Ceza hukuku ders notu 1.bölüm

Cevapla
Ayşem kaya
Mesajlar: 21
Kayıt: 12 Eki 2016 00:17
İletişim:

12 Eki 2016 22:03

CEZA HUKUKU GENEL HÜKÜMLER (1. not)
Suç adı verilen haksız fiile uygulanacak olan yaptırımları belirleyen kurallar bütününe ceza hukuku adı verilmektedir. Kabahat teşkil eden bir kısım eylemler, hukuka aykırı olmasına rağmen bu tür hukuka aykırılık hallerinde ceza değil, idari yaptırım uygulanmaktadır.

CEZA HUKUKUNUN AMAÇLARI
Ceza hukukunun temel olarak önleyici ve bastırıcı fonksiyonu vardır. Ceza kanunlarında belirlenen suç adı verilen normlar ve cezalar kişilerin bu hükümleri ihlal etmeleri durumunda karşılaşacakları yaptırımı önceden bilmeleri ve suç işlemek fikrinden vazgeçmelerini sağlamaya hizmet eder. Ceza Kanununun amaçları; kişi hak ve özgürlüklerini, kamu düzen ve güvenliğini, hukuk devletini, toplum barışını korumak, suç işlenmesini önlemek ve adaleti sağlamaktır. Kanunda, bu amacın gerçekleştirilmesi için ceza sorumluluğunun temel esasları ile suçlar, ceza ve güvenlik tedbirlerinin türleri düzenlenmiştir.

CEZA HUKUKUNUN KAYNAKLARI
1. Anayasa: Ceza hukukuna ilişkin temel esasları içeren kaynağı Anayasadır. Anayasada ceza hukukuna ilişkin çok sayıda hüküm vardır.
Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz; kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez.
Ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur.
Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz.
Hiç kimse kendisini ve kanunda gösterilen yakınlarını suçlayan beyanda bulunmaya veya bu yolda delil göstermeye zorlanamaz.
Kanuna aykırı olarak elde edilmiş bulgular, delil olarak kabul edilemez.
Ceza sorumluluğu şahsidir.
Hiç kimse, yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamaz.
Ölüm cezası ve genel müsadere cezası verilemez.
İdare, kişi hürriyetinin kısıtlanması sonucunu doğuran bir müeyyide uygulayamaz.
Uluslararası Ceza Divanına taraf olmanın gerektirdiği yükümlülükler hariç vatandaş, suç sebebiyle yabancı bir ülkeye verilemez.

2. Türk Ceza Kanunu: 1 Haziran 2005’te yürürlüğe giren 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunudur. İlk 75 madde genel hükümleri ve sonraki maddeleri ise özel hükümleri içermektedir. Türk Ceza Kanunun genel bir ceza kanunundur.

3. Uluslararası Sözleşmeler: Anayasanın 90/son cümle uyarınca; temel hak ve hürriyetlere ilişkin uluslararası sözleşmeler kanunlardan öngelen, öncelikli bir uygulama alanına sahiptir. Bu sebeple ceza kanunu hükümleri yorumlanırken aynı konuda kanun ile temel hak ve hürriyetlere ilişkin uluslararası sözleşme hükümleri arasında çatışma çıktığı durumlarda uluslararası sözleşme hükümleri uygulanmak zorundadır.

TCK’daki Tanımlar
a) Vatandaş deyiminden; fiili işlediği sırada Türk vatandaşı olan kişi,
b) Çocuk deyiminden; henüz 18 yaşını doldurmamış kişi,
c) Kamu görevlisi deyiminden; kamusal faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir surette sürekli, süreli veya geçici olarak katılan kişi,
d) Yargı görevi yapan deyiminden; yüksek mahkemeler ve adlî, idarî ve askerî mahkemeler üye ve hâkimleri ile C. savcısı ve avukatlar,
e) Gece vakti deyiminden; güneşin batmasından bir saat sonra başlayan ve doğmasından bir saat evvele kadar devam eden zaman
f) Silâh deyiminden;
1. Ateşli silâhlar,
2. Patlayıcı maddeler,
3. Saldırı ve savunmada kullanılmak üzere yapılmış her türlü kesici, delici veya bereleyici alet,
4. Saldırı ve savunma amacıyla yapılmış olmasa bile fiilen saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli diğer şeyler,
5. Yakıcı, aşındırıcı, yaralayıcı, boğucu, zehirleyici, sürekli hastalığa yol açıcı nükleer, radyoaktif, kimyasal, biyolojik maddeler,
g) Basın ve yayın yolu ile deyiminden; her türlü yazılı, görsel, işitsel ve elektronik kitle iletişim aracıyla yapılan yayınlar,
h) İtiyadi suçlu deyiminden; kasıtlı bir suçun temel şeklini ya da daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekillerini bir yıl içinde ve farklı zamanlarda ikiden fazla işleyen kişi,
i) Suçu meslek edinen kişi deyiminden; kısmen de olsa geçimini suçtan elde ettiği kazançla sağlamaya alışmış kişi,
j) Örgüt mensubu suçlu deyiminden; bir suç örgütünü kuran, yöneten, örgüte katılan veya örgüt adına diğerleriyle birlikte veya tek başına suç işleyen kişi, anlaşılır.

CEZA HUKUKUNUNU UYGULANMASINDA HAKİM OLAN TEMEL İLKELER
*Ceza sorumluluğu şahsidir. *İnsanilik. *Kanun önünde eşitlik. *Orantılılık.
*Şüpheden sanık yararlanır. *Kusursuz ceza olmaz. *KANUNİLİK (Suçta ve Cezada Kanunilik İlkesi)
Suçta ve Cezada Kanunilik İlkesi
Suç adı verilen insan davranışının ve bunun karşılığında uygulanacak yaptırımın ancak yasa ile belirlenmesini öngören ilkedir. Kanunilik ilkesinin beş adet sonucu vardır. Bunlar:
1) Belirlilik: Hangi eylemin suç olduğu açık bir biçimde yasada yazmalıdır. Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz.

2) Kıyas Yasağı: Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz.

3) İdarenin Düzenleyici İşlemlerle Suç Oluşturması ve Hürriyet Bağlayıcı Ceza Vermesi Yasağı: İdare tüzük, yönetmelik gibi işlemlerle suç oluşturamaz ve ceza veremez. İdarenin düzenleyici işlemleri ile suç ve ceza konulamaz.

4) Örf Adete Dayanılarak Suç Oluşturma ve Ceza Verme Yasağı: Ceza hukukunda örf adete dayanılarak suç oluşturulamaz, ceza verilemez. Örf adet kuralları, yasa hükümlerinin somut olaya uygulanmasında rol oynar. Örneğin alenen hayasızca hareketler suçundaki (TCK m. 225) teşhircilik kavramının anlamı veya hakaret suçunda hakaret kavramının anlamları örf ve adetten yararlanılarak belirlenir.

5) Aleyhe Kanunun Geçmişe Yürütülmesi Yasağı: İşlendiği zaman yürürlükte bulunan kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. İşlendikten sonra yürürlüğe giren kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı da kimse cezalandırılamaz ve hakkında güvenlik tedbiri uygulanamaz.
Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.

LEHE OLAN YASANIN BELİRLENMESİ
 Bir eylemi suç olmaktan çıkaran yasa lehedir.
 Suçun oluşmasına ek koşullar bağlayarak zorlaştıran yasa lehedir. (Örneğin; yargılama için bir makamdan izin alınması şartı)
 Resen kovuşturulan suçu takibi şikayete bağlı hale getiren yasa lehedir.
 Zamanaşımı süresini kısaltan yasa lehedir.
 Yaptırım olarak adli para cezası öngören yasa lehedir. ( İlk yasa hapis cezası sonraki yasa adli para cezası öngörüyorsa lehedir.)
 Tür ve miktar olarak daha az ceza öngören yasa lehedir. ( Süreli hapis cezası öngören yasa müebbet hapis cezasına göre lehedir.

Lehe olsalar da geriye yürümeyen (alehe olup ileri yürüyen) kanunlar mevcuttur.
1. Süreli ve geçici kanunlar: Geçici ceza yasaları, belli dönemlerde yürürlükte olan ceza yasalarıdır. Süreli ceza yasaları ise yürürlükte kalacakları zaman açıkça düzenlenmiş olan yasalardır. OHAL yasaları süreli ceza yasalarıdır. Geçici ve süreli yasalar bakımından ileriye yürüme ilkesi geçerlidir. Yani yasaların geçerli olduğu dönem içerisinde suç işleyen fail; yasanın yürürlükte olduğu süre geçtikten sonra da yine geçici ve süreli yasa hükümlerine göre yargılanacaktır.
2. İnfaz rejimine ilişkin olanlar.(infaz rejimine ilişkin olanlardan şartlı tahliye, erteleme ve tekerrür ise geçmişe yürür.)

SUÇUN İŞLENDİĞİ ZAMAN
1.ANİ SUÇLAR: Hareket ile sonucun aynı anda meydana geldiği suçlara ‘’ani suç’’ denir. Örneğin kasten öldürme, kasten yaralama gibi. Ani suçlar hareketin yapılmış olduğu anda işlenmiş sayılır.

2.KESİNTİSİZ SUÇLAR: Hukuksal ihlalin hemen sona ermeyip, belli bir süre devam ettiği suçlara ‘’kesintisiz(mütemadi, sürekli) suçlar ’’ adı verilmektedir. Mütemadi suçlarda suçun işlenmiş olduğu zaman kesintinin gerçekleştiği andır.

3. ZİNCİRLEME SUÇLAR: Kanunun aynı hükmünün, aynı suç işleme kararına bağlı olarak değişik zamanlarda birden çok ihlal edilmesi halinde ortaya çıkan suç türü olarak tanımlanır. Bu durumda fail tek bir suç işlemiş gibi cezalandırılır ancak ceza arttırılarak verilir. Şartları;
 Aynı suç birden fazla kez işlenmeli
 Suçlar değişik zamanlarda işlenmeli
 Suçlar aynı kişiye karşı işlenmeli
 İşlenen suçların kasten öldürme, kasten yaralama, işkence, yağma suçlarından birisi olmaması gereklidir.
Zincirleme suçlarda suçun işleniş anı son suçun işlendiği zamandır.

4. İHMALİ SUÇLAR: Hukuksal açıdan olumsuz(yapmama) biçiminde bir hareketle işlenebilen suçlara, ihmali suçlar adı verilir. Burada yapılması istenilen davranış fail tarafından yapılmamıştır.

5.TEŞEBBÜS AŞAMASINDA KALAN SUÇLAR: İşlenmesine karar verilen bir suçun elverişli icrai hareketlerle doğrudan doğruya icrasına başlanmasına karşın, failin elinde olmayan nedenlerle suçu tamamlayamaması durumunda meydana çıkan haldir. Teşebbüs aşamasında kalan suçlarda suçun işlendiği an, son icra hareketinin yapıldığı andır.
YER BAKIMINDAN UYGULAMA
Ceza kanunumuz yer bakımından uygulama ile ilgili kabul ettiği temel sistem ‘’mülkiliktir’’(ülkesellik). Bu ilkeye göre vatandaşlık bağının kural olarak önemi yoktur, önemli olan suçun işlendiği yerdir.
Ülkede ya da ülke sayılan yerlerde işlenen suçlar hakkında Türk Ceza Kanunları uygulanacaktır. Başka ülke kendisini yetkili görmüş ve fiilden ötürü yargılama yapmış olsa bile, Türkiye’de işlenen bu suçtan dolayı yeniden yargılama yapılacaktır. Fakat yurt dışında şahsi hürriyeti bağlayıcı bir hal mevcutsa, bu süre failin Türkiye’de almış olduğu cezadan mahsup edilecektir.



 Türkiye'de işlenen suçlar hakkında Türk kanunları uygulanır. Fiilin kısmen veya tamamen Türkiye'de işlenmesi veya neticenin Türkiye'de gerçekleşmesi hâlinde suç, Türkiye'de işlenmiş sayılır. Ayrıca suç;
a) Türk kara ve hava sahaları ile Türk karasularında,
b) Açık denizde ve bunun üzerindeki hava sahasında, Türk deniz ve hava araçlarında veya bu araçlarla,
c) Türk deniz ve hava savaş araçlarında veya bu araçlarla,
d) Türkiye'nin kıt'a sahanlığında veya münhasır ekonomik bölgesinde tesis edilmiş sabit platformlarda veya bunlara karşı, işlendiğinde Türkiye'de işlenmiş sayılır.

ŞAHSİLİK İLKESİ
Yabancı ülkede Türkiye namına memuriyet veya görev üstlenmiş olup da bundan dolayı bir suç işleyen kimse, bu fiile ilişkin olarak yabancı ülkede hakkında mahkûmiyet hükmü verilmiş bulunsa bile, Türkiye'de yeniden yargılanır.
Bir Türk vatandaşı, TCK’nın 13. maddesinde yazılı suçlar dışında, Türk kanunlarına göre aşağı sınırı bir yıldan az olmayan hapis cezasını gerektiren bir suçu yabancı ülkede işlediği ve kendisi Türkiye'de bulunduğu takdirde, bu suçtan dolayı yabancı ülkede hüküm verilmemiş olması ve Türkiye'de kovuşturulabilirliğin bulunması koşulu ile Türk kanunlarına göre cezalandırılır.

KORUMA SİSTEMİ
Failin vatandaş ya da yabancı olup olmadığına bakılmaksızın devlet varlığına yönelik bir suçun yurt dışında işlenmesi halinde bu suçun mağdur devletin kendisi tarafından cezalandırılmasına imkan tanıyan sistemdir.
Bir yabancı, 13 üncü maddede yazılı suçlar dışında, Türk kanunlarına göre aşağı sınırı en az bir yıl hapis cezasını gerektiren bir suçu yabancı ülkede Türkiye'nin zararına işlediği ve kendisi Türkiye'de bulunduğu takdirde, Türk kanunlarına göre cezalandırılır. Yargılama yapılması Adalet Bakanının istemine bağlıdır.

EVRENSELLİK SİSTEMİ
Dünyanın neresinde olur ise olsun, hiçbir suçun cezasız kalmaması amacıyla kabul edilen sistemdir. Bu durumda mağdur da fail de yabancıdır. Ancak işlemiş olduğu suç çok vahim bir suç olduğu için hangi ülkede olursa olsun suç işleyen kişi yargılanabilir ve cezalandırılabilir.(ikame yargı yetkisi)
Suçu işleyen de, mağdur da yabancı ise, aşağıdaki koşulların varlığı hâlinde fail, Adalet Bakanının istemi ile yargılanır:
a) Suçun, Türk kanunlarına göre aşağı sınırı üç yıldan az olmayan hapis cezasını gerektirmesi.
b) Suçluların geri verilmesi anlaşmasının bulunmaması veya geri verilme isteminin suçun işlendiği ülkenin veya failin uyruğunda bulunduğu devletin hükümeti tarafından kabul edilmemiş olması.


GERİ VERME
Geri verme, devletler arasında imzalanan ikili anlaşmalarla düzenlenmiştir. Geri verme ancak Türkiye’nin egemenlik sahası dışında işlenen suçlar için söz konusu olabilir. Çünkü Türkiye’nin egemenlik alanında işlenen suçlara mutlak surette Türk Kanunları uygulanacak ve fail yabancı olsa da hiçbir surette geri verilmeyecektir.
Geri verme sadece yabancı failler için söz konusudur. Anayasaya göre vatandaş uluslar arası ceza divanına taraf olmanın getirdiği yükümlülük dışında hiçbir surette geri verilemez.
Yabancı bir ülkede işlenen veya işlendiği iddia edilen bir suç nedeniyle hakkında ceza kovuşturması başlatılan veya mahkûmiyet kararı verilmiş olan yabancı, talep üzerine, kovuşturmanın yapılabilmesi veya hükmedilen cezanın infazı amacıyla geri verilebilir.

Ancak, geri verme talebine esas teşkil eden fiil;
a) Türk kanunlarına göre suç değilse,
b) Düşünce suçu veya siyasî ya da askerî suç niteliğinde ise,
c) Türkiye Devletinin güvenliğine karşı, Türkiye Devletinin veya bir Türk vatandaşının ya da Türk kanunlarına göre kurulmuş bir tüzel kişinin zararına işlenmişse,
d) Türkiye'nin yargılama yetkisine giren bir suç ise,
e) Zamanaşımına veya affa uğramış ise, Geri verme talebi kabul edilmez.

Kişinin, talep eden devlete geri verilmesi hâlinde ırkı, dini, vatandaşlığı, belli bir sosyal gruba mensubiyeti veya siyasi görüşleri nedeniyle kovuşturulacağına veya cezalandırılacağına ya da işkence ve kötü muameleye maruz kalacağına dair kuvvetli şüphe sebepleri varsa, talep kabul edilmez.
Kişinin bulunduğu yer ağır ceza mahkemesi, geri verme talebi hakkında bu madde ve Türkiye'nin taraf olduğu ilgili uluslararası sözleşme hükümlerine göre karar verir. Bu karara karşı temyiz yoluna başvurulabilir. Mahkeme geri verme talebinin kabul edilebilir olduğuna karar verirse, bu kararın yerine getirilip getirilmemesi Bakanlar Kurulunun takdirine bağlıdır.

Geri Vermede Özellik Kuralı, ihtisas prensibi: Geri verme hâlinde, kişi ancak geri verme kararına dayanak teşkil eden suçlardan dolayı yargılanabilir veya mahkûm olduğu ceza infaz edilebilir.

Belçika kuralı: Devlet başkanına ve ailesi fertlerine karşı işlenen suikast fiilleri siyasi suç olarak kabul edilmez. Bu duruma Belçika kuralı adı verilmektedir.

ÖZEL DURUMLAR
Suç işleyen kimsenin sıfatına bakılmaksızın kanun önünde eşitlik ilkesi uyarınca yargılanması ve cezalandırılması Ceza Hukukunun temel ilkelerindendir. Ancak bu kuralın istisnaları bulunmaktadır:

CUMHURBAŞKANI
Vatana ihanet dışında cezai sorumluluğu yoktur. Görevi nedeniyle işlemiş olduğu suçlardan ötürü tam olarak sorumsuzudur. T.B.M.M nin 1/3 ünün teklifi ve 3/4 ünün kararı ile Yüce Divan’da ( Anayasa Mahkemesi ) vatana ihanet ile yargılanabilir. Cumhurbaşkanının hukuk davalarında davalı olmasında bir engel yoktur. Ancak mahkemelerde tanıklık yapmaya zorlanamaz. Kendisi isterse tanıklık yapar. Yoksa zorla götürülemez.

YASAMA DOKUNULMAZLIĞI
a) Mutlak Dokunulmazlık: Parlamenterlerin meclis çalışmalarındaki (mutlaka meclis binası içinde olması zorunlu değil) oyları, sözleri ve düşünce açıklamaları nedeniyle hiçbir surette sorumluluğu yoktur. Bu eylemler nedeniyle suç oluşsa dahi yargılama yapılamaz. Çünkü bu eylemler nedeniyle cezai sorumluluk yoktur. Kürsü dokunulmazlığı mutlaktır, kaldırılamaz ve bu dokunulmazlıktan feragat edilemez. Milletvekilliği sona ermiş olsa dahi bu eylemlerden dolayı yargılama yapılamaz.

b) Nispi Dokunulmazlık: Seçimden önce ya da sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir milletvekilinin meclis tarafından dokunulmazlığı kaldırılmadıkça tutulamaması, yakalanamaması, sorguya çekilememesi, tutuklanamaması ve yargılanamamasıdır. Bu dokunulmazlık mutlak değildir, geçicidir. Milletvekilliği süresi bittiğinde dokunulmazlık da kendiliğinden kalkar. Dokunulmazlık süresi (milletvekilliği süresi) boyunca zamanaşımı durur.
Ancak Anayasanın 14. Maddesinde yazılı olan Devletin bütünlüğüne ve Anayasal düzene karşı işlenmiş olan suçlardan ve suçüstü halinde işlenen Ağır cezalık suçlardan dolayı seçimden önce soruşturmaya başlanmış olmak kaydı ile milletvekili yargılanabilir.

YARGI BAĞIŞIKLIĞI (DİPLOMATİK DOKUNULMAZLIK)
Diplomatik dokunulmazlık sebebiyle sağlanan bağışıklıktır. Yabancı ülkede görev ile ilgili ya da görevi ile ilgili olmayan bir suç işleyen diplomat o ülkede yargılanamaz. Böyle bir suçtan dolayı sadece kendi ülkesinde yargılanabilir. Bu dokunulmazlık büyükelçiler ve büyükelçi seviyesinde devleti temsil eden kimseler için söz konusudur.
Cevapla
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntü
    Son mesaj
  • Bilgi
  • Kimler çevrimiçi

    Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 20 misafir