AÖF İnfaz hukuku ders notları



İNFAZ HUKUKU
ÜNİTE 1: İNFAZ HUKUKUNUN TEMEL ESASLARI:

İnfaz ve İnfaz Hukuku Kavramları: İnfaz; mahkemelerce verilip kesinleşen ceza ve güvenlik tedbirlerinin yerine getirilmesidir. İnfaz hukuku ise; ceza ve güvenlik tedbirlerine ilişkin kesinleşmiş kararların yerine getirilmesine yönelik esasları gösteren bağımsız bir hukuk dalıdır. İnfaz, ceza davasıyla ilgisi bulunmayan ama hükmün bir devamı olması sebebiyle ceza hukuku ve muhakemesiyle sıkı, organik bir ilişki içerisindedir.

İnfazın Tarihsel Gelişimi: İnfazın tarihsel gelişimini, cezanın ve ceza hukukunun tarihsel gelişiminden ayırmak zordur. Tarihin ilk devirlerinde suç kavramı toplumsal olmaktan çok bireysel bir içeriğe sahip ve suç mağdurunun öç almasına dayanmaktaydı. İlerleyen dönemlerde suç kavramına toplumsal bir içerik yüklenmiş ve belli bazı cezalar ortaya çıkmıştır. (ölüm, sakat bırakma, köle yapma vs.) Ortaçağda egemen güç kilise baskısı ve din faktörü cezalarda bedene yönelik ve şiddet içeriğini oluşturmuş, infazlar törensel içeriklidir. Monarşilerin ortaya çıkmasıyla cezaların infazı caydırıcılığı arttırıcı şekilde halka açık gerçekleştirilmiştir. 18. Yy’a kadar bedensel cezalar ve ölüm cezaları devam etmekle birlikte 18. Yy.dan itibaren bir eksen değişikliği yaşanmış ve cezalar fizikselden ruhsal cezalandırmaya, sonu belirli olan ve kamu hizmetine sokulan köleliğe doğru kaymıştır. Öç alma odaklı bedensel ve şiddete dayalı cezaların yerini toplumsal yapıyı da gözeten ıslah odaklı ve kişi hürriyetine yönelik cezalar almıştır. Bu hapishanelerin ortaya çıkışı ve gelişimiyle doğrudan bağlantılıdır. Bu çeçevede cezaevlerinin gelişiminde üç evreden söz edilir;

a)      Ödetme yanında hükümlünün iyileştirilme ve yeniden topluma kavuşturulmasının benimsendiği Hollanda Amsterdam hapishanelerinin ortaya çıktığı 16 yy.ın sonlarından Fransız ihtilaline kadar süren dönem

b)      Fransız ihtilalinden Birinci Dünya Savaşına kadar devam eden dönem

c)      Ceza infaz kurumlarının açılması ve 20. Yy.ın ikinci yarısında hükümlülere muamelede asgari esasların hukuken gerçekleştirildiği dönem.

Amsterdam Cezaevlerinin Doğuşu: 1588 yılında Amsterdam ceza mahkemesinin genç bir hırsıza devlet tarafından iyileştirilip eğitilmesine karar vermesine dayanmaktadır. Kalanlar disiplin aracı olarak ağır çalışma ve din eğitimi ile iyileştirilmeye ve sosyal yaşama alıştırılmaya çalışılmaktaydı. Birçok ıslah edici etkisi görülmesine rağmen, 17. Yy ile birlikte Kıta avrupasında yaşanan siyasi istikrarsızlık ve savaşların olumsuz etkisi nedeniyle söz konusu kurumlar özel müteşebbislere kiralanmış ve kazanç kapısı haline dönüşmüştür. Hükümlünün sosyal entegrasyonuna yönelik uygulamalara son verilmiş, hijyenik koşullar başta olmak üzere diğer insani koşulların gözardı edilmesine ve kitlesel ölümlere yol açmıştır.

Aydınlanma Çağından 20. Yüzyıla Kadarki Dönem: 17. Yy’ın ikinci yarısından itibaren olumsuz koşullar, yetersiz beslenme ve barınma koşulları nedeniyle ıslah edici işlevini yitirmiş ve zulumhanelere dönüşmüştür. Nihayet 1789 Fransız İhtilali cezaevlerini de etkilemiş ve insanca infaz konusunda genel ilkelerin belirlenmesine öncülük etmiştir.

Yirminci Yüzyıl: Eğitim ve toplumsal yaşama yeniden kazandırma çabaları öne çıkmıştır. 1955’te Cenevre’de alınan “Hükümlülere Muamelede Asgari Esaslar” tavsiye kararlarının BM tarafından 1957’de ve Avrupa Konseyi tarafından 1973’te kabul edilmesi, 1987’de Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tarafından “Avrupa Ceza İnfaz Esası” gelişme kaydedilmesinde büyük rol oynamıştır.

Türk Hukukunda Hapishanelerin Doğuşu ve Gelişimi: Türk hukukuna uzun süre islam hukukunun egemen olduğu düşünüldüğünde, bedene yönelik cezaların esas olduğu ve hapis cezalarına hemen hiç yer verilmediği anlaşılabilir. Osmanlıda ise hapishane olarak genelde kale burçları kullanılmış olup, zindan adı verilmiştir. Tanzimatın kabulüyle 1840, 1851 ve 1858 tarihli ceza kanunları ile özgürlüğü bağlayıcı cezalar kabul edilmiş olup, kürek cezası ve kalebentlik ile birlikte uygulanmıştır. Islahat Fermanında ceza ve

tutukevlerindeki olumsuz koşulların düzeltilmesine ilişkin ilk hükümlere rastlanır. Cumhuriyet döneminde kürek cezası gibi cezalar tamamen terk edilerek 1926 tarihinde TCK yürürlüğe girmiş ve cezaevleri ve infaz sistemi ele alınmıştır. 1965 tarhinde Cezaların İnfazı Hakkında kanun çıkarılmış nihayetinde 2004’te Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun (CGTİHK) esasları düzenlenmiştir.

İnfazın Amacı: CGTİHK ile ulaşılmak istenen amaçlar önleme amacı ve yeniden topluma kazandırma amacı olarak iki grupta toplanır. İnfazın,”öncelikle genel ve önlemeyi sağlamak, bu maksatla hükümlünün yeniden suç işlemesini engelleyici etkenleri güçlendirmek, toplumu suça karşı korumak” amaçları önleyici amaçlardır. İnfazın yeniden topluma kazandırma amacı ise,”hükümlünün yeniden sosyalleşmesini teşvik etmek, üretken ve kanunlara, nizamlara ve toplumsal kurallara saygılı, sorumluluk taşıyan bir yaşam biçimine uyumunu kolaylaştırmak” ifadelerinde görülür.

Önleme Amacı: Ceza, toplumu oluşturan bireyler üstündeki etkisiyle toplumu (genel önleme), suçlu üstündeki önleme etkisiyle de suçluyu (özel önleme) suç işlemekten alıkoyacaktır. Genel önleme düşüncesine göre fail, başka suçların işlenmesini engellemek için cezalandırılır, bu da iki şekilde gerçekleşir;

a)      Cezanın kanunda bulunması ve gerektiğinde uygulanması, böylece toplumun hukuk düzenine güveninin muhafazası ve arttırılması (pozitif genel önleme)

b)      Cezanın infaz edilerek ileride suç işleyecekler için korkutucu bir etki yapması (negatif genel önleme)

Buna karşın cezanın, suç işleyen kişinin toplum bakımından zararsız hale getirilmesini amaçlayan etkisine ise özel önleme etkisi denir. Bu itibarla, özel önleme, kişinin işlemiş olduğu fiilin bir haksızlık oluşturduğu konusunda uyarıda bulunmaya yöneliktir. Ceza, suçluyu ıslah etmek suretiyle bir daha suç işlemesine engel olmalıdır. Cezanın özel önleme amacı da iki şekilde gerçekleştirilir;

a)      Faili iyileştirerek topluma yeniden kazandırma (pozitif özel önleme)

b)      Topluma kazandırılamayan ve/veya üstünde cezanın korkutma etkisinden etkilenmeyen failin, toplum dışına itilmesi ve böylece toplumun failden korunması, toplumun güvenlik altına alınması (negatif özel önleme)

Ceza ya da güvenlik tedbirinin infaz edilebilmesi için kesinleşmiş mahkeme kararının bulunması gerekir. Mahkeme kararını, hukuki menfaatin ağırlığı ve kusurun şekli belirler. Cezanın belirlenmesi aşamasında ise özel önleme içeriği etkili olur. Bu içerik, mahkumiyetin fail için ortaya çıkaracağı sonuçlar, failin özgürlüğünün belirli bir süre sınırlanmasıyla kamunun korunması ve cezalandırma ile umulan yeniden topluma kazandırma başarısıdır.

Yeniden Topluma Kazandırma Amacı: Bugün infazın amacı, hükümlünün yeniden sosyalleşmesini sağlamak, üretken ve kanunlara, nizamlara ve toplumsal kurallara saygılı, sorumluluk taşıyan bir yaşam biçimine uyumunu kolaylaştırmaktır. Ancak cezaevlerinde bu durum oldukça olumsuz etkilendiğinden, özgürlüğü bağlayıcı cezaya ancak son çare olarak başvurulmalıdır.

İyileştirmek Suretiyle Topluma Kazandırma: Personel ve teçhizat olarak infaz, hükümlünün yeniden suç işlemeksizin sorumluluk taşıyan bir yaşam biçimine uyumunu kolaylaştırmaya uygun ve elverişli bir şekilde biçimlendirilmelidir. İyileştirme, hem özel tedavi edici tedbirleri hem de hükümlüleri eğitim-öğretim yoluyla, kişisel ve ekonomik sorunların çözümünde danışma ve infaz kurumunun sosyal ve ekonomik yaşama ilişkin müşterek ödevlerine katılımı içine alan genel usuldeki tedbirleri kapsamakta ve suç işleme eğiliminin kaldırılmasına hizmet etmektedir. Cezanın infaz edilmesinden kaynaklanan zararlı etkileri ortadan kaldırmaya uygun görünen tüm çaba ve aktiviteler iyileştirme kavramı içinde yer alır.

İnfaz Hukuku Kurallarının Zaman Bakımından Uygulanması: Zaman bakımından uygulamaya ilişkin üç ilke bulunur; geriye yürüme, ileriye yürüme ve hemen uygulama. Hemen uygulama aslında kuralın geriye yürümesini de sonuçlar. Ceza hukukunda kanunilik ilkesinin bir sonucu olarak aleyhe kanunun geçmişe yürümesi yasağı ve lehe kanunun geçmişe yürümesi ilkesi kabul edilmiştir. Buna karşılık infaz hukuku

kuralları hemen uygulanır. Buna göre, kuralın aleyhe ya da lehe sonuç doğurması önemsizdir. Bu düzenleme, cezanın amaçlarına daha iyi hizmet edebileceği düşüncesine dayanır. Derhal uyugulamadaki amaç; hükümlünün ıslahı ve topluma kazandırılmasında daha etkin yöntemlere, ceza infaz kurumunun daha sağlıklı şartlara kavuşturulmasına, ceza infaz kurumunun disiplin ve düzeninin daha iyi bir hale getirilmesi ve buna göre hükümlüler için daha yaşanılır şartların meydana gelmesine ilişkin kurallara yer veriyor olmasıdır. Sadece yeni TCK’nın erteleme, koşullu salıverme ve tekerrüre ilişkin düzenlemeleri bakımından lehe kanun hükümleri esas alınır. Sonuç olarak, hapis cezasının ertelenmesi, koşullu salıverilme ve tekrrürle ilgili olanlar hariç, infaz rejimine ilişkin hükümler derhal uygulanır. İnfaz rejimine ilişkin hüküm, salt infazın sağlanması ve infazın şekli için verilen hükümdür. Maddi ceza hukukuna ait hükümler ise sanığa verilecek ceza ile ilgili bir konu hakkındadır.

İnfaz Hukukunun Temel İlkeleri:

♦♦♦ Hukuk Devleti İlkesi: İnfaz hukuku kuralları insan haklarına uygun ve adil olmalıdır. İnfaz işlemine başvurulması ile elde edilmek istenen menfaat ve verilmesi imkan dahilinde bulunan zarar arasında makul bir oranın bulunması, kuralların amaca uygun olması ve kuralların iyi bir infaz rejiminin sağlanması bakımından gerekli olması gerekir.

♦♦♦ İnsan Onurunun Dokunulmazlığı İlkesi: Hukuk devleti sadece insan onuruna dokunmamak biçiminde pasif bir davranışla yetinmez, onu aktif bir şekilde korumalıdır. Ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazında zalimane, insanlık dışı, aşağılayıcı ve onur kırıcı davranışlarda bulunulamaz. ♦♦♦ Eşitlik İlkesi: Ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazına ilişkin kurallar ayrım yapılmaksızın ve hiçbir kimseye ayrıcalık tanınmaksızın uygulanır.

♦♦♦ Sosyal Devlet İlkesi: Devlete ait ceza verme yetkisinin kullanılması nedeniyle, hükümlünün infaz sırasında taleplerinin yerine getirilmesi esnasında karşılaşabileceği olası engelleri kaldırmak, hiçbir engelle karşılaşmaması için gereken hukuksal koşulları yaratmak ve garanti altına almak yasa koyucuya ait bir görev olmalıdır.

İnfaza İlişkin İlkeler:

♦♦♦ İnfazın Kanuniliği İlkesi: Kimse işlediği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz; kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez. Dolayısıyla hükümlüye hükümden yazılı olandan başka bir cezada çektirilemez.

♦♦♦ İnfazın Kesintisizliği İlkesi: Mahkeme, kesinleşen ve yerine getirilmesini onayladığı cezaya ilişkin hükmü C.Başsavcılığına gönderir. Bu hükme göre cezanın infazı C.Savcısı tarafından izlenir ve denetlenir. Erteleme, gece ve hafta sonu infaz istisnaları dışında infaz derhal ve kesintisiz yapılır.

♦♦♦ Gizlilikten Kaçınma İlkesi: Cezanın infazının bilinmeyen bir yerde ve bilinmeyen bir yöntemle yapılamamasıdır.

♦♦♦ İnsanca İnfaz İlkesi: Yaşam hakkı, işkence ve eziyet yasağı esasen bu ilkeyi ifade eder. Cezaların insanca infazı ile ilgili olarak ortaya konulan ana ilkeler; hükümlüye sahip olduğu hakların yazılı/sözlü bildirilmesi, hakların kullanımında suçun niteliği ve türü dikkate alınmaması, hakların kullanımında eşitlik ilkesi, hakların çiğnenmesi durumunda yargı yolu açık olmalıdır.

♦♦♦ İnfazın Bireyselleştirilmesi İlkesi: Hükümlüyle birlikte, hakkında cezasının infazına ilişkin bir iyileştirme planı hazırlanmasıdır. Bu planda meslek eğitimi, infazın hafifletilme yöntemi, salıverilme koşulları gibi konular yer alır.

CGTİHK Göre Hapis Cezalarının İnfazında Gözetilecek İlkeler: Hapis cezalarının infazında mutlaka uyulması gerekli ilkeler; başta hükümlünün kurumda muhafazası ve kaçmasının önlenmesi, kurumda mutlaka düzenin korunması, kurumdaki yaşamın hükümlünün iyileştirilmesi hedefi ile bağımlı olması ve her halde kurum yaşamında adaletin egemen kılınmasıdır. Bu dört ilkenin hayata geçirilmesi yönünden infaz rejiminde izlenmesi gerekli amaçları ve uyulması zorunlu ilkeleri yedi bent halinde belirtilmektedir. Bu

bentlerde belirtilen infaz amaç ve ilkeleri özetle; infazda keyfiliğe kaçılmaması, insan onuruna saygılı maddi ve manevi koşullarda infaz, infaz ve iyileştirme işlemlerinde kanunilik ve hukuka uygunluk ilkelerine uyulması, infaz rejiminin bireyselleştirilmesi, kurumların denetlenmesi ve hükümlülerin yaşam hakları ile bedensel ve ruhsal bütünlüklerinin korunmasına yönelik tedbirlerdir.Kanunlarda gösterilen tutum, davranış ve eylemler ile kurum düzenini bozanlar hakkında bu Kanunda belirtilen disiplin cezalarının uygulanacağı belirtilmiştir. Hapis cezalarının infazında iyileştirmenin ölçütünün, hükümlünün gösterdiği pişmanlık ve bu süreçte uygulanan programlara uyum hususundaki gayret ve başarısı olduğu belirtilmiştir.

İnfaz Hukukunun Hukuk Düzeni İçerisindeki Yeri ve Diğer Hukuk Dalları İle İlişkisi: İnfaz hukuku kamu hukukunun bir dalıdır. Dolayısıyla infaz hukuku iki eşit taraf arasındaki değil, hiyerarşik olarak hukuk düzeninin üst kısmında bulunan devletle birey arasındaki sorunların çözümlenmesi ile ilgilenmektedir.

❖     Anayasa Hukuku ve İnfaz Hukuku: 1982 Anayasası m.17/3 “…kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya ve muameleye tabi tutulamaz.” Düzenlemesiyle infaz hukukuyla bağını düzenlemiştir. Devlet cezanın infazı aşamasında da insan onurunu korumalı ve saygı duymalıdır.

❖     İdare Hukuku ve İnfaz Hukuku: Cezanın infazı, bu anlamda ceza evinin uygulaması ve idaresi, daha çok idari tasarruf niteliği taşıdığından , bundan zarar gören hükümlü ve tutukluların idari yargı yoluna başvurabilmeleri gerekir. İnfaz uygulamalarına ilişkin konularda infaz hakimine başvurulması mümkün olduğundan artık idari yargı yolunun önemi azalmıştır. Ama örneğin; nakil talebine ilişkin kararlara karşı idari yargı yoluna başvurulabileceği söylenmelidir.

❖     Maddi Ceza Hukuku ve İnfaz Hukuku: Suç adı verilen insan davranışının yapısını inceleyen ve buna özgü yaptırımlar öngören hukuk dalına ceza hukuku denir. Ceza İnfaz hukuku ise; ceza muhakemesi sonucu hükmedilen yaptırımların infazına ilişkin esasları gösteren hukuk dalıdır. İnfaz hukuku ve ceza hukuku birbirine bağlı hukuk dallarıdır. İnfaz hukuku sayesinde cezalar amaçlarına uygun bir şekilde uygulanır. Bu yönüyle cezanın amacına ulaşabilmesi infaz rejiminin başarısına bağlıdır.

❖     Ceza Muhakemesi Hukuku ve İnfaz Hukuku: Suç adı verilen bir fiilin işlenip işlenmediği, işlenmişse kimin tarafından işlendiği ve yaptırımının ne olacağı sorununa çözüm bulmak amacıyla iddia, savunma ve yargılama şeklinde yapılan bir dizi faaliyete ceza muhakemesi hukuku denir. İnfaz hukukunun amacına ulaşabilmesi bakımından iyi bir ceza muhakemesine ihtiyaç vardır. Çünkü temel hak ve özgürlüklere ve muhakeme hukukunun ilkelerine aykırı olarak yapılmış bir ceza muhakemesi sonunda hükmedilmiş olan cezanın infazında, ondan beklenenen amaca ulaşabilmek de mümkün olmayacaktır.

❖     Uluslararası Hukuk: 1948 BMİHEB, 1973 Hükümlülere Muamelede Asgari Kurallar, 1987 Avrupa Ceza İnfaz Kuralları gibi düzenlemeler Türkiyenin de taraf olduğu ve dünyanın her yerinde uygulanması gerken insan onuru ve saygınlığının korunduğu belgelerdir. Yaşama hakkı, işkence ve diğer insanlık dışı veya aşağılayıcı ceza davranış yasağı, kölelik ve zorlayıcı çalışma yasağı, özgürlük ve güvenlik hakkı, adil yargılanma hakkı, cezaların yasallığı, özel hayata saygı, düşünce, vicdan ve din özgürlüğü, ifade özgürlüğü, etkili başvuru hakkı, ayrımcılık yasağı, hakların kötüye kullanılması yasağı gibi bir çok önemli husus uluslararası belge, anlaşma, kararlar vasıtasıyla Türk Hukuk sisteminde de yerini bulmuştur.

ÜNİTE 2: İNFAZIN GENEL ŞARTLARI VE CEZALAR:

İnfazın Konusu: İnfazın konusu, mahkumiyet hükmüdür. Beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, mahkumiyet, güvenlik tedbirine hükmedilmesi, davanın reddi ve düşmesi kararı hükümdür. Hükümde; mesele, sonuç ve gerekçe olmak üzere üç unsur bulunur.

İnfazın Koşulu: Mahkûmiyet hükümleri kesinleşmedikçe infaz olunamaz. Koşul, kesin ya da kesinleşmiş bir hükmün varlığıdır.

♦♦♦ Kesin Hüküm Kavramı: İlk derece mahkemesinin verdiği kararın kural olarak karara konu olan hukuki sorunu çözdüğü kabul edilir. Ancak bu durum yargılama sonunda verilen kararın/hükmün infaz edilebilir anlamına gelmemektedir. Zira bu hükmün kesinleşmesi gerekir. Hükmün kesinleşmesi için çeşitli koşullar; kanun yoluna başvurma yolu kapatılmışsa, kanun yolu için belirli bir süre tayin edilmiş ve bu sürede hiçbir işlem yapılmamışsa, denetim muhakemesinden vazgeçilmiş ya da talep geri alınmışsa, ilk derece mahkemesi tarafından verilen hüküm tüm denetim muhakemesi süreçlerinden geçtikten sonra hüküm kesinleşir. Kesin hükmün, bağlayıcılık ve aynı fiilden dolayı ikinci kez yargılanamama etkileri bulunur. Ayrıca infazın başlayabilmesi için kesin hükmün yanı sıra, infaz şekilleri veya infaza ilişkin kararların bir hakim tarafından karara bağlanması da gereklidir. Bunlar sonrasında infaza derhal başlanmalı ve infaz sürekli olmalıdır. (İstisnası: hafta sonu infaz ve geceleri infazdır.) CMK açısından iç hukuk yolları anlamında başvurulabilecek kanun yolları olağan ve olağan üstü kanun yolları olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Olağan kanun yolları; itiraz, istinaf ve temyizdir. Olağanüstü kanun yolları ise; Yargıtay C.Başsavcısı tarafından yapılan olağanüstü itiraz, kanun yararına bozma ve yargılamanın yenilenmesidir.

♦♦♦ Kesinleşen İlamlara Karşı Olağanüstü Kanun Yolları: C.Savcısı kesinleşmiş mahkumiyet hükümlerinde de hükümlü aleyhine bir hataya düşülüp düşülmediğini inceler. Şayet varsa olağanüstü kanun yollarına başvurarak kararın düzeltilmesini sağlar.

♦♦♦ Olağanüstü İtiraz (CMK m.308): Yargıtay Ceza Dairelerinden biri tarafından verilen bir hükümdeki hukuka aykırılık sebebiyle, re’sen veya talep üzerine 30 gün içinde Yargıtay Ceza Genel kuruluna başvurulmasıdır. İstinaf mahkemeleri kararları, Yargıtay incelemesinden geçmeyen hükümler ya da YCGK tarafından incelenerek kesinleşen hükümler olağanüstü itiraza konu olamaz. Olağanüstü itiraz yoluna sadece Yargıtay C. Başsavcısı tarafından, re’sen ya da talep üzerine gidilebilir.

♦♦♦ Kanun Yararına Bozma (Yazılı Emir)(CMK m.310): Olağanüstü temyiz olarakta bilinen kanun yararına bozma, istinaf mahkemesi ya da Yargıtay incelemesinden geçmeksizin kesinleşen kararlarda hukuka aykırılık bulunması halinde kural olarak Adalet Bakanının talebi ve bazı hallerde Yargıtay C.Başsavcısının talebi ile hükmün ilgili ceza dairesi tarafından incelenmesidir. Kanun yararına bozmada da hüküm kesinleşmiş bir hüküm olmasına rağmen, olağanüstü itirazdan farklı olarak bu hüküm hiçbir üst merciden geçmeden kesinleşmiştir. Bu nedenle temyiz ya da istinaf için öngörülen süre dolmadan kanun yararına bozmaya gidilemez. Kanun yararına bozmaya başvurabilmek için herhangi bir süre şartı yoktur.

♦♦♦ Yargılamanın Yenilenmesi (CMK m.311 vd.): Yargılamanın yenilenmesine de ancak kesinleşmiş hükümler hakkında başvurulabilir. Ortada herhangi bir nedenle kesinleşmiş iki hüküm var ise ikincisi her halde iptal edilmeli ve koşulları oluşmuş ise ilk yargılama yenilenmelidir. Yargılamanın yenilenmesi başvurusu kural olarak infazı ertelemez. Ancak bu kural kesin değildir, mahkemenin takdir yetkisi vardır.

İlamların İnfazında Yetkili Merci: İnfaz yetkisi C.Savcılarına verilmiştir. Kesinleşen ilamlar hükmü veren mahkemenin, hükmün kesinleşmesinden itibaren bir hafta içinde, altına kesinleşme kaydını düştükten sonra bulunduğu yer C.Savcılığına tevdi olunur. Hükümde söz edilen onaydan kasıt budur. İlamların zamanında savcılığa verilip verilmediğini mahkeme başkanı veya hakim denetler. İlamlar C.Başsavcılıklarınca tutulan infaz defterine kaydedilir. İnfaz defteri; sıra numarası, hükümlünün kimliği, T.C. kimlik numarası, ilamı veren mahkeme, ilamın tarih ve numarası, ilamın geldiği tarih, C.Başsavcılığının esas numarası, hüküm özeti, evvelce gözaltında ve tutuklu kalmışsa giriş ve çıkış tarihleri, cezaevine girdiği tarih ve saat, cezaevinden çıktığı tarih ve saat, muhafaza, tedavi ve tedbirin uygulanmaya başlandığı ya da sona erdiği tarih, ceza bildirme fişinin gönderildiği tarih, tali karar fişi, yerine getirilme fişinin gönderildiği tarih ve düşünceler sütunlarını içerir. Bir hüküm ile aynı şahsın hürriyeti bağlayıcı ceza ile adli para cezasına ve güvenlik tedbirine hükmedilmesi halinde, bu cezalara ait ilamlar ayrı ayrı numaralara kaydedilir.

Özgürlüğü Bağlayıcı Ceza İlamlarının İnfazı: Hapis cezasını içeren kesinleşmiş mahkûmiyet kararları, mahkemece hangi hükümlü ve hangi cezanın infazına ilişkin olduğu açıkça belirtilmek suretiyle C.Başsavcılığına verilir. İnfazın yapılabilmesi için üç olasılık bulunur; kendiliğinden başvurma, davetiye ile celp ve yakalama emri.

Müddetname: Hükümlünün ceza infaz kurumuna tesliminde kendisine ilamı infaz eden C.Başsavcılığı tarafından infaz defteri numarası, ceza infaz kurumuna alındığı ve salıverileceği tarihi, ceza süresini ve cezanın hangi mahkeme ve hükme ilişkin olduğunu ihtiva eden belge verilir.Belgenin bir örneği kurum adresine gönderilir.

İnfaz Sistemleri: Üç sistem bulunur;

♦♦♦ Topluluk Sistemi: Müşterek hapis sitemi ya da Amsterdam sistemi de denen sistem en eski infaz sistemidir. Hükümlüler cezalarını hep birlikte çekerler. Sakıncaları; en azılı mahkumların diğerlerini etki altında bırakması, idarecilerin ıslah olan ve olmayanları ayırt edememeleri, sürekli iletişim içinde bulunan suçluluların suça daha fazla meyil etmeleri, salıverilen mahkumların diğer hükümlüler tarafından tanınma utanç ve endişesiyle sosyal hayata adapte olamamaları, tahliye sonrası yeni suç ortağı bulma olanağı, etkileşim ve toplu davranışlarla ıslah etkisinin kaybedilmesidir.

♦♦♦ Hücre Sistemi: 18. Yy sonlarına doğru hükümlülerin diğer hükümlülerle hiç bir    araya gelmedikleri ve bir arada bulundukları sürede ağır işlerde çalıştırıldıkları sistemdir. Yoğun  eleştirilere maruz kalmasıyla birlikte iki tür hapishanenin ortaya çıkmasına sebep olmuştur; Pensilvanya Sistemi ve Auburn Sistemi. Pensilvanya Sisteminde; hükümlüler gece ve gündüz hücrede bulunur, birbirleriyle ve gardiyanlarla kesinlikle görüştürülmez ve konuşturulmazlar. Hücrelerinde küçük el sanatlarıyla uğraşmalarına izin verilir. Avlu ya da koridorda gezdirilirken gözlerinde iki küçük delik açılı kukuletalarla gezerler. Sistem kaynağını Hristiyanlık dininden alarak, suçlunun  tanrı ile baş başa kalarak tanrıdan özür dilemesi ve günahlarından kurtulması amaçlanır. Sisteme lehine görüşler; infazın korkutucu olması sebebiyle caydırıcı olacağı, birbirleriyle iletişime geçmeyen hükümlülerin birbirlerini suça teşvik edemeyceği yönündedir. Sisteme yapılan eleştriler ise; suçlunun umutsuzluğa ve sonucunda akıl hastalığına yöneltildiği, sosyal hayattan koparılarak tahliye edildiğinde adaptasyon problemi yaşayacağı, küçük el sanatlarının sınırlı olduğu, cezaevi binasının inşasının çok pahalı olduğu, sistemden beklenen neticenin alınabilmesi için çok sayıda nitelikli eleman gerektiği belirtilmiştir. Auburn Sistemi; Pensilvanya sisteminin bedensel ve ruhsal sağlığa olumsuz etkileri sonucunda bu sisteme geçilmiştir. Bu sistemde hükümlüler hücrelerde yalnız bulunurlar, yemek ve çalışma alanında bir arada bulunabilirlerdi. İki sitemin bir arada uygulanması nedeniyle karma sistemde denilmektedir. Hükümlülerin birarada bulundukları zamanlarda konuşmaları yasaktı ve aile ziyaretleri yoktu. Sistem lehine görüşler; konuşma yasağı birbirlerini kötü yönde etkilemelerini engeller, gündüz çalışma atölyeleri çalışmanın düzenlenmesini sağlar, mahkumlar arasında eşcinselliği önler, birarada bulunulan zamanlar mahkumun soyutlanmasına engel olur şeklindedir. Sistem eleştirisi olan görüşlerde ise; cezaevi inşasının çok pahalı olması, konuşma özgürlüğünün kısıtlanmasının uygulanamazlığı, içinde bulunan sistemin sosyal hayattan ayrı bir rejime sahip olması sebebiyle mahkumun tahliyeden sonra sosyal hayat adaptasyonunu sağlayamayacağı yönündedir.

♦♦♦ Kademeli Serbestlik Sistemi: Bu sistemde hücrede başlayan infaz, hükümlünün göstereceği iyi halin dikkate alınmasıyla aşamalı olarak yumuşatılmaktadır. İrlanda sistemi de denilen sistemde üç aşama bulunur; birinci evre hücre, ikinci evre toplu infaz, üçüncü evre ise yarı açık veya açık cezaevine sevktir.

♦♦♦ Değerlendirme: Sayılan sistemlerin hepsi günümüzde terk edilmiş olmakla birlikte, ceza miktarı ne olursa olsun hücre cezasına son verilmiştir. Hücre cezası, sadece disiplin aracı olarak ve bazı haklara

dokunulmadan gerçekleştirilebilir. Günümüzde hapis cezaları mümkün olduğunca çektirilmeyerek diğer yaptırımlara başvurulduğu görülür. Örneğin; 2 yıl veya daha az süreyle hapis cezası almış kişinin cezası ertelenebilir, fiili işlediği sırada 18 yaşını doldurmamış veya 65 yaşını bitirmiş olanlara bu sürenin üst sınırı 3 yıldır. Soruşturması veya kovuşturması şikayete bağlı suçlarda uzlaşma olması halinde kamu davası açılmaz veya düşer. Adli para cezası gerektiren suçlarda veya 3 ayı aşmayan suçların faili öngörülen para cezasını öderse kamu davası açılmaz veya düşer.

Cezanın Tanımı: Tipe uygun, hukuka aykırı, kusurlu insan davranışı olarak tanımlanan suç karşılığında uygulanan yaptırıma ceza denir. Cezalar hürriyeti bağlayıcı nitelikte, adli para cezası niteliğinde, idari para cezası niteliğinde olabilir.

Cezanın Amaçları: Cezanın amacı iki grupta toplanır;

a)      Ceza ödetmeye (tenkile) hizmet eder, işlenmiş kusurlu bir fiil ya da kuralın ihlali üzerine misilleme tepkisidir.

b)      Önlemeye hizmet eder; yani toplum (genel önleme) veya bireyler (özel önleme) üzerinde etkili olmak suretiyle suçu önlemeye çalışır.

Baskın olan görüş, ödetici ve önleyici amaçları bir araya getirmiş olan karma görüştür ve TCK’da bu görüşü kabul etmiştir. Ceza temel hak ve özgürlükleri sınırlandırdığı için ancak çok önemli durumlarda ortaya çıkabilir. Ceza hukuku, hukuk sistemi içerisinde diğer hukuk dallarına yardımcıdır, son çare olmalıdır. Yaratabileceği zararlı etkiyi azaltmak için hürriyeti bağlayıcı cezalara alternatifler üretilmeli ve son çare olarak düşünülmelidir. Ayrıca infaz kurumları da yeniden sosyalleşmeye olanak sağlayacak şekilde teçhiz edilmelidir.

Cezanın Nitelikleri:

❖      Ceza mutlaka kanunda düzenlenmiş olmalıdır. (kanunilik ilkesi)

❖      Ceza bireyselleştirilebilir olmalıdır.

❖      Ceza sadece o suçu işleyen kişiye uygulanmalıdır. (şahsilik ilkesi)

❖      Ceza insan onuru ile bağdaşabilir olmalıdır.

❖      Ceza geri alınabilir ve düzeltilebilir olmalıdır.

❖      Ceza devlete az yük getirmelidir.

❖      Ceza suçlu için etkili olmalıdır.

Cezanın Türleri: Hukuki nitelikleri ve yöneldikleri değerler bakımından bazı ayrımlara tabi tutulabilir. Hukuki nitelikleri yönünden cezalar; asli – fer’i (ek) ceza, seçimlik-tamamlayıcı ceza şeklinde ayrılır. Asli ceza; yasada suçun asıl karşılığı olarak görülen cezadır. Ek/fer’i ceza; yasanın asıl cezaya ek olarak belirlediği, asıl ceza olmaksızın uygulanamayan cezadır. Seçimlik ceza ise; esas itibariyle asıl ceza olup öngördüğü suça ilişkin olarak hakim tarafından seçilebilen cezalardır. (hapis veya para cezasında birini seçmek) Ayrıyeten hükümde gösterilmese de infaz sırasında uygulanan asli cezaya yasal sonuç olarak eklenen cezalara da tamamlayıcı ceza denir. Yöneldikleri değerler bakımından ise cezalar, yaşam hakkına, özgürlüğe, malvarlığına ve şerefe yönelik olabilir. Yaşam hakkına ve şerefe yönelik cezalar günümüzde uygulanmaz. (idam cezası)

TCK’nın Yaptırım Sistemi: Suç karşılığı uygulananlar, ceza ve güvenlik tedbirleridir. Cezalar; hapis ve adli para cezalarıdır. Fer’i cezlar güvenlik tedbirleridir. Seçimlik cezaların uygulanmasına devam edilir. Uzun ve kısa süreli hapis cezası ayrımı da korunur.

Hapis Cezaları: Kanunda öngörülen süre için özgürlükten yoksun bırakılmadır. Ceza infaz kurumlarında infaz edilir. 5237 s. TCK hapis cezaları; ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, müebbet hapis cezası ve süreli hapis cezasıdır.

♦        Ağırlaştırılmış Müebbet Hapis Cezası: Hapis cezası hükümlünün hayatı boyunca devam eder.

Cezalar

• Hapis Cezaları •Ağırlaştırılmış Müebbet Hapis •Müebbet Hapis

•    Süreli Hapis •Adli Para Cezası

• Suçlar için adli para cezası •Kabahatler için idari para cezası

Güvenlik Tedbirleri

•Belirli haklardan Yoksunluk •Müsadere

•Çocuklara Özgü Güvenlik Tedbirleri

•Akıl Hastalarına Özgü Güvenlik Tedbirleri

•Mükerrirlere Özgü GT

•Tüzel Kişilere Özgü GT

•Alkol ve Uyuşturucu Bağımlıları Hk. GT

Müebbet hapis cezasından farkı, infaz rejimi yönündedir.(sıkı güvenlik rejimi) Zamanaşımı yönünden de müebbet hapis cezasından ayrılır. Ağr. Müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda dava zamanaşımı 30 yıl, ceza zamanaşımı 40 yıldır. Bu suçların yurtdışında işlenmiş olması halinde ise zamanaşımı uygulanmaz. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının infaz rejimine ait esaslar;

o Hükümlü tek kişilik odada barındırılır.

o Hükümlüye günde bir saat açık havaya çıkma ve spor yapma hakkı tanınır. o İyi hal göstermesi durumunda açık hava ve spor süresi uzatılabilir, aynı ünitede kalanlarla sınırlı temas hakkı verilebilir. o Bir sanat veya meslek etkinliğini yürütebilir.

o      15 günde bir on dakikayı geçmemek üzere telefon hakkı vardır.

o      15 günlük aralar ve bir saati geçmemek üzere ziyaret edilebilir.

o      Cezasının infazına hiçbir surette ara verilemez. Tüm sağlık tedbirleri mümkünse ceza infaz kurumunda değilse devlet ya da üniversite hastanelerinin tek kişilik ve yüksek güvenlikli mahkum koğuşlarında alınır.

Yüksek güvenlikli ceza infaz kurumlarında cezaları infaz edilir. Bir veya üç kişilik odalarda barındırılırlar ve iyileştirmeler bireysel ya da grup halinde uygulanır. Toplam cezasının üçte birini bu kurumlarda geçirerek iyi hal gösteren hükümlülerin, tutum ve kişiliklerine uygun diğer ceza infaz kurumlarına gönderilmelerine karar verilebilir. Tekrrür halinde işlenen suçtan dolayı koşullu salıverilmeden yararlanabilmek için hapis cezasının 39 yılını çekmek, tekrrür olmaksızın mahkum edilmişse 30 yılını çekmek ve örgüt faaliyeti çerçevesinde hüküm giyilmişse 36 yılını tamamlamış olma şartı aranır. Devletin güvenliğine, anayasal düzene ve milli savunmaya karşı işlenmiş suçlarda koşullu salıverilme uygulanmaz.

♦        Müebbet Hapis Cezası: Yaşam boyunca devam eden, af ve koşullu salıverilme olanaklarının bulunduğu ceza türüdür. Müebbet hapse mahkum edilmiş olanlar diğer şartlarında varlığı halinde 24 yılını çektikten sonra, örgüt faaliyetinden hüküm giymişlerse 30 yılını çektikten sonra, tekerrür halinden hüküm giyilmişse 33 yılını çektikten sonra koşullu salıverilebilirler. Dava zamanaşımı müebbet hapis cezalarında 25 yıl, ceza zamanaşımı ise 30 yıldır. Suç yurtdışında işlenmişse asla zamanaşımı uygulanmaz. Uygulanan infaz rejimi süreli hapis cezalarına uygulananla aynıdır, özel bir rejim düzenlenmemiştir.

♦♦♦ Süreli Hapis Cezası: Bir aydan az 20 yıldan fazla olamayan cezalardır. TCK’da hapis cezaları, ağır hapis, hapis ve hafif hapis cezası olarak ayrılmıştır. Ağır hapis cezası da müebbet ve muvakkat olarak ikiye ayrılmıştır. Muvakkat ağır hapis cezası, 1 yıldan 24 yıla, hapis cezası 7 günden 20 yıla, hafif hapis cezası 1 günden 2 yıla kadar kabul edilmişti. İnfaz Kanunu ise 1 yıldan yukarı cezaları muvakkat uzun süreli, 1 yıldan az olanları kısa süreli hürriyeti bağlayıcı ceza kabul etmiştir. TCK 50/4’e göre, taksirli suçlardan dolayı hükmolunan hapis cezası uzun süreli de olsa adli para cezasına çevirilebilir. Bu durumda bir yıldan fazla hapis cezası uzun süreli olarak belirlenir ve kanunda aksi belirtilmediği sürece hapis cezaları 1 aydan az, 20 yıldan fazla olamaz. Yasada suçun alt ve üst sınırı gösterilmesi halinde mahkeme bu sınırlar arasında karar verir. Bir cezada alt sınır belirtilmiş üst sınır belirtilmemişse, üst sınır en fazla 20 yıl olabilir. Tam tersi durumda ise mahkeme 1 ayın altında ceza veremez.

♦♦♦ Kısa Süreli Hapis Cezası: Bir yıl ve daha az süreli hapis cezalarıdır. Bu cezanın para cezasına ve bazı başka yaptırımlara çevrilebilme olanağı vardır. Diğer yaptırımlar güvenlik tedbirleri olarak algılanır.

♦♦♦ Seçenek Yaptırıma Çevirme Koşulları: İki önemli koşulu vardır; hükmedilen cezanın 1 yıl ve daha az hapis cezası olması ve hakimin takdir yetkisiyle hükümlünün pişmanlığına kanaat getirmesidir. Birinci koşulda bilinçli taksir halinde işlenmiş suçlar ve 1 yıldan daha fazla olan suçlar kapsam içine alınmaz. İkinci koşul ise, subjektif nitelikte olup cezanın bireyselleştirilmesi ilkesine uygundur. Suç sonrası pişmanlık cezada indirim ya da cezasızlık sebebini oluştururken, yargılama sırasındaki pişmanlık çevirme sebebidir. Hakimin takdir yetkisi gerekçeli kararda nedenleriyle açıklanmak zorundadır. Hakim takdir yetkisini re’sen kullanılır bir talebe gerek yoktur.

♦♦♦ Seçenek Yaptırıma Çevirme Zorunluluğu: Bazı hallerde çevirme zorunludur. Daha önce hapis cezasına mahkum edilmemiş olmak kaydıyla, mahkûm olunan 30 gün ve daha az süreli hapis cezası ile, fiili işlediği tarihte 18 yaşını doldurmamış ve 65 yaşını bitirmiş olanların mahkûm edildiği 1 yıl veya daha az süreli hapis cezası seçenek yaptırımlarından birine çevirilir. Mahkemeye hapis cezasının çevirilmesinde takdir yetkisi tanınmasa da , adli para cezasına mı yoksa diğer yaptırımlara mı karar vereceği konusunda takdir yetkisi bırakılmıştır.

♦♦♦ Seçenek Yaptırıma Çevirme Yasağı: TCK m. 50/2’ye göre suç tanımında hapis cezası ile adli para cezasının seçenek olarak öngörüldüğü hallerde, hapis cezasına hükmedilmişse bu ceza artık adli para cezasına çevrilemez. Bir seçim imkanı varken adli para cezasının hükmedilmemesinin nedenleri hüküm gerekçesinde gösterilir.

Kısa Süreli Hapis Cezasının Çevrilebileceği Yaptırımlar:

♦♦♦ Adli Para Cezasına Çevirme: Bir gün karşılığı en az 20 TL, en fazla 100 TL olmak üzere kişinin ekonomik ve diğer şahsi halleri göz önünde bulundurularak adli para cezasına karar verilebilir. Söz konusu ceza ertelenemez. Hükümden önce şahsi özgürlüğün sınırlanması durumu varsa geçirilen süreler nedeniyle bir gün 100 TL’den hesaplanmak üzere adli para cezasından indirim yapılır. Hapis cezası için bir günün, adli para cezası için 1 TL’nin artakalanı hesaba katılmaz ve bu cezalar infaz edilmez.

♦♦♦ Tedbire Çevirme: Aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazminat suretiyle tamamen giderme, bir eğitim kurumuna devam etme, belirli yerlere gitmekten veya belirli etkinlikleri yapmaktan yasaklanma, ehliyet ve ruhsat belgelerinin geri alınması, belli bir meslek ve sanatı yapmaktan yasaklanma, gönüllü olarak kamuya yararlı bir işte çalıştırılma şeklinde olabilir.

♦♦♦ Çevirmenin Sonuçları: Hüküm kesinleştikten sonra C.Savcılığınca yapılan tebligata rağmen 30 gün içinde seçenek yaptırımın gereklerinin yerine getirilmeye başlanmaması veya başlanıp da devam

edilememesi halinde, hükmü veren mahkeme kısa süreli hapis cezasının tamamen veya kısmen infazına karar verir ve bu karar derhal infaz edilir. Burada dikkat edilmesi gereken iki husus; tedbirin hükümlünün elinde olmayan nedenlerle yerine getirilmemiş olması ve değiştirilecek olan yaptırım tedbir niteliğinde olan yaptırım olması. Yani örneğin yeterli mali güce sahip olmayan faile, bir yıldan fazla olmamak kaydıyla mehil verilmesi, cezanın iki yılı ve dört taksiti aşmayacak şekilde taksitler halinde ödeme imkanı verilmesi gibi.

Kısa Süreli Hapis Cezalarının Özel İnfaz Usulleri: Altı ay veya daha az süreli hapis cezası özel infaz usulüne göre çektirilebilir. Karar, henüz infaz başlamadan verilebileceği gibi infaza başladıktan sonra da verilebilir. Özel infaz usulüne karar verecek mahkeme, hükmü veren mahkeme veya hükümlü başka bir yerde bulunuyorsa o yerde bulunan aynı derecedeki mahkemedir. Bu infaz usulünün gereklerine geçerli bir mazaret olmaksızın uyulmaması halinde, cezanın baştan itibaren infaz kurumunda çektirilmesine karar verilir. Verilen kararlara karşı itiraz yolu açıktır. Bu usullerle infaz edilen cezalarda koşullu salıverilme hükümleri uygulanmaz. Özel usullerse şunlardır;

•         Hafta Sonu İnfaz: Her hafta Cuma günleri saat 19:00’da girmek ve Pazar günleri aynı saatte çıkmak suretiyle infaz edilebilir.

•         Geceleri İnfaz: Her gün saat 19:00’da girmek ve ertesi gün saat 07:00’de çıkmak suretiyle infaz edilebilir.

•         Konutta İnfaz: Kadın veya 65 yaşını bitirmiş kişilerin mahkum oldukları altı ay, yetmiş yaşını bitirmiş kişilerin bir yıl, yetmişbeş yaşını bitirmiş kişilerin mahkum oldukları üç yıl için konutta infaz uygulanabilir. Konutta infazın avantajları; cezaevinde infaz maliyetinden düşük olması, farklı durumlara uydurulmaya uygun olması ve cezaevinde infazın yaratacağı olumsuz etkilerin kaldırılmasıdır. Konutta infazın dezavantajları ise; infazın takibi konusunda yeterli personelin bulunmaması durumunda sıkıntıların oluşması ve suçun yoğun bir şekilde ortaya çıktığı bölgelerde uygulama sıkıntısıdır.

Adli Para Cezası: Suçlunun malvarlığına yönelik bir yaptırımdır. Hükümlüden alınan bir miktar paranın devlet hazinesine ödenmesidir. Para cezasının ekonomik durumları birbirinden farklı kişilerde değişik etki yapması, suçla ilgili olmayan kişileri de etkileyebildiği, suçlunun ıslahına yaramadığı, devleti suçluluktan yarar sağlamaya sürüklediği gerekçeleri ile adli para cezası eleştirilir. Bunların aksine, bölünebilmesi ve geri alınabilmesinin daha kolay olması nedeniyle özgürlüğü bağlayıcı cezaya göre bireyselleştirmeye daha yatkın olduğu da olumlu yanlarıdır.

Para Cezasına İlişkin Sistemler: Klasik sistem ve gün para cezası olarak iki sistem vardır. Klasik sisteme göre; hakim yasanın saptadığı sınırlar çerçevesinde belirlediği meblağı para cezası olarak hükmder. Bu sistem 3 şekilde uygulanır; maktu para cezası, alt ve üst sınırları belirlenmiş para cezası ve nisbi para cezası. Maktu para cezasında, para cezası sabit bir miktar olarak belirlenir, işlenen suç, fail ve onun mali durumuna bakılmaz. Alt ve üst sınırları belirlenmiş para cezasında, yasakoyucunun belirlediği sınırlar arasında hakim karar verir. Nisbi para cezasında ise; suçtan doğan zarar veya elde edilen yarar ya da katları para cezasının belirlenmesinde esas alınır. Gün para cezasında ise, 5 günden az 730 günden fazla olmamak üzere ve günlük miktarı en az 20 en fazla 100 TL olmak üzere belirlenen gün ile miktarın çarpılmasıyla ortaya çıkar. Bu sistem güncel olarak TCK tarafından kabul edilen sistemdir. Gün para cezasının ortaya çıkışındaki temel amaçlar; zengin-fakir suçlu arasındaki eşitsizliği ortadan kaldırmak ve ekonomik açıdan paranın sürekli değer yitirdiği ülkelerde cezanın etkinliğini devamlı kılmaktır.

Adli Para Cezasının İnfazı: İki şekilde infaz edilir; bir yılı aşmamak kaydıyla tamamını ödemek üzere mehil verilmesi ve iki yılı aşmamak ve en az 4 taksit olmak kaydıyla taksitle ödeme imkanı tanınmasıdır. Para cezası hükümde takside bağlanmamış veya mehil verilmemişse, hükümlü savcılıktan taksite bağlama talebinde bulunmuşsa, hükümlü bir aylık süre içerisinde cezanın üçte birini ödemişse ve ödeme birer ay ara ile iki eşit taksitte yapılırsa takside bağlama işlemini C.Savcısı da yapabilir.

Adli Para Cezasının Ödenmemesi: Ödeme emri üzerine belirlenen sürede adli para cezası ödenmezse C.Savcısının kararı ile ödenmeyen kısma karşılık gelen gün miktarınca hapis cezası infaz edilir. Süresinde ödenmeyen para cezasına gecikme zammı uygulanmaz. Adli para cezası yerine çektirilen hapis süresi 3 yılı geçemez. Birden fazla hükümle adli para cezalarına mahkûmiyet halinde bu süre 5 yılı geçemez.

Çevirme Yasağı: Çocuklar hakkında verilen adli para cezası ile kısa süreli hapis cezasından çevirilen adli para cezasının ödenmemesi halinde, bu cezalar hapse çevrilemez. İlam C.Başsavcılığınca mahallin en büyük mal memuruna verilir ve AATUHK göre tahsil edilir.

ÜNİTE 3: İNFAZ KURUMUNA KABUL, İNFAZIN PLANLANMASI, HÜKÜMLÜNÜN HAK VE YÜKÜMLÜLÜKLERİ

İnfaz Kurumuna Kabul, Kuruma Alınma ve Kayıt İşlemleri: Hükümleri kesinleşen mahkûmlar C.Başsavcılığı yazılı emriyle ceza infaz kurumlarına gönderilirler. Üstleri ve eşyaları arandıktan sonra odalarına konur ve hekim muaynesinden sonra kuruma yerleştirme işlemleri yapılır. Hükümlülerin; adı, soyadı, işledikleri suç, cezalarının türü ve süresi, mahkûmiyet ilamının tarih ve numarası, infaza başlandığı hükümlü defterine kaydedilir ve bu defterdeki sıra numarası hükümlünün numarasını oluşturur. Ayrıca hükümlünün parmak ve avuç içi izleri alınarak, fotoğraflanır, kan grupları, vücutlarının dış özellikleri ve ölçüleri belirlenir. Bu uygulama hem fizik kimliğinin tespiti hem de hükümlüye ait bilgilerin dosyasında depolanmasına yöneliktir.

Hükümlüler ile Yakınları ve İlgililerin Bilgilendirilmesi: Hükümlülere kuruma alındıklarında; uygulanacak iyileştirme çalışmaları, disiplin suçları ve cezaları, bilgi edinme ve şikayet yolları, hak ve sorumlulukları, kurumdaki yaşam biçimine uyum sağlamaları için gerekli bilgiler kurum yöneticileri tarafından sözlü olarak anlatılır ve yazılı tebliğ olunur.

Hükümlülerin Gözlemi: Hükümlüler durumlarına uygun kurumlara ayrılması için gözlem ve sınıflandırma merkezlerince müşhadeye tabi tutulur ve infazdan olumlu sonuçlar alınabilmesi için kendilerine uygun yere nakledilirler. Ülkemizde işlerlikte olmayan bir kurumdur.

Gözlem ve Sınıflandırmada Hükümlü Açısından Ele Alınacak Hususlar: Hükümlülerin kişisel özellikleri, bedensel, akli ve sağlık durumları, suç işlemeden önceki yaşamları, sosyal çevre ve ilişkileri, sanat ve meslek faaliyetleri, ahlakî eğilimleri, suça bakış açıları, hükümlülük süreleri ve suç türlerine göre gözlem ve sınıflandırma merkezlerince dikkate alınır, izlenir ve haklarında hazırlanan rapor Adalet Bakanlığına gönderilir, bakanlık hükümlülerin uygun olduğu yüksek güvenlikli, normal güvenlikli ya da açık ceza infaz kurumlarına nakillerini yapar.

Gözlem ve Sınıflandırma Merkezlerinde Bulunması Gereken Görevliler: Kriminoloji, penaloji, davranış bilimleri, adalet psikolojisi veya ceza hukuku alanında deneyime sahip yöneticiler, psikiyatri uzmanları, hekimler adli tıp uzmanı, psikolog ve pedagog gibi konusunda uzman kişilerin bulunması gereklidir.

Gözlem Şekli: Gözlem kurulunca kuruma kabul tarihinden başlayarak tek kişilik odalarda yapılır. Ağırlaştırılmış Müebbet Hapis ve Müebbet Hapis Cezalarına veya 2 Yıldan Fazla Süreli Hapis Cezasına Mahkûm Olanların Gözlemi: Kanunda gösterilen esaslar uyarınca 60 günlük süre içerisinde gözlem yapılır. 60 günlük sürenin çok uzun olduğu en fazla 10 günlük süre içerisinde incelenmeleri gerektiği yapılan eleştiriler arasındadır.

Gözleme Tabi Tutulmayacak Hükümlü: Üç grupta toplanırlar; kişiliğine, sair hallerine, suçun işlenmesindeki özelliklere göre gerektiğinde gözleme tabi tutulmayabilir. Askeri cezaevleri ve buralarda cezaları infaz olunan hükümlüler, kısa süreli hapis cezalarına mahkûm olanlar gözleme tabi tutulmazlar. Hükümlülerin Gruplandırılması: Hükümlüler yaşları, hükümlülük süreleri ve suç türleri haricinde hukukumuzda şu gruplara ayrılır;

•          İlk defa suç işleyenler, mükerrirler, itiyadî suçlular veya suç işlemeyi meslek edinenler,

•        Aklî ve bedensel durumları nedeniyle veya yaşları itibariyle özel bir infaz rejimine tabi tutulması gerekenler,

•        Tehlike hali taşıyanlar,

•        Terör suçluları,

•        Suç örgütlerine veya çıkar amaçlı suç örgütlerine mensup olan suçlular.

İnfaz Kurumunun Hükümlü Üzerindeki Olumsuz Etkileri: Devlet hem hükümlü hem de personelin sağlığını koruyacak koşulları sağlamaktan sorumludur.

❖     Hükümlünün Psikolojik Durumu: Hükümlü üzerinde, bir yerde kapalı olmanın doğurduğu olumsuzluklar, uzun süre cezaevinde kalmanın sosyal yaşama dönüşte yarattığı sıkıntılar, hükümlülüerin birbirlerine suç deneyimlerini aktarması, cezaevi kurallarına uyma eğiliminin zamanla kaybedilmesi, sosyal açıdan alçaltılmışlık duygusu, özel yaşam alanı yokluğu, yakınlarından ve hayatından kopması, mekanın uzun süre değişmemesi veya aynı kişilerle paylaşılması durumlarında izolasyon, umutsuzluk hisleri oldukça olumsuz etkiler yaratır. Bu etkiler infaz kurumlarında adli psikiyatri merkezlerinin kurulması ve yeterli bilgi, deneyime sahip kişiler tarafından denetim altında tutulması yoluyla asgari düzeyde atlatılabilir. Adli psikiyatri merkezlerinin sağlıklı işleyebilmesi için, ruhsal rahatsızlıkları olanların sistematik şekilde takip edilmeleri, tecrit yerine tedavi etme yolunun tercih edilmesi, müdehalenin uzman bir ruh sağlığı personeli tarafından yapılması ve kayıtların tam,doğru,güvenilir bir şekilde tutulması gerekir. Hastaların güvenliği sağlanmalı ve intihar önleme programları geliştirilmelidir. Ayrıca hükümlülerin salıverilmeleri sonrasında da bir süre izlenmesi gerekliliğinden koşullu salıverilme ya da denetimli serbestlik programları infazın bireyselleştirilmesi ilkesine uyumlu olarak tercih edilebilir.

❖     Uzun Süreli Hükümlülük: Uzun süreli hükümlülüğe mahkûm edilmiş olanlara cezaevi idarecileri tarafından özel bir özen gösterilmesi gerekir. Bu kişiler cezaevi düzeninin sağlanmasında en çok yardımda bulunabilecek kişilerdir. Kaldıkları süre içerisinde temel gereksinimlerinin mümkün olduğunca karşılanması uzun süreli mahkûmiyetin olumsuz koşullarını bir nebze azaltacaktır. Günlük cezaevi düzeninde hükümlüye mümkün olduğunca kişisel seçimler yapabileceği imkanlar sağlanmalı, radyo, tv, gazete gibi araçlarla dış dünyayla ilişkisi mümkün mertebe pekiştirilmeli, görüş günleri ve telefon hakkı ile aile ve akrabaları ile bağların kopmaması sağlanmalı, kurumsallaşma, pasiflik, öz saygının kaybı gibi durumların önlenmesi için uygun danışmanlık, yardım ve desteğe erişimleri sağlanmalıdır. Koşullu salıverilme imkanı umudu ayakta tuttuğu için mümkün olan koşullarda uygulanmalıdır. Ağırlaştırılmış müebbet hapis için 30 yıl, müebbet için 24 yıl, örgüt suçundan ağırlaştırılmış müebbet için 36 yıl, örgüt suçundan müebbet için 30 yıl cezaevinde geçirildikten sonra koşullu salıverilme uygulanabilir. Devlet güvenliğine ve anayasal düzene karşı işlenmiş suçlarda koşullu salıverilme uygulanmaz.

❖     Beslenmenin Reddi: Yaygın olarak açlık grevi şeklinde görülür. Ayrıca akıl hastalığı ve intihar nedeniyle de olabilir.

❖     Açlık ve Beslenme Kavramları ve Açlık Grevi: Açlık, günlük faaliyetler, büyüme ve yara iyileşmesi için yeterli olmayan kalori, protein ve vitamin alımı şeklinde tanımlanır. Tam açlık ve kısmi açlık olarak ikiye ayrılır. Tam açlık vücut için gerekli olan besinlerin hiç alınmamasıdır ve 45 gün kadar insan kendi bünyesinden beslenebilir. Vücut sıcaklığının düşmesine, güç kaybına, sinir bozukluklarına, baş dönmelerine, sanrı ve zeka bozukluklarına yol açar. Kısmi açlık ise, vücut için gerekli olan bazı besin maddelerinin ya tümüyle ya da kısmen alınmaması şeklindedir. Beslenme, ortam şartları içinde, günlük faaliyetler, büyüme ve yara iyileşmesi için gerekli olan kalori, protein, makro ve mikro element ile vitamin alımı şeklinde tanımlanır. İradi beslenme, zorla beslenme, yetersiz ve kötü beslenme olarak dört gruba aynlır. İradi beslenme kişinin özgür iradesiyle, zorla beslenme ise kişinin iradesi dışında işkence, kötü muamele, cebir ve şiddet kullanılarak

gerçekleştirilen beslenmedir. Yetersiz beslenme, besinlerle günlük enerji gereksinimi olan 2600 kaloriden az miktarda enerji alınmasıdır. Kötü beslenmenin yetersiz beslenmeden ayrılması gereken nokta, besinlerle alınan enerji miktarı yeterli, vitamin, protein vb. Unsurlar açısından fakir olmasıdır. İnsan bedeninin açlığa dayanma sınırı 70 gündür. Açlık grevi genellikle siyasi hükümlüler tarafından protesto eylemi ya da baskı aracı olarak gerçekleştirilir. Açlık grevine başvuran kişi zihinsel olarak ehliyetli ve eyleme kendi iradesiyle başvurur. Bu noktada uzun sürede ölüm ve sakatlıklara yol açabilecek eyleme kişinin iradesi dışında zorla besleme yoluyla tıbbi müdahalede bulunulup bulunulmayacağıdır. Malta Bildirgesine göre, eyleme başvuran kişiye doktor tarafından tehlikeleri anlatılmalı ve iradesi dışında herhangi bir tedavi uygulanmamalıdır.

♦♦♦ Beslenmenin Reddi Halleri: Protesto ve intihar nedeniyle red olabilir. Protesto, bir davranışı, düşünceyi ya da uygulamayı haksız, yersiz ve/veya gereksiz bularak karşı çıkma ve reddetmedir. TCK m.298 açlık grevine başvuranı değil, bu yolda kendilerine talimat vereni, ikna edeni cezalandırmaktadır. Ceza, sadece ikna ve talimat verilmesi üzerinden veriliyorsa kasten yaralama, ölüm gerçekleşmişse kasten yaralama ve öldürme suçlarına ilişkin hükümler uygulanır. Açlık grevi yapmak CGTİHK’da suç değil disiplin cezasını gerektiren fiillerden sayılmıştır. Aynı zamanda açlık grevi intiharla aynı nitelikte sayılmaz. Nedeni, intiharın aksine açlık grevinde amaç ölüm değildir. Aynı zamanda açlık grevi yapan kişiler düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğü içerisinde değerlendirilebilirler. Açlık grevinde birey kendi özgür iradesiyle yeme ve içmeyi reddettiğinden müdahale ancak hekim tarafından müdahalenin hayatiliği söz konusu olursa tıbbi yöntemlerle tedavi amaçlı besleme yapılır. Bu durumda hekimin görüşü bağımsız olan en az bir hekim tarafından teyit edilmeli, müdahale tedavi amaçlı, sağlığın korunmasına yönelik ve onur kırıcı olmamalıdır. Devletin tutuklu ve hükümlüyü koruma, onların hayatlarını ve sağlıklarını iyileştirmek sorumluluğu gereği müdahale hakkı hekime tanınmış olsa da müdahalede gecikmenin sakıncalı olması durumlarında müdahale hekim olmayan kişilerce de gerçekleştirilebilir.

♦♦♦  Muayene ve Tedavinin Reddi: Bir sağlık sorunu olup da muayene ve tedaviyi reddeden hükümlülerin

sağlık veya hayatlarının ciddi şekilde hem kendileri hemde etrafları için tehlike oluşturması durumunda infaz kurumu hekimince izne gerek kalmaksızın müdahalede bulunulacaktır. İnfaz kurumunda müdahale mümkün değilse, Sağlık Bakanlığı ve ÇSGB ile üniversitelerin sağlık kuruluşlarınca müdahale yapılır. Müdahale onur kırıcı olmamalıdır. Ciddi tehlike oluşturmayan durumlarda muayene ve tedavinin reddi bir tanık huzurunda kişiden imza alınarak ve riskler konusunda anladığından emin olarak ikazlarda bulunarak müdahalede bulunulmaz.

♦♦♦ İntihar: Kişinin kendisini bilerek ve isteyerek öldürmesidir. İnfaz kurumlarında hükümlüleri intihara sürükleyen etkenler hem infaz kurumunun ortamından hem de hükümlünün infaz kurumunu algılayış biçiminden kaynaklanır. Depresyon, izolasyon, duygusal yönden çöküntü, bilinmezlik korkusu, yüksek ceza beklentisi, aileden ve sosyal çevreden ayrılma, kurumla çatışma, otoriteye güvensizlik gibi nedenler intihara sebep etkenlerdir.

♦♦♦ Cezaevi Alt Kültürü ve Cezaevilileşme: Cezaevlerinin kendine özgü koşulları nedeniyle kendi adet, alışkanlık ve hatta kendi dilinin oluşması durumudur. Alt kültürün önemli kuralları, başkalarının işine karışmama, soğukkanlı olma, duygusal kontrol, diğer hükümlülerden çıkar sağlamama, katı ve dayanıklı olma, cezaevi idaresine karşı mesafeli olma şeklindedir. Toplum dışına itilmişlik ve orada gerçerli olan kurallara uyum sağlama cezaevilileşmedir. Cezaevilileşme etkisi, hapis cezasının kısa olması, sağlam kişilik, hükümlülük sırasında olumlu sosyal ilişkiler kurma, ilkel cezaevi gruplarına dahil olmama, hükümlüler tarafından alışmış kuralları sorgusuz kabullenmeme ve normal olmayan cinsel davranışlardan uzak durulması yoluyla azaltılabilir. Aksi durumlarda etki kuvvetli ve yıkıcı olur. Özellikle çocuk eğitim evlerinde alt kültüre mal olma ve cezaevilileşme daha kolaydır. Gereksinimleri gereksiz kısıtlamayrak ve onur kırıcı hareketlerde bulunmayarak bu engellenebilir.

♦♦♦ Kadın Hükümlüler: Erkeklerin işlediği suçlara göre toplumu daha az tehdit ettiği yönündeki düşünceler unutulan hükümlüler olmalarına yol açar. Evden ve aileden ayrılma travması daha yıkıcı etkiler doğurur, duygusal açıdan daha çok takip edilmelidirler, intihar vakaları daha yoğundur. İletişim ve dayanışma daha yoğundur, bir süre sonra sevgi gereksinimiyle aile içi roller doğrultusunda organize olurlar.

Hükümlünün Hakları:

♦♦♦ Savunma Hakkı: Hükümlü vekaletnamesi olmaksızın en çok 3 kez, vekaletnamesi olması halinde tatil günleri dışında ve çalışma saatleri içerisinde avukatıyla ve noterle görüşme hakkına sahiptir. Avukatla yapılan görüşmeler konuşmaların duyulmayacağı fakat güvenlik önlemleri sebebiyle görülebileceği yerlerde yapılır. Avukatların savunmaya ilişkin belgeleri, dosyaları ve müvekkilleri ile yaptıkları konuşmaların kayıtları incelemeye tabi tutulamaz. Vekaletnamesi olmayan yabancı uyruklu avukatlar, hükümlü ile Türkiye barolarına kayıtlı bir avukatla birlikte görüşme yapabilir.

♦        Özel Hayat ve Kişilik Hakları: İnfaz aşamasında hükümlü ile ilgili yapılan fiziki kimlik tespiti ve tanıya yönelik yapılan araştırmalar kanunun zorunlu kıldığı haller dışında hiçbir kurum ve kişiye verilemez.

♦♦♦ Keyfi ve Kötü Muamele ve İşkence Görmeme Hakkı: AİHM’e hükümlüler tarafından yapılan bireysel başvuruların kabul edilebilmesi için, başvurucunun kurumda yaşanan olayların sağlığı üzerinde olumsuz etkiler doğurduğunu kanıtlayan doktor raporu sunması gerekir.

♦♦♦ Haberleşme ve İletişim Kurma Hakkı

♦♦♦ Telefondan Yararlanma Hakkı: İdarenin kontrolündeki ücretli telefonlar ile görüşme yapılabilir, görüşmeler idarece dinlenir ve kayıt altına alınır. Tehlikeli halde bulunan ve örgüt mensubu hükümlüler bakımından hak kısıtlanabilir.

♦♦♦ Radyo, TV Yayınları ve İnternetten Yararlanma Hakkı: Radyo ve tv cihazları bedeli kendisi tarafından ödenmek koşuluyla hükümlü adına kurumca satın alınır. Adalet Bakanlığının uygun görmesi halinde eğitim ve kültürel amaçlı olarak bilgisayarın ceza infaz kurumuna alınmasına izin verilebilir, denetim altında internetten yararlanılabilir.

♦        Mektup, Faks ve Telgraf Gönderme ve Alma Hakkı: Kendisine gönderilenleri alma ve ücretini karşılamak koşuluyla gönderme hakkına sahiptir. Gelen belgeler, mektup okuma komisyonunca veya kurumun en üst amirince denetlenir. Resmi makamlara veya savunması için avukatına gönderilen mektup, faks ve telgraflar ise denetime tabi değildir. Avukattan sanığa gönderilen yazışmalar bakımından ise konu belirsizdir.

♦♦♦ Ayrımcılık Yasağı: Herkese eşit davranılır ve gerekirse pozitif ayrımcılık uygulanır.

♦♦♦ Hediye Kabul Etme Hakkı

♦♦♦ İbadet Hakkı: Düzeni bozmayacak ve çalışmayı engellemeyecek biçimde din ve ibadet özgürlüğü sağlanır.

♦♦♦ Dış Dünya İle Bağlantı Kurma Hakkı: Ziyaretçi kabul edilmesi kimsenin dinleyemeyeceği ve konuşulanların duyulabileceği bir ortamda sağlanır.

♦♦♦ Kültür ve Sanat Etkinliklerine Katılma, İfade Özgürlüğü

♦♦♦ Kütüphaneden Yararlanma Hakkı

♦♦♦ Süreli ve Süresiz Yayınlardan Yararlanma Hakkı: Eğitim ve öğretimine devam eden hükümlülerin ders kitapları denetime tabi tutulamaz. Mahkemece yasaklanmış yayınlar haricinde yayınlar ücreti ödenmek koşuluyla alınabilir.

♦♦♦ Barınma Hakkı: Tehlikeli hali bulunan hükümlü bir veya üç kişilik odalarda, diğer hükümlüler kurumun fiziki yapısına uygun sayıda mahkûmun kalabileceği odalarda barındırılır. Dışarda korunmasına bırakılacak kimsesi bulunmayan 0-6 yaş grubundaki çocuklar analarının yanında kalabilirler.

❖      Giyim Yardımı Alma Hakkı

❖      Beslenme Hakkı: Nitelik ve nicelik yönünden besleyici besinler Adalet ve Sağlık Bakanlıklarınca belirlenir ve temin edilir. Annesiyle birlikte kalan çocuklara ve süt emziren annelere durumlarına uygun gıda verilir.

❖      Muayene ve Tedavi Edilme Hakkı: Öncelikle kurum revirinde, mümkün olmaması halinde Devlet veya üniversite hastanelerinin mahkûm koğuşlarında tedavi ettirilir. Her infaz kurumunda asgari olarak bulunması gerekenler; tıbbi muayene, düzenli ayakta muayene, acil durum bakımı, muayene ve bakım için gerekli şekilde donatılmış mekanlar, gerekli ilaçlardan yeterli miktarda bulunması, fiziki tedavi ve rehabilitasyon olanakları, tıbbi olarak gerekli görülebilecek türden yiyeceklerin sağlanması.

❖      Bilgilendirilme Hakkı: Uygulanacak iyileştirme çalışmaları, disiplin suçları ve cezaları, bilgi edinme ve şikayet yolları, hak ve sorumluluklar, kurumda yaşam biçimine uyum sağlamak için gerekli bilgiler, kurum yöneticileri tarafından sözlü olarak ve yazılı şekilde tebliğ edilir. İnfaz sonrası koruma ve yardım konusunda ayrıca bilgi verilir.

Hükümlünün Yükümlülükleri:

❖      Cezayı Çekme, Güvenlik ve İyileştirme Programına Uyma: Hükümlünün her ne amaçla olursa olsun, bilerek kendi yaşamını ve bedensel bütünlüğünü tehlikeye düşürecek eylemlere girişmesi cezanın yerine getirilmesine katlanma yükümlülüğünün ihlali sayılır. (örn: açlık grevi ve ölüm orucu)

❖      Sağlığın Korunması Kurallarına Uyma

❖      Bina ve Eşyanın Korunması

Hükümlülerin Çalıştırılması: Türk infaz hukukunda hükümlünün çalışma zorunluluğu bulunmaz. Ancak kurum hekimi tarafından ruhsal ve bedensel olarak sağlıklı oldukları belgelenen istekliler, kurum imkanları ölçüsünde belirlenen ücret karşılığında atölye ve iş yurtlarında çalıştırılabilirler.Açık ceza infaz kurumları ve buraya geçmeye hak kazanmış olanlar kurum dışındaki iş alanlarında da çalıştırılabilirler. Çocuklar yalnızca meslek eğitimine yönelik çalıştırılabilirler. Öğretim kurumlarına veya örgün eğitime devam eden çocuk ile gençler, öğretim yılı içinde atölye ve işyerlerinde çalıştırılamazlar. Kurum yönetimi, cezasının en az 1 yılını iyi halli olarak çekmiş bulunan hükümlüleri, durumlarına uygun kurum içi hizmetlerde çalıştırabilir. Çalışan hükümlülere ürettiklerinden elde edilen gelirden, çalışmaları karşılığı ücret ödenir ve bu hükümlüler sosyal haklardan yararlandırılırlar.

ÜNİTE 4: İNFAZ KURUMLARINDA UYGULANACAK REJİM, DÜZEN VE GÜVENLİK İnfaz Rejimi: İnfazın temel amaçları; genel ve özel önlemeyi sağlamak, tekrar suç işlenmesini engellemek, toplumu suça karşı korumak, yeniden sosyalleşmenin teşvik edilmesidir. Bu durumda mahkûmun iyileştirilmesi, ona sosyal, psikolojik ve kültürel bir destek sağlanması ve uygulanacak rejimin bu anlayışa göre belirlenmesini gerekli kılar. Dolayısıyla infaz rejiminin dört görevi olan, güvenlik, düzen, bakım ve adalet arasında bir denge sağlanmalıdır. Bu denge kamuoyu baskısı ve politik baskının güvenlik ve düzen öğelerine ağırlık vermesi sonucu genelde bozulur. Çağdaş infaz hukukunda hedefler; insan kişiliğine saygı ve zaaf göstermeyen bir disiplin, hükümlüye cezaevi ve hakları konusunda bilgilendirme yapılması, haberleşme ve ziyaret imkanlarının genişletilmesi, hapisanelerden çıkışa hazırlayan çalışmaları çekici hale getirerek serbestliğe doğru gidiş olmalıdır.

Yeniden Topluma Kazandırma: Resosyalizasyon, tretman, iyileştirme ya da rehabilitasyon adı da verilen çalışmalarda amaç, hükümlünün infaz kurumlarında gösterilen çabalar sonucunda gelecekte sosyal sorumluluk sahibi, suç işlemeden bir yaşam sürdürebilecek yetenek kazanmasıdır. 1969-1975 yılları arasında ceza hukukunda yapılan reform çalışmaları üç alanda toplandığı görülür; resosyalizasyon, suç olmaktan çıkarma (entkriminalizasyon) ve insanileştirme. Bu çalışmalar, Aydınlanma dönemine kadar

sürdürülen suçlunun kötü ve şeytan olarak görülmesinden 1800’lü yıllarda cezaevlerinde suçluları cezalandırmak yanında onları rehabilite görevinin de ortaya çıkmasıyla paraleldir. Yeniden topluma kazandırmada infazın amacı, infazın diğer amaçlarından farklı olarak, fiilden ve cezanın uzunluğundan bağımsız olarak tüm hükümlüler için geçerli olmasıdır. Resosyalizasyon düşüncesinin temelini tıp bilimi ve insancılık (hümanizm) öğretisi oluşturmaktadır. Tıbbi model; insanların kendilerini kontrol etmede başarısız ve devletin yardımına ihtiyacı olduğu varsayımından hareket eder. Model cezaevinde, terapi ve danışma, eğitim- öğretim programları, meslek ve iş kazandırma programlarına ağırlık verir. Hükümlü cezaevinde insan olma ruh ve kimliğinden koparılmamalıdır. Aynı görüşler BM Asgari Standart Kurallar ve Avrupa Konseyi Cezaevi Kuralları metinleriyle de uluslararası hukukta yerini almıştır.

Türk İnfaz Hukukunda Yeniden Topluma Kazandırma: CGTİHK Birinci kitap dördüncü kısım “İyileştirme” başlığında sekiz bölüm altında incelenmiştir. Bunlar;

♦♦♦ Bireyselleştirme: Yeniden topluma kazandırmanın başarısı bireyselleştirmeye bağlıdır. İyileştirme programlarında gözetilecek ölçütler; hükümlünün geçmişi, suçluluk nedeni, suç sicili, fizik yeteneği ve ruhsal yapısı, kişisel doğası, taşıdığı tehlike halleri, cezasının süresi ve salıverildikten sonraki beklentisi olmalıdır. Bu doğrultuda hazırlanacak iyileştirme programına uygun olan kuruma yerleştirilmeli, birlikte bulunduğu kişiler benzer ölçütlere sahip olmalıdır. Tehlikeli halde oldukları saptanan hükümlüler 10 kişiyi aşacak şekilde gruplandırılamaz.

♦        Eğitim: Cezanın temel işlevlerinden biridir. Ceza infaz kurumlarında verilecek eğitimin toplumda verilen eğitime denk olması sağlanmalıdır. Açık ceza infaz kurumları ile çocuk eğitimevlerinde bulunan hükümlülerin örgün ve yaygın, kapalı ceza infaz kurumlarında bulunanların yaygın öğretimden yararlanmaları sağlanır. Kamu kurum ve kuruluşları bu maksatla olanakları ölçüsünde, gerekli yardımları yapmakla yükümlüdürler.

♦♦♦ Sağlığın Korunması ve Tıbbi Müdehaleler: Hükümlünün acil ve olağan muayene ve tedavisi infaz kurumunda hekimce yapılır, gerekli olduğu durumlarda hekimin görüş bildirir raporu ceza infaz kurumu yönetimi sevkiyle ÇSGB, Sağlık Bakanlığı ve üniversiteler hastenelerinde yapılır. Kurum hekimi, kurumu ayda en az bir kez denetler ve durum bildirir raporu kurum yönetimine sunar.

♦♦♦ Dışarıyla İlişkiler (Ziyaret): Hükümlünün infaz kurumunda bulunduğu sürece izolasyon yaşaması ve dışarıyla bağlantılarının iyileştirme programı gereği sıkı tutulması gerekliliğinden eşi, üçüncü dereceye kadar kan ve kayın hısımları ve vasi ya da kayyımı tarafından ziyaret edilme hakkıdır. Ziyaret çeşitleri şu şekildedir;

o      Kapalı Görüş: Hükümlü ile ziyaretçilerinin her türlü maddi temasının önlendiği, konuşulanların hazır bulunan görevli tarafından işitilebilecek şekilde izlendiği ve ceza infaz kurumu idaresinin bu iş için tahsis ettiği özel bölümde yapılan görüşmelerdir. Hükümlüler, eşi, üçüncü derceye kadar kan ve kayın hısımları, vasi ve kayyımları ile görüşebilirler. (bundan sonra kişilerden birinci fıkra olarak bahsedilecektir.) Birinci fıkradan olan kişiler dışında kalan üç ziyaretçinin açık kimlik ve adresini ceza infaz kurumuna bildirmek suretiyle görüşülebilir. Fakat ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla hükümlü olanları birinci fıkra kişileri dışındakiler ziyaret edemez. Görüş süresi, yarım saatten az bir saatten fazla olacak şekilde belirlenemez. Yine ağr. Müebbet hapis cezalıları 15 günde bir, günde bir saati geçmemek üzere ve teker teker görüşebilirler.

o      Açık Görüş: Hükümlü ile ziyaretçilerin maddi temasına imkan verilen, konuşulanların hazır bulunan görevli tarafından işitilebilecek şekilde izlendiği ve ceza infaz kurumu idaresinin bu iş için tahsis ettiği özel bölümde yapılan görüşmelerdir. Görüş günleri kurumca belirlenir ve ayda bir kez olur, bir saatten fazla olmamak kaydıyla 09:00-17:00 saatleri arasında yaptırılır. Hükümlü ve tutuklu sayısının, verilen açık görüş günü sayısına bölünmesiyle, görüş gününe kadar gruplar oluşturulur, her grubun görüş günü ve saatleri ailelerine bildirilmek üzere

hükümlü ve tutuklulara tebliğ edilir. Bayramlarda ve özel günlerde Bakanlıkça uygun görülmesi halinde açık görüş yapılabilir. Aynı haftada yapılacak kapalı görüş ile çakışması halinde açık görüş yaptırılır. Açık ceza infaz kurumları ile çocuk eğitimevlerinde kalanlar görüşlerini her zaman açık görüş şeklinde yapar.

❖      Yabancıların, Mülteci ve Vatansız Hükümlülerin Ziyareti: Vatandaşı olduğu devletin diplomatik temsilciliği veya konsolosluğunun ziyaret istemleri, bunların bulunmaması halinde yararlarını koruyan devletin diplomatik temsilcileri veya ulusal/uluslararası kuruluşların ziyaret istemleri yarım saatten az ve bir saatten fazla olmamak üzere çalışma saatleri içerisinde kabul edilir.

❖      Resmi Kurum ve Kuruluşlar ile Türkiye’nin Taraf Olduğu Uluslararası Sözleşmelerle Yetkisi Kabul Edilen Kurum ve Kuruluşlarının Temsilcilerinin Ziyaretleri: Sayılan kişi ve kuruluşlar heyet halinde veya bireysel olarak görüşmek için Adalet Bakanlığından izin almak zorundadır. Görüşmeler kurum görevlilerinin gözetiminde yapılır. Hükümlülerle toplu görüşme yapılamaz ve olağanüstü durumlarda ziyaret ertelenebilir.

❖      Avukatların Ziyareti: Tutuklu ve hükümlülerin müdafii ile görüşmeleri ve hukuki yardımdan faydalanmaları savunma hakkının bir gereğidir. Şüpheli veya sanık, vekaletname olmaksızın müdafii ile konuşunlanların duyulmayacağı ama görevlilerce izlenebileceği bir ortamda görüşebilir. Müdafii ile yazışmalar denetime tabii tutulamaz. En tartışmalı konu müdafiinin infaz kurumuna girerken aranabilip aranamayacağına aittir. Müdafii ya da başka görevli her ne olursa olsun duyarlı kapıdan geçmek zorunda, duyarlı kapı ikazı devam etmesi halinde izni dahilinde elle aramaya tabi tutulmak zorundadır. Tutukluların ve hükümlülerin müdafii ile görüşmeleri CMK’da ayrı ayrı düzenlenmiştir. Tutuklular avukatlarıyla vekalet gerekmeksizin açık görüşme usulüne tabi olarak görüşebilirler. Hükümlülerin avukatlarıyla görüşmeleri ise tatil günleri dışında ve çalışma saatleri içerisinde açık görüş usulüne uygun yapılır. Savunmaya ilişkin kayıtlar, belgeler vs. İncelemeye tabi tutulamaz. İncelemeye, denetlemeye tabi tutulabilmesinin tek istisnası örgütsel amaçlı haberleşmeye aracılık edildiğine dair kanıt bulunmasıdır. Mahkemece haklarında müdafi veya vekillik görevinden yasaklanmış bulunan avukatlar, yasaklama süreleri içinde başka davayla ilgili olsa bile kişiyi kurumda ziyaret edemezler. Avukatların yasaklanması örgüt kurma gibi suçlardan hükümlü bulunanlara müdafilik veya vekillik yapmaları ya da haklarında örgüt suçlarından kovuşturma açılmış olması koşuluna bağlı olarak, kovuşturma konusu suçla sınırlı olmak üzere bir yıl süre ile verilebilir. Bu süre en fazla 2 kez altı aydan fazla olmamak kaydıyla uzatılabilir.

❖      Ziyaret ve Görüşlerde Uyulacak Hususlar: Kurum güvenliği tehlikeye sokulacak davranışlarda bulunmaz, değerli evrak ve eşya ya da para hükümlülere verilemez, girişte arama şartlarına uyulur. Ayrıca ziyaret yerleri aranır, ceza infaz kurumuna sokulması yasak eşyalar girişte muhafaza edilir ve çıkışta iade edilir, aramalar insan onuruna saygılı yapılır. Ziyaret ve görüşme kurallarına uymayanlar kurumun en üst amiri tarafından bir aydan bir yıla kadar kısıtlanabilir.

❖      Beden Eğitimi ve Boş Zaman Etkinlikleri: Kütüphaneden yararlanma, spor ve sosyal faaliyetlere katılım sağlanmalı, imkanlar ölçüsünde her türlü araç gereç sağlanmalıdır.

Yeniden Topluma Kazandırmada Ortaya Çıkan Sorunlar: İyileşmenin infaz süresiyle kısıtlanması, davranışlardaki değişimleri ölçmedeki yetersizlikler, alt-kültür baskısına karşı durmanın güç olması, iyileşmenin samimi mi yoksa koşullu salıverilme yaralanmak amacıyla mı olduğunun belirsizliği, suç işleyerek elde edilen yararın suç işlemeden elde edilen yarardan daha fazla olması gibi konularda sorunlar oluşur. Bu sorunlar failin hem suçunun yarattığı problemleri kavraması hem de mağdurun zararını karşılaması/onarması yollarıyla düzeltici/onarıcı adalet düşüncesi uygulanmasıyla bir nebze çözülebilir.

İnfaz Kurumlarında Bulundurulabilecek Eşyalar:

❖       Mutfak Teşkilatı olan Gıda Maddeleri

❖       Mutfak Teşkilatı Olmayan Gıda Maddeleri ve Kullanılacak Malzemeler

•         Yeme ve İçmede Kullanılan Araç ve Gereçler

•         Giyim Eşyaları

•         Süreli ve Süresiz Yayınlar ile Kitaplar

•         Elektrikli Eşyalar

•          Müzik Aletleri

•          Dini İhtiyaçlar

•         Sağlık (hekim raporuyla belgeli protez ve benzeri tıbbi araçlar)

•         Temizlik

•         El İşi Faaliyetleri

•         Küçük Kafes Kuşu

•         Eğitim ve Kültürel Çalışmalarda Kullanılabilecek Malzemeler

•         Nevresim Takımı, Battaniye vs.

İnfaz Kurumlarında Arama: Oda ve eklentileri ile üst ve eşyada arama habersiz                                                  olarak   her zaman

yapılabilir. Bunun dışında her ay bir kez yapılması zorunludur. Çıplak olarak ve                       beden çukurlarında        arama

ise kuruma sokulması veya bulundurulması yasak madde veya eşya bulunduğuna dair makul ve ciddi emarelerin varlığı durumunda kurumun en üst amirinin gerekli görmesi halinde belirli koşullar sağlanarak uygulanır. Güvenlik tatbikatı ise C.başsavcısına bilgi verilerek önceden hazırlanan olağanüstü hâl planlarına göre yılda en az 2 kez uygun görüldüğü zaman yapılır. Sayım, dörtlü vardiya sisteminde çalışılıyorsa sabah, akşam ve gece olmak üzere günde 3 kez yapılır. Ayrıca idarenin uygun görmesi halinde her zaman yapılabilir.

Disiplin Cezaları ve Tedbirleri: Çocuklar haricindeki hükümlüler hakkında uygulanabilecek disiplin cezaları ağırlık derecesine göre şunlardır;

•         Kınama

•         Bazı Etkinliklere Katılmaktan Alıkoyma (1 aydan – 3 aya kadar)

•         Ücret Karşılığı Çalışılan İşten Yoksun Bırakma (1 aydan – 3 aya kadar)

•          Haberleşme veya iletişim araçlarından yoksun bırakma veya kısıtlama (1 aydan – 3 aya kadar)

•          Ziyaretçi kabulünden yoksun bırakma (1 aydan – 3 aya kadar)

•         Hücreye koyma (1 günden – 20 güne kadar açık havaya çıkma hakkı saklı kalmak üzere)

Çocuk hükümlüler hakkında uygulanacak disiplin tedbirleri: (koruma / önleme amaçlı)

•         Teşvik esaslı ayrıcalıkları ertelemek

•         Kaldığı odayı ve yatakhaneyi değiştirmek

•         Bulunduğu kurumun başka bir kısmına nakletmek

•         Meslek eğitiminin bütünlüğü ve sürekliliğini bozmayacak şekilde çalıştığı işyerini veya atölyeyi değiştirmek

•         Belli yerlere gitmesini yasaklamak

•         Bazı eşyaları bulundurmasını ve kullanmasını yasaklamak.

Çocuk hükümlüler hakkında uygulanacak disiplin cezaları:

•         Uyarma

•         Kınama

•         Onarma, Tazmin Etme ve Eski Hale Getirme

•         Harcamalarına Sınır Koyma (parasının 1/3’üne 30 gün süreyle el koyulması)

•         Bazı etkinliklere katılmaktan alıkoyma (30 güne kadar)

•         Teşvik esaslı ayrıcalıkları geri alma (30 gün süre ile)

•         İznin ertelenmesi (60 güne kadar)

•         Kapalı ceza infaz kurumuna iade (6 ay süreyle)

•         Odaya kapatma (5 güne kadar – açık havaya çıkma hakkı saklı kalarak)

Disiplin Soruşturması: Disiplin cezalarını gerektiren eylemlerin öğrenilmesinden itibaren derhâl ve en geç 2 gün içerisinde kurumun en üst amirince atanan bir görevli tarafından soruşturmaya başlanır. Soruşturma en geç 7 gün içerisinde tamamlanır ve düzenlenen rapor ve ekleri disiplin kuruluna sunulur. Soruşturma süresi infaz hakiminin yazılı onayı ile 7 güne kadar uzatılabilir. Savunma hükümlüye yazılı olarak bildirimden 3 gün içinde alınır, savunma alınmadan disiplin cezası verilemez. Disiplin kurulu cezaları evrak üzerinden görüşerek en geç 3 gün içerisinde karara bağlar. Kararlar gerekçeli olarak yazılır, şikayet mercii ve süresi açıkça yazılır. Ciddi tehlike durumlarında, kurumun en üst amiri derhâl tedbir alır ve infaz hakimine bilgi verir. Disiplin cezasını gerektiren eylemlerin tekrar edilmesi halinde bir üst ceza uygulanır. Birden fazla ceza verilmişsse her biri tek tek ve diğeri bittikten sonra uygulanır. Hücreye koyma cezası infaz hakiminin onayıyla başlar, diğer cezalar kesinleştikten hemen sonra uygulanır. Disiplin cezalarının tamamı infaz edilip kaldırılmadıkça koşullu salıverme yapılamaz fakat hakederek salıverme tarihini geçemez.

Disiplin Cezalarının Kaldırılması:

•         Kınama cezası 15 gün,

•         Bazı etkinliklere katılmaktan alıkoymaz cezası 1 ay,

•         Ücret karşılığı çalışılan işten yoksun bırakma cezası 3 ay,

•         Haberleşme veya iletişim araçlarından yoksun bırakma veya kısıtlama cezası 3 ay,

•         Ziyaretçi kabulünden yoksun bırakma cezası 3 ay,

•         Hücreye koyma cezası 6 ay ile 1 yıl arasında,

•          Hücre cezasına karşılık ziyaretçi kabulünden yoksun bırakma cezası kurumun en üst amirinin önerisi ve disiplin kurulu kararıyla kaldırılır.

Çocuk hükümlüler hakkında verilen disiplin cezaları kaldırılma süreleri;

•         Uyarma ve kınama cezaları kararları ile birlikte,

•         Onarma, tazmin etme ve eski hale getirme cezası 7 gün sonra,

•         Harcamalarına sınır koyma 30 gün sonra,

•         Bazı etkinliklere katılmaktan alıkoyma 30 gün sonra,

•         Teşvik esaslı ayrıcalıkları geri alma cezası 30 gün sonra,

•         İznin ertelenmesi cezası 60 gün sonra,

•         Kapalı ceza infaz kurumuna iadesi cezası 60 gün sonra,

•          Odaya kapatma cezası 90 gün sonra kendiliğinden kalkmış sayılır. Ayrıca disiplin kurulu çocuk hakkında vermiş olduğu cezayı süre koşulu aranmaksızın her zaman kaldırabilir.

Disiplin Ceza ve Tedbirlerine İtiraz ve Şikayet: İnfaz hakimliğine yapılır.

Kurum İçinde Zorlayıcı Araçların Kullanılması: Hiçbir halde zincir ve demire vurmak uygulanamaz ancak gerekli hallerde kelepçe ve bedensel hareketleri kısıtlayıcı araçlar kullanılabilir. Bunlarda kaçmayı önlemek için dahi olsa çocuk hükümlüler bakımından uygulanamaz.

ÜNİTE 5: HÜKÜMLÜLERİN NAKLİ, İNFAZIN GEVŞETİLMESİ VE CEZANJN İNFAZINI ETKİLEYEN NEDENLER

Hükümlülerin Nakli: Nakil, hükümlünün bir infaz kurumundan diğer infaz kurumuna götürülmesidir. Nakil ile sevk arasındaki fark; sevkin geçici nitelikte ve kuruma geri dönüşle sonuçlanması, naklinse süreklilik özelliği taşımasıdır. Hükümlüler, kendi istekleri veya toplu sevk, disiplin, asayiş ve güvenlik, hastalık, eğitim, öğretim, suç ve yargılama yeri nedenleriyle başka bir kuruma nakledilebilirler. Hükümlü nakilden önce aranır ve kurum hekimine muayene ettirilir. Yola çıkarılamayacağı anlaşılanların mazareti, biri hastalığın uzmanı olmak üzere en az iki uzman hekimin imzaladığı ve hastane başhekiminin onayladığı resmi rapor ile belgelenir. Nakil, mazaret ortadan kalkıncaya dek geri bırakılır ve Adalet Bakanlığına bildirilir. Ayrıca zorunlu görülen hallerde,hükümlü veya tutuklular, rızaları alınmak koşuluyla, ilgili makamın ve C.Başsavcılığının talebi üzerine hakim kararı ile geçici sürelerle ceza infaz kurumundan alınabilirler. Bu süre her defasında dört günü ve hiçbir surette 15 günü geçmemek üzere hakim tarafından tayin olur ve bu süre hükümlülük/tutuklulukta geçmiş sayılır. Kurumdan ayrılış ve dönüşlerde sağlık durumu doktor raporu ile tespit edilir. Yer gösterme sırasında yapılan işlemlere ilişkin belgelerin bir örneği ilgilinin dosyasında muhafaza edilmek üzere C.Başsavcılığına gönderilir.

Çeşitleri:

I      Kendi İstekleri ile Nakil: Hükümlüler; gitmek istedikleri kurumlardan durumlarına uygun en az 3 yeri belirten bir dilekçe vermeleri, nakil giderlerini peşin olarak ödemeyi kabul etmeleri1, koşullu salıverilmelerine beş aydan az süre kalmamış olması, iyi hal göstermeleri, disiplin cezası almamış veya kaldırılmış olması, istekte bulunulan kurumun fiziki özelliklerinin uygun olması ve tutukevi olmaması, mahkumiyet sürelerine uygun hükümlülerin bulunduğu bir kurum olması, daha önce disiplin nedeniyle ayrılmak zorunda kalmadıkları kurum olması halinde başka kurumlara nakledilebilirler. Nakledilen kurumda zaruri sebepler olmadıkça 1 yıl kalmaları zorunludur. Bu süre çocuklar bakımında 6 aydır.

-1- Disiplin Nedeniyle Nakil: Hükümlü, hücreye koyma cezasını gerektiren eylemlerde bulunması halinde kurum en üst amirinin istemi üzerine Bakanlıkça başka kurumlara nakledilebilir. Disiplin cezaları yeni kurumda çektirilir ve burada 6 ay kalmak zorundadır.

-1- Zorunlu Nedenlerle Nakil: Kuramların elverişsiz ve yetersiz kalması, kapsama gücünün aşılması, asayiş, güvenlik, doğal afet ve büyük onarım gibi zorunlu nedenlerle yargı çevresi dışında Adalet Bakanlığınca belirlenen ve konumlarına uygun olan diğer kurumlara nakledilebilirler.Bu nakiller kapsamlı bir risk ve ihtiyaç değerlendirmesi temelinde, mahkumların ihtiyaçları da göz önünde tutularak keyfiyetten uzak yapılmalıdır.

-1- Hastalık Nedeniyle Nakil: Hastaneye sevkin zorunlu hallerde hükümlü, bulunduğu yere en yakın tam teşekküllü devlet veya üniversite hastanesinin hükümlü koğuşuna yatırılır. Başka yerlerdeki hastanelere sevki, sağlık kurulu raporuyla acil ve yaşamsal tehlikesi bulunması halinde, biri hastalığın uzmanı olmak üzere en az iki uzman hekimin imzaladığı ve hastane başhekiminin onaylayan ve hastalığın sebebi, tedavinin hangi sebeple bulunduğu hastanede gerçekleştirilemeyeceği, hastaya nerede ve ne tür bir tedavi gerektiğini açıkça belirten bir raporla mümkündür. Acil haller dışında özel sağlık kuruluşlarında tedavi edilemez. Acil hallerin varlığı halinde Adalet Bakanlığına bilgi verilir. Ayrıca hükümlü, sağlık nedenleriyle bulunduğu kurumda kalmasının uygun olmadığı, kurum hekiminin önerisi ve kurum en üst amirinin isteği üzerine alınacak sağlık kurulu raporuyla belirlendiği takdirde, başka kurumlara nakledilebilir.

Nakillerde Alınacak Tedbirler: Hükümlülerin, halkla bir araya gelmelerine ve başkaları tarafından görülmelerine engel olacak tedbirler alınır. Nakil sırasında alınacak tedbirler,hükümlünün firarını önleyici

1 CGTİHK’daki yeni düzenlemeye göre hükümlüler kendi istekleriyle dahi olsa nakillerinde masrafları devlet ödemekle yükümlüdür.

ve yukarıdaki fıkrada yazılı engelleri gerçekleştirici sınırları aşamaz, birbirleriyle ve görevlilerle herhangi bir tartışmaya girmelerini engelleyici boyutları geçemez. Açık ceza infaz kurumları ile çocuk eğitimevlerine nakiller kurum görevlilerinin gözetiminde yapılır.

Milletlerarası Nakil: Suçlunun hakkında mahkumiyet hükmünün verildiği hüküm devleti çekmekte olduğu hürriyeti bağlayıcı cezasının tamamı ya da bakiye kısmını yerine getiren devlette infazı için naklidir. Nakli haklı kılan sebepler; hakümlünün aile bağları, dil, din, kültürü, sosyal ilişkileri yönünden kendisine yakın olan toplumda infaz edilmesiyle suçlunun iyileştirilmesi ve topluma kazandırılmasına amaçlarına uygunluk, kaçma riski sebebiyle uygulanamayan izin, yarı özgürlük gibi infazın bireyselleştirilmesini sağlayan rejimlerin uygulanmasını mümkün kılmaktır. Milletlerarası naklin kaynakları, iç hukuk ile milletlerarası hukuk normlarıdır.

Nakil Prosedürünün Başlaması:

-I- Bir Anlaşmanın Varlığı: İlgili ülke ile aramızda çok ya da iki taraflı anlaşma varlığı ya da karşılıklılık ilkesi bulunması gerekir.

-I- Talep: Hükümlünün bulunduğu hüküm devleti ya da hükümlü ve yakınları tarafından talep edilebilir.

Naklin Koşulları: Hükümlülerin Nakline Dair Avrupa Sözleşmesine göre, hüküm devleti ile yerine getiren devletin naklin yapılmasında anlaşmaları önkoşuldur. Önkoşuldan sonraki şartlar; hükümlü yerine getiren devletin uyruğu ise, yargı kesinleşmişse, talebin alındığı tarihte enaz altıaylıkya da belirsiz süreli mahkumiyet bulunuyorsa, hükümlünün kanuni temsilcisi nakline rıza göstermişse, mahkumiyet sebebi fiiller ve nedenler yerine getiren devlette ve hüküm devletinde suç teşkil ediyorsa, iki devlet nakil konusunda anlaşmışsa nakil gerçekleştirilir. 3002 sayılı Türk Vatandaşları Hakkında Yabancı Ülke Mahkemelerinden ve Yabancılar Hakkında Türk Mahkemelerinden Verilen Ceza Mahkumiyetlerinin İnfazına Dair Kanun’a göre; Türk vatandaşları hakkında yabancı ülkelerde verilen hürriyeti bağlayıcı ceza ve emniyet tedbirlerinin Türkiye’de yerine getirilmesine ve aksi durumda yabancı ülke uyruğunda olanın ülkesinde yerine getirilmesine kanundaki esaslar gözetilerek karar verilebilir. Türk vatandaşları hakkında şartlar; yabancı ülke yetkili makamınca talepte bulunulması, talepnamede kesinleşen ve infazı gereken mahkumiyet kararının tasdikli örneğinin ve uygulanan kanun maddelerinin; hükümlünün nakle rızasının hakim huzurunda veya Türk konsolosluk görevlisi tarafından yazılı beyanının, infazı gereken bakiye cezayı gösteren belgenin ve tüm bunların Türkçe tercümelerinin eklenmesi gerekir. Ayrıca suç konusunun Türk mevzuatına göre de hürriyeti bağlayıcı ve emniyet tedbiri gerektiren suç teşkil etmesi, talep tarihinde en az 1yıl yerine getirilmesi gereken ceza bulunması, cezanın Türkiye’de zamanaşımına uğramamış olması, Türkiye’de aynı suçgereği soruşturma veya kovuşturma yapılmamış olması, fiilin siyasi, askeri veya bunlarla bağlantılı cürümlerden bulunmaması ve yerine getirme talebinin Türk hukuk düzenine aykırı düşmemesi şartları aranır. Yabancıların nakli hakkında şartlar; yerine getiren devlet kanunlarında da aynı nev’iden fiil için öngörülen hürriyeti bağlayıcı ceza ve emniyet tedbirleri uygulanacağının taahhüt edilmesi, hükümlünün Türkiye’de belli ikametgahı veya işyerinin bulunmaması, yerine getiren devlete nakil talebinin hakim huzurunda veya yetkili konsolosu önünde muvafakat etmiş olması, mahkumiyet haricinde para cezaı ve şahsi hakka hükmedilmişse bunların ve mahkeme masraflarının ödenmiş olması, hükümlünün belirli bir siyasi, dini ve ırki görüşe sahip olması sebebiyle kovuşturmaya tabi tutulacağına veya cezalandırılacağına dair ciddi sebeplerin bulunmaması şartları aranır.

Talebin İncelenmesi: İki taraflı nakil taleplerinin yerine getirilmesine Adalet Bakanlığınca karar verilebilir. Muhakeme:

I      Karar: Yabancı mahkeme ceza ilamına Türkiye’de uygulanacak müeyyidenin tayin edilmesi konusunda karar vermeye, yabancı mahkumiyet ilamına esas teşkil eden suçun niteliği veya cezanın miktar ve mahiyetine göre görev yönünden tekabül eden Ankara mahkemesi yetkilidir. Mahkeme en geç 15 gün içinde karar verir. Suçasubut edilen yabancı mahkeme kararına göre ceza müeyyidesi

tayin olunur. Tayin edilen ceza mikatarı yabancı mahkeme ceza süresini geçemez. Yerine getirmeyi isteyen devlette tutuklulukta veya hükümlülükte geçen süreler cezadan mahsup edilir. Türk mahkemelerince yabancı uyruklular hakkında verilen mahkumiyet kararlarının yabancı ülkede yerine getirildiğinin bildirilmesi Adalet Bakanlığınca mahkemeye intikal ettirilir. Yabancı ülkede yerine getirme muamelelerinin tamamlanmaması halinde Türkiye’de infazla iligili işlemlere devam edilir.

4- Koruma Tedbiri: Mahkumiyetine karar verilen kimsenin Türkiye’de bulunup da kaçma şüphesini uyandıracak durum varsa mahkemece tutuklanmasına karar verilebilir.

-1- Kanun Yolu: Mahkemece verilen karara karşı C.savcısı, hükümlü veya vekili tarafından itirazyoluna başvurulabilir. Mahkumiyetin esasıyla ilgili itiraz ve taleplerin incelenmesi, hükmün esasına karar veren yabancı mahkemeye aittir. (tersi durumda kararı veren Türk mahkemesine ait)

-I- Yerine Getirme: Kesinleşen kararlar genel hükümler çerçevesinde infaz olunur ve adli sicile kaydedilir.

-I- Nakil İşlemleri: Türkiye’ye getirilecek veya yabancı ülkeye gönderilecek hükümlülerin nakilleri, ilgili taraflar arasında sağlanacak mutabakat çerçevesinde gerçekleştirilir. Nakil masrafları talep eden devlet tarafından karşılanır. Bu nedenle her sene Adalet Bakanlığı bütçesine ödenek konur. Hükümlünün masrafları karşılamayı istemesi halinde, hükümlü veya onunadına herhangi bir kimse tarafından Adalet Bakanlığınca bir Devlet bankasına bu maksatla açılan hesaba yatırılır. Bakiye para hükümlü veya kanuni temsilcisine iade olunur.

İnfazın Gevşetilmesi: Yeniden topluma kazandırma yönünde yapılan faaliyetler ve dış dünya ile iletişimin kurulması gereği zaman içinde infazın gevşemesi sonucunu doğurur. Sosyalleştiği hususunda kendisinde olumlu gelişmeler görülen hükümlüye hem kurum içinde hem kurum dışında izin ya da nakil gibi bazı önemli imkanlar sunulur. Kural olarak hükümlü mecburi sebepler dışında ve yetkili makamca verilmiş yazılı bir emir olmadan kapalı ceza infaz kurumu dışına çıkarılamaz.

İzin: Hükümlünün yakınlarıyla kişisel ilişkiler sürdürmesini ve normal yaşam koşulları altında toplumla yeniden uyumlu hale gelmesini mümkün kılmaya yönelik infazın gevşetilmesi durumuna denir. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin Üye Devlete Cezaevlerinde İzin Konusuna İlişkin Tavsiye kararlarında; mümkün olan en fazla şekilde mahkumlara izin verilmesi belirtilmiştir. İzin verilirken dikkat edilecek hususlar;

•          Suçun niteliği ve ağırlığı, mahkumiyetin süresi ve cezasının çekilen kısmı

•          Mahkumun kişiliği ve davranışları, varsa toplum için taşıdığı tehlike riski

•         Hepsedilmesi sırasında değişmiş olması muhtemel ailevi ve sosyal durumu

•         İzin amacı,süresi ve gerekli koşulları.

Bu unsurlar gözönünde bulundurularak mümkün olan sıklıkta ve yakın aralıkta izin verilmelidir. İznin sadece açık cezaevlerindeki mahkumlara değil diğer cezaevlerindekilere de verilmesi gerekir. Yabancı mahkumlara ve kimsesi olmayanlara da gerekli koşulların sağlanması için çalışmalar yapılması gerekir. İzin talebi ancak bu hakkın daha önce suistimal edilmiş olması halinde reddedilir. Red işleminin revize edilebilirliği, izin sisteminin olumlu/olumsuz etkileri, izin sistemi için kaynakların yeterliliği daima izlenmeli ve değerlendirilmelidir. İzin, yüksek güvenlikli ceza infaz kurumlarında bulunanlar dışındakilere verilebilir ve izinde geçen süre mahkumiyetten düşülür.

Mazaret İzni: Belli bir sürenin iyi halle geçirilmiş olması koşuluna bağlı mazaret izni, hükümlünün isteği ceza infaz kurumu en üst amiri öneri ve C.Başsavcılığının onayı ile verilebilir. Ana,baba, kardeş, eş ya da çocuğunun ölümü ya da yaşamsal tehlike durumunda oluşu nedeniyle talep edilebilir. Yaşamsal tehlikenin belgelendirilmesi gerekir, kurum en üst amiri görüşü, C.Başsavcılığının önerisi ve Adalet Bakanlığının onayı ileyol dışında 10 güne kadar mazaret izni verilebilir. Bunun haricinde gidiş geliş için toplam 4 günü geçmemek üzere yol izni de verilir. Mazaret izni verilmesi koşulları bulunsa dahi verilmek zorunda değildir. İnfaz kurumunda geçirilen süreye bakılmaksızın verilen mazaret izni ise; tehlikeli hükümlüler hariç olmak

2 CGTİHK 2012 düzenlemesinde, yüksek güvenlikli ceza infaz kurumunda bulunanlar da dahil olmak üzere, güvenlik bakımından sakınca oluşturmaması koşuluyla tehlikeli olmayan hükümlünün, dış güvenlik görevlisinin refakatinde bulunmak şartıyla, talebi ve C.Başsavcılığının onayıyla, cezaneye katılması yol süresi dışında iki güne kadar ve yaşamsal tehlike durumlarında sağlık raporuyla belgelendirilmesi şartıyla yol süresi dışında bir güne kadar izin verilebilir şeklinde değişiklik yapılmıştır.

üzere , hükümlünün, kurumun bulunduğu il sınırları içinde olmak ve dış güvenlik görevlisinin refakatinde bulunmak şartıyla, talebi ve C.Başsavcısının onayı ile ana, baba, eş, çocuk cenazesine katılmasına ölümün ve ölen kişiyle yakınlığın belgelenmesi kaydıyla izin verilebilir. Mazaret izni verilmesinde dikkat edilen hususlar; gidilecek yerin yol ve hava şartları, iznini geçireceği yere ilişkin sakınca olup olmaması tahkikatı, hükümlü ile hasta kişi yakınlık derecesini belgeleyen nüfus kayıt belgesi, hastalığı belgeleyen resmi rapor, felaketler nedeniyle verilecek izinde C.Başsavcılığının ilgili kuruluşlardan teyit alması. Mazaret izni verilen hükümlü kapalı ceza infaz kurumlarındaysa mutlaka dış güvenlik görevlilerinin refakatinde, harcırah ve yol giderleri hükümlü tarafından karşılanmak kaydıyla, açık kurum ya da çocuk eğitimevlerinde ise refakatsiz gönderilir.

Mazaret İzni Talebinin Reddi: C.Başsavcılığınca uygun görülmemesi halinde durum gerekçesiyle birlikte hükümlüye bildirilir. Bu kararlara karşı İnfaz Hakimliklerine itiraz edilebilir.

Özel İzin:   Hükümlülerin aileleriyle bağlarını   sürdürmelerini veya güçlendirmelerini ve dış dünyaya

uyumlarını sağlamak amacıyla verilen izindir. Açık kurumlarda bulunanlara, kapalı kurumda olup da açık kurumlara ayrılmaya hak kazananlara (fakat henüz imkansızlık vs.nedenlerle geçememişlere) ve çocuk eğitimevlerinde bulunanlara kurum en üst amirinin önerisi ve C.Başsavcılığının onayı ile yılda en çok 3 kez olmak üzere her defasında yol hariç 3 güne kadar izin verilebilir. Kaçmayacağı yönünde kanaat oluşturanlar ile işyurdu çalışmaları ve diğer iyileştirme programlarına uyum gösterenlerden; hükümlülük süresi 15 yıl ve daha fazla kalanlara yılda bir defa, süresi 10 yıldan 15 yıla kadar kalanlara yılda iki defa, süresi 10 yıldan az kalanlara yılda üç defa izin verilir. İzin için kurumda izin belgesi düzenlenir, kalacağı yer C.Başsavcılığınca onaylanır. Özel izinde iç ve dış güvenlik refakati aranmaz. Gidiş gelişiçin toplam 4 günü geçmeyen yol izni verilir.

İş Arama İzni: Olağan yaşam döndüklerinde uyum sorunu yaşamamaları ve iş bulma olanakları sağlanmak üzere verilen izindir. Hükümlülük süresinin en az 6 ayını kesintisiz geçirmeli ve koşullu salıverilmeye bir ay kalmış olan hükümlülere kurum en üst amiri önerisi ve C.Başsavcılığının onayı ile çalışma günleri içinde sekiz saate kadar izin verilebilir. Dış güvenlik görevlilerinin gözetimi aranmaz.

İzinden Dönmeme, Gec Dönme: İzin süresini iki günveya daha az bir süre geçiren hükümlüler hakkında disiplin işlemi yapılır. İzinli iken firar eden hükümlüye bir daha izin verilmez.

Salıverilme Hazırlığı ve İnfaz Sonrası: Hazırlık özellikle uzun süreli olarak cezaevine girmiş hükümlüler bakımından çok önemlidir. CGTİHKSalıverilme için Hazırlama başlığı altında özel hükümler getirmektedir. Kanunun 107. Maddesince koşullu salıverilme için öngörülen süreleri,kurumun kurallarına içtenlikle uyarak, haklarını iyiniyetle kullanarak, yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirmiş ve uygulanan iyileştirme programlarına göre de toplumla bütünleşmeye hazır olduğunun disiplin kurulunun görüşü alınarak idare kurulunca saptanmış bulunması gerekir. Hükümlünün geleceğini düzenlemeyi düşünmesi, aile bağlarını yeniden kurması, iş bulması/kurmasına yardımcı olmak amacıyla bu konularda hizmet veren özel ve resmi kurumlarla ilişki kurması için gerekli katkı ve yardım yapılmalıdır.

Cezanın İnfazına Ara Verilmesi: Kural olarak cezanın infazı C.savcısı tarafından incelenir ve denetlenir. Ceza infazının ertelenmesinin iki şekli vardır; geri bırakma ve erteleme.Geri bırakma ve erteleme arasındaki fark;

•          İnfazın geri bırakılması hükmü veren hakim tarafından değil, kesinleşmiş olan hükmün daha sonra ortaya çıkmış olan sebeplerle bir başka hakim tarafından ertelenmesidir.

•          İnfazın geri bırakılması kesinleşmiş hükümler bakımından geçerlidir. Halbuki erteleme henüz hükümkesinleşmeden verilen mahkumiyet hükmünün hükmü veren hakim tarafından ertelenmesidir.

•         İnfazın geri bırakılması hastalık nedeniyle ya da hükümlünün istemiyle söz konusu olurken, ertelemenin söz konusu olabilmesi için; işlenen suçtan dolayı verilecek cezanın belli ağırlıkta olması, daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı mahkum edilmemiş olması ve suç işlemeyeceği konusunda mahkemede bir kanaatin oluşması gerekir.

İnfazın durdurulması ise, başlamış olan infazın bir süre devam etmemesi, işlememesidir. Durma süresi sona erince infaz devam eder ve durma süresi cezadan sayılmaz. (Hükümlünün milletvekili seçilmesi, olağanüstü kanun yollarına başvurmuş olması vs.)

Cezanın İnfazının Geri Bırakılması:

-I- Hastalık Nedeniyle Geri Bırakma:

a)      Geri Bırakmaya Konu Hastalık: Akıl hastalığı, kesin bir tehlike teşkil eden hastalık hali ve gebe olan ya da yeni doğum yapan kadınlar için uygulanır. Akıl hastalıklarında yüksek güvenlikli sağlık kurumlarında koruma ve tedavi altına alınır. Sağlık kurumunda geçen süreler cezaevinde geçmiş sayılır. Hasta mahkumun resmi sağlık kuruluşlarında kalmaması halinde hayati tehlike oluşuyorsa iyileşene kadar infaz geriye bırakılır. Gebe olan veya doğurduğu tarihten itibaren 6 ay geçmemiş bulunan kadınlar ya da çocuğu ölmüş veya anasından başka birine verilmiş doğumdan itibaren iki ay geçmemiş kadınlar için de infaz geri bırakılır.

b)     Geri Bırakma Usulü: Geri bırakma kararı, Adli Tıp kurumunca düzenlenen ya da Adalet Bakanlığınca belirlenen tam teşekküllü hastanelerin sağlık kurullarınca düzenlenip Adli Tıp kurumunca onaylanan rapor üzerine, infazın yapıldığı yer C.Başsavcılığına verilir. Geri bırakma kararı, mahkuma ve yasal temsilcisine tebliğ edilir. Mahkumun bu sürede bulunacağı yer ilgili C.Başsavcılığına bildirilir. Sağlık raporunda süre belirtilmişse bu süre sonunda, süre belirtilmemişse üçer aylık dönemlere göre bu fıkrada yazılı usule uygun olarak mahkum incelettirilir. İnceleme sonuçlarına göre geri bırakma kararını veren C.Başsavcılığınca geri bırakmanın devam edip etmeyeceğine karar verilir. Mahkumun izlenmesine yönelik tedbirler C.Başsavcılığının istemi üzerine ilgili yer kolluk makam ve memurlarınca yerine getirilir. Aykırı hareket edilmesi halinde geri bırakma kararı kaldırılır. Bu karara karşı İnfaz Hakimliğine başvurulabilir.

-i- Hükümlünün İstemiyle Geri Bırakma:

a)      Hükümlü veya Ailesi için Mahkumiyetin Amacı Dışında Ağır Bir Zarara Neden Olacak Olması: Böyle bir durum söz konusuysa üç yıl ve daha az süreli hapis cezalarının hükümlünün istemi üzerine infazı C.Başsavcılığınca süresi altı ayı geçmeyecek şekilde ertelenebilir. Bu konuda savcının takdir yetkisi bulunur. Redde ilişkin olarak infaz hakimliğine başvurulabilir.

b)     Cezanın İnfazına Ara Verme: Üç yıl ve daha az süreli hapis cezalarında; hükümlünün yüksek öğrenimini bitirebilmesi, ana,baba, eş veya çocuklarının ölümü ya da sürekli hastalık hali nedeniyle tarım topraklarının işlenebilmesinin imkansızlaşması, hükümlünün hastalığının sürekli bir tedavi gerektirmesi gibi zorunlu ve çok ivedi durumlarda C.Başsavcılığınca 6 ayı geçmeyen sürelerle ara verilebilir. Ara verme iki defadan fazla olamaz.

c)      Ertelemenin Güvence veya Diğer Bir Koşula Bağlanması

Kendisine Özgü Bir İnfaz Rejimi Olarak Hapis Cezasının Ertelenmesi: İşlediği suçtan dolayı hapis cezasına mahkum edilmiş olan kimsenin bu cezasının yerine getirilmesinin belli bir süre geri bırakılmasına erteleme denir. Failin yeniden topluma kazandırılmasında önemli bir araçtır. Cezanın özel bir infaz şeklidir. Kişinin ileride yeniden suç işlemeyeceği kanaatine varılması ve etkin pişmanlık göstermesi erteleme koşullarıdır. Denetim süresi iyi halli geçirilirse ceza infaz edilmiş sayılır. Böylece hem işlenmiş suç cezasız bırakılmamakta hem de az bir cezaya mahkum olan kişi cezaevinin olumsuz koşullarından korunmaktadır. Yeni TCK sadece hapis cezasının ertelenmesini kabul eder, para cezaları ertelenemez. Erteleme yeni TCK ile birlikte bir tür af olmaktan çıkarılmış bir infaz kurumu haline getirilmiştir. Yani infaz ertelense de hüküm adli sicile kaydolunur. Deneme süresi sonunda yeniden suç işlenirse bu kez tekerrür hükümleri uygulanır.

Koşulları:

-1- İşlenen Suçtan Dolayı Verilecek Cezanın Belli Ağırlıkta Olması: 2 yıl veya daha az süreylehapis cezasına mahkum edilen kişinin cezası ertelenebilir. Bu süre suç işlediğinde 18 yaşını doldurmamış olanlarla 65 yaşını bitirmiş olan kişilerde 3 yıldır. Erteleme hakkında karar sonuç cezaya göre verilir. Verilmiş olan birden fazla mahkumiyet hükmü varsa ertelemenin toplam ceza miktarı üzerinden yapılması gerekir.

4- Daha Önce Kasıtlı Bir Suçtan Dolayı Mahkum Edilmemiş Olmak: Cezanın ertelenebilmesi için failin ya daha önce hiç suç işlememiş olması ya da bir suç işlemişse bu suçun kasıtlı birsuç olmaması, kasıtlı bir suç işlemişse de bu suçtan hükmedilen hapis cezasının 3 aydan fazla olmaması gerekir. Adli para cezası ve tedbir ertelemeye engel değildir. Daha önce işlenen suç taksirli bir suç işe bu suçtan dolayı verilmiş olan ceza ne olursa olsun daha sonra işlenen suçtan dolayı verilen hapis cezası şartları varsa ertelenebilir. Koşullu salıverilme de ertelemeye engel değildir. Kesinleşmiş bir ceza bulunduğundan ceza zamanaşımı ertelemeye engeldir. Dava zamanşımında ise kedin hüküm bulunmadığından erteleme mümkündür. Ön ödeme ve uzlaşma durumlarında da erteleme mümkündür. Önceki cezasının ertelenmiş olması ve denetim süresinin iyi halli veya yükümlülüklere uygun olarak geçirilmesi durumunda ceza infaz edilmiş sayılacağından artık erteleme mümkün değildir. Genel af halinde, kamu davası düştüğünden ve hüküm olunan cezaşar neticeleriile birlikte ortadan kalktığından erteleme mümkündür. Fakat özel afta mahkumiyet var olmaya devam edeceğinden erteleme söz konusu olmaz. Ülke içinde herhangi bir mahkeme kararı bulunması halinde (hapis) erteleme mümkün değildir ama yabancı mahkeme kararları ertelemeye engel teşkil etmez.

4- Suç İşlememesi Konusunda Mahkemede Bir Kanaatin Oluşması: Ertelemenin son şartı, pişmanlık dolayısıyla hakimin takdiriyle hükümlünün bir daha suç işlemeyeceğine kanaat getirilmesidir. Bu karar ilk derece mahkemelerince verilir. Yargıtay’ın erteleme kararı vermesimümkün değildir. Sanığın suçu ikrar edip, pişmanlığını dile getirerek olayı yarıntıları ile anlatmış olması, yargılama sırasında çaldığı malın yerini göstermesi pişmanlığın ifadesi olarak kabul edilir. Pişmanlık hem bir indirim sebebi hem de bir erteleme sebebi kabul edilemez. Etkin pişmanlık kovuşturma başlamadan gösterilmelidir.

Erteleme Kararı: Talepte bulunulmasına gerek yoktur, hakim re’sen ertelemeye karar verir. Erteleme sebebinin gerekçesi mutlaka kararda gösterilmelidir. Erteleme kararı verilmiyorsa da yine sebepleri gerekçeli gösterilmelidir. Kararı ilk derece mahkemeleri verir.

Ertelemenin Koşula Bağlanması: Cezanın ertelenmesi, mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi koşuluna bağlı tutulabilir. Koşul gerçekleşinceye kadar ceza infaz kurumunda çektirilir. Mağduriyetin giderilmesi suçun işlenmesinden sonra ve fakat hükümden önce söz konusudur. Böylece fail ertelemeye layık olduğunu ispatlar. Bir diğer yol ise denetimli serbestlik sırasında mağduriyetin giderilmesidir. Mağduriyetin giderilmesinde mahkumun rızası aranmaz, mağdurun ya da kamunun suçtan doğan zararının giderilmesi hedeftir.

Ertelemenin Denetime Tabi Tutulması – Denetimli Serbestlik: Cezası ertelenen hükümlüye bir denetim süresi belirlenerek, bu süre içerisinde bazı yükümlülükleri yerine getirmesi istenebilir ve denetim süresi içinde hükümlüye rehberlik edecek bir uzman kişi görevlendirilebilir. Hükümde sadece bir denetim süresi belirlenmesi zorunluluktur fakat uzman tayin edilmesi ya da yükümlülükler verilmesi hakimin takdirine bırakılmıştır. Hakim bunları kişinin kişiliğini ve sosyal durumunu göz önünde bulundurarak tayin eder. Denetim Süresi: Bir yıldan az üç yıldan fazla olamaz. Bu sürenin alt sınırı, mahkum olunan ceza süresinden az olmamasıdır. Fakat 3 yılı aşmamak koşuluyla mahkumiyet süresinden uzun olabilir.

Denetim Süresince Öngörülebilecek Yükümlülükler: Hükümlünün kişiliği ve sosyal durumu göz önünde bulundurularak denetim süresi içinde; bir meslek veya sanat sahibi değilse bu amaçla bir eğitim programına

devam etmesine, meslek ya da sanat sahibiyse bunu icra eden başkasının gözetimi altında ücretli çalışmasına, 18 yaşından küçükse meslek ya da sanat edinmelerini sağlayacak gerektiğinde barınma koşulları bulunan eğitim kurumlarına devam etmeleri istenebilir. Denetim süresinde yükümlülüklerin yerine getirilmesini gerektiğinde kolluk ve ilgili diğer makamlarla işbirliği içinde sağlamak görevi Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezleri ile Koruma Kurulları Kanunu gereğince oluşturulan denetimli serbestlik şube müdürlüklerine verilmiştir.

Uzman Kişinin Görevlendirilmesi ve Görevleri: Uzman; hükümlüye durumunu iyileştirmesi için öğütte bulanabilir, eğitim gördüğü kurum yetkilileri veya nezdinde çalıştığı kişilerle görüşerek istişarelerde bulunur, hükümlünün durumundaki gelişmeler hakkında üçer aylık sürelerle rapor düzenleyerek hakime verir.

Yükümlülüklerin İnfazı: “Bir meslek veya sanat sahibi olmayan hükümlünün, bu amaçla bir eğitim programına devam etmesi veya çocuk hükümlülerin, bir meslek veya sanat edinmelerini sağlamak amacıyla, gerektiğinde barınma imkanı da bulunan eğitim kurumuna devam etmesi suretiyle yerine getirilir. Ertelemenin Sonucu: Denetim süresi yükümlülüklere uygun veya iyi halli olarak geçirildiği takdirde, ceza infaz edilmiş sayılır. Erteleme kararı adli sicile kaydolunur.

Ertelemenin Düşmesi: İki şekilde gerçekleşebilir; hükümlünün denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere hakimin uyarısına rağmen uymamakta ısrar etmesi. Bu hallerde erteleme düşer ve ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumlarında çektirilmesine karar verilir. Aynı zamanda yeni suçun cezası da tekerrür hükümleri uygulanarak ayrıca çektirilir.

Cezanın Koşullu Salıverme Tarihine Kadar Denetimli Serbestlik Tedbiri Uygulanarak İnfazı: Kurumun amacı hükümlülerin dış dünyaya uyumunu sağlamak, aileleriyle bağlarını sürdürmelerini ve güçlendirmelerini temin etmektir.

Koşulları: Açık ceza infaz kurumunda cezasının son altı ayını kesintisiz olarak veya çocuk eğitimevlerinde toplam cezasının beşte birini tamamlamakla birlikte koşullu salıvermeden yararlanabilmesi için bir yıl veya daha az hapis cezası kalmış olmalıdır. Hükümlünün iyi halli olması ve talepte bulunmuş olması şarttır. Ceza infaz kurumu idaresince hakkında olumlu kanaat bildirilmesi de gereklidir. Bu temel koşulların haricinde, açık ceza infaz kurumlarına ayrılma şartları oluşmasına karşın iradesi dışı nedenlerle gönderilemeyenler; açık ceza infaz kurumuna ayrılma şartlarının oluşmasından itibaren en az altı aylık sürenin geçmiş olması durumunda; sıfır-altı yaş gurubunda çocuğu bulunan ve koşullu salıverilmesine iki yıl ya da daha az süre kalan kadın hükümlüler; maruz kaldıkları ağır hastalık, sakatlık veya kocama nedeniyle hayatlarını yalnız idame ettiremeyen ve koşullu salıverilmesine üç yıl ya da daha az süre kalan hükümlüler temel şartların varlığı halinde yararlanabilir. Ağır hastalık vs.’nin Adli Tıp Kurumundan alınan veya Adalet Bakanlığınca belirlenen tam teşekküllü hastanelerin sağlık kurullarınca düzenlenip Adli Tıp Kurumunca onaylanan bir raporla belgelenmesi gerekir. Adli para cezasının ödenmemesi nedeniyle cezası hapse çevrilen hükümlülerin yararlanmalarında hak ederek tahliye tarihi esas alınır.

Karar Verecek Makam: İnfaz hakimliği karar verir. Tüm şartlar oluşmuş olsa da takdir yetkisi vardır. Uygulanacak Yükümlülükler: Kamuya yararlı bir işte ücretsiz olarak çalıştırılması, bir konut veya bölgede denetim ve gözetim altında bulundurulması, belirlenen yer veya bölgelere gitmemesi, belirlenen programlara katılması yükümlülüklerinden bir veya birden fazlasına tabi tutulmasına denetimli serbestlik müdürlüğünce karar verilir. Hükümlünün risk ve ihtiyaçları gözönüne alınarak verilen yükümlülükler değiştirilebilir. Denetimli serbestlik müdürlüğü tarafından hazırlanan durum bildirir gerekçeli rapor işlem yapılmak üzere ilgili mahkemeye gönderilir.

Denetimli Serbestlik Tedbiri Uygulanmak Suretiyle Cezanın İnfazı Usulünün İptali: Hükümlü ceza infaz kurumundan ayrıldıktan sonra talebinde belirttiği denetimli serbestlik müdürlüğüne üç gün içinde

3  Denetimli serbestlik kararı infaz hakimliği tarafından verilmesine rağmen, hükümlüye hangi yükümlülüğün uygulanacağına denetimli serbestlik müdürlüğü karar verir.

müracaat etmezse, hakkında hazırlanan denetim planına uymamakta ısrar ederse ya da ceza infaz kurumuna geri dönemk isterse koşullu salıverilme tarihine kadar olan cezasının ibfazı için kapalı ceza infaz kurumuna gönderilmesine, infaz hakimi tarafından karar verilir. Burada infaz hakimliğine takdir yetkisi tanınmamakla birlikte şartların oluşması halinde uygulanması zorunluluktur.

Denetimli Serbestlik Tedbiri Uygulanmak Suretiyle Cezanın İnfazı Usulünün Ertelenmesi: Hükümlü hakkında işlediği iddia olunan başka bir suçtan dolayı tutuklama kararı çıkması, denetimli serbestlik tedbiri uygulanmaya başlanmasından önce işlediği iddia edilen ve cezasının üst sınırı yedi yıldan az olmayan bir suçtan dolayı soruşturma ve kovuşturmaya devam edilmesi, denetimli serbestlik tedbiri uygulanmaya başlandıktan sonra işlediği iddia olunan ve cezasının alt sınırı bir yıl veya kasıtlı bir suçtan dolayı soruşturma veya kovuşturma başlatılması durumlarında denetimli serbestlik müdürlüğü talebi üzerine, infazhakimi tarafından hükümlünün kapalı ceza infaz kurumuna gönderilmesine karar verilir.

Yükümlülüğe Aykırılığın Yaptırımı: Denetimli serbestlik müdürlüğüne müracaat etmesi gereken sürenin bitiminden itibaren iki gün geçmiş olmasına karşın müracaat etmeyen hükümlüler ile kapalı ceza infaz kurumuna iadesi kararlaştırılmasına rağmen iki gün içinde en yakın C.Başsavcılığına teslim olmayan hükümlüler hakkında Hükümlü ve Tutuklunun Kaçması ve Etkin Pişmanlık hükümleri uygulanır.

Koşullu Salıverilme: Cezasını çekmekte olan hükümlünün kesin salıverme gününe kadar geçecek sürede bazı kayıt ve şartlarla serbest bırakılmasını sağlayan ceza infaz kurumudur. Erteleme ile benzerlikleri bulunsa da farklılıkları; koşullu salıverilmede hükümlü belirli bir süreyi cezaevinde geçirmelidir, erteleme sadece kıs süreli hapis cezaları için mümkünken koşullu salıverilme kural olarak her tür hapis cezası için mümkündür.

Koşulları: Hükmedilen cezanın belirli bir miktarını infaz kurumunda geçirilmiş olması, iyi halli olması temel koşullardır. Geçirilmesi gereken süre; ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasınada 30 yıl, müebbet hapis cezasında 24 yıl, diğer sürelihapis cezalarında cezalarının 2/3’sidir. Birden fazla mahkumiyet bulunması hallerinde ise;

a)      Birden fazla ağırlaştırılmış müebbet hapis veya ağırlaştırılmış müebbet hapisle birlikte müebbet hapis cezalarında 36 yıl,

b)      Birden fazla müebbet hapis cezasına 30 yıl,

c)       Bir ağırlaştırılmış müebbet hapis ile süreli hapis cezasına en fazla 36 yıl,

d)      Bir müebbet hapis cezası ile süreli hapis cezasına en fazla 30 yıl,

e)       Birden fazla süreli hapis cezasına en fazla 28 yıldır.

Suç işlemek için örgüt kurmak veya yönetmek gibi suçlarda ise ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına 36 yıl, müebbet hapis cezasına 30 yıl, süreli hapis cezalarına ise cezanın %’ü oranında uygulanır. Ancak bu süreler birden fazla mahkumiyet hali içerirse şu şekilde değişir;

a)      Birden fazla ağırlaştırılmış müebbet hapis veya ağırlaştırılmış müebbet hapisle birlikte müebbet hapis cezalarında 40 yıl,

b)      Birden fazla müebbet hapis cezasına 34 yıl,

c)       Bir ağırlaştırılmış müebbet hapis ile süreli hapis cezasına en fazla 40 yıl,

d)      Bir müebbet hapis cezası ile süreli hapis cezasına en fazla 34 yıl,

e)       Birden fazla süreli hapis cezasına en fazla 32 yıldır.

Diğer bir durum hükümlünün 15 yaşını dolduruncaya kadar infaz kurumunda                                          geçirdiği  bir gün,     iki                                              gün

olarak dikkate alınır.Ayrıca koşullu salıverilmelerine 1 yıl kala açık ceza infaz kurumuna ayrılma     hakkını

kazanan hükümlüler, bu infaz usulünden en fazla 6 ay yararlanırlar.

İyi Hal: Kurum idaresi tarafından hazırlanan iyihali bildirir koşullu salıverilme talepli gerekçeli rapor, hükmü veren mahkemeye verilir. Mahkeme raporu uygun bulursa dosya üzerinden koşullu salıverilmeye karar verir. Rapor uygun bulunmazsa yine gerekçeli bildirilir ve bunlara itiraz yolu açıktır.

Koşullu Salıverilmeye Karar Verecek Mahkeme: Hükmü veren mahkeme karar verir. Hükümlünün talebine veya rızasına gerek yoktur. Kurum tarafından gönderilen rapor üzerinden dosyadan karar verilir. Karar gerekçeli açıklanır, itiraz yolu açıktır.

Denetim Süresi — Denetimli Serbestlik: Koşullu salıverilen hükümlünün tabi tutulacağı denetim süresi, yukarıda verilen sürelerin yarısı kadardır. (9 yıl süreli hapis cezasının 2/3’si 6 yıl infaz kurumunda çekildikten sonra, 6’nın yarısı olan 3 yıl denetim süresi olmalıdır.) Hakim, hükümlünün kişiliğini ve topluma uyumdaki başarısını göz önünde bulundurarak denetimli serbestliğin uzman eşliğinde ya da belirli yükümlülüklerle geçirilmesi kararını verebilir. Belirlenen yükümlülükler ve uzman refakatine gerek duyulmayabilir ya da biri tercih edilebilir ya da denetim süresi içerisinde bunlar kaldırılabilir. Bu hususlar hakimin takdirine bırakılmıştır.

Uzman Kişi Görevlendirme: Uzman; hükümlüye durumunu iyileştirmesi için öğütte bulanabilir, eğitim gördüğü kurum yetkilileri veya nezdinde çalıştığı kişilerle görüşerek istişarelerde bulunur, hükümlünün durumundaki gelişmeler hakkında üçer aylık sürelerle rapor düzenleyerek hakime verir.

Denetim Süresince Öngörülebilecek Yükümlülükler ve İnfazı: İnfaz kurumunda öğrendiği meslek veya sanatı icra etmek üzere, bir kamu kurumunda veya özel olarak aynı meslek veya sanatı icra eden bir başkasının gözetimi alrında, ücret karşılığında çalıştırılabilir.

Koşullu Salıverilmenin Geri Alınması:

ı Geri Alınmayı Gerektiren Haller: Denetim süresinde hapis cezasını gerektiren kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere hakim uyarısına rağmen uymamakta ısrar etmesi hallerinde geri alınır.

J- Geri Almanın Sonucu: Sonraki suçu işlediğitarihten itibaren kalan cezasının aynen; koşullu salıverilme kararının geri alınması kararının kesinleştiği tarih ile hak ederek salıverilme tarihi arasındaki süreyi geçmemek koşuluyla takdir edilecek sürenin ceza infaz kurumunda çektirilmesine karar verilir. Aynı hükmün infazı ile ilgili bir daha koşullu salıverilme kararı verilemez.

-1- Geri Almaya Karar Verecek Makam: Kasıtlı bir suçtan dolayı hapis cezasına mahkum edilirse, hükmü veren ilk derece mahkemesi veya bölge adliye mahkemesi tarafından karar verilir. Yükümlülükleri yerine getirmemesi halinde ise ilk derece mahkemesi, bölge adliye mahkemesi veya koşullu salıverilme kararı veren mahkeme tarafından dosya üzerinden karar verilir.

Koşullu Salıverilmenin Sonucu: Denetim süresi uygun ve iyi halligeçirilmişse, ceza infaz edilmiş sayılır. İnfazı Engelleyen Nedenler:

4- Ceza Zamanaşımı: Ceza hukukunda iki tür zamanaşımı bulunur; dava ve ceza zamanaşımı. İnfazı ancak ceza zamanaşımı engeller. Ceza zamanaşımı; bir suç hakkında kesinleşmiş birmahkumiyet kararının bulunmasından itibaren hükmedilmiş olan ceza mahkumiyetinin kanunda belirlenen süreler içinde infaz edilememesi durumunda devletin cezayı infaz etme yetkisinin ortadan kalkmasıdır. Ceza zamanaşımına tabi olmayan suçlar; ağırlaştırılmış müebbet, müebbet veya on yıldan fazla hapis cezalarını gerektiren suçların yurtdışında işlenmesi, soykırım ve insanlığa karşı işlenmiş örgütlü/örgütsüz suçlardır. Ceza zamanaşımı süreleri;

a)      Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezalarında 40 yıl,

b)      Müebbet hapis cezalarında 30 yıl,

c)      Yirmiyıl ve daha fazla süreli hapis cezalarında 24 yıl,

d)      Beş yıldan fazla hapis cezalarında 20 yıl,

e)      Beş yıla kadar hapis ve adli para cezalarında 10 yıl,

f)       Fiili işlediği sırada 12 yaşını doldurmuş olup 15 yaşını doldurmamışlarda bu sürelerin yarısı,

g)      Fiili işlediği sıradan 15 yaşını doldurmuş olup 18 yaşını doldurmamış olanlarda bu sürelerin üçte ikisinin geçmesiyle cezalar infaz edilemez.

Ceza zamanaşımı, ceza hükmünün kesinleştiği veya infazın herhangi bir suretle kesintiye uğradığı günden itibaren işlemeye başlar. İnfazın kesilmesinde, ceza infaz edilmeye başlanmış fakat herhangi bir sebeple kesilmiştir. Sebebin hukuka uygun (akıl hastalığı vs.) ya da hukuka aykırı (firar vs.) olması dikkate alınmaz, her iki halde de ceza zamanaşımı süresi başlar. Ceza zamanaşımının kesilmesi ise; yetkili merciitarafından hükümlüye infaz için tebligat yapılması veya bu maksatla hükümlünün yakalanması, bir suçtan dolayı mahkum olan kimse üst sınırı iki yıldan fazla hapis cezası gerektiren kasıtlı bir suç işlediği durumlarda gerçekleşir. Ceza zamanaşımı bir kez kesildiğinde, süreler hiç geçmemiş sayılır ve en başa dönülür. Tebligatta dikkat edilmesi gereken kanuna uygun, yetkili merci tarafından yapılan ve hangi suçun cezasına ilişkin yapıldığının belirtilmesidir. Yakalamada ise, hangi suçun infazını sağlamak amacıyla yapıldıysa yalnızca o suç için zamanaşımı süresi kesilir. Hükümlünün infazdan önce ölümü hallerinde, hapis ve henüz infaz edilmemiş para cezaları ortadan kalkar. Mirasçılarına intikal etmemesi cezaların şahsiliği ilkesinin gereğidir.

-I- Af: İstisnai bir yasama faaliyetidir, yargı işlemi değildir. Affın doğurduğu sonuçlar bakımından af; genel af ve özel af olmak üzere ikiye ayrılır. Genel af; ceza ilişkisini bütün sonuçları ile tamamen ortadan kaldırır, çıkarma yetkisi sadece TBMM’ne aittir. Güvenlik tedbirlerine etkisi olmaz. Genel affa uğramış mahkumiyet, erteleme hükümlerinin uygulanmasına engel değildir, tekerrür hükümlerinin uygulanmasına ise engeldir. Genel af halinde şahsi haklar, tazminat ve yargılama giderlerine ilişkin hükümler etkilenmezken, yargılama giderleri de istenemez. Ayrıca genel de olsa özel de olsa hiçbir af çeşidinde anayasa gereği orman suçları kapsam dahiline alınamaz. Özel af; sadece cezanın tamamen veya kısmen ortadan kaldırılmasına ya da hafif cezaya dönüştürülmesine yol açan, TBMM yanında Cumhurbaşkanının da çıkarmaya yetkili olduğu af türüdür. Özel af sadece hapis cezaları bakımından geçerlidir, para cezalarını etkilemez. Güvenlik tedbirleri varlığını korumaya devam eder. Erteleme hükümlerinin uygulanmasına engeldir, tekerrür hükümleri ise uygulanabilir. Çünkü özel af halinde ceza ortadan kalkmaz sadece infazına son verilir. Cumhurbaşkanınca af ise; sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebebi ile belirli kişilerin cezalarını hafifletme veya kaldırma yetkisidir. Aftan yararlanacakların durumu Adli Tıp raporu ile belirlenir.

ÜNİTE 6:CEZA İNFAZ KURUMLAR!. İŞLEYİŞİ VE PERSONELLERİ

İnfaz Kurumunun Unsurları: Dört unsuru bulunur;

•         Fiziki unsur, iç ve dış güvenliğe sahip devamlı bir yaşam için temel ihtiyaçları karşılayabilen açık ya da kapalı alanlardır.

•         Personel unsuru; yönetim ve hizmet birimlerinde görev alan, yetki ve sorumlulukları belirli kişilerdir.

•         Kişi unsuru;hak ve yükümlülükleri bulunan, denetim ve koruma altına alınmış, sevk ve idaresi belli kurallar çerçevesinde infaz personeline bırakılmış hükümlü ve tutuklulardır.

•         Hizmet unsuru; barınma,yiyecek-içecek,sağlık, eğitim, rehabilitasyon, spor, soyal ve kültürel faaliyetler ile çalışma ortamlarının sağlanmasına yönelik faaliyetlerdir.

İnfaz Kurumu Türleri:

-1- Kapalı Ceza İnfaz Kurumlan: İç ve dış güvenlik görevlileri bulunan, firara karşı teknik, mekanik, elektronik veya fiziki engellerle donatılmış,oda ve koridor kapıları kapalı tutulan, ancak mevzuatın belirttiği hallerde aynı oda dışındaki hükümlüler arasında ve dış çevre ile temasın olanaklı bulunduğu, yeterli düzeyde güvenlik sağlanmış ve hükümlünün gereksinimine göre bireysel, grup halinde veya toplu olarak iyileştirme yöntemlerinin uygulanabileceği tesislerdir. Kapalı ceza infaz kurumları il ve ilçelerde bulunur. Ağır ceza teşkilatı bulunan yerlerdekilere merkez, diğerlerine ilçe kapalı ceza infaz kurumu adı verilir. Ülkemizde kapalı ceza infaz kurumları aynı zamanda tutukevi görevini de yerine getirmekle birlikte, tutuklu ve hükümlüler ayrı yerlerde bulundurulur. Ancak buna

pek uyulduğu söylenemez. Mimari bir projeye uygun olarak yapılan infaz kurumlarına “tip ceza infaz kurumları”, başka bir amaçla inşa edildikten sonra infaz kurumuna dönüştürülen kurumlara da “tipi olmayan infaz kurumları” denir. Tip infaz kuramlarının yararı özellikle güvenlik reisklerinin azaltılması, infaz uygulamasında birliğin sağlanması ve servis hizmetlerinde bir standarda ulaşılması bakımlarından ortaya çıkar. A tipi, B tipi, C tipi, K tipi, 150 kişi kapasiteli özel tip, 500 kişi kapasiteli özel tip, E tipi, özel tip, L tipi şeklinde kapalı ceza infaz kurumları vardırç Ayrıca yüksek güvenlikli, kadın kapalı ceza infaz kurumları, çocuk kapalı c.i.k, gençlik kapalı c.i.k. olarak ayrıma tabi tutulur.

o     Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumları: Oda ve koridor kapıları sürekli kapalı tutulan, sıkı güvenlik rejimine tabi hükümlülerin bir veya üç kişilik odalarda barındırıldıkları tesislerdir. Bireysel veya grup halinde iyileştirme yöntemleri uygulanır. Ağırlaştırılmışmüebbet hapis cezasına mahkum olanlar, örgüt kurmak/yönetmek vs. suçlarından insanlığa karşı suçlardan, kasten öldürme suçlarında, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçlarından, devletin güvenliğine karşı suçlardan, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı işlenmiş suçlardan mahkum olanların cezaları bu kurumlarda infaz edilir. Öte yandan eylem ve tutumları nedeniyle tehlikeli halde bulunanlar ile bulundukları kurumlarda düzen ve disiplini bozanlar veya iyileştirme tedbir, araç ve usullerine ısrarla karşı koyanlar bu kurumlara gönderilir. Ülkemizde F tipi kapalı ceza infaz kurumları bu kurumlara örnektir.

o     Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumları: Diğer şartları taşımakla birlikte, iç güvenlik

görevlileri kadınlardan oluşturulur.

o     Çocuk Kapalı Ceza İnfaz Kurumları: Çocuk tutukluların ya da çocuk eğitimevlerinde

disiplin veya diğer nedenlerle kapalı ceza infaz kurumlarına nakillerine karar verilen çocukların barındırıldıkları ve firara karşı engelleri olan iç ve dış güvenlik görevlileri bulunan, eğitim ve öğretime dayalı kuramlardır. Henüz 18 yaşını doldurmamış olanlar çocuk kabul edilir. 12-18 yaş grubu çocuklar,cinsiyetleri ve fiziki gelişim durumları göz önüne alınarak bu kuramların ayrı ayrı bölümlerinde barındırılır. Çocuklara eğitim ve öğretim verilmesi ilkesine tam olarak uyulur.

o     Gençlik Kapalı Ceza İnfaz Kurumları: Cezanın infazına başlandığı tarihte 18 yaşını

bitirmiş olup da 21yaşını doldurmamış genç hükümlülerin cezalarını çektikleri, eğitim ve öğretim esasına dayalı kuramlardır. Bu yaş grubundaki enerji,hareketlilik ve arayış dikkate alındığında bu kişileriçin ayrı bir infaz kurumu öngörülmüş olması yerindedir. Toplumsal yaşama uyumlu hale gelebilmeleri için ortak kullanım alanları olan ve bahçeleri müşterek ya da kadın ve erkeklerin günün belirli saatlerinde bir araya gelebildiği mekanları bulunan infaz kurumları oluşturulmalıdır.

-I- Acık      Ceza İnfaz Kurumları: Hükümlülerin iyileştirilmelerinde, çalıştırılmaları ve meslek

edindirilmelerine öncelik verilen, firara karşı en gelleri ve dış güvenlik görevlisi bulunmayan, güvenlik bakımından kurumgörevlilerinin gözetim ve denetimi ile yetinilen kuramlardır. İhtiyaca göre kadın ve gençlik ceza infaz kurumları şeklinde kurulabilir. İlk kez suçişleyen, iki yıl veya daha az süreyle hapis cezasına hükümlü bulunanlar doğrudan bu kurumlara gönderilir. Bu kuramlarda bulunup kınamadan başka disiplin cezası alanlar, hükümlü oldukları suçtan başka bir fiilden tutuklama kararı veya soruşturma olan suçun kanunda öngörülen suçun cezasının üst sınırı yedi yıldan az olmayan bir başka suçtan soruşturması veya böyle birsuçtan tutuksuz yargılaması devam etmekte olanlar ile yaş,sağlık durumu, bedensel veya zihinsel yetenekleri bakımından çalışma koşullarına uyum sağlayamayacakları saptananlar, kurum yönetim kurulunun kararı ile kapalı ceza infaz kurumlarına gerigönderilirler. Bu kara infaz hakiminin onayına sunulur. Ayrıca terör

suçları,örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlar ile cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar hariç olmak üzere; kasıtlı suçlardan toplam 3 yıl veya daha az hapis cezasına mahkum olanların, taksirli suçlardan toplam 5 yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkum olanların, adli para cezasının infazı sürecinde tazyik hapsine tabi tutulanların cezaları doğrudan açık ceza infaz kurumlarında yerine getirilir.

-I- Çocuk Eğitimevleri: Çocuk hükümlüler hakkında verilen cezaların, hükümlülerin eğitilmeleri, meslek edinmeleri ve yeniden toplumla bütünleştirilmeleri amaçları güdülerek yerine getirildiği tesislerdir. Firara karşı engel bulundurulmaz, güvenlik iç güvenlik görevlilerinin gözetim ve sorumluluğunda sağlanır. Kural olarak kapalı ceza infaz kuramlarına gönderilmezler. Bu durumun iki istisnası; haklarında tutuklama kararı bulunanlar ile kurumda disiplin veya diğer nedenlerle kapalı ceza infaz kuramlarına nakillerine karar verilen çocuklardır.

-I- F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu: Bu proje; BM ve Avrupa Konseyi Cezaevi standartlarında yer alankriterlere sahip olduğu gibi uygulamada çağdaş tretman yöntemlerine imkan yaratacak, sosyal, kültürel ve bedensel faaliyetlere elverişli ortam sağlayacak, asayiş ve güvenlik problemlerini sona erdirecek fiziki yapı ve tesislere de sahip bulunmaktadır. Bu cezaevlerinde; kurum müdürü, 5 adet ikinci müdür, idare memuru, sayman ile yeteri sayıda doktor, diş hekimi, psikolog, sosyal hizmet uzmanı, öğretmen, katip, sağlık memuru, infaz ve koruma baş memuru, teknisyen, infaz ve koruma memuru, hasta bakıcı, odacı, çamaşırcı, kaloriferci ve hizmetli görev yapar. Personel AnkaraAda C.T.E. Genel Müdürlüğü Personel Eğitim Merkezinde belirli dönemler içinde eğitime tabi tutulur. Alınan kararlar kişisellikten çok kurul ile oluşturulan komisyon ve heytlere yüklenmiştir. Tüm personelin yönetime katılması ve kararlarda çok sesliliğin sağlanması amaçlanmıştır.

İnfaz Kurumlarının İdaresi ve İnfaz Personeli: İnfaz kurumlarında sunulmakta olan iaşe, sağlık,eğitim, iyileştirme, spor ve çalışma gibi hizmetleri yerine getiren kişilere infaz personeli adı verilir. İyi yetişmiş infaz personeli, amaca uygun bir infazın temel koşuludur. Personel kalitesi kadar, personel balına düşen hükümlü sayısıda önemlidir. İnfaz kurumunda hiyerarşik bir organizasyon vardır. Yetki ve sorumlulukları birbirinden farklı iki grup vardır; yönetici personel ve hizmet servisi personeli. Yönetici personel; kurum birinci müdürleri, ikinci müdürleri ve idare memurlarıdır. Hizmet servisi personeli ise birden fazla servise ayrılır.(örn;güvenlik ve gözlem servisi, psiko-sosyal servis vs.)

-I- Müdürün Görevleri: Kurumun en üst amiri olup, aynı zamanda iş yurdunun da müdürüdür. Görevlerinden dolayı sıralı amirlerine karşı sorumludur. Gözetim ve denetim, yazılı emirlerin uygulanmasını izlemek ve denetlemek, kurumun genel idaresi ve işyurduna ait hesap işlerinin yürütülmesi ve denetlenmesi, istatistiki bil ve belgelerin hazırlanması ve C.Başsavcılığına sunulması, haftada en az 1 defa olmak üzere gündüzleri ve 15 günde en az bir defa olmak üzere de geceleri bütün faaliyetleri tetkik etmek, genel ihtiyaçları, bir sonraki yıl yapılacak işleri ve tahmini gider verilerini hazılrayarak Bakanlığa sunmak, ortaya çıkan sorunlara gecikmesizin önlem almak ve mevzuatla verilen diğer görevleri yapmak görevleri arasındadır.

-I- İkinci Müdürün Görevleri: Müdür yardımcısıdır, yokluğunda müdüre vekalet eder. Birden fazla ikinci müdür varsa,kimin vekalet edeceği C.Başsavcısının görüşü alınarak Bakanlıkçabelirlenir.

-i- Yönetim Servisi: Kurumun personel işlemleriyle, hükümlü ve tutuklular hakkında her türlü idari ve mali hizmetlerin yürütüldüğü servistir. İdare memuru, embar memuru ve cezaevi katibi görev yapar. İdare memuru, kurum müdürü ve ikinci müdürlerden sonra gelen yönetici personeldir. Ambar memuru,ambara gelen malzemeyi teslim alır ve kayıtlarını tutar, muahafaza eder. Cezaevi katibi, kurumun yazı işlerini yapar.

-1- Güvenlik ve Gözetim Servisi: Kurumun güvenliği, düzeni ve disiplininden sorumludur. İnfaz ve koruma başmemurları ve infaz ve koruma memurlarından oluşur. Kurum müdürü tarafından seçilen

bir infaz ve koruma başmemuru “sorumlu infaz ve koruma başmemuru”olarak görev yapar. Sorumlu infaz ve koruma başmemuru, kurumun güvenlik ve gözetiminden, bu serviste görev yapanların sevk ve idaresi ile organizasyonundan sorumludur. İnfaz ve koruma memurları da kurumun düzen ve disiplinin sağlanması ve infaz ve koruma memurlarının sevk ve idaresinden sorumlu olup, sorumlu koruma ve infaz başmemurunun talimatlarına göre hareket ederler. İnfaz ve koruma memuru, kurumun güvenlik, düzen ve disiplininin sağlanması, hükümlülerin kurum içindeki hareketlerinin takip ve kontrolü ile gözetimi ve kurumun temiz tutulması ile hükümlülerin iç yönetmeliklere uygun surette hareket etmelerini sağlamakla yükümlüdür. Bu serviste görev yapanlar düzenli olarak; sayım4 ve nöbet görevlerini yerine getirirler. Sayım sırasında mevcudun tam olup olmadığı kontrol edilir ve sayım defteri sayıma katılan görevliler tarafından isim yazılarak imzalanır. Nöbetler,hazırlanan vardiya çizelgeleri ve nöbet cetvellerinde gösterilir. İnfaz ve koruma başmemuru ile memurları fiara teşebbüs, isyan, meşru savunma ve zorunluluk hali ortaya çıktığında kurum en üst amirinin izni ile zor kullanabilir. Acil hallerde tehlikenin ortadan kaldırılması amacıyla izin almaksızın da zor kullanabilir, durumu derhalen üst amire iletir. Serviste çalışanların günde sekiz saat çalışmaları ve bu haftada iki gün tatil yapmaları esastır.

I      Teknik Servis: Kurumun araç ve gereçleri ile binanın bakım, onarım ve tamirat işlerinin yapımı, kullanımı, sürekli çalışır durumda olmalarının takibi ve sağlanması gibi teknik işleri yapar. Mühendis, mimar, tekniker, teknisyen, teknisyen yardımcısı ve benzeri personel çalışır.Çalışmalarını en az 3 ayda bir raporla kurum idaresine bildirir.

-I- Psiko-Sosyal Yardım Servisi: Personel ve hükümlülerin ruh ve beden sağlığı ve bütünlüğüne ilişkin koruyucu, geliştirici programları araştıran, uygulayan ve gerektiğinde tedavi sürecine katılarak psikolojik destek ve müdehalede bulunan, ayrıca hükümlülerin bireysel özelliklerini, yaşam koşullarını ve suç işleme nedenlerini belirleyerek bireysel gelişmelerine yardımcı olan,kurum yaşamına uyumlarını ve toplumsal yaşamla uyumlaşmalarını sağlayan ve bireyin yeniden suç işlemesini engelleyecek önlemleri alan ve bu amaçla gerektiğinde kurum en üst amirinin bilgisi dahilinde, aileler ve sosyal çevreyle görüşme yapan servistir. Psikolog ve sosyal çalışmacı görev yapar. Gözlem ve sınırflandırma formunu düzenlerler. Çalışmalarını her 3 ayda bir raporla kurumun en üst amirine bildirirler.

-1- Sağlık Servisi: Kurumda koruyucu ve tedavi edici sağlık hizmetlerini cezaevi tabibinin başkanlığında yerine getiren servistir. Cezaevi tabibi, diş tabibi, eczacı, veteriner, diyetisyen, sağlık memuru ve hayvan sağlık memuru görev yapar. Cezaevi tabibi kurumu ayda en az bir kez denetleyerek hazırlayacağı raporu kurum en üst amirine sunar ve sağlık istatistiklerini düzenler. Ayrıca tıbbi kayıt ve arşiv sistemini oluşturur ve kayıtların düzenli ve doğru bir şekilde tutulmasını sağlar.

-I- Eğitim ve Öğretim Servisi: Kurumdaki eğitim ve öğretim hizmetleri ile kültürel etkinlikler ve kütüphane çalışmalarının yürütüldüğü servistir.Öğretmen ve kütüphaneci görev yapar. Öğretmen, her eğitim ve öğretim döneminin başlangıcından bir yıllık plan hazırlayarak kurum en üst amirine sunar ve eğitim öğretim istatistiklerini düzenler. Ayrıca okuma yazma bilmeyen hükümlülere, okuma yazma öğretilmesinden sorumludur. Devam süreleri, sınırf yükselmeleri, davranış notları gibi husuları gözlem ve sınıflandırma formunun ilgili bölümüne kaydeder. Kütüphaneci de eserlerin kaydı,muhafazası, bakımı gibi işlerle ilgilenir.

4  Müdürü bulunan ve vardiya sistemi uygulanan kurumlarda, sabah ve akşam sayımları, nöbetçi ikinci müdürün başkanlığında, sorumlu infaz koruma baş memuru, vardiya infaz ve koruma başmemurları ileinfaz ve koruma memurları tarafından yerine getirilir. Gece sayımları,nöbetçi ikincimüdürün başkanlığında, bulunmaması halinde bu konuda görevlendirilen infaz koruma başmemuru başkanlığında, vardiya infaz ve koruma başmemurları tarafından yapılır. Sayımlarda nöbetçi infaz ve koruma memurları da hazır bulunur.

-1- İşyurdu Servisi: Kurumun işyurdu çalışmalarını düzenleyerek, bunların etkinlik ve verimlilik ilkeleriyle gerçekleşmesini, hükümlülere meslek edindirilmesini, piyasa şartlarına uygun üretim yapılmasını ve işyurduna ilişkin işlemlerin yürütülmesini sağlayan servistir. İşyurdu müdürü, sayman, veznedar, tahsildar, işyurdu ambar memuru, satınalma memuru, bütçe, satınalma, pazarlama ve benzeri işlerden sorumlugörevliler ile işçi statüsünde çalışan personel görev yapar. Sayman, para ve muahasebe işlerini; veznedar, ödeme ve tahsilat işlerini; tahsildar, haricen yapılacak tahsilat işlerini; ambar memuru, ambara gelen malzemenin kayıt,muhafaza, teslim işlerini; satınalma memuru, ihale ve satınalma sırasında yapılacak işleri; bütçe/pazarlama ve benzeri işlerden sorumlu görevliler, araştırma ve geliştirme işlerini; işçi statüsünde çalışan personel ise hükümlülere atölye şefliği ve usta olarak görev yaparlar. Hükümlülerin salıverilmesinden sonra hayatını kazanabileceği bir meslek öğrenebilmesinden atölye şefleri sorumludur.

-I- Yardımcı Hizmetler Servisi: Kurumun santral hizmetleri, temizlik, ısınma, ulaşım, yemek yapımı,malzeme taşınması, boşaltılması ve yüklemesi ile evrakın ilgili yerlere götürülüp getirilmesi gibi görevleri yerine getiren servistir. Santral memuru, gemi adamı, şoför, kaloriferci, aşçı, hizmetli gibi personel görev yapar.

Personelin Yükümlülükleri ve Yasaklar:

I      Mevzuata Uygun Hareket Etme Yükümlülüğü

I      Dürüst ve Tarafsız Davranma Yükümlülüğü

I      Eşit İşlem Yükümlülüğü

-I- Sır Saklama Yükümlülüğü

J- Kamu Görevlileri için Yasaklanmış Tutum ve Davranışlarda Bulunmamak

-I- Bu yüküm ve yasaklara uymamaları halinde 657 sayılı Kanun, Adalet Bakanlığı Disiplin Kurulları ve Disiplin Amirleri Yönetmeliğinde yazılı disiplin işlemleri uygulanır.

Personelin Eğitimi: Başlıca üç noktada önem taşır;

-1- Yönetim Uygulamaları:  Güvenlik sisteminin personelden kaynaklanacak hiçbir hatayı

kaldırmayacağı, en küçük bir hatanın ciddimaddi zarar ya da can kaybına neden olabileceği anlatılmalıdır.

-1- Korunma: AIDS, Hepatit B gibi bulaşıcı hastalıklardan korunma, kriz yönetimi, rehinelerin kurtarılması ile stresle baş edebilme konuları işlenir.

4- Tehlikeli Suçluları Tanıma: Anti-sosyal kişilik profilini ve suçluların düşünce biçimlerini anlama gibi konular işlenir.

Kurulların Çeşitleri ve Oluşumu:

-1- İdare ve Gözlem Kurulu: Kurum müdürü başkanlığında, gözlemve sınıflandırmadan sorumlu ikinci müdür, idare memuru, cezaevi tabibi, psikiyatrist, psikolog, sosyal çalışmacı, öğretmen, infaz ve koruma baş memuru ile kurum müdürü tarafından teknik personel arasından seçilen bir görevliden oluşur.

-I- İşyurdu Yönetim Kurulu: İşyurdu müdürünün başkanlığında, işyurdundan sorumlu ikinci müdür, sayman, idare memuru, ambar memuru ve cezaevi katibinden oluşur. İşin içeriğine göre konuyla ilgili bir personel ve atölye şefi de katılabilir.

-I- Disiplin Kurulu: Kurum müdürünün başkanlığında, idare memuru, psiko-sosyal yardım servisinde görevli her meslek grubundan kurum müdürü tarafından seçilen birer temsilci, öğretmen, atölye şefi ile sorumlu infaz ve koruma başmemurundan oluşur.

I      Eğitim Kurulu: Kurum müdürünün başkanlığında, eğitimden sorumlu ikinci müdür, cezaevitabibi, psikologi sosyal çalışmacı ve kurumda görev yapan bütün öğretmenler ile kütüphaneciden oluşur.

Kurulların Çalışması: Mevcut üyelerin çoğunluğuyla toplanır, katılanların çoğunluğu ile karar alınır.

Kurum müdürü, kurulları ayda bir kez ve gerektiğinde her zaman toplar.Yalnız işyurdu kurulu düzenli

olarak haftada bir defa toplanır. Konular müdür tarafından belirlenir. Kararlar ilgili kurulların karar defterine yazılır, üyeler tarafından imzalanır ve teftişe hazır halde tutulur.

İdare ve Gözlem Kurulunun Görev ve Yetkileri:

-1- Hükümlülerin suçtürlerini belirleyerek, durumlarına uygun kurumlara ayrılmaları ve bunlara uygun olacak infaz ve iyileştirme rejimini saptamak 4- Kalacakları odaları belirlemek, açık kurumlarda ve eğitimevlerinde bulunan hükümlülerin bulundurabilecekleri eşyaların cinslerini ve miktarlarını belirlemek5 -1- İş ataölyelerinde ya da kurum içinde çalıştırılabilecek hükümlüleri belirlemek

-I- Açık kurumlar ve eğitimevlerinde bulunan hükümlülerin kurum dışına çıkabilmeleri için karar almak -I- Koşullu salıvermeye ve uygulanacak infaz rejimine esas teşkil edecek iyi hal kararını almak İşyurdu Yönetim Kurulunun Görev ve Yetkileri:

4- İşyurdunun geliştirilmesine ve genel gidişine ait her türlü faaliyetlere yön vermek 4- Sürekli veya geçici çalıştırılacak işçilere verilecek ücretleri belirlemek 4- Kurumda üretilip satışa arz edilen ürünlerin satış fiyatını belirlemek 4- Fazla çalışma yapılmasına ilişkin önerileri karara bağlamak

I        Bakanlık, İşyurtları Kurumu Yüksek Kurulu, Genel Müdürlük ve İşyurtları Kurumu Daire Başkanlığının onayını gerektiren işlemler hakkındaki kararları onaya sunmak Disiplin Kurulunun Görev ve Yetkileri:

I        Hükümlüleri tutum ve davranışlarına göre ödüllendirmek

4- Hükümlülere uyarma, kınama ve bazı etkinliklere katılmaktan alıkoyma cezaları dışında kalan disiplin cezalarını vermek 4- İyi halin tespitine esas oluşturacak görüş bildirmek 4- Disiplin cezalarını kaldırmak

4- Mektup okuma komisyonu tarafından sakıncalı olduğu değerlendirilenlerin, ilgililerini verilip verilmemesine karar vermek Eğitim Kurulunun Görev ve Yetkileri:

4- Eğitim ve iyileştirme programlarının esaslarını belirlemek,izlemek ve değerlendirmek 4- Kuruma yeni gelen hükümlüyle ilgili gerekli araştırmanın yapılmasını, rapor hazırlanmasını sağlamak ve değerlendirmek 4- Hükümlülerin eğitim giderlerinin karşılanması için yapılacak çalışmaları planlamak 4- Kurum kütüphanesine satınalma, bağış ya da ödünçle kazandırılacak yayınların tespiti, kabul edilebilecek olup olmamalarının değerlendirilmesini yapmak.

ÜNİTE 7: ÖZEL İNFAZ ŞEKİLLERİ. TUTUKLULUK VE ADLİ KONTROL KARARLARININ İNFAZI

Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı: Fiil ve faiden kaynaklanması muhtemel tehlikeliliği önlemek ve faili eğitmek, koruma altına almak veya tedavi etmek amacını güden müdehalelerdir. Önleyici nitelik taşır, ileriye  dönüktür. Güvenlik tedbirleri ile cezalar arasındaki farklar;

•  Cezaların süreleri kanunda belirlenmiştir fakat güvenlik tedbirlerinin     süreleri kural olarak belli değildir.

•        Güvenlik tedbirlerinde kişinin tabi olduğu yoksunluklar daha sınırlıdır.

•        Güvenlik tedbirlerinden cezalardan farklı olarak kusur aranmaz.

•        Güvenlik tedbirlerinde cezalardan farklı olarak kusurun derecesi önem arz etmez.

5  Kurulun bu konularda aldığı kararlarla diğer kurullar arasında anlaşmazlık olursa psiko-sosyal yardım servisinde çalışan personelin görüşü de alındıktan sonra idare ve gözlem kurulu tarafından verilecek karar uygulanır.

•          Zaman itibariyle uygulama, af, erteleme, zamanaşımı gibi konular güvenlik tedbirleri bakımından geçerli değildir.

Güvenlik Tedbirlerinin İnfazının Amacı: Suçun işlenmesine neden olan psikolojik nedenlerin saiklerin ortadan kaldırılmasıdır. Zorlama vardır ve bu zorlama fiziki cebir olarak hissedilir. Güvenlik tedbirlerinde dikkate alınması gereken husus fiilin ağırlığı değil, failin tehlikeliliğidir. Güvenlik tedbirlerinde cezanın acı ve ızdırap verici amacı değil, kişinin ıslahı ve yeniden topluma kazandırılması amacına yer verilir.

Güvenlik Tedbirlerinin Çeşitleri:

-I-    Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılma:

a)      Sürekli, süreli veya geçici bir kamu görevinin üstlenilmesinden men

b)      Seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer siyasi hakları kullanmaktan men

c)      Velayet hakkında, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan men

d)      Vakıf, dernek, sendika, şirket, kooperatif ve siyasi parti tüzel kişiliklerinin yöneticisi veya denetçisi olmaktan men

e)      Bir kamu kurumunun veya kamu kurumu niteliğindeki meslek teşekkülünün iznine     tabi     bir meslek veya sanatı, kendi sorumluluğu altında serbest meslek erbabı veya tacir olarak icra  etmekten men şeklindedir.

Mahkemece C.Başsavcılığına gönderilen ilam, infaz defterine kaydedilerek infaza başlama ve bitiş tarihleri yazılır. Bu tedbirlerin infazınai mahkumiyetin kanuni sonucu olarak hapis cezasının infazına başlama tarihi ile birlikte başlanır. Tedbiri içeren ilamın içeriği, tedbirin konusu ve niteliğine göre ilgili kurum ve kuruluşlar ile kolluğa bildirilir. C.Başsavcılığına ayrıca infaza başlama ve bitiş tarihleri de bildirilir. Hükmedilen tedbirler, denetimli serbestlik ve yardım merkezleri şube müdürlüğü/büroları tarafından yerine getirilir. Güvenlik tedbirlerine/tedbirlere hükmedip etmemek hakim takdirinde değildir, hakim sadece süre konusunda takdir yetkisini kullanır.

-I- Müsadere: Yeni suçların işlenmesini önlemek amacıyla, cezai nitelikteki hukuka aykırı fiillerden kaynaklandığı veya bunların işlenmesiyle ilgili olduğu için suç düşüncesini veya suçun çekiciliğini canlı tutan eşyaya, devlet lehine el konulmasıdır. Müsaderenin çeşitleri; eşya müsaderesi, eşdeğer müsadere, kazanç müsaderesi ve kaim değerlerin müsaderesidir. Müsadere kararlarının infazı “Suç Eşyası Yönetmeliği”nde belirlenen esas ve usullere göre gerçekleştirilir. Müsaderesine karar verilmiş suç eşyasına ilişkin işlemler; kesinleşen karar örneklerinden birinin dosyadaki emanet makbuzu ile birlikte bir hafta içerisinde C.Başsavcılığına tevdi edilmesiyle başlar. C.Başsavcılığınca bu kararlar emanet memurluğuna gönderilir. Emanet memuru, bu kararların tarih ve numaraları ile niteliklerini suç eşyası defterindeki özel sütunlarına işler ve kararları kartonlarında saklar. Tedavül etmeyen paralarla suç eşyası ve kazanç müsaderesinin konusunu oluşturan malvarlığı değerleri hakkında verilen müsadere kararlarının yerine getirilmesine ilişkin işlemler;

o Eşyanın verileceği yer resmi bir kuruluş ise, yazı ile o dairenin amirine yahut yetkili memuruna alındı karşılığında teslim edilir. o  Emanete alınmakla  birlikte mahiyetleri itibariyle müsadereye konu edilemeyen eşyalar,

yargılama sonunda  bu yönde verilen karar doğrultusunda, ilgili dosyasında delil olarak

muhafaza edilmek üzere mahkemesine gönderilrir. Mahkemeden alınacak alındı yazısı gün ve sayısı suç eşyası esas defterine işlenmek suretiyle, kaydı kapatıldıktan sonra alındı yazısı kartonda saklanır.

o     Müsadere konusu    eşya ve maddi menfaatlere el konulamadığı veya merciine teslim

edilmediği hallerde, bunların karşılığını oluşturan değerlerin müsaderesine ilişkin verilen kesinleşmiş karar             örneği mahkemesince doğrudan bulunduğu yerin en büyük mal

memurluğuna gönderilir. Bu kararların infazı AATUHK hükümlerine göre yapılır.

Bankaya yatırılmış paraların müsadere ve iadesine ilişkin işlemler; müsadere halinde reddiyat makbuzu düzenlenerek, para imza karşılığında mahallin en büyük mal memurluğuna yatırılır; alınacak makbuzun numarası, suçeşyası esas defterindeki özel hanesine işaret edilir ve makbuzlar kartonunda saklanır.

4- Çocuklara Özgü Güvenlik Tedbirleri: ÇKK’da daha erken yaşta ergin olsa bile,18 yaşını doldurmamış kişi çocuk olarak tanımlanmıştır. Çocuk kavramı; korunmaya ihtiyacı olan çocuk ve suça sürüklenen çocuk olarak ikili ayrıma tabi tutulmuştur. Güvenlik tedbirleri suça sürüklenen çocuklara yöneliktir. TCK yaş küçüklüğünün kusur yeteneğine ve ceza sorumluluğuna etkisini üç evreye ayırmıştır;

o 12 Yaşını Doldurmamış Çocuklar: İşlediği fiilden dolayı kovuşturulamaz ve hakkında ceza verilemez. Fakat hakkında soruşturma yapılabilir. Bu yaş grubu çocuk hakkında yapılacak olan sadece yaş tespiti ve belki eğer mümkün ise çocuğun ifadesinin alınmasıdır.Bu yaş grubuna uygulanabilecek güvenlik tedbirleri; koruyucu ve destekleyici tedbirler, çocuğun öncelikle kendi aile ortamında korunmasını sağlamaya yönelik danışmanlık, eğitim, bakım, sağlık ve barınma konularında alınacak tedbirlerdir. Bu yaş grubuna mensup çocukların soruşturması C.Savcısı veya görevlendireceği yardımcıları tarafından bizzat yapılır. Yeterli idrak gücüne sahip olan çocuğun görüşü alınır, hakkında sosyal inceleme raporu düzenlenmesi istenebilir. Tedbirin uygulanması 18 yaşını doldurmasıyla kendiliğinden sona ere fakat eğitimini tamamlaması gibi durumlarda rızası alınarak 21 yaşına kadar uzatılabilir. o 12-15 Yaş Arasında Kalan Küçükler: Bu dönemde çocuğun fiilin haksızlık niteliğini bildiği, ancak davranışlarını yönlendiremediği kabul edilir. Mahkemede önce çocuğun işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamadığı incelenir, bedeni-akli ve ruhi durumu uzman hekime incelettirilir.

o     15-18 Yaş Arasında Kalan Küçükler: Bu yaş grubuna dahil çocuğun cezai ehliyetinin bulunduğu kabul edilir ve hakkında güvenlik tedbiri değil ceza yaptırımı uygulanır. Ancak kusur yetenekleri tam gelişmemiş olduğu için ve topluma kazandırma düşüncesinden dolayı cezalarında belli indirimler uygulanır. Fakat, bu dönem küçükler hakkında kamu hizmetlerinden mahrumiyete yönelik yaptırımlar, belli hakları kullanmaktan yoksun bırakma hükümleri uygulanamaz. Kısa süreli hapis cezaları zorunlu olarak para cezasına veya tedbirlerden birine çevrilir. Adli para cezası ödenemezse hapis cezasına çevrilemez, AATUHK usulleri uygulanır. Erteleme bakımından mahkum olunan hapis cezası 3 yıldan fazla değilse ertelenir. Bu dönem küçükler hakkında tekerrür hükümleri uygulanamaz.

-1- Akıl Hastalarına Özgü Güvenlik Tedbirleri: Bu kişiler hakkında güvenlik tedbirlerine hükmedilmesi esastır. Yüksek güvenlikli sağlık kurumlarında tedavi altına alınırlar. Akıl hastalığı nedeniyle işlenen fiilin hukuki anlam ve sonuçlarının algılanamaması veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin önemli derecede azalması durumlarında kişiye ceza verilmez, güvenlik tedbirine hükmolunur. Bu derecede olmayan fakat suçun işlendiği sırada akıl sağlığında bozukluk veya şuur bozukluğunun varlığı durumlarında kişilerin ceza sorumluluğu vardır ancak ceza 1/6’ya kadar indirilir.

4- Alkol ya da Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Bağımlısı Kişilere Özgü Güvenlik Tedbirleri:

Alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde bağımlılarına özgü sağlık kuruluşunda tedavi altına alınmasına karar verilir. Tedavi bağımlılıktan kurtulmalarına kadar devam eder.

l’i Mükerrir Suçlulara Özel Güvenlik Tedbirleri: Tekerrür, bir suçtan mahkum edilen kişinin mahkumiyet kararının kesinleşmesinden itibareb belli süre içinde yeniden suç işlemesi durumdur. Tekerrür cezanın ve infazın bireyselleştirilmesini sağlayan bir suç politikası aracıdır. Cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanır. Tekerrürde süre yönünden ikili bir ayrım

vardır; 5 yıldan fazla hürriyeti bağlayıcı cezalar için 5 yıl, 5 yıldan az hürriyeti bağlayıcı cezalar için adli para cezalarını da kapsar şekilde 3 yıldır. Süreler cezanın infaz edildiği tarihten itibaren başlar. Tekerrürün sonuçları; suça ilişkin olarak öngörülmüş bulunan seçimlik para ve hapis cezalarından hapis cezasına hükmedilir. Mükerrirler özel infaz rejimine tabi tutulurlar.(infaz sonrası denetimli serbestlik) Tekerrür halinde işlenen suçtan dolayı mahkum olunan; o Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının 39 yılını, o Müebbet hapis cezasının 33 yılını,

o Süreli hapis cezasının dörtte üçünü infaz kurumunda iyi halli olarak çekilmesi durumunda koşullu salıverilmeden yararlanılabilir.

İkinci defa tekerrür hükümlerinin uygulanması durumunda, hükümlü koşullu salıverilmez. Denetim süresinin uzatılmasına karar verilebilir, bu uzatma en fazla 5 yıldır. Mükerrirler için uygulanacak denetimli serbestlik bakımından denetim süresini belirleme kararını infaz aşamasındaki davranışlarını da değerlendirerek koşullu salıverme kararını verecek olana mahkeme verir.

-I- Özel Tehlikeli Suçlulara Güvenlik Tedbirleri: Ceza hukuku bakımından tehlikelilik ceza hukuku normlarının tekrar ihlal edileceğine ilişkin bir ihtimali ifade eder. Tehlikelilik potansiyel suçluluk demektir. Önceden suç işlemiş ve tekerrür olasılığı bulunan, sosyal açıdan tehlikeli olan kişi tehlikeli duçlu olarak nitelendirilebilir. Bir suçlunun tehlikeli olup olmadığı, işlediğisuçlara, yaşama biçimine ve ortamına bakılmak suretiyle ortaya konmaya çalışılır. Öğretide, firaretmeleri çok kuvvetli olasılık içerisinde olanlar, psikolojik sorunu bulunan hükümlüler, her türlü baskıya katlanarak tembellikten fedakarlık etmeyenler, kavgacılar, cezaevi yaşamına uyum göstermeyenler, cezaevi personeli ile diğer hükümlülere saldırganca davranış riski gösterenler tehlikeli suçlu olarak nitelenir. İtiyadi suçlu,suçu meslek edinen kişi veya örgüt mensubu suçlu ise özel tehlikeli suçlu kavramına girer. Tehlikeli suçlular için planlanacak infaz rejiminde üç temel ilkenin esas alınması gerekir; (1) personel ile hükümlüler arasındaki çatışmanın/düşmanlığın azaltılması, (2) hükümlülerin bağımsız davranabilmesine imkan verilmesi, (3) öfke, düşmanlık ve hayal kırıklığı duygularının ifade edilmesi ve uyuşmazlıkların çözümünde elverişli bir platform sağlanması. Tek bir merkezde toplanmaları itibar faktörünün tol oynaması nedeniyle zararlı olabilir. Küçük gruplar halinde değişik cezaevlerine dağıtılmaları ve sıkı güvenlik koşulları altında muhafaza edilmeleri önemlidir. Tehlikelilik durumu periyodik olarak gözden geçirilmelidir. Personel muhafazaları ve tretmanları hakkında yeterli bilgi sahibi olmalıdır.

4- Sınır Dışı Edilme:    Hapis cezasına mahkum edilen yabancı, koşullu salıverilmeden

yararlandıktan ve herhalde cezasının infazı tamamlandıktan sonra sınır dışı işlemleriyle ilgili değerlendirme yapılmak üzere durum derhal İçişleri Bakanlığına bildirilir. Mahkemece sınır dışı işlemi uygulanabilecek ilam C.Başsavcılığına gönderilir. İlam infaz defterine kaydedilir ve o yer en üst emniyet makamına gönderilir.

4- Tüzel Kişiler Hakkında Güvenlik Tedbirleri: Ancak kanunda o suç bakımından açıkça öngörülmüş olması halinde uygulanabilir. Aksi durumda tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbirine başvurulamaz. Çeşitleri; iznin iptali ve müsaderedir. İznin iptalinde, suç organ veya temsilcilerin iştirakiyle tüzel kişi yararına kamu kurumunun verdiği iznin kasten kötüye kullanılması suretiyle işlenmiş olmalıdır. Müsaderenin uygulanabilmesi için aranan tek koşul ise tüzel kişi yararına kasıtlı bir suçtan mahkumiyettir. Hakimin takdir yetkisi bulunur.

Tutuklama Kararının Yerine Getirilmesi:

I      Tutuklama Kararının Yerine Getirildiği Kurumlar: Tutukevlerinde veya maddi imkan yoksa kapalı ceza infaz kuramlarının bu amaca ayrılmış bölümlerinde yerine getirilir. Buyerlerin; iç ve dış güvenlik görevlisi bulunur; firara karşı mekanik, teknik, elektronik ve fiziki engelleri vardır; kural

olarak oda ve koridor kapıları sürekli kapalı tutulur; yasal zorunluluklar dışında dışarıyla irtibat olanağı yoktur; normal güvenlik esasına dayanır. İnsanlığa karşı suçlar, örgüt kurmak ve yönetmek suçlarından, uyuşturucu madde imal ve ticareti suçlarından vs. tutuklu bulunanlar ise yüksek güvenlikli tutukevlerinde/kapalı ceza infaz kurumlarında tutulur. Tutuklular suç türlerine ve taşıdıkları güvenlik riskine göre ayrı odalarda barındırılırlar. Ayrıca büyükler, kadınlar, gençler ve çocuklar olmak üzere de ayrıma tabidirler.

4- Tutukluların Hakları:

o Çalışma Hakkı (mecburi değil)

o Ziyaretçi Kabul Hakkı (C.Savcısı ya da hakim mahkemenin selameti için kısıtlayabilir) o Haberleşme Hakkı (C.Savcısı ya da hakim mahkemenin selameti için kısıtlayabilir) o Savunma Hakkı (hiçbirsuretle engel olunamaz, kısıtlama konulamaz)

4- Kısıtlayıcı Önlemler: Soruşturma evresinde C.Savcısı, kouvuşturma evresinde hakim veya mahkemece tedbirler uygulanabilir. Uygulanabilecek tedbirler;

o Tutuklunun tek başına,sıkı bir rejim altında muhafaza edilmesi ve kaldığı odanın kameralarla izlenmesi

o Belirli süre ile dışarıyla ilişkisinin,telefon görüşmelerinin ve ziyaretçi kabulünün kısıtlanması o Saldırganlık göstermesi halinde belirli süreyle kelepçelenmesi veya hareketlerinin engellenmesi o Yüksek güvenlikli bir kuruma nakledilmesi Adli Kontrol Kararlarının İnfazı: Hakim,ölçülülük ilkesi gereğince tutuklama koruma tedbirinden önce, adli kontrole ilişkin koruma tedbirlerini dikkate almak ve uygulamak zorundadır. Böylece hakim tutuklama ile serbest bırakma arasında bir seçime zorlanmamış olur. Adli kontrolün amacı; şüpheli veya sanığın kaçmasını ve delilleri karartmasını önleyerek muhakemenin sağlıklı bir şekilde yapılabilmesini sağlamak ve muhakeme sonunda verilecek kararın infazını mümkün kılmaktır. Adli kontrol, tutuklamanın infazını erteleyen bir tedbir değil, şartları gerçekleştiğinde tutuklamaya alternatif olarak sunulan bir tedbirdir. Adli kontrol kurumunun uygulanabilmesi için gerekli sebepler; şüpheli veya sanığın kaçması, delil karartması, mağdur ve başkaları üzerinde baskı yapma girişiminde bulunması ve bazı suçları işlediğine dair kuvvetli şüphe bulunması halleridir. Adli kontrol tedbirine uyulmamasının sonucu tutuklama kararı verilmesidir. Hakkında Adli Kontrole Kararı Verilen Şüphelinin Tabi Tutulabileceği Yükümlülükler: Tutuklama nedeninin niteliğine göre, şüpheli ya da sanığın bir veya birden fazla yükümlülüğe tabi tutulması mümkündür. Yükümlülükler ölçülülük ilkesine göre belirlenir. Yükümlülükler sayma yoluyla belirtilmiştir, genişletilemez. Tabi tutulabilecek yükümlülükler şunlardır;

a)      Yurt dışına çıkamamak

b)     Hakim tarafından belirlenen yerlere, belirtilen süreler içerisinde düzenli olarak başvurmak

c)      Hakimin belirttiği merci veya kişilerin çağrılarına ve gerektiğinde mesleki uğraşlarına ilişkin veya eğitime devam konularındaki kontrol tedbirlerine uymak

d)     Her türlü taşıtları veya bunlardan bazılarını kullanamamak ve gerektiğinde kaleme makbuz karşılığında sürücü belgesini teslim etmek

e)      Özellikle uyuşturucu, uyarıcı veya uçucu maddeler ile alkol bağımlılığından arınmak amacıyla, hastaneye yatmak dahil, tedavi veya muayene tedbirlerine tabi olmak ve bunları kabul etmek

f)      Şüphelinin parasal durumu göz önünde bulundurularak, miktarı ve bir defada veya birden çok taksitlerle ödeme süreleri, C.Savcısının isteği üzerine hakimce belirlenecek bir güvence miktarını yatırmak

g)      Silah bulunduramamak veya taşıyamamak, gerektiğinde sahip olunan silahları makbuz karşılığında adli emanete teslim etmek

h)     C.Savcısının istemi üzerine hakim tarafından miktarı ve ödeme süresi belirlenecek parayı suç mağdurunun haklarını güvence altına almak üzere ayni veya kişisel güvenceye bağlamak

i)       Aile yükümlülüklerini yerine getireceğine ve adli kararlar gereğince ödemeye mahkum edildiği nafakayı düzenli olarak ödeyeceğine dair güvence vermek

j) Konutunu terk etmemek k) Belirli bir yerleşim bölgesini terk etmemek l) Belirlenen yer veya bölgelere gitmemek m) Suça sürüklenen çocuklar için;

a.       Belirlenen çevre sınırları dışına çıkmamak

b.      Belirlenen bazı yerlere gidememek veya ancak bazı yerlere gidebilmek

c.       Belirlenen kişi ve kuruluşlarla ilişki kurmamaktır.

ÜNİTE 8: İNFAZIN MUHAKEMESİ VE İNFAZIN DENETLENMESİ İnfaz Muhakemesi:

4- Mahkumiyet Hükmünün Yorumunda veya Çektirilecek Cezanın Hesabında Duraksama:

Cezanın kısmen ya da tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği, sonradan yürürlüğe giren kanunun hükümlünün lehine oldupu, hapis cezasının hastalık nedeniyler ertelenmesi isteminin reddi halinde mahkemeden karar istenir. Mahkumiyet hükmünde değişiklik yaratacağından bu mahkeme kararının usulü davadır. Dava ancak mahkumiyet kararları hakkında mümkün olabilir. Davayı infaza memur olan savcı, hükümlü ya da hakkında yanlışlıkla infaza geçilen kimse açabilir. Bu başvurular, cezanın infazını ertelemez ama mahkeme kararı olayın özelliğine göre erteleme veya durdurma kararı olabilir.

4- Birden Fazla Hükümdeki Cezaların Toplanması: Aynı fail birden fazla suç işlemiş, suçlar birbirinden bağımsız ve infaz edilebilir nitelikteyse dava açarak cezaların içtimaını isteyebilir. Her suçun cezası kararda ayrı ayrı belirtilir, adli sicile her suç işlenir. Kişi, koşullu salıverilmeden yararlanabilmek için bu ayrı cezaların toplanmasını mahkemeden talep etmeli ve sonuca göre koşullu salıverilmenin uygulanabilirliği belirlenmelidir.

4- Hastanede Gecen Sürenin Cezadan İndirilmesi: Cezanın infazına başlandıktan sonra hastalık nedeniyle hükümlünün ceza infaz kurumundan hastaneye kaldırılması halinde burada geçirdiği süre cezadan indirilir. Hükümlü hastalığa kasten neden olmuşsa indirim uygulanmaz. Bu halde C.Savcısı mahkemeden bir karar vermesini ister. înfaz ancak hastalığın mahkumun hayatı için kesin tehlike oluşturması halinde geri bırakılır.

İnfaz Sırasında Verilecek Kararların Mercii ve Usulü: Davalarda duruşma yapılmaz, hükümlünün ve C.savcısının görüşleri yazılı olarak alınır. Cezaların toplanması yetkisi; en fazla cezaya hükmetmiş mahkemeye, birden fazlaysa son hükmü vermiş olana, hükümlerden biri bölge adliye mahkemesince verilmişse doğrudan bölge adliye mahkemesine, yargıtay tarafından verilmişse Yargıtay’a aittir. Bölge adliye mahkemesi ve Yargıtay’ın kararları hariç olmak üzere bu kararlara itiraz yolu açıktır.

İnfazın Denetlenmesi:

4- İnfaz Hakimliği Tarafından Yapılan Denetim: İnfaza ilişkin şikayetler İnfaz Hakimlikleri tarafından incelenir. İnfaz hakimleri askeri ceza infaz kurumları ve tutukevleri bakımından yetkili değildir. Ülkemizdeki infaz hakimliği kurumu tümüyle hapis cezlarının infazı ilgili bir kurumdur. İnfaz hakimlikleri, Adalet Bakanlığınca HSYK olumlu görüşü alınarak, yargı çevresinde ceza infaz kurumu ve tutukevi bulunan ağır ceza mahkemeleri ile coğrafi durum ve iş yoğunluğu göz önünde tutularak ilçe asliye ceza mahkemeleri nezdinde kurulur. İnfaz hakimliklerinin görevleri; hükümlü ve tutukluların infazla ve infaz kuramlarıyla ilgili şikayetlerini incelemek ve karara bağlamak, izleme kurullarının tespitleri doğrultusunda hazırladıkları raporları inceleyerek şikayet konularını karara

bağlamak ve kanunlarla verilen diğer görevleri yapmaktır. Tümüyle bir şikayet merci olarak kurulmuş ve kendiliğinden harekete geçme olanağı neredeyse yoktur. İnfaz hakimliğine şikayette bulunabilecek kişiler; hükümlü veya tutuklu, eşi, anası, babası, ayırt etme gücüne sahip çocuğu veya kardeşi, müdafii, kanuni temsilcisi veya ceza infaz kurumu ve tutukevi izleme kuruludur. Şikayet süresi söz konusu işlem veya faaliyetin öğrenildiği tarihten itibaren 15 gün ve her halde 30 gündür. Şikayet kural olarak yazılı bir şekilde doğrudan infaz hakimliğine yapılabilir. C.Vaşsavcısı ya da ceza infaz kurumu müdürlüğü aracılığıyla da yapılabilir. Şikayet, ön inceleme, esasın incelenmesi ve karar, kanun yolu şeklinde ilerler. İnfaz hakimi kararını 1 hafta içerisinde verir. Kararlara karşı şikayetçi veya C.Savcısı tarafından tebliğinden itibaren 1 hafta içerisinde itiraz yoluna gidilebilir. İtiraz,infaz hakimliğinin kurulduğu yer ağır ceza mahkemesine, birden fazla varsa (2) numaralı daireye yapılır.

-I- İzleme Kurulları Tarafından Yapılan Denetim: İzleme kurulları, ceza infaz kurumları ve tutukevlerinin yönetim, işleyiş ve uygulamalarını yerinde gören, inceleyen, bilgi alan ve saptadıklarını rapor haline getirerek yetkili ve ilgilimercilere veren kurullardır. Bulundukları yargı çevresinde ceza infaz kurumu ve tutukevi bulunan her yerde adli yargı adalet komisyonunca kurulur. Yetki alanı adli yargı adalet komisyonu yargı çevresidir. Başkanla birlikte 5 üyeden oluşur, 4 yıl için seçilirler ve tekrar seçilme hakları bulunur. Seçilme niteliklerine sahip kişiler and içerek göreve başlarlar. En az 3 ayda bir rapor düzenleyip bunları Adalet Bakanlığı’na, bulundukları yargı çevresindeki infaz hakimlikleri ile Başsavcılığa ve gerektiğinde TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanlığına gönderirler. Raporları yetkili mercilerin izni olmaksızın açıklayamazlar. İzleme kurulu ilgiliolduğu kurumu en az 2 ayda bir olmak üzere her zaman ziyaret edebilir. En az 2 ayda bir olmak üzere olağan toplantı yaparlar. İzleme Kuruluna üye seçilebilmek için; o 35 yaşını doldurmuş olmak

o En az 4 yıllık yüksek öğretim kuramlarından mezun olmak ve mesleği ile ilgili olarak kamu kurum ve kuruluşlarında ya da özel sektörde en az 10 yıl çalışmış bulunmak o Çevresinde dürüst, güvenilir ve ahlaklı olarak tanınmak

o Herhangibir siyasi partinin merkez, il veya ilçe teşkilatlarında görevli bulunmamak gerekir. İzleme Kurulu üyelerinin işledikleri suçlara ilişkin soruşturma izni ve görevlerine son verilmesi kararları adli yargı adalet komisyonuna aittir. Son verme sebepleri; o Üyeliğe seçilme şartlarını sonradan kaybetmek

o İzinsiz veya haklı bir mazereti olmaksızın bir yılsa iki toplantıya katılmamak o Hastalık veya diğer bir nedenle görevini yapmakta acze düşmesi o Üyelikle bağdaşmayan tutum ve davranışlarda bulunmak.

İlgili Kategoriler

Anadolu AÖF AÖF Ders Notları



Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir