Finansal getiri ve risk



FİNANSAL GETİRİ VE RİSK Getiri, belli bir dönemde yatırımcının kazanç ya da kayıplarının yüzde olarak değişimidir.

Finansal varlıkların ortalama getirisi (tarihi getirisi), ekonomik durumla ilgili değerlendirme yapmamızı (yatırım için araçların getirileri hakkında değerlendirme) sağlar.

Portföy: Finansta sahip olduğumuz yatırım araçları sepetidir.

Portföy Tercihi: Tasarruf sahibinin alternatif menkul kıymet kıymetler arasında hangilerine ne oranda yatırım yapa­cağını belirlemesi sürecidir.

Geleneksel portföy yönetimi anlayışında genel ilkeler;

•      Yatırımcının risk ve getiri bileşenlerine ilişkin fayda tercihlerini maksimize edecek bir portföyü oluşturmak

•      Yatırımcının temel ihtiyaçlarını karşılayabilme oranı

•      Yatırıma aktaracağı tasarruf düzeyi

•      Yatırıma ayırabileceği fonların düzeyi

•      Yatırıma ayrılan bu fonların tekrar başka amaçlar için çözülebileceği olasılığı ortaya konmalıdır. Böylelikle portföyde likidite ilkesi de gözetilmiş olacaktır.

Geleneksel portföy yaklaşımında çeşitlendirme yapılırken göz önünde bulundurulan temel yaklaşım “üstünlük” ilkesidir. Üstünlük ilkesine göre; yatırımlara ait mevcut beklenen getiri düzeyleri karşılaştırıldığında en iyi yatırım, riski en düşük olan yatırımdır. Geleneksel yaklaşımla yapılan çeşitlendirmede “Yalın Çeşitlendirme” yöntemi kullanılır.

Modern Portföy Teorisi’nin temelleri, Harry Markowitz tarafından 1952’de yayınlanan bir makale ile atılmıştır.

Markowitz modeli, portföy çeşitlendirmesi yaparken menkul kıymet getirileri arasındaki ilişkinin, genel olarak portföy geti­risi ve riskini belirleyeceği durumundan hareket eder. Bu ilişki menkul kıymetler arasındaki korelasyon ilişkisi ile ta­nımlanmıştır. Portföye dahil edilen menkul kıymetlerin getirileri arasında negatif korelasyon olması durumu portfö­yün riskliliğini azaltacağı için, çeşitlendirmede negatif korelasyon ilkesi gözetilmelidir.

Portföy Tercihinin Belirleyicileri; Portföy tercihi yapan bir yatırımcının portföyünü oluştururken dikkate alması gerekli kri­terlerdir. Bunlar: Servet, Beklenen Geliri, Risk, Likidite ve Bilgi Edinme Maliyetidir.

Beklenen getiri, belli dönem getirileri ile bu getirilerin gerçekleşme olasılıklarının çarpımının toplamıdır. Ancak beklenen getirinin hesaplanmasında, riskin de dikkate alınması gerekir.

Yatırımcı yatırım kararında hangi varlığa yatırım yapacağını belirlerken aynı zamanda diğer varlıkların beklenen getirilerini de göz önünde bulundurarak karar vermektedir. Beklenen getiri ile varlık talebi arasında pozitif yönlü bir ilişki vardır.

Risk, finansal varlığın gelecek dönemdeki belirsizlik durumu karşısında beklenen getirisinde meydana gelen sapma­lardır.

Risk Seven Yatırımcı; yatırımın gelecek dönem getirilerinde belirsizlik olması halinde bile riske girerek yatırım yapan yatı­rımcıdır.

Riskten kaçınan yatırımcı, yatırım sonunda katlanacağı riske bağlı olarak yatırıma karar veren yatırımcı tipidir.

Riske karşı kayıtsız yatırımcı, risk ve riskin farklılaşması konusunda herhangi bir beklentisi olmayan, beklenen getiri konu­sunda daha duyarlı olan yatırımcı tipidir.

