Edebiyat akımları-Romantizm (coşumculuk)



Romantizm (Coşumculuk)

Romantizm, Roma İmparatorluğu’nda halkın konuştuğu ve Latincenin bozulmuş hali olan konuşma dilidir. İlk olarak J.J. Rousseau eserinde göl tasviri yaparken “romantik” bir bölge olduğundan bahseder.

Romantizm;

  • Fransız ihtilal oratmında klasisizmin akılcılığına tepki olarak doğmuş,
  • İnsanın duygusal yönünü ele alan,
  • Bireyselliği savunan,
  • Doğaya yönelmeyi esas alan,
  • Yerli olmayı ve milliliği savunan,
  • Lirik, duygusal olan,
  • yüzyılın ilk yarısında Batı’da hakim olan sanat akımıdır.

İngiltere’de klasisizme tepki olarak XVIII. yüzyılda A.A. Cooper’ın kurduğu Duygu Okulu, romantizmin oluşumuna zemin hazırlayan en büyük adım olmuştur.

Romantizm akımının etkisiyle yazılan eserlerde romantizme ait belli başlı bazı özellikler bulunur. Bunlar:

  • Hürriyet isteği: Victor Hugo “Edebiyatta gerçekleşen Fransız İhtilali” olarak açıklar. Sanatçı kısıtlanmamalı, yaratıcılığı ve hayal gücü serbest bırakılmalıdır.
  • İnsanı merkeze alma: İnsanı her yönüyle ifade etmeye çalışırlar. Sonradan edinilen değil, doğuştan gelen yaratıcılık yeteneği romantiklere göre daha önemlidir.
  • İnsanın duygularını ön plana çıkarma: İnsanın duygusal yönünü ihmal etmemek için salt aklın rehberliğini kabul etmez.
  • Duyarlılık: Eserlerinde canlılıktan ziyade ölüm, yaz yerine sonbahar gibi hüzün verici olaylar daha fazla tercih edilir.
  • Bireysel ve lirik olma: Temel kaynağı bu ilkeye dayanan romantizmde, sanatçının kendi duygu ve düşüncesi, hayal gücü daima ön plandadır. Eserlerde tipten ziyade karakterler ön plandadır.
  • Doğaya yönelme: Klasik sanatçılarda doğa “insan ruhu, psikolojisi” olarak anlatılırken romantiklerde “dış dünya” olarak ele alınır. Romantiklerde doğa en sık kullanılan konudur. Sürekli doğaya yönelirler ve kendilerinde bıraktıkları izlenimi eserlerinde dile getirirler. Bu yönelişte dini duyguların zayıflaması, sanayileşen toplumun insanları bozması anlayışı yatmaktadır.
  • Yerli olma: Kültürlerine yönelme, milli olan, ulusal olan, folklorik öğeler romantik eserlerde ön plana çıkmıştır.
  • Tasvir: Özellikle insan ve doğa tasvirleri pek çok kere eserlerinde kullandıkları tasvirlerdir. Tasvir göründüğü gerçekliğiyle değil, yazarda bıraktığı izlenim olarak ele alınır.
  • Üslup: İlk olarak klasikçilerin yaptığı gibi günlük konuşma dilinden uzak dil anlayışına karşı çıkmışlar ve halk içinde yaşayan, herkesin anlayabileceği bir dille ifade etmeyi tercih etmişlerdir. Dil onların eserlerinde son derece samimi ve sıcaktır.

Romantik sanatçı ve eserleri:

Jean Jacgues Rousseau / Toplum Sözleşmesi, İtiraflar

Goethe / Faust, Wilhelm Meister

Lamartine / Şairane Düşünceler

Puşkin / Yüzbaşının Kızı

Dumas / Üç Silahşörler, Monte Cristo Kontu

Victor Hugo / Nature Dame de Paris, Sefiller

Edgar Allan Poe / Çanlar, İşitilmedik Hikayeler

Alfred de Musset / Bir Zamane Çocuğunun İtirafları

Türk Edebiyatında ise;

Şemseddin Sami, Namık Kemal, Ahmet Mitaht Efendi romantik akımın temsilcileridir.

İlgili Kategoriler

Edebiyat Ders Notları



Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir