Maliye ders notları/özetler PDF indir

Cevapla
Ahmet Urgu
Mesajlar: 24
Kayıt: 11 Eki 2016 22:16
İletişim:

11 Eki 2016 23:12

MALİYE
MERKANTANİZM: 16 y.y ortalarıyla 17 yy sonları arasında Batı avrupada etkinlik kazanan bir ekonomik görüştür.Merkantalizmin doğuşunun temelinde ulusal devletin ortaya çıkması uluslar arası ticaretin gelişmesi ve ticaret sermayesinin güç kazanması bulunmaktadır. Ticaretin bireyleri ve ülkeleri zenginleştirdiği inancını savunan bir iktisadi doktirindir. Bu düşünceyi hayata geçirmenin yolu ise, ülkede kıymetli maden stokunun artırılması olarak görülmüştür. Merkantalizim döneminde kamu harcamalarında artış olmuştur. Devlet ticareti kolaylaştırmak amacıyla yollar yapmış ve dış ticareti teşvik(ihracat) etmiştir.sanayide yerli hammadde kullanılması ,hammadde ihracatının yasaklanması ithalatın yüksek gümrük vergileri ile ve yasalarla kısıtlanması gibi önlemleri savunmuşlardır.Ayrıca güçlü ulusal deniz ticaret filolarının kurulmasınıda savunmuşlardır. Devlet eğitim, sağlık, yargı, gibi hizmetleri gördüğü zaman halktan bu hizmetlerin finansmanına katılmasını istemek hakkına sahip olduğu belirtilmiştir.
FİZYOKRATLAR: Fizyokratik iktisadi düşünce sahipleri liberal kapitalizm öncüleri sayılmaktadır. Bu düşünce akımın kurucusu fransız bilim adamı Dr Quesney’(iktisadi tablo adlı çalışması vardır) dir. Üretimin gerçek kaynağı topraktır. Devletin müdahalesine karşıdırlar. Sadece iç ve dış güvenliğin sağlanması ve alt yapı hizmetlerinin yerine getirilmesini ve ekonomiye karışmamasını istemişlerdir, vergi sadece tarımdan alınmalıdır.
KLASİK DÜŞÜNCE : İktisadi hayatta doğal bir düzen vardır. Ekonomik dengelerin kendiliğinden ve otomotik olarak oluştuğu, bu tabii düzenin bozulmaması için, devletin mümkün olduğunca ekonomiye müdahalede bulunmaması gerekir. Buğünkü anlamda serbest piyasa ekonomisi teorisinin kurucuları olarak kabul edilen klasikler devletin faaliyetlerini, ülkenin ic ve dış güvenliğini sağlamakla sınırlı tutmuşlardır. Devletin vergilerini bir iktisat politikası aracı olarak kullanmalarına karşıdırlar. Kamu harcamaları hacimce dar ve devlet bütçesi denk olmalıdır.
OSMANLI İMRATORLUĞU
ŞERİİ VERGİLER ( Müslüman ve yabancılardan)
a) zekat
b) öşür : topraktan 1/10 oranında alınırdı.
c) Haraç : Yabancılardan alınırdı.
d) Cizye Müslüman olmayanlardan askerlik hizmeti karşılığı alınırdı.

KAMUSAL MALLAR

1- Tam Kamusal Mal ve Hizmetler : Öyle mal ve hizmetlerdendirki bunların faydası birimlere bölünemez ve bu yüzdende pazarlanamazlar. Birimlere bölünüp pazarlanamadıkları için bunlara karşı kişsel bir talep doğmaz. Belirtilen bu nedenler sözkonusu bu mallar için herhangi bir fiyat teşekkülünü önler.(Adalet hizmetleri ,savunma hizmetleri v.s

* Tam kamusal mal ve hizmetlerin faydası birimlere bölünemez ve pazarlanamazlar

* Tam kamusal mal ve hizmetlerin faydasından kimse mahrum bırakılamaz

* Tam kamusal mal ve hizmetlerin tüketiminde rekabet yoktur

* Tam kamusal mal ve hizmetlerin üretimi devlet tarafından gerçekleştirilir.

* Tam kamusal mal ve hizmetler dışsal ekonomilerin oluşmasına neden olur.

2- Yarı Kamusal Mal ve Hizmetler : Kamusal ve sosyal nitelikte öyle mal ve hizmetler vardırki faydası birimlere bölünebilir. Bedeli yararlananlara ödettirilebilir. Bedel ödemeyenlerin ise söz konusu malların faydasından mahrum bırakılması mümkün değildir. Bu tip mallara en tipik örnek eğitim ve sağlık hizmetleridir. Ulaştırma, sosyal yardımlar, sosyal güvenlik ve benzeri bir çok hizmetler yarı kamusal mal ve hizmetler sayılır..( Sağlık ve Eğitim Hizmetleri Örnek)

3- Özel mallar: Elektirik, su, telefon, haberleşme, ulaşım, özel mal ile kamusal mal ayırımının en önemli özelliği özel malların içsel fayda kamusal malların dışsal fayda oluşturmasıdır.

ERDEMLİ MERİT MALLAR: İlk bakışta tamamen özel mal niteliğinde görülen öyle mallar vardır ki gelir ve ödeme düzeyi elverişli olmayanlar bu çeşit mallara talepte bulunmayayınca özel kesim tarafından üretilmez Yaşlı ve kimsesizlerin bakım ve himayeleri vs Demerit mallar ise sigara alkollü içki uyuşturucu gibi kullanımı zararlı olan malların devlet tarafından tüketiminde düzenliyici rol üstlenmek istegi mallardır.

DIŞSALLIK TİPLERİ:

a) Üreticiden üreticiye olan dışsallıklar: Bir firmanın üretim faaliyetleri diğer firmanın veya firmaların üretim olasnaklarını olumlu yada olumsuz yönde etkilediği takdirde üreticiden üreticeye dışsallık gerçekleşmektedir.*** bir akarsuyun yukarı bölümünde faaliyet gösteren bir üretim tesisinin atıkları ile sulu kirletmesi sonucu üretim sürecinde su kullanan ve su yatağının alt kısmında faaliyette bulunan fima olumsuz şekilde etkilenecektir, bu üreticiden üreticiye gerçekleşen dış maliyet niteliğinde bir etki olup, bir üreticinin diğerine olan üretim maliyetini, üretim kalitesini vb etkileyeci rol oynayacaktır.

***** Örneğin petrol araması yapan bir kuruluş belli bir alanda petrol bulduğu zaman, diğer araştırmacı kurumlarada değerli kullanışlı bilgiler sunmuş olmaktadır. Aynı şekilde bir firma kendi amaçları doğrultusunda istihdam ettiği iş gücünü eğittiği zaman, çeşitli nedenlere bağlı olarak. Diğer işverenler yanına geçen kişiler. İkinci işverenede fayda sağlamış olurlar. Bir balıkçının oltasını avlanma bölgesine atması diğer balıkçılırın avlanmasını güçleştirir buda olumsuz dışsallıktır.

b) Üreticiden tüketiciye olan dışsallıklar.

Olumsuz. Bir üretim tesisinin çevreyi kirletmesinden dolayı yakında yaşayan bireylerin sağlıklarının bozulmasına neden olabilir. Böyle bir durumda bir fabrikanın faaliyetinden kaynaklanan dış maliyetin tüketici tarafından karşılanması durumunda ortaya çıkmaktadır.

Olumlu : yol su ve enerji imkanlarının bulunmadığı bir yörede bir üretim kurulması o yörede ve civarında yaşayanlara yol su enerji imkanı yaratabilir. Böyle bir durumda üreticinin üretimi sırasında dikkate almadığı yararlarından da doğrudan maliyetine katlanmadıkları bir fayda omrtay çıkmış olmaktadır.

c) Tüketiciden tüketiciye olan dışsallıklar:

Olumlu : Tüketicinin hoşnut kaldığı bir ürün nedeniyle çevresine olumlu tanıtımda bulunması bi firmanın kalitesiz yada bozuk ürününü satın almış bir tüketicinin, bu ürünü firmaya iade etmek veya zarının karşılanmasını istemek yerine bu gitmeyerek, ortaya çıkan maliyeti kendisinin karşılamış olması üretici açısından olumlu dışsallıklara örnek olarak gösterilebilir. Burada üretici tarafından taşınması gereken yükün müşteri tarafından yüklenilmesi sözkonusu olmaktadır. Böyle bir durumda üretici için dış fayda yaratılmış olur.

Olumsuz. Bir üretici firamanın üretimi hakkında tüketici tarafından edinilen olumsuz yargının gerek bireysel olarak gerekse basın aracılığıyla çevreye duyurulması firma tarafından o ürün için öngörülmüş olan ekonomik ve teknik ömrün firmanın amaç ve kontrolü dışındaki önlem ve uygulamalarla değiştirilmesi “ dış maliyet şeklindeki tüketici – üretici dışssallığına örnek olarak gösterilebilir.

d) Tüketiciden Tüketiciye Olan Dışsallıklar.

Dışssallıklar maddi veya ruhsal nitelikte olabilmektedir. Çevre kirlenmesi tüketiciyi maddi nitelikte etkiler. Otomobil kullanımının yol açtıığı çevre kirlenmesinden kaynaklanan hoşnutsuzluk ruhsal olabileceği gibi maddi nitelikte gerçekleşe bilir. Örneğin bir tatil dönemi başlanğıcı veya dönüşünde şehirler arası karayollarındaki araç sayısının artışı hem maddi hemde ruhsal açıdan tüketcilerin birbirilerin etkilemelerine dışssal maliyetrin ortaya çıkmasına neden olmaktadır.

İÇSEL EKONOMİLER :

Olumlu içsel ekonomiler :

a) Üretim hacminin genişlemesi ile ortalama maliyetler düşer.

b) Üretim arttırkça çalışanlar arasında işbölümü artar ve uzmanlaşmaya gidilir, buna bağlı olarak verimlilik artar ve maliyetler düşer.

c) Üretim hacminin artması ile ürünlerin pazarlama ve dağıtım maliyetleri düşer.

- Üretimdeki aşırı büyümenin yol açtığı maliyet artışları ise içsel olumsuz ekonomiler olarak nitelendirilir.

KAMU EKONOMİK FAALİYETLERİNİN AMAÇLARI

a) Ekonomik büyüme ve gelişmenin sağlanması

b) Ekonomik istikrarın sağlanması

c) Gelir dağılımında adaletin sağlanması

LORENZ EĞRİSİ

Kişisel gelir dağılımdaki adaletsizlik Lorenz eğirisi Vasıtası ile incelenir. Lorenz eğirisi 45 derecelik

Doğruya yakın olduğu ölçüde adil gelir dağılımından söz Edilirken söz konusu eğrinin 45 derecelik doğruya uzak Olduğu ölçüde ise gayrı adil bir gelir dağılımından söz edilir

GİNİ KATSAYISI : 45 derecelik eğrinin sağ tarafındaki alanda lorenz eğrisinin sağ tarafındaki alanın, sol taraftaki alana oranı gini katsayısı olarak ifade edilir. Katsayı sıfıra yaklaştıkça gelir dağılımı mutlak eşitliği doğru yaklaşılır. Buna karşılık katsayı bire doğru yaklaştıkça gelir dağılımdaki eşitsizlik artar.


KİT Kuruluş Amaçları –

a)Ekonomik büyümeye sağlamak

b)Tekelleri devletçe işletmek

c) Özel sektörün başaramayacağı işleri yapmak

d)Ekonomiye yön vermek ve düzenlemek

e)Özel sektöre öncülük etmek

f) Gelir dağılımını düzenlemek

İKTİSADİ DEVLET TEŞEKKÜLÜ(İDT) sermayesinin tamamı devlete ait, iktisadi alanda ticari esaslara göre faaliyet göstermek üzere kurulan kamu iktisadi teşebbüsüdür.

KAMU İKSİTADİ KURULUŞU(KİK): Sermayesinin tamamı devlete ait olan ve tekel niteliğindeki mallar ile temel mal ve hizmet üretmek üzere kurulan kamu hizmeti niteliği ağır basan kamu iktisadi teşebbüsüdür.


a)Müessese : sermayesinin tamamı bir iktisadi devlet teşebbüsüne ait olup ona bağlı işletmeler topluluğuna müessese denir.
b)Bağlı Ortaklık : Sermayesinin % 50 sinden fazlası İKT KİK ait olan işletme veya işletmeler topluğundan oluşan anonim şirketlerdir.

c) İştirak: İDT KİK veya bağlı ortaklıkların sermayelerinin en az % 15 ençok %50 sine sahip bulundukları anonim şirketlerdir.

1933 Yılında 1. beş yıllık sanayi planı

1963-1964 1. beş yıllık kalkınma planı

KAMU HARCAMALARININ ARTIŞI

a) Kamu harcamalarının gerçek artış nedenleri

* Ekonomik ve sosyal nedenler

* Savaş ve milli savunma harcamalarındaki artışlar

* Nüfus artışı

* Ekonomik gelişmeler


b) Kamu harcamalarının görünüşte artış nedenleri

* Kamu hizmetlerinin para ile görülmesi

* Para değerinin düşmesi

* Bütçe tekniğinde meydana gelen değişmeler

KAMU HARCAMALARININ ARTIŞINI AÇIKLAYAN YAKLAŞIMLAR.

a) Wagner : Sürekli artış (kamu harcamalarındaki artış kanunu). Zamanın sanayileşmiş ülkelerini incelemiş ve bu ülkelerde sanayileşme dolasıyla üretim ve bunun soncunda milli gelir yükselirken kamu harcamalarınında arttığını saptamış ve bundan devletin mali ihtiyaçları ile mili gelir arasında bir ilişki olduğu sonucuna varmıştır. Kamu harcamalının milli gelirden daha hızlı arttığın söylemiştir. Kamu harcamalarınnı artış devlet faaliyetlerinin artışının bir soncudur. Toplumların sosyal ilerleme istekleri devlet faaliyetlerini arttırmakta ve böylece kamu harcamaları artmaktadır.

b) Peacock- Wiesman : (sıçrama tezi) Kamu harcamalarının artışındaki temel neden savaş ve benzeri olaylardır.Bu gibi olağanüstü dönemlerde vergiler ve kamu harcamaları artırılır.Ancak olağanüstü durumun geçmesine rağmen devlet olağanüstü şartlar nedeniyle yüksek vergi ödemeye alışmış halktan aynı düzeyde vergi almaya devam eder.Böylece kamu harcamaları savaş ve benzeri olaylar döneminden sözkonusu şartların kalkmasından sonraki normal döneme göre sıçramış olur.

c) Colin Clark: vergilerle karşılanan kamu harcamalarının milli gelirin % 25 aşamayacağını ileri sürmüştür.

d) Sosyal refahın arttırılması yaklaşımı: Pigou ve Dalton vergilemeden sağlanan marjinal liranın harcanmasının yaratacağı sosyal fayda ile mükellefe olan maliyetin ( faydasızlığın ) eşitlenmesi suretiyle sosyal refahın kamu harcamaları yolu ile maksimize edilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

e) Maksimizasyon yaklaşımı: A. Downs, jim Buchanan ve G. Tullacak gibi teorisyenler tarfından ileri sürülmüş olan bir yaklaşımdır. Bu görüşe göre demokrasi ile yönetilen bi ülkede, hükümetler kendi yaşam sürelerini maksimum kılma çabası içresindedirler. Genel olarak hayat standardının yükselmesi nedeniyle talep edilen kamu faaliyetlerinin niteliğinde değişme olmaktadır. Eğitim , sağlık , konut, ulaşım konusundaki hizmetlerin ağırlık kazındığı düşüncesinden kaynakllanan bu durum, yüksek gelir esnekliğinin sonucu olarak ortaya çıkabilmektedir. Bu yönde olan yoğun talep baskısı satandartlarla ilgili kurulların revizyonununa siyasal süreç aracılığıyla ekstra harcalamalar yapılması yönünde girişimlerde bulunulmasına yol açmaktadır.

f) Niskanen ( Bürokrasinin Etkisi ). Bürokrasinin bütçe içindeki etkisini baz alarak kamu harcamalarının artabileceğini iddia etmiştir. Bürokrasi hükümete hizmet sunan monopol gücüne sahip bir hizmet sektörüdür isteyen bürokratlar maaşlarını arttırmak isteyerek kamu harcamalarının artmasına neden olabilir

g) Ekonominin gelişme sürecinde kamu harcamalarını etkilediği yaklaşımı

Musgrave: Bir ülke ekonomisinin gelişim sürecini tamamlamasına bağlı olarak, kamu harcamalarının bileşimide değişmekte ve bu değişim eğitim sağlık harcamaları ile diğer sosyal harcamalar lehine olmaktadır. Söz konusu değişim dolayısı ile kamu harcamaları düzeyinin yükseleceğini belirtmektedir.

Musgrave göre devletin geleneksel hizmetlerin dışında şu nedenlerden dolayı bu alanlarda faaliyette bulunması gerekir.

* fiat mekanizması tek başına optimum kaynak dağılımı gerçekleştirme. Çünki milli savunma ve benzeri toplumsal ihtiyaçları ki bunlara musgarave sosyal ihtiyaçlar demektedir.. karşılayarak mal ve hizmetler piyasadan tedarik edilemez.

* piyasada var olan fiyat mekanizması yoluyla adil gelir dağılımının gerçekleşmesi mümkün olmaması nedeniyle devlet düşük gelir gruplarına daha adil gelir sunabilmesi için düşük fiyatlarla mal ve hizmet üretmelidir.

* iktisadi kalkanmanın temini için ekonomik istikrarın ve denğenin sağlanması çin devlet maliye politikası aracı olarak bu alanlarda faaliyette bulunmalıdır.

Rostow : Kamu giderlerinin artışını ekonomik gelişme ve bu gelişimin sağlanmasında devletin oynadığı rolün önemi ile açıklanmaktadır. İlkel toplum düzeyinden, günümüzün gelişmiş dvlet yapısına ulaşıncaya kadar geçirilen zaman içerisinde devlet ülkelerin sosyo ekonomik ve siyasi nitelikteklerine bağlı olarak değişen büyüklüklerde üretimde bulunmuş ve bulunmaktadır. Esas itibarıyla makro amaçlarına yönelik olan bu mal ve hizmet üretimleri, kamu kaynaklarına daha çok başvurulması ve bunların amaçlar doğrultusunda ve gittikçe artan büyüklükler içinde sarfı zorunluğunu ortaya çıkartmaktadır.

KAMU MALİYESİ İLE İLGİLİ KURUMSAL YAKLAŞIMLAR ( Geleneksel )

a) Kurumsal Yaklaşım : devlet faayietlerin hukuki ve idari bakış açısından incelemektedir. Vergilerin uygulamaya konulması, salınması ve toplanması ile ilgili düzenlemeler yanında kamu fonlarınnı kullanımıda ele alınmaktadır. Bu yaklaşımla kamu harcamaları teorisi ve vergi teorisinin geliştirilmesi konusundaki çabalar son derecede sınırlı düzeyde olup yok denecek kadar azdır.

b) Yapısal Yaklaşımlar: kamu maliyesi ile ilgili konulurın ekonomik açıdan incelenmesine yönelik olup, kaynak dağılımında ve kullanımında etkinlik, devlet faaliyetlerinin etkinliği ve alternatif maliyetler piyasa ekonomi si ile ilgili faaliyetlerin incelenmesi bakımından göz önünüde tutulan teorik çerçeve içerisinde kamu faaliyetlerinin ekonomik analizinin yapılması ve benzeri çalışmaları kapsamaktadır.

c) Değişim Yaklaşımı : fransa ve italyada çeşitli bilim adamları tarafından ileriye sürülmüş bir yaklaşım olup vergileri kamu hizmetlerinin bedeli olarak kabul etmektedir. Devlet faaliyetlerinin optimumum düzeyinin piyasa ekonomisine benzer bir şekilde ve vergilerin ( fiyatların ) üretilen devlet hizmetlerinin marjinal maliyetine eşit olduğu noktada oluşacağını belirtmektedir.

d) Gelir Yaklaşımı: fonksiyonel maliye ile ilgili olup her devlet faaliyetinin milli geliri azaltıcı ve arttırıcı etkileri incelenmektedir. Buna kamu harcamalarının finansmanından daha çok harcamanını düzeyini vergiler yolu ile kısmak veya benzer şekilde kamu harcamalarını fonksiyonunun hizmet sağlamak değil gelir akışını daraltmak olması örnek olarak gösterilebilir.

e) Refah Yaklaşımı: kamu maliyesi aracılığı ile toplum refahının maksimize edilmesini öngörmekte olup kimsenin durumundan fedakarlık yapılmaksızın toplum refahının arttırılması amaçlanmaktadır. . Refah ölçüsü, kamu maliyesi açısından devlet faaliyetlerinin optimum düzeyini belirlemede önem taşımakta ve vergi yükü bakımından fonksiyon görmektedir.

KAMU MALİYESİ İLE İLGİ YAKLAŞIMLAR ( Günümüzdeki Yaklaşımlar)

HUKUKİ YAKLAŞIM: Alman ve fransız ekolünün yaklaşım şekli olup siyasi ve idari sistem içinde kamu maliyesinin temel fonksiyonları üzerinde durulmaktadır. Bu yaklaşıma göre kamu tüzel kişileri anayasayla kendilerine yüklenmiş olan fonksiyonları gerçekleştirmeleri için harcama yapmak durumunda olup söz konusu harcamaların hangi kaynaktan ve hangi usullerle sağlanacağı ile toplumsal mali yük uygulamalarının toplum kesimleri arasında adil bir şekilde dağılımının nasıl gerçekleştirileceği konuları ağırlık kazanmaktadır.


İKTİSADİ YAKLAŞIM: Devletin vergi ve benzeri nitelikteki kamusal mali yük uygulamaları ve borçlanma aracılığıyla yarattığı ekonomik etkileri ön planda tutmakta söz konusu uygulamaların satın alma gücü tüketim, tasarruf, gelir ve servet dağılımı ile yatırımlar üzerindeki etkilerini analize yönelik bulunmaktadır. İktisadi yaklaşımda devlet faaliyetlerinin Kamu Hukuku ile olan ilişkisi tamamen bir tarafa itilmekte ve konun sadece ekonomik yanı ile ilgilenilmekte ülkemizde kıta avrasyasının etkisiyle mali olaylar genellikle hukuki yakmaşıma göre incelenmiştir.

KAMU MALİYESİNİN AMAÇLARI

*****Kaynak Kullanımında Etkinlik Sağlanması: kaynak tahsisi ile ilgi olup ekonomik kaynakların paylaştırılmasında kıt kamu kaynaklarının optimum dağılımını ve kullanımını gerekli kılar. Devlet fiyat mekanizmasının fonksiyonlarındaki eksiklikleri gidermek amacıyla piyasaları piyasa koşullarını sosyal ve özel maliyetler ile dışsal ekonomileri ve ekonomik olmayan durumları gözönünde bulundurmak durumundadır.

******Bölüşümde Etkinlik Sağlanması: iş imkanları eğitim düzeyi, veraset sonucu intikallereyönelikpolitikalar, vergi ve kamu harcama politikaları gibi bazı faktörlere bağlı olarak gelir ve servet dağılımında etkinlik sağlanmasını ifade etmektedir.

******İktisadi İstikrarırın Sağlanması:

KAMU GİDERLERİNİN ÇEŞİTLERİ:

KAMU GİDERLERİNİN FONKSİYONEL AYRIMI: bu ayrım şeklinde yapılacak giderler yoluyla gerçekleştirilmesi öngörülen amaçlara yönelik hizmetler dikkate alınmaktadır. Devletin klasik ve sosyo ekonomik nitelikteki hizmetleri gözönünde tutulmakta her bir hizmet grubu için yapılan giderler dikkate alınmaktadır. Aynı hizmet birden fazla kamu kuruluşu aracılığı ile gerçekleştiriliyor ise her kuruluşun o hizmet için yaptığı giderler toplanmakta ve böylece bir hizmet için yapılan toplan gider belirlenmektedir. Eğitim giderleri, savunma giderleri, yönetim giderleri, sağlık giderleri, bayındırlık giderleri sosyal hizmet giderleri gibi çeşitli kalemler altında giderlerin sınıflandırılması yoluna gidilmektedir. Bir bütün olarak çeşitli kamu hizmetlerinin maliyetlerini göremeye bu maliyetler ile ilgili olarak karşılaştırmalara yapmaya ve dolayısı ile hizmetlerin daha verimli olamasını sağlamaya fırsat veren bu ayrım genellikle yarı toplumsal yada piyasa konusu olabilir nitelikteki hizmetlerin etkinleştirilmesi, maliyet fayda analizlerinin yapılabilmesi bakımından daha fazla yarar sağlayabilmektedir.

MAL VE HİZMET ALIM GİDERLERİ – TRANSFER VE YARDIM AYRIMI

Mal ve hizmet giderleri devletin üretim faktörü talebi dolayısıyla yapmak durumunda kaldığı giderlerdir. Bu giderler cari harcamalar ve yatırım harcamaları şeklinde ortaya çıkmaktadır. Pigau ve Colm gibi ingiliz ve alman bilim adamları ileri sürülen bu ayrımda bu grupta yer alan giderlerin temel niteliği bir hizmet veya işgücü, bir mal veya eşya dolayısılile giderlerin yapılmış olmasıdır.

TRANSFER HARCAMALARI: bu harcamalar mal ve hizmet alımına yönelik olmayıp toplumun sosyal yönden güçlü kalmasına yönelik olarak yapılan ve daha çok yardım amacı güden bir niteliğe sahiptir. Transfer giderleri ekonomik, sosyal ve mali nedenlerle gerekli görülen kişilere yapılan fon aktarmalarını ifade etmektedir. Bu ödemeden yararlananların satın alma gücü artmaktadır. Sübvansiyon şeklinde yapılan taransfer ödemeleri ise çeşitli kuruluşlara ve piyasa fiyatınındüzenlenmesi amacıyla yapılmaktadır. Şekli olarak transfer giderleri bir anlamda negatif vergi olarak düşünülebilir.(Borç faiz ödemeleri tranfer harcamaları içerisinde yer alır)

VERİMLİ GİDERLER - VERİMSİZ GİDERLER AYRIMI: ekonominin üretim kapasitesini arttıran veya kamu gelirlerinde artış sağlayan giderler verimli diğer ise verimsiz gider olarak kabul edilmektedir.

CARİ GİDERLER -YATIRIM GİDERLERİ AYRIMI: bu ayrıma göre devletin tüketim malları alımına yönelik harcamaları cari, sermaye oluşumu ile ilgili giderleri ise yatırım giderleri olarak nitelendirilmektedir.

Cari giderler niteilikleri itibarı ile her yıl tekrarlanma görünümündedirler genellikle birbütçe dönemi içerisinde tüketilmesi sözkonusu faydanın elde edilmesi amacıyla yapılmaktadır. Personelgiderleri, isıtma, aydınlatma, kırtasiye, yakacak vb giderler örnek gösterilebilir.

Yatırım giderleri ise üretimi arttıran üretkenliği olumlu yönde etkileyen kaynakların daha iyi kullanılmasını sağlayan üretim faktörlerinin verimliliğini arttıran genellikle dayanıklı nitelikte ve faydası birden fazlayla yaygın mallar yapılan giderlerdir.

KAMU HARCAMALARININ SINIFLANDIRILMASI :

İşlevsel Sınıflandırma( fonksiyonel). Politik organlarca belirlenen kamu harcamalarını kapsayan ve harcamalara ulaşılmak istenen belirli hedeflerin anlamlı biçimde birleştirildiği bir sınıflandırmadır.

a) Genel Hizmetler: Genel yönetim, savunma yargı ve kolluk hizmetleri gibi TBMM Cumhurbaşkanlığı, Anayasa Mah, Dışişleri Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı vs

b) Ekonomik Hizmetler: genellikle bir yere doğrudan yarar sunma yerine üretim sürecinin ilk aşamalarında hammede ve ara malları ile altyapıyı oluşturan özellikleri dolayısı ile firmalara yarar sağlanmasıdır. Tarım Enerji doğal kaynaklar ulaşım gibi hizmetler, ulaştırma Bakanlığı, Enerji Bakanlığı, DSİ gibi

c) Sosyal Hizmetler: Eğitim, sağlık, sosyal güvenlik, hizmetler = Sağlık Bakanlığı çalışma ve Sosyal güvenlik bakanlığı Milli eğitim Bakanlığı Diyanet İşleri Başkanlığı

EKONOMİK SINIFLANDIRMA

a) Gerçek Harcamalar. Toplam talebini bir ögesini ve bu niteliği ile cari dönem üretimi yada fiyat düzeyini etkileyen harcamalardır.

b) Yatırım Harcamaları

c) Cari Harcamalar. Personel giderleri büro malzemesi alımı aydınlatma ısınma küçük onarımlar

d) Transfer Harcaması : fakirlere yapılan harcamalar sübvansiyonlar.

. Eğitim ve sağlık harcamaları kalkınma carisi türünden harcamalardır


KAMU GELİRLERİ

a) Vergiler

b) Harçlar: Bazı kamu kuruluşlarının sundukları hizmetinden yararlanalanların bu yararlanma karşılığı ödedikleri bedeldir. Harçları vergiden ayıran en önemli kriter harçlarında kısmende olsa bir kamu hizmeti karşılığı olarak alınmasıdır.

c) Resim : Bazen harca bazende vergiye benzemektedir. Resim ya tamemen karşılıksız olarak alınmakta yada bir hizmetten yararlanmanın veya bir hakkı elde etmenin karşılığı olarak alınmaktadır. Rıhtım resmi, ihade alının damga resmi

d) Şerefiye : Şerefiyede vergi ve harcın özelliklerini taşıyan bir kamu gelir türüdür. Buğün ülkemizde harcamalara katılma payları olarak adlandırılmakta ve belediyelerce yapılan yol kanalizasyon ve su tesisleri hizmetlerinden yararlanan gayrımenkul sahiplerinden alınmaktadır.

e) Parafiskal gelirler: kamu veya yarı kamu kurumu niteliğindeki ekonomik sosyal ve mesleki kuruluşların yaptıkları hizmetler karşılığında, kendi üyelerinden veya hizmetlerinden yararlanlardan çeşitli adlarla aldıkları paralardır. Örnek olarak Emekli sandığı, SSK Bağkur.

PARAFİKSAL GELİRLER

1). Kamu kuruluşu niteliğindeki bir ekonomik yada mesleki kuruluşun yaptığı hizmetlerden dolaylı veya dolaysız bir şekilde yararlanan kişilerden toplanmaktadır

2). Zorunlu bir ödemedir

3). Ekonomik sosyal ve mesleki kuruluşlar tarafından toplanırlar.

4) . Devlet veya yerel yönetimlerin bütçelerinde yer almamaktadır.

5) . Karşılıkları vardır.

f)

g) para basımı

h)mali tekeller

ı) para

i ) Emlak teşebbüs gelirleri

VERGİNİN TANIMI VE ÖZELLİKLERİ

1-VERGİNİN DEĞİŞİM GÖRÜNÜŞÜNE GÖRE AÇIKLANMASI: fayda teorisi vergilerin; kamu harcamalarından sağlanan fayda göre dağıtılmasını öngörmektedir. Buna göre, nasıl alınan özel mal ve hizmetler için ödeme yapılmaktadır. Aynı şekilde kamu sektörünün sunduğu mal ve hizmetler için de ödeme yapılması gerekir. verginin değişim teorisine göre açıklanmasında vergi: devletin gördüğü mal ve hizmetlerin karşılığı olarak alınan ve bunun için ödenemesi gereken bir bedel olarak görünmektedir. Locke PROudhon, Clemence rayer gibi mualiflerce savunulmuş bir görüştür. “ vergi bir değişimdir, kişiler arasında bu faydaların sağlanması için yapılan değişime benzer şekilde bireylerle devlet arasında da değişim vardır. “ devletin rolü herkese eşit fedakarlık yüklemek olmayıp bireylere sağladığı hizmetlerin adil fiyatını ödemektir. Gibi çeşitli ifadelerle açıklanan bu görüşün geçerliği kalmamıştır. Çünki vergi kamu hizmetlerinin gerektirdiği giderleri finanse etmek üzere alınmakla birlikte, belirli bir hizmet karşılığı değildir.

2- VERGİNİN SİGORTA PRİMİ GÖRÜŞÜYLE AÇIKLANMASI: toplum bireylerin mal ve mülklerini güvenlik altında bulunduran devlete bu hizmetlerin karşılığı olarak ödemiş oldukları bir sigorta primine benzetilmektedir. Devlet sanki bir sigorta şirketi gibi fertlerden vergi adı altında para almakta ve karşılığında güvenlik ve asayişi sağlamaktadır. Montesguieu, Mirabeau, Emine de Girardin bu görüşü savunmaktadır.

3- VERGİNİN SOSYAL ÜRETİM GİDERLERİNE KATILMA PAYI OLARAK AÇIKLANMASI: bu görüşe göre toplum bir üreticiler birliğine benzetilmekte ve vergi devlet tarafından yapılan kamu hizmetlerinin sosyal üretime katılması karşılığı olarak ödenen bir pay şeklinde kabul edilmektedir. Vergi üretimden faydalanmak için her üreticiye düşen gider payıdır.


4-VERGİYİ DEVLETİN EĞEMENLİK HAKKININ BİR SONUCU SAYAN GÖRÜŞ

VERGİLEMEYE İLİŞKİN TEMEL KAVRAMLAR

VERGİNİN TEMEL KONUSU: Verginin üzerinden alındığı şeydir, bu şey ekonomik bir değer, hukuki bir muamele, fiziki bir varlık, bir fiil, bir olay ve benzedi olabilmektedir. Sadece maddi anlamdaki mal ve eşyalar değil; maddi olmayan ekonomik unsurlar, mükelleflerin fiziki varlığı veya sosyal durumları dahi vergi konusunun kapsamına girebilmektedir.


VERGİ MÜKKELLEFİYETİ: Vergi mükellefi yada yükümlüsü, vergi kanunlarına göre kendisine vergi borcu düşen gerçek veya tüzel kişi olarak tamınlanmaktadır.


VERGİ SORUMLULUĞU verginin ödenmesi bakımından alacaklı vergi dairesi ile muhatap olan kişidir vergi sorumlusu vergi kanunlarına göre kendisi mükellef sayılmayıp vergi mükellefi adını vergiyi ödemek ve vergiye ilişkin değer şekil ödevleri yerine getirmek zorunda olan kişidir

Vergi sorumlusunun en tipik örneğini ücrelilere ilişkin gelir vergisi uygulamasında görüyoruz.işverenler yanlarında çalıştırdıkları kişilere hizmet karşılığı ödedikleri gelir vergisini kesip vergi dairesine onlar adını yatırmak zorundadır. Bu durumda ücretliker vergi mükellefi sayılırken işverenler vergi sorumlusu sayılmaktadır.


VERGİDE İSTİSNA VE MUAFİYET

- İstisna verginin konusunda muafiyet ise mükellefiyette kısıtlamayı ifade eder.

- istisnaya örnek olarak katma değer vergisinden ihracat istisnasını gösterebiliriz

- muafiyete örnek olarak gelir vergisi kanunda yer alan esnaf muaflığı, küçük çiftçi muaflığı, ve diplomat muaflığını göstermek mümkündür.

Advolerm matrah: Vergi konusunun ekonomik değeri alınıyorsa satış fiyatı vs advolerm matrah sözkonusudur.

Spessifik Matrah : Verginin konusu uzunluk, ağırlık, yüzölçümü, adet vb olarak alınıyorsa spesifik matrah sözkonusudur.


Vergi Matrahının Tespitini ilişkin Usuller

a) İdari Takdir Usulü : doğrudan doğruya takdir usulü olarakta nitelendirilen bu usulün esası vergi idaresinin, her bir vergi yükümlüsüne ilişkin vergi borcunu ayrı ayrı tespit etmesidir. Son derece subjektif bir uygulama, esasına dayanan ve yükümlülerin aleyhine olarak matrahın çok yüksek belirlenmesi tehlikesini taşıyan bu usul günümüzde bazı istisnai hallerde uygulanmaktadır.

b) Karine ve Dış Belirtiler Usulü. Bu usül doğrudan takdir usulünden biraz daha objekleştirilmiş bir şekildir. Bu usulde mükelleflerin gelir ve servetlerine karine teşkil eden bir takım dış belirtilerden yada göstergelerden hareketle vergi borcunun tespitine çalışır.

c) Götürü Usul : Bu usulde vergi idaresi yükümlüleri münferit olarak değil belli gruplar itibarı ile ele alarak matrahlarını tespit etmektedir. Yükümlüler belirli kıstaslara göre sınıflandırılmakta ve her sınıf için ortak bir vergi matrahı tespit edilmektedir.

d) Beyan Usülü : Beyan usulünün esas vergi matrahıın yükümlülerine veya vergi sorumluları tarafından vergi kanunlarında öngörülen ilkelere uygun olarak belirlenip beyanname adı verilen bir belge ile vergi idaresien bildirilmesidir. Bu usulde vergi idaresinin görevi beyan edilen matrahların doğruluğunu kontrol etmektir.

Vergi Tarhı : Vergi tarhı kısaca vergi borcunun hesaplanması işlemidir. Vergi usul kanunuda verginin tarhı vergi alacağının kanunlarda gösterilen matrah ve nispetler üzerinden vergi idaresi tarafından hesaplanarak bu alacağı miktar itibarıyla tespit eden idari işlemlerdir. Biçiminde tanımlamıştır.

Vergi tarifesi : konusu ve matarahı belli olan bir verginin miktarını belirleyebilmek için vergi tarifesi denilen unsurun bilinmesi gerekir. devlet açısından bir alacak, yükümlüler bakımından ise bir borç oluşturan verginin tutarının hesaplanabilmesi için ancak vergi tarifesi ile olur.

Verginin Tebliği : Vergiyi tarh eden, yani hesaplayan taraf vergi dairesi olduğuna göre, bu işlemden karşı tarafın yani yükümlülerin yada sorumluların haberdar edilmesi gerekir. iste vergi dairesinin vergilendirmeyi ilgilendiren ve hüküm ifade eden hususları yükümlülere yada sorumlulara bildirmesine tebliğ denilmektedir.

Verginin Tahakkuku: Tarh ve tebliğ edilen verginin ödenecek safyahay gelmesidir. Verginin tarh edilerek yükümlüye tebliğ edilmesiyle artık yükümlü vergi borcu hakkında bilgi edinmiş olur.


VERGİNİN TAHSİLİ:

a) İltizam Usulü: Bu usulde vergilerin kanunlara uygun olarak tahsili için devlet tarafından bir bedel karşılığında mültezim adı verilen ve nevi mütehait fonksiyonu gören bir kişiye veriliyordu. Vergi toplama işinin mültezime verilişi açık arttırma ile gerçekleştirilirdi. Buna göre vergi toplama hakkı karşılığında devlete en yüksek bedeli ödemeyi tahhüt eden kişi bu hakkı elde ederdi. Mültezimin tapladığı vergi ile ödediği bedel arasındaki fark kendi karını vveya zararını teşkil ederdi.

b) İhale Usulü : vergi toplama hakkı, toplanacak vergi hasılatından en düşük payı taahüt edene verilir. Bu usul bügünkü devlet ihale sisteminde açık eksiltme usulüne benzetilebilir.

c) Halk Temsilcileri İle Tahsil Usulü : vergi idaresinin yeterli düzeyde gelişmediği dönemlerde uyğulanmış olun bu usulde vergiler, halkın arasında bu amaçla seçilmiş kişiler vasıtasıyla toplanıyordu

d) Emanet Usülü: vergilerin devlet adına onun görevlendirdiği kişiler vasıtayısla tahsil edilmesidir. Şu anda Türkiyede uygulanan sistem budur.

e) Pul Veya Bondrol Yapıştırmak Yahut Değerli Kağıtlar Kullanmak Suretiyle Verginin Ödenmesi


MALİ AÇIDAN GELİR KAVRAMI

a) Kaynak Teorisine Göre Gelir.: Belirli bir kaynaktan düzenli olarak sağlanan gelir akımını ifade eder. Örneğin bir teşebbüs sahibinin işletmesinden sağladığı kar , emek sahiplerinin elde ettikleri ücretler, menkul ve gayrımenkul sahiplerinin sahip oldukları sermaye unsurları başkalarının kullanımına terk etmek suretiyle sağladıkları………………..kaynak teorisine göre geliri teşkil etmektedir. Bu karşılık belirli bir kaynaktan düzenli olarak sağlanmayan , örnegin miras bağış ve benzeri yollardan yad menkul ve gayrımenkul sermaye unsurlarının kendi değerinde meydana gelen artışlar bu manada vergilendirilerek gelir kapsamına dahil edilemezler.

b) Net Artış Teorisen Göre Gelir. Net artış teorisi vergilendirilecek gelir kavramını daha geniş kapsamlı olarak ele almaktadır. Bu teoriye göre gelir, kaynak teorisine göre açıklanan gelir kavramında içine alacak biçimde bir kimsenin belli bir dönemin sonundaki servet değerinde aynı dönemin başındaki servet değerine göre meydana gelen net artıştan ibarettir. Bu artışa dönem içindeki çeşitli tüketim harcamaları dahildir.

Türk gelir sistemi. Vergilendirilecek gelirleri ağırlıklı olarak kaynak teorisine göre ele almış olmakla birlikte azda olsa net artış teorisene giren gelir unusurlarınada yer verilmiştir.


GELİR VERGİSİNİN UYĞULAMA ŞEKİLLERİ

Sedüler Gelir Vergisi : Yükümlülerin çeşitli kaynaklardan sağladığı vergilerin ayrı ayrı verğilendirilmesidir. Örneğim bir vergi yükümlüsünün aynı vergileme döneminde ticari kazanç yanında zirai kazanç ve menkul sermaye iradı elde etmesi halinde, bu gelirlerin birleştirilmeden ve birbirleriyle irtibatlandırılmadan vergilendirilmesi durumunda ortay çıkan vergilerdirme şekli sedüler gelir vergisidir.

Sedüler gelir vergisinin uygulamasında yükümlürin şahsi durumları dikkate alınmadığı gibi artan oranlı tarife yapısıda uygulanmaz bu nedenle sedüler gelir vergisi gayrı şahsi objektif nitelikte bir vergidir.

Üniter gelir vergisi: Çeşitli unsurlardan sağlanan gelirin birleştirilerek vergilendirilesi üniter gelir vergisi çeşitini oluşturur. Bu usulde çeşitli kaynaklardan sağlanan gelirler toplanır. Varsa zararlar mahsup edilir. Bu suretle bulunan net tutar üzerine artan oranlı vergi tarifesi tatbik edilmek suretiyle vergi borcu hesaplanır.

Üniter gelir vergisi uygulamasında ayrıca, yükümlülerin şahsi ve ailevi durumlarına göre vergi matrahından belli indirimler yapmak suretiyle vergilemede ödeme gücü ilkesini gerçekleştirmek mümkündür.


HARCAMA ÜZERİNDEN ALINAN VERGİLER

TÜRLERİ: muamele vergileri, vergi konusunun kapsamına genişliğine göre genel muamele ve özel muamele vergisi olmak üzere iki ana gruba ayrılır. Genel muamele vergisi bazı istisna ve muafiyetler dışında tüm iktisadi ve hukuki düzenlemeleri kapsamına alan bir vergidir. Örneğin Katma Değer vergisi, bu manada bir genel muamele vergisi grubuna girer. Buna karşılık sadece bir kısım iktisadi ve hukuki muameleri kapsamına alan vergiler ise özel muamele vergisi grubuna girerler. Bu tür vergilere örnek olarak talep elastiki düşük olan tütün mamülleri, şeker, akaryakıt, ve benzeri maddeler üzerine konulan özel tüketim vergileri gösterilebilir.


UYGULAMA ŞEKİLLERİ

Yayılı Muamele Vergisi : vergi konusu mal ve hizmetlerin üretim ve tüketim zinciri içindeki her aşamada satış fiyatı üzerinden alınan vergidir. İlk üretim aşamasından itibaren alınmaya başlanan vergi müteakip aşamaların herbirinde, daha önceki aşamalarda ödenmiş olan verginin malın fiyatına eklenmesi, suretiyle bulunan satış fiyatı üzerinden hesaplanarak alınır. Bu süreç, ilk üretimden parekende satış aşamasına kadar bu şekilde devam eder.

Vergi Piramitleşmesi : Ödenen vergi malın maliyetine eklenerek daha sonraki safhalarda alınacak olan verginin matrahına girmiş oluyor. Böylece verginin üzerinden vergi hesap edilip alınıyorki bu duruma mali litaratürde vergi piramitleşmesi denir.

Toplu Muamele Vergisi. Toplu muamele vergisiin üretim- tüketim zinciri içinde alındığı aşamanın adına göre üç çeşiti vardır. Bunlardan birincisi malın ilk üretim aşamasında vergilendirilmesidir ki. Buna istihsal vergisi adı verilir. İkincisi malın toptancıdan parekendeciye aktarılması sırasında vergilendirilmesidirki bu aşamada alınan vergiye toptan satış vergisi adı verilir. Üçüncüsü ise malın tüketiciye intikali sırasında yani parekendeciler tarafından tüketicilere yapılan mal teslimleri dolayasıyla vergi alınmasıdırki, buna parakende satış vergisi adı verilir.

KDV ekonomide meydana getirdiği etki bakımından toplu muamele vergisi türlerinden perakende satış vergisi ile aynıdır.


KATMA DEĞER VERGİSİNİ TÜRLERİ

1) Gayrısafi Hasıla MATRAH = Ücret+Faiz+Rant+Kar+Amortisman Tipi KDV

2) Gelir Tipi MATRAH =(ücret+faiz+rant+kar)- Amortisman KDV

3) Tüketim Tipi MATRAH =( ücret+faiz+rant+kar)- Yatırım Mal Tutarı KDV

Türkiye 1999 yılında gelirtipi KDV den Tüketim tipi KDV geçmiştir.


VERGİLEMENİN KLASİK İLKELERİ

Adam Smith tarafından ortaya konulmuş ilkelerdir.


1) Adalet İlkesi : Toplum içinde bulunan ve vergi ödeme gücüne sahip bulunan herkesin ödeme güçleri dahilinde kamu harcamalarının finansmanına katılmalarını öngörür

2) Belirlilik ve kesinlik ilkesi : herkesin ödeyeceği verginin türü ve miktarı önceden belli olmalıdır. Keyfi ve rastgele kimseden vergi alınmalaıdır. Her yükümlü nezaman nerede ve nekadar vergi ödeyeceğini önceden kesin ve açık olarak bilmelidir

3) Uygunluk ilkesi : buna göre vergiler yükümlülerden en uygun zamanda ve şartlarda alınmalıdır.

4) İktisadilik ilkesi (Tasarruf İlkesi ): Yükümlülerin ödemiş olduğu vergi miktarı ile devlet hazinesine giren vergi miktarı arasındaki farkın mümkün olduğu kadar az olmasını ifade eder.


VERGİLEMENİN MALİ İLKELERİ

Verimlilik İlkesi : Belli bir dönemde örneği bütçe yılı içinde devlet tarafından yapılacak harcamaların büyük bir kısmını karşılayacak düzeyde vergi geliri elde edilmesini ifade eder. Dolayısı ile vergi gelirinin verimliği sayesinde kamu harcamaları için gerekli olan finansman kaynağının sağlanması mümkün olur.

Esneklik İlkesi : Bir verginin esnekliği o vergi ile sağlanan gelirlerin belli şartlara göre çoğalıp azalabilmesini ifade etmektedir. Bir verginin esnekliği, yani hasılatının değişimi, milli gelirdeki değişmelerle mukayese edilerek ölçülür. Milli gelirdeki değişmelere bağlı olarak hasılatıda değişen bir vergi esnek olarak nitelendirilebilir


VERGİLEMEDE ADALETİN SAĞLANMASINA İLİŞKİN İLKELER

Yararlanma İlkesi : Yararlanma ölçüsüne göre devlet bireylerden kamu hizmetlerinden yararlandıkları ölçüde vergi almalıdır. Bu ölçü serbest piyasa ekonomisinde geçerli olan mübadele esasına dayanmaktadır. Nasılsa bireylerin ürettikleri mal ve hizmetlerin piyasada bir bedeli vardır. Devletin ürettiği mal ve hizmetlerinde bir bedeli olmalıdır. Ve bu bedel vergidir.

Ödeme gücü ilkesi : Devlet bireylerden vergi alırken onların ödeme gücünü gözönünde bulundurmaktadır. Bireylerin ödeme gücünü teşkil eden gelir ve servet harcamaları birbirinden farklıdır. Dolayısı ile bireylerin ödeyeceği vergi miktarının farklı olması adil bir vergilendirmennin gereğidir. Buna göre bireylerin kamu hizmetlerini finansmanına kamu hizmetlerinden yararlandıkları ölçüde değil sahip oldukları ödeme gücü ölçüsünde katılmaları gerekir.


Genellik ilkesi : vergi ödeme gücüne sahip olan herkesin herhangi bir ayrıma tutulmadan vergi ödemisini ifade eder. Vergide muafiyet ve istisnalar yer verilmesi bu ilkeyi zedeler. Ancak iksitadi ve sosyal sebebler istisna ve muafiyetleri zorulu olarak ortaya çıkartmaktadır.

Eşitlik ilkesi. Vergi ödeme gücü bakımından aynı olanların vergilendirme bakımından aynı tür işlemlere tabi tutulması buna karşılık farklı durumda olanların ise farklı işlemlere tabii tutulması olarak açıklanabilir. Aynı durumda olanların aynı tür vergilendirme işlemlerine tabii tutulmaları vergilendirmede yatay eşitlik, buna karşılık farklı durumlarda bulunanların farklı bir biçimde vergilendirilmesi ise vergilemede dikey eşitlik olarak nitelindirilir.

Nispilik ilkesi. Vergi yükünün herkesin ödeme gücüne göre paylaştırımasına nispilik ilkesi denilmektedir. Vergi yükünün fertler arasında nispi olarak eşit ve adil dağılımını sağlamak için yararlanılabilecek bazı teknikler vardır. ;

********En Az Geçim İndirimi :İnsanların geçinmeleri için gerekli olan asgari gelirin vergi dışı bırakılmasına asgari geçim indirimi veya en az geçim indirimi denir.


En Az Geçim İndirimi Uygulama Şekilleri

1)Matrahtan indirim Sistemi: Mükellefin gelirinden , en az geçim indirimi tutarının düşürülmesi ve kalan kısmın vergilendirilmesi şeklinde gerçekleştirelen uygulamadır. Burada; en az geçim indirimin düşüldüğü gelir matrahmış gibi düşüldüğünden, matrahın tanımı ve niteliğine ters düşen bir şekilde işlem yapıldığı görülür. Matrah; vergi konusunun verginin hesaplanmasına esas olan değer yada miktardır, şeklinde tanımlanmakta olup, burada dikkati çeken husus, indirimden sonra kalan tutarın vergi hesabına esas alacağıdır.

2) Vergiden İndirim (Dekot)Sistemi: Bu sistemde önce mükellefin vergilendirilmesi söz konusu geliri, vergi tarifesine göre vergilendirilmekte, daha sonra en az geçim indiriminin tarifeye göre bulunan vergisi, toplam vergiden düşülmektedir.kalan kısım mükellefin ödemesi gereken vergiyi oluşturmaktadır.

3) Bölme Katsayı Sistemi: Aile gelirinin aile bireyleri sayısına bölümlenmesinden sonra vergilendirilmesini ön gören bir sistemdir. Bu sistemde artan oranlı vergi tarifesinin gelir dilimleri üzerindeki etkisinden yararlanılmaktadır. Aile gelirinin bölünmeden toplam gelir üzerinden vergilendirilmesi halinde gelir vergi tarifesinin üst oranlarına girecektir. Gelirin bölünmesi halinde her bir gelir kısmının ayrı ayrı vergisi hesaplanacağından tarifenin daha düşük oranlarına tabi olmaları nedeniyle ailenin toplam vergi yükü azalacaktır.

• ***********TÜRKİYEDE 1968’ DEN ÖNCE VE 1981 YILINDAN İTİBAREN MATRATAN İNDİRİM SİSTEMİ UYGULANMIŞTIR BU YILLAR ARASINDA İSE VERGİDEN İNDİRİM (DEKOT) SİSTEMİ UYGULANMIŞTIR.


*********** Artan Oranlılık :Vergi matrahının büyümesi ile uygulanan oranında büyüdüğü vergilerdir.Gelir vergisi artan oranlı vergilere en iyi örnektir.

*********** Ayırma Sistemi :Sermaye gelirlerinin emek gelirlerine göre daha fazla vergilendirilmesini öngören bir sistemdir.

Kişisel Verği Yükü. Bir kişinin ödediği toplam vergilerin kişinin toplam gelirine oranıdır

Toplam verği yükü. Devletin gelirlerinin toplamanın GSMH oranıdır

Net vergi yükü. Ödenen vergilerin yararlanılan kamu hizmetlerinin bedelinden mahsubunun kişi toplam gelirine oranıdır

Vergi kapasitesi : Bir ülkenin asgari geçimini sağlayan gelir düzeyinin üzerinde kalan gayrısafi milli hasılasının büyüklüğüne eşittir. Başka bir ifadeyle bir ülkedeki vergilendirilebilir ekonomik potansiyeli ifade eder.

Fiili vergi gayreti. Belli bir dönemde devletin toplayabildiği vergi hasılatının gayrısagi milli hasılaya oranıdır.

Vergi baskısı (tazyiki). Verginin karşılıksız ve zorunlu olması onun gönülden bir istekle yerine getirilmesini engeller bu nedenle vergiyi istemeyerekte ödemek zorunda olanların duymuş oldukları. Psikolojik etkiye vergi baskısı yada vergi tazyiki denilmektedir.

a) vergiden kaçınma. Vergiyi doğuran olaya sebebiyet vermemek suretiyle vergi borcundan kurtulmayı ifade eder. Vergi yasalarındaki istina ve muafiyetlerden yararlanmak örnek: yükümlülerin vergi konusuna girmeyen kaynaklardan kazanç ve irat sağlamak yada vergiye tabi olmayan mal ve hizmetleri satın almamak suretiyle verigiden kaçınmak mümkündür.

b) Vergi kaçakçılığı. Vergi kaçakçılığı vergi baskısına karşı yasa dışı bir tepkidir.

Verginin telafisi giderilmesi. Vergi ödemek suretiyle ödeme gücü zayıflayan bireyler, tekrar eski güçlerine kavuşabilmek için bir takım çaba ve faaliyet gösterirle. Bu çerçevede yükümlüler tüketim yatırım ve tasarruf kararlarını gözden geçirererek bazı değişiklikler yapmaya karar verebilirler. Vergi baskısı karşısında ortaya çıkan bu değişikliğe Verginin beyan etkisi denir.

a) verginin gelir etkisi. Ödedikleri vergiden dolayı gelirlerinde azalma meydana gelen bireyler, gelirlerindeki bu azalmayı daha çok çalışarak kazanmak suretiyle telafi edebilirler. Bu duruma verginin gelir etkisi denir

b) verginin ikame etkisi. Verginin yükümlülerin ekonomik karar ve tercihlerinde değişlikler meydana getirmesi durumudur. Örnek, üzerine vergi konulan yada üzerinden alınan vergi miktarı artan bir mala olan talebin artması durumuna verginin ikame etkisi denir.


VERGİNİN YANSIMASI

a) Yansıma Şekilleri. İleriye doğru yansıma :kısmen yada tamamen ileriye doğru yansıma, üretici yada mal ve hizmet satışını yapan kimselerin ödemiş oldukları vergiyi mal ve hizmetlerin satış fiyatına ekleyerek alıcıya devretmesi şeklinde gerçekleşir.

b) Çapraz Yansıma : Talep elastikiyeti düşük olan, temel gıda maddeleri ve tekel ürünleri gibi malların üzerine konulan bir vergi kolaylıkla fiyata eklenerek alıcılara yani ileriye doğru yansıtılabilir, buna karşılık talebi esnek olan bir malın üzerine konulan bir verginin ileri doğru yansıtılması pek kolay olmaz. Zira vergi dolayısı ile fiyatı yükselen mala karşı olan talep azalır. Bu yüzden ileriye doğru yansıma bazen vergi konusu malların fiyatının yükseltilmesi ile değilde başka malların fiyatının yükseltilmesi ile gerçekleşirki buna çarpraz yansıma denir.

c) Geriye doğru yansıma: Satılan alınan mal ve hizmetlerin fiyatı düşürülerek vergi yükü malı satanların üzerine doğru devredilmeye çalışılır. Ancak hemen belirtmek gerekirki yansımanın bu şekli daha çok işletmelerin kendilerinin satın aldıkları faktörlerin fiyatının düşürülmesi şeklinde gerçekleşir.tüketiciler açısından geriye yansıma oldukça güç bir iştir.

d) Kanuni ve fiili yansıma :Kanun koyucu vergiler ile ilgi düzenlemeleri yaparken verginin yükümlüler tarafından başkalrına devrini öngörmüşolebilir bunun sonucu olarak gerçeklekşitirlen yansımaya kanuni yansıma denirir Örneğin:; KDV vergisinde mal ve hizmet satışını yapanlar kanuni yükümlü olarak nitelendirilen tüketiciler vergi taşıyıcısı yada yüklenicisi olarak nitelendirilmektedir. Bazı hallerde kanun koyucu açık bir şekilde öngörmediği halde yasal yükümülü tarafından ödenmiş olan bir vergi çeşitli yollardan başkalarına devredilmektedir. Bu suretle oluşan yansımaya fiili yansıma adı verilir.


YANSIMANIN BAĞLI OLDUĞU FAKTÖRLER

a)Verginin mahiyeti

*Dolaylı Vergiler: Mal ve hizmet satışları üzerinden ödenen vergiler gelir ve servet unsurları üzerinden alınan dolaysız verilere göre daha kolay yansıtılabilir. Mal ve hizmet satışları üzirenden alınan vergilerin satış fiatına eklenerke alıcılara devredilmesi kolaydır.

*. Verginin kapsamı ne derece geniş olursa yansıması o ölçüde kolay olur. Buna karşılık kapsamı dar olan vergilerin yansıma kabiliyeti daha azdır. Kapsamı geniş olan vergillerin ikame etkisi zayıftır. Tüm mal ve hizmetleri kapsamına alan vergi, söz konusu mal ve hizmetirin fıyatını aynı ölçüde yükselttiğinden, tüketicilerin başka mal ve hizmetlere yönleme imkanı önlenir. Bu yüzden vergi dolayısıyla fiyatı yükselen mala karşı olan talep değişmeyecektir. Bunu sonucu olarakda vergi fiyatının bir parçası olarak kolaylıkla tüketcilere yansıtılır.

*. Verginin dar kapsamlı olması halinde yani sadece belli mal vey hizmetlerden vergi alınması durumunda tüketicilerin vergisiz mallara doğru yönelme ihtimali olacağıdan bu tür vergilerin yansıtılması güç olur.


B) Piyasa Yapısı

****tam rekabet piyasasında kısa dönemde verginin yansıması oldukça sınırlı olup verginin büyük bir kısmı firmalar üzerine yerleşir.

*****monopolcü, monopol güce baglı olarak maliyetleri etkiyelen bir vergi varsa fiyatları yükselterek vergiyi yansıtır.

*****oligopolda az sayıda satıcı firma ile aralarında belirlenen dayanışma sonucu vergideki artışı fiyata aktararak tüketiciye yansıtabilir.

c)Talep Esnekliği Verginin yansımasını belirleyene en önemli faktör talep esnekliğidir. Talebin esnek olması fiyatlardaki değişmenin talep seviyesinde aynı ölçüde veya daha fazla bir değişme meydana getirmesini ifade eder. Buna karşılık, talebin esnek olmaması yada az esnek olması, fiyatlardaki değişmenin talep seviyesini etkilememesini yada az etkilemesini ifade eder. Bu durum karşınıda talebi esnek olan malların üzerine konulan verginin yansıtılması son derece güç yada imkansız olurken talebi esnek olmayan yada az esnek olan malların üzerine konulan verginin tamamının yada büyük bir bölümünün yansıtılması son derece kolay olur. Örneğin zaruri ihtiyaç maddelerinden ekmek, şeker, tuz ve benzeri gıda maddeleri üzerine konulan bir verginin yansıtılması aynı oranda gerçekleşmez.
Mert Ali
Mesajlar: 130
Kayıt: 09 Eki 2016 15:09
İletişim:

02 Kas 2016 16:24

Klasikler: (Serbest Ekonomi)
-Ekonomi, her zaman tam istihdamda işler.
- Ekonomi, görünmez bir el tarafından kontrol edilir.
- Devlet müdahalesine gerek yoktur.
- Her arz kendi talebini yaratır.
- Devlet borçlanması gereksizdir


kamusal mal tanımını yapan ilk amca SAMUELSON


KİT Kuruluş Amaçları –
a) Ekonomik büyümeye sağlamak
b) Tekelleri devletçe işletmek
c) Özel sektörün başaramayacağı işleri yapmak
d) Ekonomiye yön vermek ve düzenlemek
e) Özel sektöre öncülük etmek
f) Gelir dağılımını düzenlemek


*************Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Sayıştay ile (**) Düzenleyici ve denetleyici kurumlar, bütçelerini Eylül ayı sonuna kadar doğrudan Türkiye Büyük Millet Meclisine, bir örneğini de Maliye Bakanlığına gönderirler. ***********

KAMU YATIRIM PROGRAMI,
merkezi yönetim bütçe kanununa uygun olarak Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı tarafından hazırlanır ve anılan Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren on beş gün içinde Bakanlar Kurulu Kararıyla Resmi Gazetede yayımlanır.


GEÇİCİ BÜTÇE UYGULAMASI ALTI AYI GEÇEMEZ.


Merkezi yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin bütçeleri arasındaki ödenek aktarmaları kanunla yapılır

************Personel giderleri tertiplerinden, aktarma yapılmış tertiplerden ve yedek ödenekten aktarma yapılmış tertiplerden, diğer tertiplere aktarma yapılamaz…..*******



Merkezi yönetim bütçe kanununda belirtilen hizmet ve amaçları gerçekleştirmek, ödenek yetersizliğini gidermek veya bütçelerde öngörülmeyen hizmetler için, bu Kanuna ekli (I) sayılı cetvelde yer alan idareler ile (II) sayılı cetvelde yer alan idarelerden merkezî yönetim bütçe kanununda gösterilecek olanların(**) bütçelerine aktarılmak üzere, genel bütçe ödeneklerinin yüzde ikisine kadar Maliye Bakanlığı bütçesine yedek ödenek konulabilir. Bu ödenekten aktarma yapmaya maliye bakanı yetkilidir




****Kamu yatırım projelerinin gerçekleşme ve uygulama sonuçları, ilgili kamu idaresi tarafından izleyen yılın Mart ayı sonuna kadar bir rapor halinde Sayıştay Başkanlığına, Maliye Bakanlığına ve Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığına gönderilir.****

****Örtülü ödeneklere ilişkin giderler Başbakan, Maliye Bakanı ve ilgili Bakan tarafından imzalanan kararname esaslarına göre gerçekleştirilir ve ödenir.*****


tam kamusal mal - --yarı kamusal mal ayrımını yapan samuelson
politik fiyat--- yarı politik fiyat ayrımını yapan bARONE
erdemli mal --erdemsiz mal ayrımını yapan MUSGRAVE
oylama imkansızlığı - ARROW

.**** Genel bütçe gelirlerinin tarh, tahakkuk ve tahsili Maliye Bakanlığı veya tarh ve tahakkuka ilgili mevzuatına göre yetkili idareler tarafından yapılır.****


Kesin hesap kanun tasarısının ekinde;
a) Genel mizan,
b) Bütçe gelirleri kesin hesap cetveli ve açıklaması,
c) Bütçe giderleri kesin hesap cetvelleri ve açıklaması,
d) Bütçe gelir ve giderlerinin iller ve idareler itibarıyla dağılımı,
e) Devlet borçları ve Hazine garantilerine ilişkin cetveller,
f) Yılı içerisinde silinen kamu alacakları cetveli,
g) Mal yönetim hesabı icmal cetvelleri,
h) Maliye Bakanlığı tarafından gerekli görülen diğer belgeler,

Yer alır


1954 yılında Osmanlının bütün borçları ödendi
1958 yılında moratoryum ilan edildi (Türkiye)


İÇ DENETİM KOORDİNASYON KURULU
Maliye Bakanlığına bağlı İç Denetim Koordinasyon Kurulu, yedi üyeden oluşur. Üyelerden biri Başbakanın, biri Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakanın, biri Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakanın, biri İçişleri Bakanının, başkanı dahil üçü Maliye Bakanının önerisi üzerine 5 yıl süre ile Bakanlar Kurulu tarafından atanır.

VERGİ BORCUNU ORTADAN KALDIRAN NEDENLER:
a) Ödeme
b) Zamanaşımı
c) Takas
d) Terkin
e) Hata düzeltme
f) Uzlaşma
g) Yargı kararları

Komanditerin durumu ticari, zirai ve serbest meslek kazancında hep aynıdır ( Menkul sermaye iradı )

HARCAMALARIN YAPILIŞ SIRASI.
Taahüt – Tahakkuk- Verile Emri- Bağlama – Ödeme

*il özel idare bütçesini vali hazırlar ….. içişleri bakanı onaylar


OTOMATİK STABİLİZATÖRLER
• Vergi hasılatındaki otomatik degşmeler
• Kurum ve aile içi tasarruflar
• İssizlik sigortası ve yardımlar
• Tarımsal sübvansiyonlar
• Otomatik bütçe açık ve fazlalıkları
• Ekonomik stoklardaki artış ve azalışlar


Stağflasyonla mücadele politikaları
a) gelirler politikası
b) vergi temelli gelirler politikası
c) ücretlerin indekslenmesi
d) üretim teşvikleri


Dolaylı Vergiler
-Harcama üzerinden alınan vergiler
- Mükellefi ve yüklenici genellikle farklıdır
- Kolay yansıtılabilen vergilerdir
- Objektif, gayrişahsi niteliklidirler
- Gelir dağılımını bozarlar (tersine artan oranlı tarife)
- Tabanı geniştir
- Önceden belirlenemeyen işlemler üzerinden, isme bağlı olmaksızın
tarh ve tahakkuk etmektedirler
- Vergi idaresi açısından uygulaması daha kolaydır, daha az dirençle karşılaşır.
- Mali anestezi etkisi daha yüksektir


Dolaysız Vergiler
- Gelir ve servet üzerinden alınan vergiler (istisnai olarak genel harcama vergileri de dolaysız vergidir)
- Mükellefi ve yüklenici genellikle aynıdır
- Yansımaları daha zor, bazen imkansızdır
- Sübjektif, şahsileştirilebilen niteliklidirler
- Gelir dağılımını düzenler (sübjektif ve şahsi olması)
- Tabanı daha dardır
- Önceden belirlenebilen, isme bağlı olarak tarh ve tahakkuk etmektedirler
- Vergi idaresi açısından uygulaması daha zordur.
- Mali anestezi etkisi daha düşüktür

*üç yıllık bütçe planlarıyla uyumlu olarak, 2006, 2007 ve 2008 için yıl sonu hedefleri sırasıyla yüzde 5, yüzde 4 ve yüzde 4 olarak belirlenmistir.



Piyasa Başarısızlıkları
1.Piyasada tam rekabetin geçerli olmaması
2. Dışsal ekonomiler
3.Ölçek Ekonomileri (İçsel-eksi ekonomiler)
4.Üretim faktörlerinin coğrafi ve sektörel dağılımında dengesizlikler (Kaynak dağılımında etkinsizlik)
5.Özel gelir ve servet dağılımındaki adaletsizlik
6.Tam Kamusal mallar
7.Erdemli mallar
8.Asimetrik Bilgi
9. Ücret ve fiyatların yapışkanlığı
10. Risk ve Belirsizlik
11. Negatif Eğimli arz ve pozitif eğimli talep eğrisi
12.Ekonomik istikrarsızlık


Devletin Başarısızlıkları
1.Politikada tam rekabetin geçerli olmaması
2.Politik dışsal ekonomiler: Politikada patronaj ilişkileri, politik yandaşlık ve partizanlık, rant oluşturma ve rant dağıtma faaliyetleri, çıkar gruplarının rant kollama faaliyetleri, türemiş dışsal ekonomiler, politik miyopluk
3.Politikada Negatif Ölçek Ekonomiler
4.Politikada bütçe kaynaklarının coğrafi ve sektörel dağılımında dengesizlikler: Lobicilik,Hizmet kayırmacılığı, merkeziyetçilik.
5.Kamusal güç ve yetki dağılımında adaletsizlik:Devlet harcamalarında israf ve savurganlık, mali yanılma.
6.Bütçe açıkları
7.Kayıt dışı ekonomi



*Enflasyon hedeflemesi rejiminde, Para Politikası Kurulu para politikası kararlarında “tavsiye veren” konumdan “karar alıcı” konuma geçmiştir.


mali iktisat deyimini ilk ortaya atan :SAMUELSON
dışsallık : WİCKSELL
statik durağan teknolojik dışsallık : PİGOU
dinamik durağan teknolojik dışsallık : MARSHALL
gönüllü mübadele teorsi : E.LİNDAHL
refah (ödeme gücü) teorisi : A.C.PİGOU
sosyal denge teorsi : GALBRAİTH
iktisadi rasyonalite : SAMUELSON
anayasal iktisat :HAYEK.TULLOCK,BUCHANAN
devletin klasik mali fonksiyonları :R.MUSGRAVE
arz yanlı iktisat : A.LAFFER
devletin düzenleyici fonk.yaklaşımı : JAKSON VE BROWN
müdahaleci devlet yaklasımı : J.M.KEYNES
sosyal tercihlerin belirlenmesi : DOWNS
sosyal tercihlerin bağdaştrlması : K.WİCKSEL,J.BUCHANAN
kamusal mal tanımını ilk yapan :SAMUELSON
borçlanma normal kamu geliridir diyen : ABBA LERNER
marjinal analiz yaklasımı : PİGOU,DALTON
olanaksızlık /imkansızlık teoremi : AROW
demokrasinn ekonomik teorisi :DOWNS
hükümetin görünmez eli teorisi : MC KEAN
oylamanın ortanca seçeneği.... : D BLACK
maliyetlerin minimizasyonu : BUCHANAN VE TULLOCK
bürokratik üretim modeli : NİSKANEN
temsili hükümetin ekonomik teorisi : BRETON
amaç araç değişken falan fulun.. : J.TİNBERGEN


reel harcama kamu harcaması ayrımı : PİGOU yaptı..F.DUE daha detaylı hale getrdi
negatif gelir vergisi : M.FRİEDMAN
sağladıkları faydalara göre kamu har- : COHN,PLEHN
camalarını iinceleyenler

kamu harcamaları sürekli artış kanunu : WAGNER

kamu harc.nn hem mutlak hem milli gelire oranla nispi bir artış gösterdiğini
söyleyen :H.CARTER ADAMS


wagnerin artış kanunun çürüyeceğini : F.NİTTİ
idda eden

ekonomik kalkınmann aşamaları : ROSTOW
kamu harcamalarınn sıçramalı artış yakl. : PEACOCK,WİESEMAN
kamu harc.sosyal refah yaklasımı : PİGOU DALTON
kamu harc.maksimizasyon yak : BUCHANAN,TULLOCK VE DOWNS
kamu harc.milli gelirin %25i geçmeyeceği : COLİN CLARK
kamu harc.devlet faaliyetleri terndi eseri : SALOMON FABRİCANT

kamu harc.artışın en azından belli bir süre için dahi olsa milli hasıladan daha hızlı
yükselecği: D.PYLE

nispi verimlilik yaklaşımı : BAUMOL

verginin gelir sağlama fonk.yanında ekonomik ve sosyal hayata : A.WAGNER
müdahale fonksiyonnda bulunması gerektiğini ilk söyleyen

vergiyi toplumsal sözleşmeye dayandran : JJ.RUSSO

vergi herkesin malınn tamamınn korunması için malından verdiği : MONTESQİEU
bir hissedir

vergi sosyal üretim giderlerine katılma payıdır : M.THİERS
verginn ödeme gücüne göre alınmasını ileri süren : A.SİMİTH

Türk vergi sistemi hakkında rapor düzenleyen ve arazi vergisinn : NİCHOLAS KALDOR
arazinn potansiyel hasılası üzerinden alınmasını öngören

verginn tek bir kaynaktan alınmasını öngören : VAUBAN
araziyi esas alan görüş : QESNAY
arazideki değer artışlarını esas alan :HENRY GEORGE
sermayeyi esas alan görüş : MENİER VE GİRARDAN
enerjiyi esas alan görüş : SCHULLER
hammaddeyi esas alan görüş : M.THİERS

spekülatif para ve sermaye akımlarını canlandrmak amacıyla : TOBİN VERGİSİ
önerilen vergi

devletin vergi toplamasına bağlı olarak ortaya çıkacak etkinlik : RAMSEY VERGİ(FRANK RAMSEY)
******kaybını en aza indiren mal vergisi...
ekonomik işleyişte talebin fiyat esnekliği yüksek olan mallarda
daha düşük,talebin fiyat esnekliği düşük olan mallarda daha
yüksek vergi oranlarınn belirlenmesi, gerektiğini belrtmiştr..


vergilemede sınırın aşıldığını gösteren mali göstergeler(mali kanun) : NEUMARK
vergi oranları ve vergi hasılatı arasındaki ilşki : A.LAFFER

vergisini ödeyen mükelleflerin ödedikleri vergi karşılığında : HİGGİNS
yararlandıkları kamu hizmetlerinden sağladıkları fayda ile eğer
bu vergiyi ödemeselerdi bu paralarla piyasada sağlayacakları
faydaların eşitlendiği noktada vergileme sınırına ulaşılmış demektr.

sübvansiyonun yansıması : H.DALTON
kaynak teorisi : VON HERMAN
safi artış teorisi : GEORGE SCHANZ ,HAİG

devri (konjnktürel) bütçe teorsi : ALVİN HANSEN
telafi edici bütçe teorsi : WİLLİAM BEVERİDGE

vergilerdeki bir kesinti kullanılabilir gelirde ve : RİCARDOCU DENKLİK TEORSİ
otomatik olarak aynı oranda tasarruflarda bir
artış meydana getirir





Katma Değer Vergisinde yer alan başlıca istisnalar,
İhracat İstisnası,
Araçlar ve Petrol Aramalarında İstisna,
Taşımacılık İstisnası,
İthalat İstisnası, Diplomatik İstisnalar,
Sosyal ve Askeri Amaçlı İstisnalardır


Çıkarılmış olan bir vergi yasasının yürürlük tarihine ilişkin bir hüküm yoksa kanun 45 gün sonra yürürlüğe girer..


************************************************************************

5018 SAYILI KANUNA GÖRE MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİNN HAZIRLANMA SÜRECİ

Merkezi yönetim bütçe kanun tasarısınn hazırlanmasından ve ilgili idareler ile koordinasyonn sağllanmasından sorumlu olan MALİYE BAKANLIĞI dır..

Bütçenin hazırlanma SÜRECİ:
( -orta vadeli program stratejik planları, DPT kalkınma planlarını,makro ekonomik politikaları,ilke ve hedefleri gösterir

Bakanlar kurulunn MAYIS ayı sonuna kadar toplanarak DPT tarafından hazırlanan ORTA VADELİ PROGRAMI kabul etmesiyle BAŞLAR (orta vadeli program RG yayımlanır. )

HAZİRAN 15 ine kadar MALİYE BAKANLIĞINCA hazırlanan ( -Mali plan orta vadeli programla uyumlu olmalıdır)

ORTA VADELİ MALİ PLAN,YÜKSEK PLANLAMA KURULU
tarafından KARARA BAĞLANIR. -Mali plan gelecek 3 YILA ilşkin gelir ve gider tahminlerini içerir - Mali plan RG yayımlanır. )


HAZİRAN AYI sonuna kadar bütçe çağrısı ve bütçe hazırlama rehberi ( -Bütçe çağrısı kamu idarelerinn bütçe teklif lerini ve yatırım programı hazırlama sürecini

MALİYE BAKANLIĞINCA;Yatırım Genelgesi ve Yatırım programı hazırlama rehberi DPT tarafından hazrlanarak RG de yayımlanır yönlendrme amacı taşır. )

1-31 TEMMUZ ARASINDA ; KAMU KURULUŞLARI BÜTÇE
TEKLİFLERİNİ hazırlar. ( -ilk kez 2006 bütçesinde F (FİNANSMAN CETVELİ) yer verilmştr..)
Gerekçeli olarak hazrlanan teklifler TEMMUZ sonuna kadar MALİYE
BAKANLIĞINA gönderilir..(Yatırım teklifleri ise aynı sürede DPT ye gönderilir)
Bütçe tekliflerinn verilmesinden sonra MALİYE BAKANLIĞINDA BÜTÇE
GÖRÜŞMELERİ yapılır..




Bütçe görüşmeleri tamamlandıktan sonra MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE KANUN TASARISININ SUNULMASINA GEÇİLİR..



En geç EKİM AYININ İLK HAFTASINDA Makro ekonomik göstergeler ve bütçe büyüklükleri YÜKSEK PLANLAMA KURULUNDA
görüşülür..


MALİ YIL BAŞINDAN EN AZ 75 GÜN ÖNCE (17 ekim e kadar);
MALİYE BAKANLIĞINCA hazırlanan MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE KANUN TASARISI VE MİLLİ BÜTÇE TAHMİN RAPORU
BAKANLAR KURULU TARAFINDAN TBMM ye sunulur..
( TBMM,Sayıştay ve Üst kurullar,kendi bütçelerini EYLÜL AYI SONUNA KADAR doğrudan TBMM ye gönderrler)


TBMM
Bütçe kanun tasarısını görüşür ve onaylayarak kabul eder..merkezi yönetim bütçe kanunu MALİ YIL BAŞINDAN ÖNCE
CUMHUR BAŞKANI TARAFINDAN İMZALANIR VE RG de yayımlanır..
+
KAMU YATIRIM PROGRAMI ise DPT tarafından hazırlanarak 15 OCAK tarihine kadar BAKANLAR KURULU
KARARIYLA RG de yayımlanır..
+
Zorunlu nedenlerle merkezi yönetim bütçe kanun tasarısı süresinde yürürlüğe konulmazsa GEÇİCİ BÜTÇE KANUNU
çıkarılır..
+
Ödeneklerin yetersiz kalması durumunda veya öngörülemeyen hizmetlerin yerine getirilmesi amacıyla,karşılığı gelir
gösterilmek kaydıyla,kanunla EK BÜTÇE yapılabilir..

**********************************************************************

diferansiyel yansıma ,kamu harcamaları sabit
farz edildiğinde belli bir verginin (mesela gelir vergisi) bir diğer vergi (mesela katma değer vergisi) ile değiştirilmesi halinde gelir dağılımında meydana gelen değişikliği göstermektedir


devlet dairelerinn yaptığı çeşitli hzimetleri izledikleri plan ve programları bir araya getrip bunların arasında organik ilişkiler kuran devlet tarafından sürdürülen her işin her faaliyetin birbiri ile olan ilişkilerini,karşılıklı etkileşimlerini göz önünde bulunduran bütçelere milli bütçe denir

BÜTÇE PRENSİPLERİ;(4t)
-Tahmin
-tahdit
-tevzin
-tasdik

devletin giderlerini kanunlara uygun olarak gerçeklestren,bir hizmetin yerine getrlmesini veya bir malın teslim edilmesinden sonra,devlet adına doğan bir borcun miktarnı,tahahhüdün kanunlara uygun olarak yerine getrlip getrlmediğini belirleyen kişi TAHAKKUK MEMURU...

bütçe ile ilgili ödeneklerin kullanılmasına,kamu hizmeti ile ilgili programların yürütülmesinden sorumlu olan İTA AMİRİDR (ÜST YÖNETİCİ,HARCAMAYA YETKİLİ AMİR) tahakkuk memurları ita amiri tarafından görevlendrlir

para saymanlarınn denetimini MUHASEBAT GENEL MÜDÜRLÜĞÜ yapar

Bakanlık saymanlık müdürlerinden sadece DIŞ İŞLERİ BAKANLIĞI SAYMANLIK MÜDÜRÜ SAYIŞTYA hesap verr..

Hazine genel hesabı MUHASEBAT GENEL MÜDÜRLÜĞÜ tarafından hazırlanır.

VERGİ TARH YÖNTEMLERİ
-Beyana dayalı Tarh
-ikmalen tarh
-re'sen tarh
-idarece tarh
-tahrire dayalı tarh (kalktı)


tahil zamanaşımı AMME ALACAKLARI KANUNUNDA düzenlenmiştir
Tahakkuk zamanaşımı ise VUK ta düzenlenmiştir

vergi arbitrajı: farklı gelir türlerinin farklı vergi yükümlülüklerine sahip olması sebebiyle bireyin bunu avantaja cevirip vergi yükünü düşürmesi

mikro vergi planlama : mükellefin yasalara dayanarak vergi yükünü asgariye indirme cabası
makro vergi planlama : devletin en uygun kaynaklardan en uygun miktar ve şekilde vergi alması

vergi hukuku yorum çeşitleri
-yasama yorumu
-idari yorum
-bilimsel yorum
-yargısal yorum

vergi hukuku yorum yöntemleri
-lafzi yorum
-tarihi yorum
-amaçsal yorum
-sistematik yorum


-defter ve vesikalar
-fatura
-takdir komisyonu kararı
-bilirkişi
vergi usul kanununda ispat aracı olarak kullanılabilir yemin kullanılmaz



vergi yargılamasında geçerli olan ilkeler
-yazılılık
-kıyas yasağı
-delil serbestisi
-kendiliğinden araştırma ilkesi



tek(sabit) oranlı vergi tarifesi>>>kurumlar vergisi ve kdv
artan oranlı vergi tarifesi>>> gelir vergisi ve veraset-intikal vergisi
azalan oranlı vergi tarifesi>>> damga vergisi

TARH
-yükümlendirici
-asli
-belirtici
-bireysel

bir idari işlemdir...

________________________________________
vergi usul kanununda yer alan tebliğ yöntemleri
-posta yoluyla tebliğ
-ilan yoluyla tebliğ
-memur vasıtasıyla tebliğ
-mükelleflerin kabul etmesi şartıyla daire veya komisyonda tebliğ


kendisine tebliğ yapılacak kişi görünüşüne nazaran 18 yaşından aşağı olmaması ve bariz bir surette ehliyetsiz olmamalıdır

motorlu taşıtlar vergisi ve emlak vergisi kendiliğinden tahakkuk eder..


memleketi terk ve ölüm gibi mükellefiyetin kalkmasını gerektiren haller dolayısıyla ödenmesi gereken vergilerden tahsil süresi gelenler 3 ay uzatılır...

ölenin gelir vergisi beyannamesi ölüm tarihinden itibaren 4 ay içinde verilir..

tahsil zamanaşımını kesen nedenler
-borçluya ödeme emri tebliği
-borçlunun mal bildiriminde bulunması
-borçlunun teminat göstermesi
-borçluya takip ile yapılan tahsilat

borçlunun terekesinin tafsiyesi tahsil zaman aşımını kesmez..durdurur..


veraset-intikal vergisi ve emlak vergisinde tahakkuk zamanaşımı vergiyi doğuran olayın idarece öğrenildiği tarihi izleyen yılın başından itibaren başlar...


vuk'da hesap hataları
-matrahta hata
-miktarda hata
-vergi mükerrerliği

vuk'da vergilendirme hataları
-mükellefin şahsında hata
-mükellefiyette hata
-mevzuda hata
-vergilendirme ve muafiyet döneminde hata

vergi hatalarını düzeltme yetkisi vergi dairesi müdürüne aittir..


-kaçakçılık suçları
-vergi mahremiyetini ihlal suçları
-mükelleflerin özel işlerini yapma suçu
vuk'da yer almasına ragmen mahkemeler tarafında cezalandırılır


emlak vergisinde pişmanlık ve ıslah uygulanmaz

veraset ve intikal vergisinde beyanname vermeyen mükelleflere kendi yasasında ek süre tanınmıştır.


vergi cezalarını sona erdiren nedenler
-pişmanlık ve ıslah -yanılma
-ölüm -mücbir sebepler
-zamanaşımı -cezalarda indirim


uzlaşma talebi vergi ihbarnamesinin tebliğinden itibaren 30 gün içinde yapılabilir


vergi idaresinin denetim yöntemleri
-bilgi toplama -yoklama -inceleme -arama

işe başlamayı bildirmek zorunda olanlar
-vergiye tabi ticaret ve sanat erbabı
-serbest meslek erbabı
-kurumlar vergisi mükellefleri
-kollektif şirket ortakları
-adi şirket ortakları
-komandit şirkette komandite ortaklar..


işe başlama başladıktan sonra 10 gün içinde
işi bırakma olayın bitiminden itibaren 1 ay içinde bildirilme


vuk'a göre defter tutması gerekenler
-gerçek usule tabi ticaret ve sanat erbabı
-iktisadi kamu müesseseleri
-dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmeler
-kooperatifler
-ticaret şirketleri
-serbest meslek erbabı
-çiftçiler

serbest meslek kazanç defterine yapılacak kayıtlar günü gününe yapılır


ticari kazanç erbabı vergiden muaf esnatftan mal alması durumunda gider pusulası
düzenlemek zorundadır

fatura malın teslm veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren en geç 7 gün içinde düzenlenir..

ticari kazanç ve zirai kazanç ın elde edilmesi tahakkuk esasına dayanır..

adi komandit şirkette
---komandite ortağın şirket karından aldığı pay ticari kazanç
---komanditer ** ** ** ** ** menkul sermaye iradı

adi şirketler zirai faaliyetle uğraştıgında elde ettikleri kazanc zirai kazanç'tır


kollektif şirketler
serbest meslek faaliyetin yaptıgında kollektif ortağın kazancı serbest meslek kazancı

binek otomobillerin mtv'si ticari kazanctan indirilmez

yıllara yaygın inşaat ve onarım işlerinde,müteahhitlere yapılan hakediş ödemelerinden % 5 tevfikat yapılır

serbest meslek erbabı enflasyon düzenlemesi uygulamasına tabi değildir..

Zorunlu ve bedelsiz ilköğretim hizmeti Tam Kamusal Maldır

Vergi Teorisi

Türkiye'de vergilendirme yetkisi Parlemento'ya aittir.

KDV genel oranı %18'dir. Yasalarda belirtilen oran ise %10'dur. Bakanlar kurulu yetkisini kullanarak %1, %8 ve %18 olarak belirlemiştir. Ayrıca Bakanlar kurulu KDV'yi %40'a kadar arttırmaya ve %1'e kadar düşürmeye yetkilidir.

Terkin vergi borcunun silinmesidir. Yetki ise Maliye bakanlığındadır.

Vergi konusunun vergi dışına bırakılmasına vergi istisnası denir.

Vergi'nin ilk ve en eski amacı mali(fiskal) amaçtır.

Kamu Harcamaları

Colin Clark vergilerle karşılanan kamu harcamalarının milli gelirin %25'ini aşmaması gerektiğini ileri sürmüştür.

Transfer harcamalarının tanımını Brochier ve Tabatoni yapmıştır.

Kamu harcamalarının milli gelirden daha hızlı artması Wagner yasalarını ifade eder.

Kamu harcamalarının üst sınırı milli gelirin kendisidir.

Savaş tazminatı dolaysız transfer harcamasıdır.


YATAY EŞİTLİK aynı gelir elde edenlerden aynı oranda vergi alınması (aynı kişiler YATARRR)

DİKEY EŞİTLİK farklı gelir elde edenler değişik oranda vergilendirilir

UZUNKUK FARKI..en yüksek vergi dilimi ile en düşük vergi dilimi arasındaki fark..

YÜKSEKLİK FARKI..Ankaralı arkadaşlar için ORAN yüksekte kalan bir semttir bu böyle aklınıza gelsin en yüksek oranla en düşük oran arasındaki fark..

vergi üreticilere yansıtılıyorsa; GERİYE DOĞRU YANSIMA
vergi tüketicilere yansıtılıyorsa; İLERİYE DOĞRU YANSIMA



Gayrimenkul sermaye iradı sahibi işe başlamayı bildirmek zorunda değildir.

kit lerin yatırım programları mali yıl başından en az 75 gün önce bakanlar kurulu tarafından karara bağlanır

5018 e göre ülkemizde 2006 dan bu yana performans bütçe sistemi uygulanmaktadır

vergi ödeme gücüne ulaşmada kullanılan yöntemler;
*artan oranlılık
*ayırma kuramı
*muafiyet
*istisna
*en az geçim indirimi

A.DOWNS:DEMOKRASİNİN EKONOMİ TEORİSİ
""hükümetlerin uyguladıkları maliye politikaları ile sağladıkları siysal desteği max.etmeyi amaçlaması

Genel usulsüzlük re'sen tarhiyatı gerektiren bir eylemse ceza iki kat kesilir.

orta vadeli program DPT tarafından
orta vadeli mali plan MALİYE BAKANLIĞI tarafından hazırlanır


hazinenin klasik işlemleri devlet gelirlerinin yer ve zaman bakımından denkleştirilme

***karayolları genel müdürlüğünün bütçesi genel bütçeye dahildir****

bütçenin yargısal denetimini SAYIŞTAY yapar


Veraset ve intikal vergisinde ilk tarhiyat Beyannamenin verilmesinden itibaren 15 gün içinde yapılır

bütçe emaneti hesabında yer alan paraların zamanasımı süresi 5 yıldır

bakanlar kurulu kesin hesap yasa tasarısını mali yıl sonundan itibaren en geç 6 ay içinde tbmm ye gönderr.


TRANSFER HARCAMALARININ SINIFLANDIRMASI(GRUPLANDIRILMASI)

Dolaylı Transferler-Dolaysız Transferler
Kişilerin gelirlerini doğrudan doğruya (nominal-parasal olarak) artıran transfer harcamaları dolaysız; kişilerin gelirlerine dolaylı bir şekilde etki ederek kişilerin reel gelirlerini artıran transfer harcamalarına dolaylı transfer harcamaları denir. Her iki transferde de kişi ya da sosyal grupların satın alma güçlerinin artırılması amaçlanmaktadır.
Örnek: Malul aylığı dolaysız transfer harcaması, sübvansiyon dolaylı transfer harcamasıdır.

Gelir Transferleri-Sermaye Transferleri
Gelir transferleri kişilere yönelik olarak yapılan transfer harcamaları iken sermaye transferleri kurumlara veya devletlere yönelik yapılan transfer harcamalarıdır.
Gelir ve sermaye transfer harcamaları dolaylı ve dolaysız olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.
-Dolaysız Sermaye Transferi: Savaş sonrası mağlup devletin galip devlete tazminat ödemesi gibi.
-Dolaylı Sermaye Transferi: Konut inşasında kooperatiflere prim vermek gibi

Verimli Transferler-Verimsiz Transferler
İktisadi amaçla yapılan transfer harcamaları verimli; sosyal amaçla yapılan transfer harcamaları ise verimsiz transfer harcamaları olarak adlandırılmaktır. Günümüz maliyecileri verimsiz transferlerin verimli alanlara kaydırılması yönünde görüş ortaya koymaktadırlar.

Karşılıklı Transferler-Karşılıksız Transferler
Bütün transfer harcamaları içinde sadece sermaye teşkili transfer harcamaları karşılıklı transferdir. Çünkü devlet transfer karşılığında bina ve arazi gibi fiziki sermaye elde etmektedir. Diğer bütün transferler karşılıksız transfer kabul edilmektedir. Devletlerin başka devletlere yapmış olduğu karşılıksız hibeler de karşılıksız transfer harcamalarından birisini oluşturmaktadır.




*dışsal ekonomiler—MARSHALL

*tam istihdam bütçe açığına alternatif bir ölçü olan "Mali Kaldıraç" kavramı MUSGRAVE tarafından önerilmiştir.

*negatif dışsal ekonomilerin söz konusu olduğu üretim faaliyetlerinde dışsal maliyete neden olan firmanın bundan zarar görene denkleştirici miktar olarak üretim faaliyetlerinden elde ettiği dışsal faydayı karşılık olarak ödemesi : KALDOR-HİCKS TANZİM KRİTERİ

*devlet borçlarının faiz ve itfa bedellerinin ödenmesi KARŞILIKSIZ TRANSFER HARCAMASIDIR

*vergi kavramı günümüzde İKTİDAR KURAMI yaklaşımıyla açıklanmaktadır

*iç borçlanmanın ödemeler bilançosu üzerindeki etkisi: İHRACATI AZALTIP İTHALATI ATTIRIR.

*ihale gününü beklemeksizin hazinenin istediği her an tahvil satışı gerçekleştirmesi şeklinde ortaya çıkan borçlanma yöntemine: TAP YÖNTEMİ denir.

*kamu giderleri, devleti oluşturan idari birimlere göre gruplandırılırsa ORGANİK SINIFLANDIRMA yapışmış olur.

*ülkemizde uygulanan devlet muhasebe sistemi: TAM TAHAKKUK ESASLI

*MONOPOL PİYASASINDA yansıma en kolaydır.

*yaşam boyu harcamaların vergilendirilmesini savunan: KİNG

*TİBOUT ETKİSİ: insanların serbestçe yerleşebilecekleri bölgeler hususunda seçim imkanlarının artışına paralel olarak toplumsal refahın da artmasına denir.


Arrow'un imkânsızlık kuramı

oylama sistemlerinde, dereceli tercihlere dayanan ve üç ya da daha fazla seçenek sunan hiçbir oylama sisteminin belli bir takım mantıklı kıstasları aynı anda sağlayamayacağını gösterir. Bu kıstaslar,

kısıtlanmamış alan,
dayatmama,
diktatörsüzlük,
tekdüzelik ve
ilgisiz alternatiflerin bağımsızlığı



Bütçe Yansıması;

Vergilerdeki değişiklikler ile kamu harcamalarındaki değişikliklerin birlikte gelir dağılımı üzerindeki ortak etkisine "bütçe yansıması" denilmektedir


Mücbir sebepler:

1. Vergi ödevlerinden herhangi birinin yerine getirilmesine engel olacak derecede ağır kaza, ağır hastalık ve tutukluluk;
2. Vergi ödevlerinin yerine getirilmesine engel olacak yangın, yer sarsıntısı ve su basması gibi afetler;
3. Kişinin iradesi dışında vukua gelen mecburi gaybubetler;
4. Sahibinin iradesi dışındaki sebepler dolayısıyla defter ve vesikalarının elinden çıkmış bulunması,
gibi hallerdir.



Mücbir Sebeplerin Sonuçları

a- Süreleri uzatır (durdurur)
b- Tarh(Tahakkuk) zamanaşımını uzatır.
c- Bazı hallerde verginin terkini sonucunu doğurur.
d- Mücbir sebep hallerinde ceza kesilmez.


Hakim hakkanıyet geregı mucbir sebebe maruz kalan kişiye tazmınat ödettırebılır





Vergi kanunlarında yazılı süreler aşağıdaki şekilde hesaplanır:

1. Süre gün olarak belli edilmişse başladığı gün hesaba katılmaz ve son günün tatil saatinde biter;
2. Süre hafta veya ay olarak belli edilmişse başladığı güne son hafta veya ayda tekabül eden günün tatil saatinde biter. Sürenin bittiği ayda, başladığı güne tekabül eden bir gün yoksa süre o ayın son gününün tatil saatinde biter;
3. Sonu belli bir gün ile tayin edilen sürelerde, süre o günün tatil saatinde biter;
4. Resmi tatil günleri süreye dahildir. şu kadar ki, sürenin son günü resmi tatile rastlarsa tatili takibeden ilk iş gününün tatil saatinde biter



Tebliğin İlanla Yapılacağı Haller

1. Muhatabın adresi hiç bilinmezse;
2. Muhatabın bilinen adresi yanlış veya değişmiş olur ve bu yüzden gönderilmiş olan mektup geri gelirse;
3. Başkaca sebeplerden dolayı posta ile tebliğ yapılmasına imkan bulunmazsa;
4. Yabancı memleketlerde bulunanlara tebliğ yapılmasına imkan bulunmazsa.



Tüccarlarda İşe Başlamanın Belirtileri

1. Bir iş yeri açmak (İş yeri açmaktan maksat, belli bir yerde bilfiil ticari veya sınai faaliyete geçmek demektir. Bir yerin ne maksatla olursa olsun sadece tutulmuş olması veya içinde tertibat ve tesisat yapılmakta bulunması iş yerinin açıldığını göstermez);
2. İş yeri açılmamış olsa bile ticaret siciline veya mesleki bir teşekküle kaydolunmak;
3. Kazançları basit usulde(*) tespit edilen tüccarlar için işle bilfiil uğraşmaya başlamak.




Serbest Meslek Erbabında İşe Başlamanın Belirtileri

1. Muayenehane, yazıhane, atelye gibi özel iş yerleri açmak;
2. Çalışılan yere tabela, levha gibi mesleki faaliyette bulunulduğunu ifade eden alametleri asmak;
3. Her ne şekilde olursa olsun devamlı olarak mesleki faaliyette bulunduğunu gösteren ilanlar yapmak;
4. Serbest olarak mesleki faaliyette bulunmak üzere mesleki teşekküllere kaydolunmak.



Defter tutma mecburiyeti aşağıda yazılı gerçek ve tüzel kişiler hakkında uygulanmaz:

1. Gelir vergisinden muaf olan esnaf ve gerçek usulde vergiye tabi olmayan çiftçiler;(*)
2. Gelir Vergisi Kanununa göre kazançları basit usulde tesbit edilenler.(**)
3. Kurumlar vergisinden muaf olan:

a) İktisadi kamu müesseseleri;
b) Dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmeler(***


Bilanço Esasında Tutulacak Defterler

1. Yevmiye defteri;
2. Defterikebir;
3. Envanter defteri (Mevcudat ve muvazene defteri);





Tasdike Tabi Defterler

1. Yevmiye ve envanter defterleri;
2. İşletme defteri;
3. Çiftçi işletme defteri;
4. İmalat ve İstihsal Vergisi defterleri; (Basit İstihsal Vergisi defteri dahil)
5. Nakliyat Vergisi defteri;
6 .Yabancı nakliyat kurumlarının hasılat defteri;
7. Serbest meslek kazanç defteri;



Fatura Kullanma Mecburiyeti

Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle(1) defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçiler:

1. Birinci ve ikinci sınıf tüccarlara;
2. Serbest meslek erbabına;
3. Kazançları basit usulde tespit olunan tüccarlara;
4. Defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere;
5. Vergiden muaf esnafa.

Sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve bunlar da fatura istemek ve almak mecburiyetindedirler.




Aşağıda yazılı olanlar vergi karnesi almaya mecburdurlar

1. Gelir Vergisi Kanununa göre diğer ücret kapsamında vergilendirilenler;
2. Gelir Vergisi Kanununa göre indirimden faydalanmak isteyenler;
3. Gelir Vergisi Kanununun 35'inci maddesinin (B) bendi uyarınca karne almak zorundadır



aşağıdaki yazılı kıymetler gayrimenkuller gibi değerlenir:

1. Gayrimenkullerin mütemmim cüzüleri ve teferruatı;
2. Tesisat ve makinalar;
3. Gemiler ve diğer taşıtlar;
4. Gayrimaddi haklar.



Gayrimenkullerde Maliyet Bedeline Giren Giderler

Madde No 270 - Gayrimenkullerde, maliyet bedeline, satınalma bedelinden başka, aşağıda yazılı giderler girer:

1. Makine ve tesisattan gümrük vergileri, nakliye ve montaj giderleri;
2. Mevcut bir binanın satın alınarak yıkılmasından ve arsasının tesviyesinden mütevellit giderler

Noter, mahkeme, kıymet takdiri, komisyon ve tellaliye giderleri ile Emlak Alım ve Özel Tüketim Vergilerini(*) maliyet bedelini ithal etmekte veya genel giderler arasında göstermekte mükellefler serbesttirler






A- Fiil Ayrılığı

Madde 337 - Ayrı ayrı yapılmış olan vergi ziyaı veya usulsüzlükten dolayı ayrı ayrı ceza kesilir. şu kadar ki, 352'nci maddede yazılı usulsüzlüklerden, aynı takvim yılı içinde aynı neviden birden fazla yapıldığı takdirde birden fazlasının herbiri için, birincisine ait cezanın dörtte biri kesilir.



B-Tekerrür

Vergi ziyaına sebebiyet vermekten veya usulsüzlükten dolayı ceza kesilen ve cezası kesinleşenlere, cezanın kesinleştiği tarihi takip eden yılın başından başlamak üzere vergi ziyaında beş, usulsüzlükte iki yıl içinde tekrar ceza kesilmesi durumunda, vergi ziyaı cezası yüzde elli, usulsüzlük cezası yüzde yirmibeş oranında artırılmak suretiyle uygulanır.(*)



LAFFER EGRİSİ :Vergi oranlarındaki artış belirli bir noktaya kadar vergi gelirlerini artırır, ancak optimal oran aşıldıktan sonra ikame etkisi ortaya çıkacağından vergi gelirleri azalır




Nispi vergileme :Önceden belirlenmiş bir vergi hasılatının gelir
düzeylerine göre mükelleflere dağıtılması




Devlet borçlarının otomatik ödeme teorisi: Devlet kendi tahvillerinin bir bölümünü satın alır,
dönem sonunda bu tahvillerden elde ettiği faiz geliriyle piyasadan yeniden tahvil satın alır ve
zaman içerisinde borcun tamamını öder.





Osmanlı Devleti’nin bütçeye ilişkin ilk sistemli belgesi:Bütçe Nizamnamesi






213 SAYILI V.U.K GÖRE VERGİ CEZASI KESİLMEYECEK HALLER

1- Yanılma (VUK mad.369)
2- Pişmanlık ve Islah (VUK mad 371)
3- Mücbir Sebepler (VUK mad.373)
4- Ceza kesmede zamanaşımı (VUK mad. 374





193 SAYILI G.V.K GÖRE MUAFLIKLAR VE İSTİSNALAR AŞAĞIDA GÖSTERİLMİŞİTİR

1-MUAFLIKLAR

a-Esnaf muaflığı (G.V.K 9 mad)
b-Küçük Çiftçi Muafliği(GVK 10 mad)
c-Diplomat Muaflığı ( GVK 15 mad)
d-Ücret İstisnası (GVK 16 mad)




2-İSTİSNALAR

a-Serbest meslek Kazançlarında İstisna (GVK 18 mad)
b-PTT acentelerinde Kazanç İstisnası (GVK Mük.18 mad)
c-Eğitim ve Öğretim İşletmelerine kazanç istisnası (GVK 20 mad)
d-Gayrimenkul ve Haklarda İstisna (GVK 21 mad)
e-menkul Sermaye İratlarında İstisna (GVK 22 mad)
f-Ücretlerde İstisna ( GVK 23 mad.)
g-Gider Karşılıklarında İstisna (GVK 24 mad)
h-Tazminat ve Yardımlarda istisna (GVK 25 mad)
ı-Vatan Hizmetleri Yardımında İstisna (GVK 26 mad)i
i-Teçhizat ve Tayın Bedellerinde (GVK 27 mad)i
j-Tahsil ve Tatbikat Ödemelerinde (GVK 28 mad)i
k-Teşvik İkramiye ve Mükafatları (GVK 29 mad)i




Aşağıda yazılı hallerde emsal kira bedeli esası uygulanmaz

1. Boş kalan gayrimenkullerin muhafazaları maksadiyle bedelsiz olarak başkalarının ikametine bırakılması;
2. Binaların mal sahiplerinin usul, füru veya kardeşlerinin ikametine tahsis edilmesi (Usul, füru ve kardeşlerden herbirinin ikametine birden fazla konut tahsis edilmiş ise bu konutların yalnız birisi hakkında emsal kira bedeli hesaplanmaz. Kardeşler evli ise eşlerden sadece biri için emsal kira bedeli hesaplanmaz.);
3. Mal sahibi ile birlikte akrabaların da aynı evde veya dairede ikamet etmesi.
4. Genel bütçeye dahil daireler ve katma bütçeli idareler, il özel idareleri ve belediyeler ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarınca yapılan kiralamalarda
alaaddin
Mesajlar: 23
Kayıt: 19 Mar 2017 13:37
İletişim:

20 Mar 2017 19:27

maliye Dersi Özeti.pdf
Pdf formatında çok daha güzel ders notu ekliyorum. Mutlaka çalışın harika nottur.
Dosyaları indirebilmeniz için BURADAN kayıt olmanız gerekiyor.
Cevapla
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntü
    Son mesaj
  • Bilgi
  • Kimler çevrimiçi

    Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 2 misafir