Risk Türleri:

Toplam Risk: Sistematik ve sistematik olmayan risk toplamı olarak tanımlanmaktadır.

>         Sistematik risk, yatırım aracı türünün artırılıp azaltılması veya çeşitlendirme ile değiştirilemez ve ortadan kaldı­rılamaz risktir. Sistematik riskler;

■      Satın alma gücü riski: Enflasyon durumunda yatırıma aktarılacak para miktarının değişmesiyle ortaya çıkan risk türüdür. (Tahvil hisse senedine göre daha fazla etkilenmesi gibi)

■      Faiz oranı riski: Piyasa faiz oranında meydana gelen değişmeler sonucu yatırımın değerinin değişmesidir. Sa­bit getirili menkul kıymetlere yatırım yapan yatırımcı piyasa faiz oranlan yükseldiğinde bu durumdan zarar görür.

■      Piyasa riski (fiyat riski): Yatırımcıların yatırım yaptıkları menkul kıymetlerin fiyatlarında meydana gelen düşüş­ler durumunda fiyat riskiyle karşılaşılır.

■      Politik risk: Hem ulusal hem de uluslararası alanda diplomatik veya uluslararası ilişkiler alanında meydana gelen önemli bir gelişme sonucu finansal menkul kıymet getirilerinin değişmesi anlamına gelmektedir. Bir diğer etkisi de Koruma girişimleri, kotalar, döviz kurunda meydana gelen dalgalanmalar veya yabancı sermaye yatırımlarıdır.

■      Kur riski: Döviz kurlarında meydana gelen değişimin, yatırımın getirilerini etkilemesidir. (2008 yılında morgage piyasalarında ortaya çıkan ve bütün dünyaya yayılan finansal risk, tüm finans piyasalarında yer alan menkul kıymetle­rin getirilen üzerinde negatif yönlü etkili olmuştur.)

>    Sistematik Olmayan Risk; yapılacak olan ya da yapılması planlanan finansal yatırıma bağlı olan bir risktir. Yapı­lacak olan yatırımın nitelikleri bu risk açısından oldukça önemlidir.

Sistematik olmayan risk, iyi çeşitlendirilmiş bir portföyle ortadan kaldırılabilecek bir risk türüdür. Sistematik olmayan risk türleri;

■      İş ve Endüstri Riski: Genellikle endüstride meydana gelmesi beklenen değişmeler, yalnızca o endüstri içindeki işletmeleri etkilemekte, endüstri dışındakileri etkilememektedir.

■      Finansal Risk: İşletmelerin borç-sermaye yapısının oluşumu ve etkinliği ile ilgilenmektedir.

Finansal risk, firma gelirlerinin borçlanma sonucu sürekliliğini kaybetmesi ve başta ekonomik olmak üzere çevresel koşullarda özel ya da genel bir değişikliğe ayak uyduramayarak, faiz ve kar payı ödemelerini gerçek­leştiremeyecek gelir düzeyinin altına düşmesi tehlikesidir.

■      Yönetim Riski: İşletmelerin iyi veya kötü yönetimine göre ortaya çıkan bir risk türüdür. Yönetim hataları sonucu, işletmelerin satışları ve kârı azalabileceği gibi riski de artabilir.

Risk geçmiş dönemlerin elde edilen getirilerinin standart sapması ile ölçülür.

Değişim kasayı, birim getiri başına katlanılacak risk düzeyini ifade eden katsayıdır.

Kovaryans Katsayısı: Portföyde yer alan menkul kıymetlerin beklenen getirileri arasındaki ilişkiyi ölçmeyi sağlayan bir katsayıdır. Kovaryans katsayısının matematiksel büyüklüğü önem taşımaz. Ancak bu katsayının pozitif ya da negatif olması yorum açısından önem taşır.

Kovaryans katsayısı pozitif ise; portföyde yer alan menkul kıymetlerin getirileri aynı yönlü değişim gösteriyordur.

Kovaryans katsayısı negatif ise; portföyde yer alan menkul kıymetlerin beklenen getirisi negatif yönlü değişim gösteri­yor dur.

Kovaryans katsayısı menkul kıymetler arasındaki getirileri yönü hakkında bilgi verirken, bu katsayıdan hareketle hesaplanan korelasyon katsayısı ise ilişkinin şiddeti hakkında bize bilgi verir. Portföyün riskliliğinin ölçülmesinde hem kovaryans katsayısına hem de korelasyon katsayısına ihtiyaç duyarız.

Beta Katsayısı, Sistematik risk ölçütü olarak kullanılmaktadır. Piyasa getiri ile menkul kıymet getirisi arasındaki ilişkiyi ifade etmektedir.

Servet Esneklik Değeri < 1 ise; Zorunlu Varlık (nakit ve vadesiz mevduatlar) Servet Esneklik Değeri > 1 ise; Lüks Varlık (Hisse senedi ve Tahvil)

Servet Esneklik Değeri = 1 ise; Birim esneklik

Finansal Varlık Değerlemesi Varlık, değer muhafaza etme özelliği taşıyan mülkiyet unsurlarıdır.

Finansal Varlık; çıkaran işletmelerin reel varlıkları ile bu varlıkların yaratacakları nakit üzerindeki hakları gösterirler.

Sahip olunan kaynaklar sınırlı olduğu için mevcut kaynaklar ile varlıklara sahip olunurken tercih yapmak gerekir. Bu kap­samda varlıklar arasında seçim yapma sürecini etkileyen faktörler; (Servet – Beklenen Getiri – Likidite – Bilgi edinme maliyeti)

>          Servet: Bir bireyin sahip olduğu tüm kaynaklardır. (varlıklar da dâhil ) Servetle varlık talebi arasında doğrusal bir ilişki vardır.

Varlık talebinin servet esnekliği veya talebin servet esnekliği, diğer koşullar sabitken, servette meydana gelen oransal değişiklik karsısında varlık talebinin hangi oranda değiştiğini gösteren bir ölçüttür.

>          Beklenen Getiri: Beklenen getiri ile varlık talebi arasında doğru yönlü bir ilişki söz konusudur. Beklenen getiri,alternatifler karşısında beklenen nispi getiri olduğu için, alternatif varlıkların beklenen getirisindeki değişme diğer var­lıkların talebini de etkileyecektir.

>          Bilgi edinme maliyeti: Bir varlıkla ilgili bilgi edinmenin maliyeti ile o varlığın talebi arasında ters yönlü bir ilişki

söz konusudur. Tasarruf sahipleri bilgilenme maliyeti düşük olan varlıkları satın almak islemekledirler.

>          Risk: Bir varlığın getirisi ile ilgili belirsizliktir. Bir varlığın riski ile talep miktarı arasında ters yönlü bir ilişki söz konusudur.

Objektif olasılık dağılımı geçmiş verilere dayanılarak yapılır. Sübjektif olasılık dağılımı ise, kişinin bekleyişleri ve tahminleri doğrultusunda düzenlenir.

Bu durumda geçmiş verilerden yararlanılarak istatistiki yöntemler kullanıldığında, risk objektif olasılık dağılımıyla ölçül­mektedir. Dağılım tam olarak varvans veya standart sapma ile ölçülür.

Çeşitlendirme yapılarak sistematik olmayan risk en aza indirilebilir. Beta katsayısı (B), ne kadar yüksekse, bu varlı­ğa ilişkin talep de daha düşük olacaktır.

>          Likidite: Diğer koşullar sabitken bir varlığın likiditesi ile talep miktarı da doğru orantılıdır.

Tahvilin likiditesi yükselirse buna bağlı olarak talebi yükselecek bu durumda tahvilin faiz oranı düşecek; tersi durumda da tahvilin faiz oranı yükselecektir.

İlgili Kategoriler

İktisat Ders Notları



Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir