Orta asya Türklerinde kurultay ve meclis ders notu



KURULTAYDAN MECLİSE

Orta Asya Türklerinde Kurultay

  • Eski Türklerde siyasi, askerî ve ekonomik kararların alındığı meclise toy ya dakurultay adı verilirdi.
  • Orta Asya Türk devletlerinden biri olan Hunlarda her yıl ilkbaharın beşinci ayında (Hazi­ran ayı) devlet işlerinin görüşüldüğü kurultay top­lanırdı. Çeşitli şenliklerin ve spor etkinliklerinin yapıldığı bu toplantılarda bir taraftan da devlet iş­leri görüşülerek karara bağlanırdı. Bu meclislere ileri gelen boylar davet edilir, gelmeyenler devleti protesto etmiş kabul edilirdi. Bu toplantılarda hü­kümdarların yanında her zaman hatun denilen hanımı oturur ve bazı elçileri kabul edebilirdi.
  • Türkler hükümdara devleti yönetme yetki­sinin Tanrı tarafından verildiğine inanıyorlardı. Tanrı tarafından verilen bu yönetme hakkına kut inancı denirdi. Kutun kan yoluyla hükümdarın tüm erkek çocuklarına geçtiğine inanılırdı.
  • Bütün hanedan üyelerinde kut olduğun­dan kendine siyasi ve askerî bakımdan güvenen kişi taht mücadelesine girebilirdi. Bu durum Türk devletlerinde bölünmeye neden olurdu.
  • Devletin devamı için baba – oğul veya kardeşlerin birbirleriyle mücadelesi normal karşı­lanırdı.
  • Türk devletlerinde hükümdarlar yönetimi kolaylaştırmak için ülkeyi doğu ve batıolmak üzere ikiye ayırırdı.

    Hükümdarın Görevleri

  • Türk milletini ekonomik yönden yüksek bir seviyede, barış içinde hür olarak yaşatmak,
  • Orduyu idare edip, ülke çapında asker toplamak,
  • Töre adı verilen toplumsal kuralları uygu­lamak,
  • Dağınık Türk boylarını toplayıp bir araya getirmek,
  • Meclisi toplantıya çağırıp yönetmek,
  • Devlet mahkemesine başkanlık etmek,
  • Adaletli olmak ve kanunları uygulamak,
  • Millete hizmet etmekti.

İslamiyet’in Kabul Edilmesinden Sonra Meclis

  • İslam dininin kabul edilmesinden sonra da devlet yönetiminde Türk kültürünün etkisi de­vam etti. Kut anlayışı İslam dünyasının dinî lideri olan halifenin hükümdarlığı onaylaması uygula­masına dönüştü.
  • İslamiyet döneminde de “Devlet ve ülke, hükümdar soyunun ortak malıdır.” anlayışı de­vam etti.
  • Devletin başında bulunan sultanın önem­li görevleri ve sorumlulukları vardı. Sultan, devle­ti en iyi şekilde yönetir, halkın mutluluğu için çalı­şırdı. Sultandan sonra en yetkili devlet adamı ve­zirdi.
  • Devlet işleri, Divan adı verilen bir kurulda görüşülüp karara bağlanırdı. Divan’a, sultan veya vezir başkanlık ederdi.
  • İslamiyetin kabulünden sonra kurulan Karahanlılar, Selçuklular ve Osmanlılar gibi Türk devletlerinde de İslamiyet öncesi Türk devlet gelenekleri devam etmiştir. Ancak devlet yönetiminde de din kuralları etkili olmaya baş­lamıştır. Özellikle Osmanlı sultanlarından Ya­vuz Sultan Selim’in halifelik makamını başkent İstanbul’a taşıması ve kendisinin halife olması devleti teokratik bir yapıya büründürmüştür

Osmanlı Devleti’nde Divan-ı Hümayun

  • Osmanlı Devleti’nde padişahın başkanlı­ğında önemli devlet işlerini görüşmek üzere top­lanan meclise, “Divan-ı Hümayun” denirdi. Or­han Bey döneminde, Divan’ın varlığı kesinlik ka­zanmıştır.
  • Divan, Orhan Bey zamanından, Fatih’in ilk devirlerine kadar her gün toplanırdı. Toplantı­lar sabah namazından sonra başlar ve öğlene ka­dar devam ederdi. 15. yüzyılın ortalarından itiba­ren toplantılar haftada dört güne (Cumartesi, Pa­zar, Pazartesi, Salı) inmiş, Pazar ve Salı günleri de arz günleri olarak tespit edilmiştir.
  • Divan, hangi din ve millete ait olursa ol­sun, kadın erkek herkese açıktı. Ülkenin herhan­gi bir yerinde haksızlığa uğrayan veya kadılarca haklarında yanlış hüküm verilmiş olanlar, vali ve askerî yetkililerden şikâyeti bulunanlar için Divan daima açıktı. Divan’da önce halkın dilek ve şikâ­yetleri dinlenir, ondan sonra devlet işleri görüşü­lüp karara bağlanırdı
  • Divan’da idari ve örfi işler sadrazam, şer’i ve hukuki işler kazasker, mali işler defterdar, ara­zi işleri de nişancı tarafından görülürdü. Divan üyelerinden başka o gün Divan’a gelmiş bulunan halka da din ve milliyet farkı gözetilmeksizin ye­mek verilirdi.
  • Divan’da son söz padişaha aitti. Ancak padişah devlet işleri ile ilgili Divan üyelerine danı­şıp fikirlerini alırdı.
  • Osmanlı Devleti’nin en önemli yönetim organlarından olan Divan-ı Hümayun, Yükselme Dönemi’nden sonra bozulmaya başladı. 19. yüzyıl­da II. Mahmut bu teşkilatı kaldırarak yerine Avrupa usulünde düzenlenmiş olan bakanlıkları kurdu.

İlgili Kategoriler

Tarih Ders Notları



Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir