. Öyküleme
  2. Tarih
  3. Masal
  4. Araştırma yoluyla bilme
  5. Araştırma yoluyla öğrenme

Cevap: C

Soru 3:

Tarihten anladığımız res gestae ise, geçmişe ilişkin bakışımız hakkında aşağıdakilerden hangisi ileri sürülebilir?

  1. Geçmişteki tek tek olayları anlamak başlıca işimizdir.
  2. Geçmişteki olayları belirli zaman dilimlerine ayırmamız zorunludur.
  3. Geçmişteki olayları çağlar biçiminde incelememiz gerekir.
  4. Geçmişi bir bütün halinde kavramak temel amacımızdır.
  5. Geçmişin kendisi değil, nasıl aktarıldığı bizim için önemlidir.

Cevap:D

Soru 4:

“Tarih Felsefesi” terimini bir çalışma alanının adı olarak kullanan ilk düşünür aşağıdakilerden hangisidir

  1. Herder
  2. Rousseau
  3. Vico
  4. Hegel
  5. Voltaire

Cevap:E

Soru 5:

Aşağıdakilerden hangisi, res gestae anlamında anlaşılan tarihe yönelik sorulan felsefi bir sorudur?

  1. Tarih neyi araştırır?
  2. Tarih bir ereğe doğru ilerlemekte midir?
  3. Tarihin yöntemleri nelerdir?
  4. Tarih geçmişi olduğu gibi aktarabilir mi?
  5. Tarihin bilim olması için sağlaması gereken ölçütler nelerdir?

Cevap:B

Soru 6:

Aşağıdakilerden hangisi, historia rerum gestarum anlamında anlaşılan tarihe yönelik felsefi bir yargıdır?

  1. Tarih geçmiş hakkında güvenilir bilgi vermeyi amaçlayan bir bilimdir.
  2. Tarih tekerrürden ibarettir.
  3. Tarihin yasaları da doğa yasaları gibi belirleyicidir.
  4. Tarihe tinin mutlak özgürlüğü damga vurur.
  5. Tarihin anlamı ancak tarihin sonunda anlaşılacaktır.

Cevap:A

Soru 7:

Tarih Tasarımı adıyla dilimize çevrilen yapıtın yazarı aşağıdakilerden hangisidir?

  1. Walsh
  2. Collingwood
  3. Atkinson
  4. Augustinus
  5. Sorokin

Cevap:B

Soru 8:

Tarihi bir varlık sorunu olarak yorumlayan bir felsefeciyle, onu bir bilgi etkinliği olarak gören felsefecinin ortak varsayımı aşağıdakilerden hangisidir?

  1. Tarihteki olaylar bilinebilir.
  2. Tarih tekerrürden ibarettir.
  3. Tarih geçmiş olayların konu edildiği bilimdir.
  4. Tarihte ereklilik vardır.
  5. Tarihte yasalar vardır.

Cevap:A

Soru 9:

Voltaire, “tarih felsefesi” terimini aşağıdaki anlamlardan hangisini içerecek biçimde kullanmış olamaz?

  1. Eleştirel tarihi
  2. Bilimsel tarihi
  3. Klasik hikayelerin aktarımını
  4. Tarih üzerine özgün bir düşünüşü
  5. Tarihin eleştirel incelenmesini

Cevap:C

Soru 10:

Aşağıdakilerden hangisi Collingwood’un tarihe yönelik sorduğu dört temel sorudan biri değildir?

  1. Tarihin tanımı nedir?
  2. Tarihin amacı/ereği nedir?
  3. Tarihin nesnesi nedir?
  4. Tarihin yöntemi nedir?
  5. Tarihte mutlak nedir? Cevap:E

İlgili Kategoriler

Tarih Ders Notları



Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir