Avukatlık mesleğinin tanımı ders notu



AVUKATLIK MESLEĞİNİN TANIMI

Avukatlığın 3 tanımını özgünlükleri ve önemleri açısından göz önüne almak gerekir:

1-Eski yunan mitolojisindeki Litailer(yalvarılar-avukatlar):

“Zeus’un kızlarından Litailer vardır ki onlar da adalet işinde savunmayı üstlenmişlerdir. Yalvarılar denilen Litailer Zeus’un çirkin kızlarıdır. Topludurlar. Yüzleri buruşuk, gözleri şaşıdır. Suç işleyenlerin kandırıldıklarını, yargıçlara anlatır dururlar. Zeus’un onları bağışlamasını isterler. Mitoloji’de yer alan Litailer bu nitelikleriyle avukatlık mesleğinin temsilcisidirler.

2-Avrupa Konseyinin Avukatlık Mesleğinin İcrasındaki Özgürlükler Hakkında 9 Numaralı Tavsiye Kararında avukat

“Bu tavsiyenin amacı bakımından avukat sözcüğü, ulusal yasaya uygun olarak dava açmaya, müvekkili adına hareket etmeye, hukukun uygulanmasına, müvekkili adına mahkemeye çıkmaya veya ona danışmanlık yapmaya ve onu temsil etmeye ehil ve yetkili olan ve Prensip 1. (2)’ye göre meslek örgütüne kaydı kabul edilmiş kişidir.“

3-Avukatlık, Avukatlık Kanunu’nun 2. maddesinde

“Avukat, her türlü hukuki sorun ve anlaşmazlıkların, adalet ve hakkaniyete uygun olarak çözümlenmesi ve hukuk kurallarının tam olarak uygulanmasında, yargı organlarına, kişilere, kurum ve kuruluşlara yardım etmek için, hukuki bilgi ve tecrübelerini, adaletin hizmetine tahsis eden, kamu hizmeti gören serbest meslek mensubu kişiler“ şeklinde tanımlanmıştır.

NOT: Mitoloji’de yer alan Litailer avukatlık mesleğinin ilk temsilcisidirler.

AVUKATLI⁄IN ÖZELLİKLERİ
5 özelliği vardır:
1-Avukatlığın Kamu Hizmeti Özelliği
2-Avukatlığın Serbest Meslek Özelliği
3-Avukatlıkta Meslek Tekeli
4-Avukat Bağımsızlığı
5-İddia ve Savunma Dokunulmazlığı

Avukatlığın Kamu Hizmeti Özelliği
Kamu hizmeti nitelemesi, 2 özelliği gerektirir: a) hizmetin kamuya yönelmiş olduğunun siyasal organlarca kabul edilmesi (kamuya yararlı olma) ve b) kamu kuruluşlarınca veya ilgili kamu kurumunca denetlenen özel kişilerce ifa edilmesidir.

Avukatlar, mesleki faaliyetlerini, tüzel kişiliği haiz kamu kurumu niteliğinde mesleki kuruluşlar olan baroların denetim ve gözetimi altında sürdürürler ve bu hizmetleri kamu hizmetidir.

Avukatlığın kamu hizmeti niteliği, gereksinim duyan herkesin bu faaliyetlerden yararlanabilmesini gerektirir.

Avukatlık asgari ücret tarifelerinin, özel kanun hükümleriyle belirlenmesi ve görevleri sırasında veya görevlerinden dolayı avukatlara karşı işlenen suçlar bakımından, bu suçların yargıçlara karşı işlenmiş olması halinde uygulanacak ceza kanunu hükümlerinim uygulanması da, avukatlığın kamu hizmeti niteliğinin sonuçlarındandır.

Avukatlığın Serbest Meslek Özelliği
Serbest Meslek sermayeden ziyade şahsi emeğe, bilimsel ve mesleki bilgiye ve uzmanlığa dayanan, ticari özellik taşımayan, serbest meslek erbabının işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılan faaliyet olarak tanımlanabilir.

Avukatlığın serbest meslek olarak algılanması avukatın müvekkilinin haklarını bireysel olarak savunabilmesinin ve bunun için mücadele eden kişi olarak görevini eksiksiz gerçekleştirebilmesinin ön şartıdır.

Avukatlık mesleğinin serbest meslek özelliği uygulamada aşağıdaki şekillerde ortaya çıkar:
Avukat yargılamada gerçeğe ulaşılması ve adil kararın inşası bakımından önemli bir konuma sahiptir.

Avukat; yargıç ve savcının yanında yer alan, yargı erkinin ve hukuk devletinin olmazsa olmaz önemde bir unsurudur.

Avukat müvekkilinin hukuki problemlerinin çözümüne yönelik faaliyette bulunur.

Avukat, mesleki faaliyetlerini, iş görme konulu akitlerden vekâlet, hizmet ve eser sözleşmelerine dayanarak yürütür.

Avukat, avukatlık sözleşmesi ilişkisine girip girmeme ve bunu sürdürüp sürdürmeme konusunda serbesttir. Ancak bu serbestinin bir sınırı vardır; bu serbesti toplumsal yararın söz konusu olduğu noktada son bulur.

Avukatın serbestliğinin karşılığı olarak müvekkil, avukatını serbestçe seçer.

Avukat-müvekkil ilişkisinde güven unsuru her iki taraf açısından da büyük önem arz eder. Müvekkil, avukatına verdiği sırların ifşa edilmeyeceğine güvenir. Müvekkil aktardığı tüm sırların vekili olan avukat tarafından sadece savunma sınırları içinde kullanılacağına bunun dışında gizli kalacağına güvenebilmelidir. Avukat da, müvekkilinin savunması için gerekli tüm bilgi ve belgelerin kendisine noksansız verildiği inanç ve kanaatinde olmalıdır. Bu husustaki güven avukatın savunmasını gereğince yapabilmesi açısından zorunludur.

Güven unsuru üstlenilen işin şahsen ifası ile yakından ilgilidir. Bu sebeple de avukatın üzerine düşen edimin kural olarak şahsen yerine getirilmesi gerekir.

Avukatlığın bir serbest meslek olarak nitelendirilmesinin sebebi, bu mesleğin özel nitelikli bir özgürlük içinde yürütülmesi gereğine dayanır.

Avukatlıkta Meslek Tekeli
Gün geçtikçe karmaşıklaşan ve artan yasal düzenlemeler hak arayan kişilerin hakka ulaşmasını ya da var olan haklarının korunmasını zorlaştırmaktadır ve hakkın kazanılması için profesyonel destek lazımdır. Bu profesyonel destek de ancak meslek tekeline sahip avukatlar tarafından sağlanabilir. Bir başka deyişle:

Avukatlık meslek tekelinin temelinde, hukuki yardıma gereksinim duyanların ancak bu işin akademik eğitimini almış olan kişilere danışması ve bu kişilerden yardım alması durumunda hak ve menfaatlerinin gereğince korunacağı (bireysel yarar) ile birlikte bu suretle yargılama faaliyetinin de daha kaliteli yapılacağı (kamu yararı) düşünceleri yer alır.

Adli işlemleri vekâleten yapma hakkı sadece baroya kayıtlı avukatlara tanınmıştır.

Avukat Bağımsızlığı
Avukat bağımsızlığı çeşitli unsurlardan oluşan bir bütündür. Bağımsızlık iş sahibine, meslek örgütüne, devlete, topluma, ulusal ve dinsel inançlara karşı bağımsız olmayı gerektirir. Bağımsızlığın unsurları aşağıdaki gibi sıralanabilir:

1-Avukat-Devlet İlişkisinde Bağımsızlık
Avukatın devletten bağımsızlığı, avukatın devletten gelecek talimat etki ve kontrollerin dışında bulunması, mesleğe kabulde serbestlik, yerleşme özgürlüğü, faaliyet alanı serbestliği (serbest etki alanı) ile yargı faaliyetinin diğer çalışanları, bir başka deyişle savcı ve yargıçlar karşısındaki bağımsızlık gibi gereklerden oluşur.

Avukat, müvekkilinin yararına olan tüm hususları savunmasında doğrudan kullanma
hakkına sahiptir. Avukat dilekçelerinde ve duruşmada müvekkilinin verdiği bilgilere dayanmak ve karşı taraf aleyhinde sert ifadeler kullanmak olanağına sahiptir. Bu konuda herhangi bir şekilde tensipte bulunmakla yükümlü olmadığı gibi, ceza kovuşturmasına uğrayacağı korkusu da taşımamalıdır. Bu açıdan avukata, müvekkilinin menfaatini koruduğu oranda, savunma sınırları içinde kaldığı sürece mutlak bir dokunulmazlık tanınmıştır. Bu mutlak dokunulmazlık zırhının sebebi avukatı devletin çıplak veya dolaylı baskısından korumaktır.
Avukat, ceza yargılamasında, devletin ceza talebine ilişkin kamu yararı karşısında, sanığın bireysel menfaatlerini temsil eder. Avukat sanığın savunmasını yapan vekil olarak, sanığın haklarını etkin ve kapsamlı bir biçimde korumak, yargılamada müvekkil yararına olan hususların dikkate alınmasını sağlamak ve bunu yaparken de hukuk düzeni ihlallerinden kaçınmak durumundadır.

Göz önünde bulundurulması gereken çok önemli bir husus avukatın mahkemenin emrinde olmadığıdır. Avukat sadece hukuka tabidir.

Görevlerinden doğan ve görevleri sırasında işledikleri suçlardan dolayı avukatlar hakkında dava açılması savcının isteğine bırakılmamıştır. Bu hususta Adalet Bakanlığı’ndan izin alınması gerekir. Adalet Bakanlığı’nın bu hususta verdiği izin, idari bir karar olup bu karara karşı idari yargı yoluna gidilerek, yürütmenin durdurulması istenebilir.

Avukatın sadece yargılama organı olan mahkemelere karşı bağımsız olması yeterli değildir. Avukat yürütme organı olan Hükümete karşı da bağımsız olmalıdır. Bu bağlamda avukat bağımsızlığı, görevini ne şekilde yerine getireceği konusunda hiçbir makam ve merciinin herhangi bir şekilde avukata talimat verememesini, etkide bulunamamasını gerektirir. Mesleğini icra ederken avukat hiçbir makam ve merciden talimat alamaz.

Barolarda avukatların disiplin açısından denetiminin, yine avukatlardan oluşan bir disiplin kurulu tarafından yapılması, mesleğin devletten bağımsız şekilde yürütülmesini sağlayan çok önemli bir gerekliliktir. Baroların varlık sebebi salt meslek mensupları olan avukatlara güvence sağlamak olmayıp, bunun ötesinde etkin ve bağımsız savunmayı temin etmektir.

2-Avukat-Müvekkil İlişkisinde Bağımsızlık
Avukat, meslek gerekleri doğrultusunda müvekkilinden bağımsız olmak zorundadır. Bu bağlamda avukat gerçeğin ortaya çıkmasını engellemek için suç delillerini yok eden, gizleyen, değiştiren ve bozan bir kişi konumuna giremez.

Avukat, müvekkili ile vekâlet ilişkisi dışında bazı ekonomik bağlantılar kurar ise bağımlılık tehlikesi ortaya çıkar.

Avukatın müvekkilden vekâlet ücreti alması avukatın müvekkile bağımlı olmasını gerektirmez. Zira yargıç- savcı maaşını devletten, noter ise ücretini işlem yaptıran ilgiliden almaktadır. Avukatın müvekkilden, müdafiinin sanıktan ücret alması da avukatın müvekkil veya sanığa bağımlı olmasını gerektirmez.

Avukatın müvekkilinden bağımsız olmasının bir gereği de avukatın kendisine teklif edilen vekâlet işlerini kabul edip etmemek konusunda serbest olması ve her zaman vekâletten çekilebilmesidir.

3-Avukatın Toplumdan Bağımsızlığı
Basın ve kamuoyunun, avukatın faaliyetine engel olmaması, toplumun avukat tarafından yapılan savunmanın ciddiyetine ve içeriğine doğrudan veya dolaylı etkide bulunması engellenmelidir.

İddia ve Savunma Dokunulmazlığı
İddia ve savunma dokunulmazlığı bağlamında yargı mercileri ve idari makamlar nezdinde yapılan yazılı ve sözlü başvuru, iddia ve savunmalar kapsamında avukatın kişilerle ilgili olarak somut isnatlarda ya da olumsuz değerlendirmelerde bulunması halinde avukata ceza verilmez.

Avukatın savunma sınırları içinde kalmayan, söylenmesinde ve yazılmasında hukuki bir yarar bulunmayan, muhatapların sosyal, kişisel veya ekonomik hayatlarına saldırı oluşturacak söylemleri savunma sınırını aşması sonucunu doğuracaktır.

İlgili Kategoriler

Hukuk Ders Notları



Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir