Osmanlı devletinde demokratikleşme hareketleri ders notları



OSMANLI DEVLETİ’NDE DEMOKRATİKLEŞME HAREKETLERİ

TANZİMAT FERMANI (1839)

( Fermanın ana maddelerinin kodlaması:EVRAK)

1-Kanun önünde herkes EŞİTTİR.

2-VERGİ kişilerin kazancına göre alınacak.

3-RÜŞVET ve iltimas kaldırılacak.

4.ASKERLİK işleri belli bir düzene göre yapılacak.

5-KANUNUN üstünlüğü kabul edilecek.

   Yukarıda bazı maddelerini verdiğimiz Tan­zimat Fermanı; mutlakiyetin gücünü sınırlan­dırmıştır ve ilk kez bu ferman ile Osmanlı Dev­leti hukuk üstünlüğünü kabul etmiştir. Bu durum demokratikleşme yolunda atılmış en önemli adımlardan birisidir. Ancak Osmanlı halkı Tan­zimat Fermanı ile yönetimde söz sahibi olama­mıştır.

İSLAHAT FERMANI (1856)

     Avrupalı devletlerin baskısıyla ilan edilen ferman,Tanzimat Fermanı’nın genişletilmiş halidir.Bu fermanla azınlıklar,Müslüman halktan daha ayrıcalıklı hale geldiler.Demokratik hareket sayılmasının nedeni bütün Osmanlı halkının can,mal ve namusunun korunması ve kanun önünde eşit sayılmalarıdır.Ama bu fermanla azınlıklar,Müslüman halktan daha çok haklar elde ettiler.

MEŞRUTİYET DÖNEMLERİ

      Osmanlı halkı ilk kez 1876’da II. Abdülhamid döneminde ilân edilen I. Meşrutiyet ve Kanunî Esasi (Anayasa) ile yönetimde söz sahibi olmuştur ve böylece Osmanlı Devletinin yönetim şekli “meşruti monarşi” şeklinde değişmiştir. Anayasa gereği padişahın yanında halkın seçmiş olduğu vekillerden oluşan Mebusan Meclisi oluşturulmuştur. Oluşan bu parlamenter sistemde kanunların yürürlüğe girmesinde son sözün padişaha ait olması ve padişahın meclisi açma-kapama yetkisinin bulunması meşruti yönetimde mutlakıyet rejiminin özelliklerinin korunduğunun en önemli göstergesidir.
I.Meşrutiyet’in ömrü fazla uzun sürmemiştir. Meclisteki azınlıkların olumsuz faaliyetleri ve 93 Harbinden dolayı II.Abdülhamid meclisi kapatarak eski yönetim şekline geri dönmüştür. Ancak 1908 yılında bazı Os­manlı aydınlarının çalışmaları neticesinde tek­rar meşrutiyet yönetimine geçilmiştir.

CUMHURİYETİN İLANI

   Osmanlı topraklarının işgalini, I. Dünya Savaşından sonra imzalanan Mondros Mütarekesi daha da kolaylaştırmıştır. Nitekim İtilaf Devletleri 16 Mart 1920’de başkent İstanbul’u resmen işgal etmişler ve Osmanlı Mebusan Meclisi’ni dağıtmışlardır. Bu gelişmeler TBMM’ nin açılmasına ortam hazırlamıştır. Mustafa Kemal bu durum üzerine harekete geçmiş, ulu­sal iradeyi milletin kendi kaderinde etkili olabil­mesi için 23 Nisan 1920’de TBMM’yi açmıştır. TBMM’nin sürekliliğini sağlamak için de 20 Ocak 1921’de Teşkilat-ı Esasiye (Anayasa) ka­bul edilmiştir. Anayasada “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.” maddesinin yer alması Cumhuriyet rejiminin en önemli habercisiydi.

  Eylül 1922’de Kurtuluş Savaşı sonrasın­da 1 Kasım 1922’de Saltanatın kaldırılması Cumhuriyet’in önündeki en önemli engeli de or­tadan kaldırmıştır. Ulusal egemenliğin gerçek­leşmesini isteyen Mustafa Kemal öncülüğünde 29 Ekim 1923’teTBMM’de konu tartışılmış ve karara bağlanmıştır. Böylece yeni kurulan dev­   letin rejiminin Cumhuriyet olduğu kabul edilmiş ve ulusal egemenlik kesin olarak gerçekleş­mişti

CUMHURİYETİN NİTELİKLERİ

 ANAYASA

         Anayasa temel kanundur. Yürürlükteki kanunlar anayasaya aykırı olamaz. Devletin temel yapısını, işleyiş biçimini, kişilerin hak ve özgürlüklerini be­lirleyen devlet ile halk arasında yapılmış bir sözleşmedir. Anayasa’nın ilk 3 maddesi değiştirilemez.Bu maddeler şöyledir;

 MADDE 1. – Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.

 MADDE 2. – Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayı­şı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir Hukuk Devleti’dir.

MADDE 3. – Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı, şekli kanunda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Milli marşı “İstiklal Marşı”dır. Başkenti Ankara’dır.

CUMHURİYETİN TEMEL İLKELERİ

 Demokratik Devlet

  • Demokrasi; egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olmasıdır.
  • Demokrasilerde belli dönemlerde yapılan seçimlerle halk temsilcilerini belirler. Böylece millet temsilcileri aracılığı ile kendi kendini yö­netir.
  • Vatandaşlar kanunlara göre seçme ve se­çilme hakkını kullanır. Herhangi bir baskı olma­dan istediği siyasi partiye oyunu verir. Aynı zamanda istediği siyasi partiye üye olabilir ve partisi için çalışabilir.
  • Herkesin eşit oy hakkı vardır. Seçimlerde oylama gizli, oy sayı­mı ise açık yapılır.    Demokrasilerde, devleti yö­netme yetkisi hiçbir zaman bir kişiye veya belirli bir zümreye bırakılamaz.
  • Demokrasilerde, kişiler özgürce düşünür ve düşündüğünü ifade eder.

HÂKİMİYETİN KAYNAĞINA GÖRE YÖNETİM BİÇİMLERİ

  1. A) Monarşi
  • Tüm yetkilerin ve güçlerin tek kişide toplanmasıdır.
  • Seçim dışı yöntemler kullanılır.
  • Yetki, genellikle miras yoluyla (babadan oğula) geçer ve tek bir kişide toplanır.
  • Bu kişinin emirleri tartışılmaksızın kabul edilir.
  • Yasama, yürütme ve yargı yetkileri bu kişinin elindedir. Kimseye hesap vermez.
  1. B) Oligarşi
  • Belli bir sınıfın, grubun ya da küçük bir azınlığın egemenliği ve yönetimi altında tutulan yönetim şeklidir.
  • Asiller meclisi vardır. Bu meclis krala yaptırım uygulayabilir.
  • Meclisin kararlarına uymayan kral görevden alınabilir
  • Kral yetkilerini bu meclisten alır.
  1. C) Teokrasi   
  • Bir ülkedeki siyasal yapılanma, devletin yönetim organları tüm siyasal ilişkilerin dinî kurallara göre düzenlenip yürütüldüğü yönetim biçimidir.
  1. D) Cumhuriyet
  • İnsanların eşitliğe, seçme ve seçilme hakkına sahip olduğu yönetim biçimidir. Yönetim ve güç halkın kendisinin seçtiği kişilere aittir.
  • Yasaların üstünlüğü vardır. Buna herkes uymak zorundadır.
  • Halk memnun olmadığı yöneticileri seçimle değiştirebi­lir.

İlgili Kategoriler

Tarih Ders Notları



Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir