AÖF Türk vergi sistemi önemli kavramlar



Öşür: Müslümanlardan alınan toprak ürünü vergisidir. Elde edilen ürünün onda biri vergi olarak alınırdı.

Haraç: Müslüman olmayanlardan alınan bir vergiydi ve ikiye ayrılıyordu; Harac-ı Mukassem, elde edilen ürünlerden; Harac-ı Muvazzaf, toprak üzerinden alınırdı.

Cizye, Müslüman olmayan erkeklerden, askerlik görevi karşılığı olarak alınırdı.

Varlık vergisi: 11 Kasım 1942 tarih ve 4305 sayılı kanunla konulan olağanüstü bir servet vergisidir. Özellikle Müslüman olmayan ticaret erbabının kazançlarını vergilendirmek için uygulamaya konuldu. Ödeme yapmayanlar çalışma kamplarına gönderildi.

Dolaysız vergiler gelir ve servet üzerinden, dolaylı vergiler ise harcamalar üzerinden alınan vergilerdir

Kişilik, çocuğun sağ olarak doğduğu anda başlar ve ölümle sona erer. Çocuk hak ehliyetini, sağ doğmak koşuluyla ana rahmine düştüğü andan başlayarak elde eder.

Şirket alacaklılarına karşı sorumluluğu belirli bir sermaye ile sınırlandırılan ortak komanditer, sınırlandırılmayan ortak ise komandite ortaktır.

Sadece paylı komandit şirkette komanditer ortakların payı kurumlar vergisine tabi tutulur. Komandite ortaklar her iki tür komandit şirkette de ticari kazanç elde ederler ve gelir vergisine tabi olurlar. Adi komandit şirketin komanditer ortakları da menkul sermaye iradı geliri elde etmeleri nedeniyle yine gelir vergisine tabi tutulur.

Gelir bir takvim yılı içinde elde edilmiş olmalıdır.

Tahsil ilkesi, gelirin hukuken ve fiilen elde edenin kullanımına geçmesi anlamına gelir. Ücretler, gayrimenkul-menkul sermaye iratları, serbest meslek kazançları ve diğer kazanç ve iratlarda tahsil esası kabul edilmiştir.

Tahakkuk ilkesinde ise, gelirin hukuken elde edenin tasarrufuna geçmesi yeterli görülmüştür. Ticari ve zirai kazançlarda tahakkuk esası kabul edilmiştir.

Serbest meslek faaliyetinde KDV yükümlülüğü için gelirin tahakkuk etmesi yeterli sayılmaktadır.

Kazanç: Bedenen veya zihinsel çalışma ile veya sermaye konularak elde edilen gelirdir.

İrat: Sermayenin başkasına kullandırılması yoluyla sağlanan gelirdir.

Safi tutar: Kazanç ve iratların elde edilmesi için yapılan masraflar, yıpranma payları (amortismanlar) ve zararlar düşüldükten sonra kalan kısımdır.

İkametgâh ölçütüne göre, Türkiye’de yerleşmiş olanlar tam mükelleftirler.

İkametgâh: Bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir.

Resmi daire ve müesseselerin veya merkezi Türkiye’de bulunan teşekkül ve teşebbüslerin işleri dolayısıyla başka ülkelerde oturan Türk vatandaşları tam mükellef olarak vergilendirilir

Çifte vergilemeyi önleme anlaşmasının bulunmaması durumunda, sınırlı mahsup yöntemine göre, yabancı ülkede ödenen vergiler beyanname üzerinden hesaplanan vergilerden düşülmektedir.

Türkiye’de yerleşmiş olmayan gerçek kişiler dar mükellef olarak gelir vergisine tabi tutulur.

Ticari Kazanç: Her türlü ticari ve sınai faaliyetten doğan kazançlardır.

  1. sınıf tüccarların kazançları bilânço esasına tabidir.

Bilanço esasına tabi mükellefler yevmiye defteri, defteri kebir ve envanter defteri tutmak zorundadırlar.

Bilanço: Envanterde gösterilen kıymetlerin tasnifli ve karşılıklı olarak özetlenmiş halidir.

Öz sermaye: İşletmenin bilânçosundaki aktif toplamı ile borçlar arasındaki farktır

Envanter: Bir işletmenin belli bir andaki varlıklarıyla borç ve alacaklarını ayrıntılı olarak gösteren bir listedir. Bütün malları kapsar. Envanterde mal stokları, yarı mamuller, hammaddeler, tüm gereçler, alacaklar ve borçlar sayılıp değerlendirilir.

Amortisman: Üretim faaliyetleri sonucunda mal ve hizmetler yaratılırken, geçmiş yıllardan devralınan sermaye mallarında meydana gelen aşınma ve eskimenin parasal değeri.

Amortisman yöntemi olarak; normal amortisman, azalan bakiyeler usulü ile amortisman ve fevkalade amortisman usulleri öngörülmüştür.

Değerleme: Vergi matrahlarının hesaplanmasıyla ilgili iktisadi kıymetlerin takdir ve tespitidir

Karşılıklar: Oluşmuş veya olması beklenen fakat miktarı kesin olarak kestirilemeyen ve işletme için bir borç mahiyetini arz eden belli bazı zararları karşılamak maksadıyla hesaben ayrılan meblağlardır.

Reeskont uygulaması; alacakların henüz tahsil edilmeden vergiye tabi tutulmasına karşı, bu etkiyi hafifletmeyi amaçlayan bir uygulamadır

İlgili Kategoriler

Anadolu AÖF AÖF Ders Notları



Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir