AÖF Çağdaş Türk Edebiyatı 2.3. Ünite Ders özeti

Cevapla
nihat
Mesajlar: 26
Kayıt: 23 Mar 2017 10:37
İletişim:

23 Mar 2017 15:27

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATLARI 2- 3. ÜNİTE SORU CEVAP
3.ÜNİTE
SORU 1) Özbekistan Cumhuriyeti hakkında bilmemiz gerekenler nelerdir?
CEVAP:
İ Özbekistan Cumhuriyeti’nin resmi adı: Özbekistan Respublikası. Başkenti: Taşkent.
Ì Resmi Dili: Özbek Türkçesi.
Ì Ülkede 125 den fazla etnik grup yaşamaktadır. Bunlar Özbekler, Karakalpaklar, Tacikler, Ruslar, Kazaklar, Tatarlar, Kırgızlar ve diğer topluluklardır.
Ì Nüfusunun %88’i Müslüman, %9’u Hrıstiyan ve geride kalan %3’ü de Musevî ve Buddistler oluşturmaktadır.
Ì Özbekistan’ın kuzey ve kuzeybatısında Kazakistan, doğu ve güneydoğusunda Kırgızistan ve Tacikistan, güneybatısında Türkmenistan, güneyinde ise Afganistan yer alır. Amuderya (Ceyhun) ile Sirderya (Seyhun) nehirleri arasında kalan toprakların büyük bölümünü içine alır.
Ì 31 Ağustos 1991 tarihinde Bağımsızlığa kavuşan Özbekistan Cumhuriyeti idarî bakımdan 12 eyalet ve 1 özerk Cumhuriyet’e (Karakalpakistan) ayrılmıştır. Karakalpak’ların büyük kısmı bu özerk cumhuriyette yaşamaktadır.
Ì Orta Asya’daki halkların çok eski zamanlardan beri yazıya sahip oldukları bilinmektedir. Onlar geçmişten bugüne çeşitli alfabeler kullanmışlardır. Bu alfabeler fonografik, harf ve sese dayalı alfabelerden ibarettir. Burada Soğd, Pehlevi, Orhun - Yenisey, Uygur ve Arap alfabelerini örnek olarak gösterebiliriz.
Ì Her bir alfabe sadece Türk dili ve edebiyatına değil, dünya medeniyet tarihine değerli eserler sunduğu için de önemlidir. Bugut yazıtı, Orhun ve Yenisey abideleri, Miraçname, Oğuzname, Atebetü’l-Hakayık, Kutadgu Bilig ve daha başka birçok değerli eser bunlara birer örnek teşkil eder.
Ì 20. yüzyıla gelindiğinde Özbekler de diğer Türk toplulukları gibi Latin alfabesine geçmeye karar verdiler. Latin alfabesi esasında, 24’ü ünsüz ve 9’u ünlü harften oluşan Özbek alfabesi onaylanmıştı. 1934 yılının Ocak ayında Taşkent’te yeniden toplanan İmla Kurultayı alfabe ve imla kaidelerini yeniden düzenledi ve birkaç değişiklik yaptı. Bazı ünlüleri ifade eden (Ə ə, Ө ө, Y y, Ь ь) harfler alfabeden çıkartıldı. Özbekler bu alfabeyi 1940 yılına kadar 11 yıl kullandı. Bu alfabeyle birçok eser neşredildi.
Ì 20. asrın 30’lu yıllarında Sovyetler Birliği’ndeki mevcut dil siyasetinin baskısı ile başka bir takım ülkelerde olduğu gibi, Özbekistan’da da Rus-Kiril alfabesi esasında yeni bir alfabeye geçiş girişimleri başladı. Özbekistan SSC Meclisinin 1940 mayısındaki toplantısında “Özbek alfabesini Latinleştirilmiş alfabeden Rus grafiğine uyarlanmış yeni Özbek alfabesine geçirme hakkındaki kanun” kabul edildi. Bu toplantıda kararlaştırılan Özbek alfabesi 35 harften oluşup Rus alfabesindeki щ (şç), ы (ı) harflerinden başka bütün harfler değiştirilmeden alınmış ve dört de özel harf (ў, қ, ғ, ҳ) eklenmiştir.
Ì Özbek Türkçesinin Kiril alfabesiyle ifadesi kolay olmadığından ortaya çıkan problemler hakkında uzmanlar ; imlayı olgunlaştırma, hatta Kiril alfabesinden vazgeçmeye yönelik fikirlerini ileri sürdüler.
Ì Özbekistan’ın bağımsızlığı, dünya tarafından daha rahat anlaşılmayı ve daha hızlı bir şekilde yeni bir iletişim sistemine geçmeyi gerektirmiştir.
Ì Dünyadaki ileri teknolojiden ve fen bilimlerinden faydalanmak Özbekistan için oldukça önemlidir. Dünyada en yaygın kullanılan alfabe Latin alfabesidir. Bu alfabeyi dünyanın yüzde 30’u kullanmaktadır. Buna dayanarak Özbekistan Cumhuriyeti Milli Meclisi 1993 yılının 2 Eylülünde “Latin alfabesi esaslı Özbek alfabesini kullanmak” adlı kanunu kabul etti.
Ì Bu kanunla beraber 6 Mayıs 1995 ve 30 Nisan 2004 tarihlerinde yeni Özbek alfabesinde değişiklikler yapılmıştır. Buna dayanarak, yeni alfabeye geçişin 1 Eylül 2010 tarihine kadar yürürlüğe konulmasına karar verilmişti. Bu alfabe 26 harf ve 3’ü birleşik olmak üzere toplam 29 harften ibarettir.

ÖZBEK EDEBİYATI
SORU 2) Tarihi kaynaklarda geçen Çağatay edebiyatı terimine isim olan Çağatay terimi nereden kaynaklanmaktadır?
CEVAP: Tarihî kaynaklarda Çağatay edebiyatı olarak adlandırılan Orta Asya’nın ortak Türk edebiyatı XIV. yüzyıldan XIX. yüzyılın sonuna kadar devam etmiştir. Bu edebiyatın Çağatay edebiyatı diye adlandırılması Cengiz’in ölümünden sonra devletin Çağatay, İlhanlı, Altınordu Devletleri olmak üzere parçalanması ve Çağatay’ın hakim olduğu topraklarda kullanılan yazı dilinin “Çağatayca” olarak adlandırılmasıyla ilgilidir.
SORU 3)
Çağatayca: “Kelimenin en geniş manası ile, Moğol istilasından sonra Cengiz çocukları tarafından kurulan Çağatay, İlhanlı ve Altın Ordu imparatorluklarının medenî merkezlerinde XIII.-XIV. asırlarda inkişaf eden ve Timurlular devrinde bilhassa XV. asırda klasik bir mahiyet alarak, zengin bir edebiyat yaratan edebî Orta Asya lehçesidir.”
Diyen Türkiyeli araştırmacı, bilim adamı kimdir?
CEVAP: (Fuat Köprülü) dür.
SORU 4) “Çağatay Türkçesi”, “Çağatay Edebiyatı” terimleri ilk olarak kim tarafından kullanılmıştır?
CEVAP: Armin Vambery’nin 1867 yılında basılan Çagataische Sprachstudien eserinde kullanılmıştır . Bu terim Batı literatüründe Orta Asya’daki Türk şiveleri ve bu şivelerde yazılan edebî eserler için kullanılmıştır. Bu edebiyat hiçbir şekilde Moğol edebiyatının devamı veya Çağatay tarafından başlatılan bir edebiyat değildir. Zira, Çağatay edebiyatı en iyi ürünlerini XV. ve XVI. yüzyıllarda Timurluların hükümranlığı döneminde vermiştir.
SORU 5 Çağatayca: “Çağatayca, yalnız Doğu Türkistan ve Orta Asya Türk devletlerinin diplomasi, edebiyat ve resmî devlet dili olarak değil, aynı zamanda 19. yüzyılın ortalarına kadar Avrupa Rusyasının Oğuz olmayan Müslüman Türklerinin de edebî dili olarak kullanılmıştır.” Diyen yabancı düşünür kimdir?
CEVAP: (Jones Eckmann) dır.

Ì Çağatay edebiyatının önemli yazar ve şairleri şunlardır:
SORU 6) Uluğ Bey’in saray şairidir. Çağatay edebî dilinin ilk temsilcisi kabul edilmektedir. Şiirleri halk diline oldukça yakındır.
Bahsedilen şair kimdir?
CEVAP: Sekkâkî’ dir.
SORU 7): Nizamî’nin Mahzenü’l-Esrar adlı mesnevisini yazdığı nazireyle tanınan Çağatay şairi kimdir?
CEVAP: Haydar Harezmî’ dir..
SORU 8) Gül ü Nevruz adlı mesnevisi ve bir divanı bulunan şair Çağatay edebiyatının Ali Şir Nevaî’den sonraki en ünlü şahsiyeti sayılmaktadır.
Bahsedilen şair kimdir?
CEVAP: Lutfî’ dir.
SORU 9) Dehnâme ve Beng ü Çağır adlı eserleri dışında bir divan tertip ettiği de bilinmektedir.
Bahsedilen Çağatay edebayatçısı şair kimdir?
CEVAP: Yusuf Emirî:’ dir.
SORU 10
I Seyyid Ahmed: Timur’un torunudur. Taaşşuknâme adlı aşk mektuplarından oluşan mesnevisi meşhurdur.
II Gedaî:Divanı olan Gedaî, Çağatay edebiyatının kudretli şairlerinden biri sayılır.
III Atâî: Ali Şir Nevaî’in “şiirlerinin şöhreti Türk halkı arasında yaygındır” diye tarif ettiği ünlü şairlerdendir.
IV Ahmedî: Telli sazlarınmünazarasıyla ilgili 130 beyitlik bir mesnevisi vardır. Konusu tanbur, ud, çeng, kopuz, yatuğan, rübab, gıccak ve kingirenin meyhanede atışıp birbirlerine üstünlük davası gütmeleri, meyhanecinin ikazı üzerine bu boş tartışmadan vazgeçip haki- kati anlamalarıdır. Temsilî bir eser olan mesnevi devrin musiki kültürü hakkında bilgi verir.
Yukarıda bilgileri verilen şairlerin hayatlarından hangileri doğrudur?
CEVAP: Hepsi.
ALİ ŞİR NEVAÎ ,
SORU 11)
Çağatay edebiyatının en büyük şairi ve yazarıdır. Zamanı, Çağatay edebiyatının sanat ve millî ruh bakımından zirveye ulaştığı en parlak dönemidir. Bu devirde Herat çok önemli bir kültür ve sanat merkeziydi. Çağatay edebiyatının büyük şairi olmakla birlikte bütün Türk edebiyatı ve medeniyetinin de en önemli şahsiyetlerindedir. Çağatay dilinin Maveraünnehir’den İdil-Ural’a, Horasan’dan Kaşgar’a kadar geniş bir coğrafyada yaşayan Türklerin müşterek edebî dili hâline gelmesinde rolü büyüktür. Türkçe’de ilk “Hamse” yazarıdır. En önemli eseri Mecalisun Nefais’ tir.
Yukarıda özellikleri zikredilen edebiyatçı kimdir?
CEVAP: Ali Şir Nevai’ dir.
SORU 12) Ali Şir Nevai’ nin yakın muhiti kimlerdi?
CEVAP: Kendisi de şair olan hükûmdar Hüseyin Baykara başta olmak üzere, Abdurrahman Camî, Hatifî, Binaî gibi şairler, Kemaleddin Behzad gibi usta ressam, Hüseyin Vâiz Kâşifî gibi söz ustası, Sultan Ali Meşhedî gibi hattat, Handemir ve Mirhand gibi tarihçiler de aynı muhitte bulunmaktaydılar.
SORU 13) Ali Şir Nevaî hangi devletin büyük şairidir?
CEVAP: Timurlular Devletinin.
SORU 14) Nevai’ den sonra Çağatay edebiyatının en büyük şairi kimdir?
CEVAP: Zahirüddin Muhammed Babür Şah’ tır.
SORU 15) Babür Şah’ ın en önemli eseri hangisidir?
CEVAP: Timur sülalesinden Zahirüddin Muhammed Babür, Hindistan’da büyük Türk devletinin kurucusu, Çağataycayı Nevaî’den sonraki dönemde en iyi kullanan şair ve yazardır. Onun Babürnâme adlı hatıratı sadece Orta Asya Türkçesinin değil genel Türk edebiyatının nesir dalındaki şaheseridir. Babür Şah, bu eserinde kendi hayatının bütün sahifelerini tek tek, yılbeyıl, başarı ve talihsizliklerini dürüstlükle anlatmıştır.
SORU 16) Çağatay edebiyatının 17.-19. yüzyıllar arasındaki dönemine ne ad verilir?
CEVAP: Özbek hanlıkları devri denilmektedir. Bu dönemde yazılan edebi eserler, Çağatay edebiyatının gerileme ve çökme devri olarak da değerlendirilmektedir. Bu devirde, Hive, Buhara ve Hokand hanlıkları arasında iç çatışmaların, taht kavgalarının sıkça yaşandığı görülmektedir. Sanat bakımından yüksek edebî eserler ortaya çıkmadığı ve mevcut eserlerin de genel olarak Ali Şir Nevaî döneminde yazılan eserlerin taklidi olduğu görülmektedir.
Bu devir edebiyatı, hanlık saraylarında gelişme gösterdiğinden Hive, Buhara ve Hokand edebî muhiti olarak üç bölümde ele alınmaktadır.

HİVE EDEBÎ MUHİTİ
SORU 17) Hive Edebi Muhiti edipleri kimlerdir?
CEVAP: Abulġazi Bahadır Han, Andelib, Nişatî, Şirmuhammed Munis, Muhammed Rıza Âgehî, Muhammed Rahimhan Feruz gibi şair, tarihçi ve devlet adamlarını yetiştirdi. Çağatay Türkçesinde en çok eserin Hive edebî muhitinde verildiği bilinmektedir.
SORU 18)
Tercüme faaliyetlerinin ağırlık kazandığı hanlıkta Nevâî geleneğini devam ettiren şairler de yetişmiştir. Feruz’un teşebbüsü ile Harezm tercüme ekolü oluştu. Bu devirde saraydaki 80 çevirmeninin Fars dilinden çeşitli türde 120 eseri Türkçeye çevirdiği bilinmektedir. Çevrilen eserlerin çoğu dinî - didaktik eserler olmakla birlikte aralarından halk kitapları, kıssa ve tarih konulu eserler de vardır.
Bu ekolün çevirmenleri içerisinde öne çıkan edipler kimlerdir?
CEVAP: Mütercimler içinde Âgehî, Kâmil, Beyânî, Tabibî gibi ünlü isimler ile birlikte Muhammedresul Mirza, Senaî, Racî, Taliphoca, Habibî, Marufhoca gibi usta çevirmenler de bulunmaktadır. Hive edebî muhitinin başlıca özelliği olarak tarihle ilgili eserlerin çokluğu ve kullanılan dilin sade olması gösterilmektedir.
BUHARA EDEBİ MUHİTİ
SORU 19) Buhara Edebi Muhiti’ nin en önemli şairi kimdir?
CEVAP: Buhara’da Fars dilinde eserlerin de yazıldığı bilinmektedir. “Âciz” mahlasıyla ün kazanan Emir Abdulahad Han sadece devlet adamı sıfatiyle değil Buhara edebî ekolünün önemli temsilcisi olarak da bilinmektedir.
SORU 20) Buhara Edebi Muhitinin diğer önemli temsilcileri kimlerdir?
CEVAP: Emir Abdulahad Han’ın teşvikleri ile Efzel Pirmestî, Nimetullah Muhterem, Mirsadık Haşmet, Abdî gibi şairler tezkirecilik geleneğinin devam etmesini sağladılar.
Ì Buhara edebî muhitinin önemli isimlerinden birisi de Turdi Feragî’dir. O, Türkçe şiirlerini “Turdî”, Farsça şiirlerini “Feragî” mahlasıyla yazmıştır.

HOKAND EDEBÎ MUHİTİ
SORU 21) Hokand Edebi Muhiti şahsiyetleri kimlerdir?
CEVAP: Hokand edebî muhitinde, Emirî mahlasıyla eserler yazan, şairlerin koruyucusu ve destekçisi olarak ün kazanan Hokand hanı Ömer Han, Muhammed Şarif Gülhanî, Fazlî gibi şairler yanında Üveysî , Ömer Han’ın eşi Nadire Begüm , Dilşad Berna , Mahzune (19. yüzyıl), Anber Hatun , Nazime Hanım gibi kadın şaireler de yetişmiştir.
Ì Hokand’da Mukimî , Furkat , Zevkî , Nisbetî , Muhayyir , Muntezir , Osmanhoca Zârî gibi şairlerden oluşan edebî hareket ortaya çıkmıştı. Bu hareket kısa zaman içinde Fergana vadisinin farklı hudutlarında yaşayan şairleri de kendi etrafına toplamış. Mesela “şairler tacı” olarak şöhret kazanan Muhyî , Ziyavuddin Hazinî de Hokandlı şairlerin sohbetlerine iştirak ediyorlardı.
Ì Piskentli Said Ekmelhan , Marġilanlı Racî , Nemengenli Nadim , İbret , Andican’dan Abdurazzak Bimî , Sayram’dan Yusuf Sayremî , Taşkent’ten Kerimbek Kâmî gibi şairler de Hokandlı şairlerin sohbetlerine katılıyordu. Bu edebî sohbetlerde şiir, siyaset, eğitim gibi önemli konular dile getirilirdi.
Ì Şairlerden Mukimî, bir taraftan geleneksel şekil ve içerikli eserler yazmakla birlikte toplumsal gerçeklerin de edebiyata girmesini sağladı. O toplumsal problemleri hiciv yoluyla edebiyata taşıdı. Sosyal düşünceye, toplumsal tenkide aydınların dikkatini çekmeyi başardı.
Ì Bu edebî hareketler sonucu olarak özellikle 1910 yılından sonra Özbek edebiyatında hikâye, roman ve tiyatro gibi yeni türler görülmeye başladı. Edebiyatta klasik ifade tarzının değişmeye başladığını, yeni tür ve şekillerin ortaya çıktığını görmek mümkündür. Yenileşmeye doğru hızla ilerleyen bu süreci “Cedit” olarak adlandırılan yenileşme hareketi takip eder. Özbek edebiyatının cedit edebiyatı olarak adlandırılan bu dönemi 1938 yılına kadar devam eder. Bu devir kısa olmasına rağmen millî şuur ve bilinçlenme adına önemli edebî ürünleri meydana getirmiştir. Bundan sonraki dönemi “Sovyet edebiyatı” olarak isimlendirilen propaganda ve katı ideolojik çerçeveye sahip bir edebiyat dönemi takip eder.
MARİFETÇİLİK EDEBİYATI
SORU 22) Özbek Edebiyatında Marifetçilik Edebiyatı diye bilinen dönem için bildiklerimizi yazalım?
İ Toplumsal yaşamla ilgili ve sıradan insana özgü imgeler, duygular halkın konuştuğu dille ifade edilen konular edebiyata hâkim olmuştur. Bu dönemde mektubât türü yeniden canlanır.
Ì Mukimî, Furkat, Zevkî, Nâdım, Avez, Kâmil, Ahmed Daniş gibi şairlerin kendi aralarındaki yazışmaları bu dönem edebiyatında manzum mektup türünün yeniden canlanmasına sebep oldu. Bu edebiyat ürünlerinde toplumsal sorunların sade bir dille anlatıldığı görülmektedir. Bu dönemde cehaletle mücadele ön plana çıkmıştır ve edebî eserlere yansımıştır.
SORU 23)
Özbek Marifetçilik Edebiyatının önemli bir ferdidir. Yergi unsurları içeren Tenapçılar, Toy, Saylov gibi şiirleriyle Özbek edebiyatına yeni bir boyut kazandırmıştır. O’nun “Seyahatname” adlı eseri Özbek edebiyatında bu türün ortaya çıkmasına vesile olmuştur. Şair, Hokand’dan Şahimerdan’a doğru yaptığı yolculuk boyunca geçtiği yerlerdeki ahalinin toplumsal sorunlarını ve yaşam tarzını eserine mizahî bir dille yansıtmıştır.
Yukarıda bahsedilen edip kimdir?
CEVAP: . Mukimî,’ dir.
SORU 24)
Özbek Marifetçilik Edebiyatının önde gelen marifetçilerinden biridir. Rus dilinin öğrenilmesi gerektiğini ileri sürer, Avrupa kültürünün tanınmasını savunur. Şair, millî özgürlüğe ulaşmanın tek yolunun toplumu bilgilendirmek ve bununla birlikte eğitimi geliştirmek olduğunu konusunu şiirlerinde sıkça işlemiştir. Örneğin, İlm-Marifet Hakıda başlığı altında İlm Hasiyeti, Gimnaziya, Vistavka Hususida, Suvorov Hakıda gibi bir dizi şiirler yazmıştır. Gimnaziya adlı şiirinde Rusya’daki eğitim sistemi hakkındaki görüşlerini ifade etmiştir: Şair bu şiirinde Rus okulunda gördüklerini tüm detayları ile anlatmıştır.
Bahsedilen Özbek şair kimdir?
CEVAP: Furkat,’ dır.
SORU 25)
Tek başına Hokand edebî muhti’nde hiciv türünü en iyi şekilde temsil eden şair olarak eserler vermeye devam eder. “Veksel”, “Ahli Reste”, “Kâzi Seylov”, “Şah İnayet KorbaşıHakıda Hicv”, “Teleding Bering” gibi hicvî eserlerinde Hokand hanlığında sosyal ve ekonomik durumun gittikçe zorlaşmasına neden olan hususlar ve kişiler hakkında yazar. 1918-1921 yıllarında beyaz ve kızıllar arasında sürüp giden iç savaşlar nedeniyle ül- kede kıtlık ortaya çıkmıştı. Halkın durumunu öğrenmek ve kıtlığa karşı mücadele etmek için bir heyet oluşturulur. Şair de bu heyetin üyesi olarak Fergana’nın köy ve şehirlerini dolaşır ve durumu kendi gözleriyle görür. Şair gözlemlerini Kahatlık (Kıtlık) adlı 46 beyitli şiirinde anlatmaktadır:
Bahsedilen Özbek hiciv şairi kimdir?
CEVAP: Zevkî’ dir.
SORU 26) Marifetçiler terimi ne demektir?
CEVAP: Marifetçiler: Sözü edilen devirde, cemiyette ve din anlayışında yenileşmeyi arzu eden ve bu yolda özellikle eğitim alanında çalışmalar yapan, eğitici, edebî, ilmî eserler yazan, gazetecilik yapan aydınlara Özbek Türkçesi’nde, “marifetçiler” denilmektedir.
SORU 27)
18 Mayıs 1898 yılında Andican’da 2000’den fazla kişi tarikat şeyhi olan Muhammed Ali Halife Sabır oğlu ……önderliğinde gittikçe baskısı artmakta olan Rus askerlerine karşı ayaklanmıştır. Ancak çok sayıdaki Rus askeri karşısında isyancılar uzun süre ayakta kalamamışlardır. Bu ayaklanma tarih kitaplarına ve edebiyata ………olarak geçmiştir.
Yukarıdaki boşluklara sırasıyla hangileri gelir?
CEVAP: Dükçi (İpekçi) İşan / Dükçi (İpekçi) İşan İsyanı

SORU 28) Hokand edebi muhitinin en önemli özelliklerinden birisi de XIX. yüzyılın birinci yarısında şekillenen kadın şairler ekolünün devam etmesidir. Bu kadın şairler hangileridir?
CEVAP: Cihan Hatun Üveysî, Mahlarayım Nadire ananeleri bu dönemde Dilşad Berna ve Anber Hatun gibi yetenekli kadın şairler tarafından devam ettirilir.

SORU 29 ) Marifetçilik edebiyatının güçlü şairlerinden olan Özbek kadın şair, divan tertip eden kadın şairlerdendir. 14 yaşında iken Zahid hoca isimli edebiyatsever bir gençle evlenir. Zahid hocanın desteği ve Dilşad Berna’nın eğitimiyle kendi mahlasıyla şiirler yazmaya başlar. Şiirlerinde genellikle kadınların gönül dünyası ve aşk duygularıyla birlikte devrin sosyal meselelerini de yansıtır. Yazdığı şiirlerden dolayı sarayın ileri gelenlerinin gazabına uğrar, ayakları kırılır, kötürüm olur.
Yukarıda bahsedilen bahtsız şair kimdir?
CEVAP: Anber Hatun’ dur.
SORU 30)
Marifetçilik döneminin Harezm edebî muhiti şairlerindendir. Asıl ismi Pehlivanniyaz’ dır. Şiirleriyle ün kazanmaya başlayan şairi Han sarayına katip görevine alırlar. Genç olmasına rağmen tanbur, dutar, gıççak (kabak kemaneye benzer bir çalgı), santur gibi çalgıları çalabildiği için Hive Han’ı huzurundaki sanat ve eğlence gecelerine katılırdı. Şairin en büyük hizmeti, Harezm makamlarını notaya aktarmak olmuştur.
Rusça ve Farsçadan birçok önemli eserleri Özbekçeye kazandırmıştır. Örneğin, Türkmen Ferahî’nin Mahbubu’l-Kulub adlı eserini, Fahrettin Ali Safi’nin Letayifüt’-Tevayif ve Mirhand’ın Ravzatu’s-Sefa adlı Farsça eserlerini Özbekçeye aktarmıştır.
Bahsedilen şair kimdir?
CEVAP: Kâmil Harezmî’ dir.
SORU 31) Özbeklerde Matbaa Dönemi hakkında bilmemiz gerekenler nelerdir?

CEVAP:
İlk Arap harfli litografi Astrahan’da 1723 yılında işe başladı.
1880’lerde Türkistan’da 5 tane matbaa olduğu bilinmektedir.
Atacan Abdalov (1856–1927) Türkistan’daki ilk mahallî matbaacı olarak bilinir.
Başka bir Özbek matbaacısı İsanbay Hüseyinbayev’dir.
Taş basma matbaalar en çok dinî eserleri yayımlıyordu.
 Mahallî dilde yayımlanan ilk kitap Şahımerdan İbragimov’un “Kalender”
(Takvim) adlı kitabıdır.

SORU 32) Türkistanda ilk gazete hangisidir?
CEVAP: 28 Nisan 1870 yılında Türkistan’da ilk gazete olan “Türkestanskiye Vedomosti” resmî gazetesi tipograf usulüyle yayımlandı. Bu gazete ilk beş yıl General Gubernatör (vali) Kaufman editörlüğünde basılmıştır.
SORU 33) Mahallî dilde (Özbekçe) Arap harfleriyle ilk defa 1870 yılının Ağustos ayında yayımlandı. Bu gazete başta ayda bir sayı olmak üzere yayımlanmaya başladı. Gazetede şair Furkat, Şahimerdan İbragimov, Muhammed Hasan Çenişev, Settarhan Abdul Gafarov gibi aydınlar yazı yazıyordu.
Bahsedilen gazete hangisi olup?
CEVAP: “Türkistan Vilayetinin Gazeti” ‘ dir.
SORU 34 Sart ne demektir?
CEVAP: Kervanbaşı ve tüccar anlamlarındaki Sanskritçe kökenli bu kelime Farslar tarafından Orta Asya şehirlerinde yaşayan tüccar ve zanaatçıları tanımlamak için kullanılmıştır. Çarlık Rusya sömürgeciliği döneminde Özbekistan sınırları içerisinde yaşayan tüm Türk halklarına Ruslar tarafından Sart adı takılmıştır.

CEDİT EDEBİYATI
SORU 35)
1900’lü yılların başlarında Özbek sosyal hayatında olduğu gibi edebî hayatta da yenilikler meydana gelir. Bu devreye bu ismin verilmesinde İsmail Gaspıralı’nın görüşleri ve faaliyetleri etkili olur. İsmail Gaspıralı “Usul-i Cedit” okulunu Buharalı tüccar Nizamettin Sabitov’un evinde açtıktan sonra bu yenilikçi akım bütün Türkistan’a hızla yayılmaya başlar. Bu hareketle Türkistan’ın çeşitli yerlerinde bu nitelikte okullar açılır.
Bahsedilen bu akım edebiyatına ne ad verilmiştir?
CEVAP: Cedit (yenilenme, yenilik) Edebiyatı adı verilmiştir.
SORU 36) 1905’ten sonra onlarca gazete, dergi Özbek dilinde basılmaya başlar. Bu dönem gazetelerinin ilkinin adı nedir?
CEVAP: “Terakkî” (1906) dir.
SORU 37)
Modern Özbek dilinin temelleri ve kuruluşu bu dönemde gerçekleşmiştir. Roman, hikâye, drama, tiyatro gibi pek çok edebî tür Özbek edebiyatında bu dönemde ortaya çıkmıştır. Özellikle basın-yayın faaliyetlerinin artış göstermesi, dergilerin sürekli yayın faaliyetlerinde bulunması kalem sahiplerinin ellerini ve zihinlerini güçlendirmiştir. Bu tür faaliyetlerde kullanılan dilin millî dil olan Özbekçe olması, anlaşılma ve anlatma noktasında önemli katkılar sağlamıştır.
Bahsedilen bu devrin adı nedir?
CEVAP: Cedit Edebiyatı devri denir.
SORU 37)
Semerkant’ta yeni tip okullar açar. Bu okullar için kendisi müfredat belirler ve Tarih-i İslam, Kitabetü’l-Etfâl, Risale-i Esbab-ı Sevâd, Risale-i Coğrafya-yı Umranî gibi ders kitapları hazırlar. Bunun yanında “Semerkant” gazetesi ve “Ayna” dergisini yayımlamaya başlar.1919’da Buhara emiri tarafından ayırmacı ve casus ilan edilerek ölüme hükmedilir. 1911 yılında yazılmış olan Pederküş (Baba Katili) adlı dramı 1914 yılında sahnelenmiştir.
Bahsedilen Özbek edip kimdir?
CEVAP: Mahmudhoca Behbudî
SORU 38)
“Münazara” (1909), “Sayha” (1911) ve “Hind Seyyahının Kıssası” (1912) adlı eserlerini İstanbul’da yayımladı.
Taşkent’e giderek “Çağatay Gurungi” (Çağatay Sohbetleri) topluluğunu kurar.
“Özbek Dili Grameri”, “Tacik Dili Grameri”, “Dilimiz” gibi dil hakkında makaleleri vardır.
“Münazara-i Buharî be yek nefar Firengî der Hindistan der bare-i Mekatib-i Cedid” (“Bir Buharalının bir Avrupalı ile Hindistan’da Yeni Okullar Hakkındaki Tartışması”) adlı kitabı 1909 yılında İstanbul’da basılmıştır.
“Münazara” dönemin siyasî, idarî, dini ve kültürel yapısı hakkında önemli bilgiler içeren bir eserdir. Bu tür çalışmalarıyla verdiği eserleri incelediğimizde şaire 20. yüzyılın Ali Şir Nevaî’si diyebiliriz.

Yukarıda bilgileri verilen şair kimdir?

CEVAP: ABDURAUF FITRAT’ dır.

SORU 39)
1913 yılında Turan adlı tiyatro topluluğunu kurdu.
Pinek (1913), Avukatlık Kolay mı (1916), Biz ve Siz gibi tiyatro eserleri yazdı.
Birinci Muallim (1909), İkinci Muallim (1912), Türkî Gülistan Yahut Ahlak (1913), Gülistani Mekteb (1913), Edebiyat Yahut Millî Şiirler (1915) adlı ders kitapları ve rehber kitaplar hazırlamıştır. Türkî Gülistan Yahut Ahlak adlı eseri İranlı şair Sadî’nin Gülistan eserinden ilham alınarak yazılmıştır.

Yukarıda bahsedilen Şair kimdir?

CEVAP: ABDULLA AVLANÎ’ dir.
SORU 40)
Yazar, şair, bestekâr, tiyatro yazarı ve yönetmenidir. Bunun yanında pedagog olarak da önemli bir yere sahiptir.
197 şiirini bir araya getirerek “Divan-ı Nihanî” adıyla yayımladı. Özbekçe ve Farsça şiirlerinde Nihanî mahlasını kullandı.
Yengil Edebiyat (1914), Oḳış Kitabı (1914), Ḳırâat Kitâbı (1915) gibi ders kitapları hazırladı.
İlk romanı Haḳiḳat Kimde yayınlanamadan kaybolmuştur.
Yeni Saâdet yahut Millî Roman, 1915’de yayınlanır.
Dört Aşk olarak adlandırılan romanından günümüze kadar sadece Üçreşuv adlı bölümü ulaşmıştır. Eser Yusuf ve Şirin, Said ve Halime’nin sevgisi hakkındadır.
Zehirli Hayat adlı tiyatro eseri 1916 yılında sahnelenmiştir.
Öç, Parancı sırları (Ferace Sırları), Evvelki Kadılar Yahut Meysere’nin işi (1926) adlı tiyatro eserleri de Özbek tiyatrosunun yükseliş basamaklarını oluşturmaktadır.

Yukarıda bahsedilen Özbek şairi kimdir?

CEVAP: Hamza Hekimzade Niyazî’ dir.

SORU 41)
“Ahvâlimiz”, “Milletimge”, “Toy” (1914 – 1915) gibi şiirleri “Âyina” dergisinde basıldı.
“Baḫtsız kuyâv” (1915) adlı trajedisinde ve “Cuvânbâz” (1915), “Ulâḳda” (1916) gibi hikâyelerinde de halkını okuryazar, bilgili, kültürlü ve özgür görme isteği anlaşılır.
1925 – 1926 yıllarında “Ötken Künler” üç bölüm hâlinde kitap olarak yayımlandı.
“Méhrâbdan Çayân” (Mihraptan Çıkan Akrep) yazara büyük ün getirdi.

Yukarıda bahsedilen Taşkent doğumlu şair kimdir?

CEVAP: Abdulla Kadirî’ dir.

SORU 42)
Babasının “Rüsva” adıyla şiirler yazıp bir Divan oluşturduğu da bilinmektedir.
18 Nisan 1914’te “Sedâ-yi Türkistan” gazetesinde “Türkistanlı Ḳarındâşlarımızga (Türkistanlı Kardeşlerimize)” adlı şiiri yayımlandı.
“Uygânış (Uyanış)” (1922), “Bulaḳlar” (1923), “Tâng sırları” (1926) gibi şiir kitapları yayınlandı. Aynı dönemde “Yârḳınây” (1921), “Halil Fereng” (1921), “Çörining İsyâni” (1926), “Yene Üylenemen” (1926), “Ortâḳ Ḳarşıbâyev” (1928), “Hücum” (1928) gibi eserler ortaya koyup milli tiyatroyu zenginleştirmiştir.
Öldürülmeden önce “Keçe ve kunduz” romanını, “Sâz” adlı şiir kitabını meydana getirdi.

Yukarıda bahsedilen Özbek edip kimdir?

CEVAP: Abdulhamit Süleyman oğlu Çolpan’ dir.


3.ÜNİTENİN SONU
Cevapla
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntü
    Son mesaj
  • Bilgi
  • Kimler çevrimiçi

    Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 11 misafir