Sosyoloji dönemleri ve adımları



SOSYOLOJİ DERS NOTLARI

Sosyolojinin temel konusu toplumdur.(toplum içindeki insan ilişkileri ve süreçler). Toplumdaki insanları, kurumları, yapıları etkileyen bir olayın olması özünde olayın sosyolojik olduğunu gösterir. Ancak toplumsal olaylar doğrudan kendilerini göstermezler, ancak bizler herhangi bir olayın ortaya çıkardığı sonuçları görebiliriz. Sosyologlar ise; bu olayları yorumlayarak çeşitli olgulara ulaşırlar(biz buna Sosyolojik Tahayyül diyoruz-Wright Mills’in ortaya attığı bir kavram)

Bizlerin (ve gerçek sosyologların izlediği yöntem, eleştirel adımlardır.)

SOSYOLOJİK DÜŞÜNME ADIMLARI:

  1. ÖZEL OLANIN İÇİNDEN GENEL OLANI ÇIKARMA

Daha önce de söz ettiğimiz gibi bir çok olgu kendinş toplumda direk olarak göstermez, yalnızca yansımalarını görürüz. Sosyologlar bu yansımalar içinden (genel olandan) özel olanı çıkarırlar(örneğin: intiharın üzerinden işsizliğin çıkarılması gibi)

  1. TOPLUMUN YAPISI İÇERİSİNE YERLEŞTİRMEK-BİÇİMLENDİRMEK

Şimdi arkadaşlar toplumun yapısı dediğimizde devleti,yönetim biçimini, ideolojisini vs algılıyoruz ancak, Marksist felsefenin de ortaya koyduğu gibi, bunların altındaki temel neden: iktisadi yapıdır.Bu iktisadi yapı politik ya da ideolojik bir olguya dönüşebilir elbette ancak özünde yine iktisadi biçimin yattığını unutmamak gerekiyor.

  1. TARİHSELLEŞTİRME

Bugün yaşanan olguyu, yapıyla ilişkilendirdikten sonra, yapının zaman içinde nasıl bir şekil oluşturduğunu( yani tarihsel sğrecini inceleme işine) de tarihselleştirme diyoruz

1.Özel olanın içinden genel olanı çıkarma:

Özel olan ne idi?Halkın tepkisiydi. Buradan biz genelleştirme yapıp: kitlesel şiddeti(atılan dayak), mahalle baskısını(içkiye mahallece gösterilen tepkiyi) çıkarıyoruz.

2.Toplumun Yapısı İçerisine Yerleştirmek

Makaleden de anlaşılacağı gibi(okumanız mutlaka önerilir), bu olayın özünde aslında içkiye bir tepki olarak ortaya çıkan durumun tarşhsel arka planları var.Adamlar oraya bir galeri açmak istiyor ve özünde neoliberal kent politikalarını uygulamak istiyor.Bundan rahatsız olan küçük esnaf da( Marksist literatürde küçük burjuvazi sınıfı) olaya bu bağlamda bir tepki gösteriyor.Bu maddede ne yapmış olduk?Olayı soyutlaştırıp iktisadi yapı içine yerleştirdik.

3.Tarihselleştirme

Tarihselleştirme dediğimizde yalnızca o anla, o olayla sınırlı bir bakış açısı yakalamıyoruz bunu toplumun geneline yayıyoruz. Buradan, kentsel dönüşümün tarihi alt yapısına bakıyoruz.60’lı 70’li yıllarda özellikle Türkiye sanayi sınıfının hızlı bir şekilde ortaya çıkışıyla bu adamlar(siyasi güçlerden söz ediyorum-sermaye sınıfı) özellikle işçi mahallelerinde gecekondulara vs izin vermişti.Ama bugün ne yapıyorlar?Köyden kente yeetrli göçü elde ettikten sonra, bu mahallelere kentsel dönüşüm adı altında rant kapısı olarak bakmaya başlıyorlar.

(Bunlar hocanın anlattıkları değil, sizin rahat anlayabilmeniz için hocanın dağıttığı makaleyi konu çerçevesinde yorumlamam sonucunda verilen bir örnek sadece)

MODERNİTE

Modernlik kavramını biz bugün modernite üzerinden tanımlayacağız(yoksa modernliğin bilinen bir çok kullanımı mevcut)

Modernitenin alt yapısını oluşturan 3 temel unsur vardır.

  1. SANAYİ KAPİTALİZMİ
  2. ULUS DEVLETİN ORTAYA ÇIKIŞI
  3. AYDINLANMA SÜRECİ

                 Bu kavramları tek tek inceliyoruz:

AYDINLANMA SÜRECİ

Aydınlanma sğreci temel olarak kiliseden kopuşu, skolastik düşünceden rasyonal düşünceye geçişi temsil eder. Bilimselliğin kuralları şöyledir:

-Bilimin ampirik temelde gerçekleşmesi( yani deneysel gözlemsel olarak)

-Kaynağını maddi dünyadan alması( materyalizm dediğimiz kavram: yani maddenin maddede açıklanması)

-Açıklamanın rasyonel olması( belli bir sistematiği takip etmesi, neden-sonuç ilişkisi)

-Nesnel olması(objektiflikle karıştırılmamalı)

-Evrensel olması

ULUS DEVLET

Ulus devlet sürecini aslında imparatorluk sürecinden kopuş olarak nitelendirmekte fayda var. Zaten bu nedenle, o dönemde ulus- devlet eski kurumun altını üstüne getirdiği için devrimci bir iddia taşıyordu.

İmparatorluklarda devlet kaynağını dinden alırken, ulus devlette vatandaşlık bağından alıyor.Yine meşruiyet kavramı, hem imparatorlukta hem ulus devlette sağlanan bir kavramdır. Zaten meşruiyet olmadan devletten de söz edemeyiz. Ancak imparatorlukta meşruiyet; din üzerinden, baskı yoluyla, liderin karizması üzerinden sağlanabilirken, ulus devlette; ulusun temsilcisi olma düşüncesi üzerinden kuruluyor.Yani ulus devlet diyor ki ‘bu devlet sizler için var’

Birkaç ufak nokta daha: ulus devlet içinde aynı iddiaya sahip başka bir otorite çıkamaz. Yani; kanunları olan, farklı vergi sistemi olan vs. Diğer bir nokta da ulus devletlerin merkeziyetçi olmalarıdır. Ayrı ayrı her şehirde bir yönetim organı, yargılama organı merkezden farklı hareket edemez değil mi*? Zaten bu durum da aslında feodalizmin tasfiyesi demektir.

-Ulus devletler siyasi olanla ekonomik olanın bütünleştiği bir toplumsal yapıda varolamazlar.Belli bir düzeyde ekonomik olanla siyasi olanın ayrılması gerekir.Yani feodalizmdeki gibi haneden bütün toprağı elinde tutamaz, ulus devletler böyle bir yola başvurduklarında ulusun temsilcisi olma iddialarını yitirirler.

-Bu arada milliyetçlik olgusuna değinmek gerek. Zaten rasyonel bir şekilde düşündüğümüzde milliyetçilik olgusunun ulus devletlerle birlikte ortaya çıkan bir olgu olduğunu söyleyebiliriz.Bu bakımdan milliyetçilik her ne kadar (bugünün toplumunda özünde geri, sistemi bütünleyen bir olgu olsa da) o dönemde –mesela Fransız devriminde- milliyetçilik modern bir olgu diyebiliriz.

Peki ulus devletrin ekonomik olarak alt yapısına bakalım:

-Otoritenin merkezi olmasıyla ticaretin güvenliği sağlanmış olur

-Yine buna bağlı olarak karın arttırılmasında bir araçtır.

-Ayrıca ulus devlet, uluslararası ticaret için bir güvence oluşturur.

SANAYİ KAPİTALİZMİ

Cevap verilmesi gereken ilk soru şudur; şimdi feodalizmde de bir zanaatkar sınıfı vardı, bu adamlar da ticaretle uğraşıyordu kapitalizmde de var. Bu iki sistem arasında o zaman ne fark var?

Kapitalizmde feodalizmden farklı olarak, kapialist üretim araçları üzerinden kar sahibi olur. Yani feodal yapıda adam ürettiği bir ayakkabıdan 10 lira kazanır elbette ama kapitalizmde, bu parayı kazanan ayakkabıyı üretenle aynı kişi değildir. Kısaca işçi üretir, patron kazanır.Diper bir fark da yine bununla bağlantılı olarak, çok küçük bir grup (burjuvazi) mülkiyete sahiptir ve başkalarının emeğini sömürerek (kibar terminolojiyle: emek gücünü satın alarak) para kazanır.

-Bir de kapitalizmde mülksüzleştirme sürecine değinelim. Eskiden zanaatkarlar da topraklarda çalışıyordu, en azından feodal boyunduruktaydı. Ancak bugün işçi sınıfı, hanedan için çalışmıyor ya da en azından nerede çalışacağına kendi karar verebiliyor. Yani emeğini özgürce(!!!) satabiliyor. Buna kapitalizmde emeğin özgürleşme süreci diyoruz demesine de, bir yandan işçi sınıfı da elinde neredeyse bir üretim aracı bulunduramadığı için emeğini satmak zorunda. Bu ironik durumdan kapitalizmde mülksüzleştirme süreci olarak söz edebiliriz.

-Başka bir nokta da burjuvazi bu sistemde nasıl yaşıyor? Burjuvazinin tek amacı yaşamak mı?Elbette hiçbir burjuva yalnızca yaşamını devam ettirip temel ihtiyaçlarını karşılamak için fabrika kurup yatırım yapmıyor. Burjuvazinin rekabet edebilmesi için daha fazla kar elde etmesi gerekir ki yeni sektörlere de yatırım yapabilsin. Burada işçi- burjuvazinin çıkarlarının taban tabana zıt olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü en ufak örnekle işçi zam istediğinde,bu patronun daha az kar etmesi anlamına gelecektir. (Bu nedenle bugün dünyanın her yerinde sendika kavramından patronlar öcü gibi korkarlar)

-Neyse konuyu dağıtmadan son birkaç şey daha ekleyelim:

+Kapitalist sistem emek gücü üzerinden kar edilen brsşstemdir

+Sonucunda iki farklı sınıf ortaya çıkar: işçi sınıfı ve burjuvazi

+Sistem kar maximizasyonuna dayanır

+Kapitalizm, teknolojiyi devrimcileştiren bir sistemdir..

Sosyolojiden çıkması olası soru örnekleri:(tahminler doğrultusunda)

1. Bir olay verilir.Ve sosyolojik yöntem açısından, gerekli sosyolojik adımlar izlenerek tahlili istenir. (makale dağıtmıştı ya 2. dersinde, onun gibi bir olay incelemesi)
2. Modernitenin altyapısını kuran olayları açıklayınız?
-Sanayi kapitalizmini

-Aydınlanmayı
-Ulus devleti
3. Kapitalizmin, feodalizmle karşılaştırıldığında belirleyici özellikleri nelerdir?Bu özellikleri açıklayınız?
4.Durkheim’ın moderniteye bakışını açıklayınız?Bu çerçevede eski toplum-yeni toplum farkını anlatınız

İlgili Kategoriler

Sosyoloji Ders Notları



Yorumlar 1

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir