AÖF Ders notları-Maliye politikasının makro ekonomik temelleri



 Ünite 2

*** Maliye Politikasının Makroekonomik Temelleri

*** Marjinal Tüketim Eğilimi: Kullanılabilir kişisel gelirdeki değişikliğin tüketim miktarında meydana getirdiği değişikliktir.

*** Kamu Harcamaları Çarpanı: Kamu harcamalarında meydana gelen değişikliğin gelir düzeyinde meydana getirdiği değişikliği ölçmek için kullanılan katsayıdır.

*** Transfer Harcamaları Çarpanı: Transfer harcamalarındaki bir değişikliğin gelir düzeyinde yarattığı değişmeyi gösteren katsayıdır.

*** Vergi Çarpanı: Vergilerde meydana gelen değişikliğin gelir düzeyinde yarattığı değişmeyi ölçen katsayıdır.

*** Denk Bütçe Çarpanı: Eşit miktardaki vergi artışı ile finanse edilen kamu harcamalarının, gelir düzeyinde, artan kamu harcamalarına eşit miktarda bir artış yaratması durumudur.

*** Marjinal İthalat Eğilimi: Gelir düzeyinde meydana gelen değişikliğin ithalat miktarında meydana getirdiği değişikliktir.

*** IS Eğrisi: Planlanan harcamalarla üretim düzeyinin eşit olduğu denge noktalarında gelir ile faiz oranı arasındaki ilişkiyi gösteren eğridir.

*** LM Eğrisi: Para arzı ile para talebinin eşit olduğu denge noktalarında gelir ile faiz oranı arasındaki ilişkiyi gösteren eğridir.

*** Toplam Talep Eğrisi: Bir ekonomide mal ve para piyasalarının eşanlı olarak dengede olduğu fiyat düzeyi ve çıktı miktarı bileşimlerini gösteren eğridir.

*** Toplam Arz Eğrisi: Firmaların, verili her fiyat düzeyinde, arz etmek istedikleri toplam çıktı miktarını gösteren eğridir.

*** Keynesyen Toplam Arz Eğrisi: Ekonomi ciddi bir durgunluk içerisinde iken, mevcut fiyat düzeyinde talep edilen bütün malların firmalar tarafından arz edileceğini gösteren yatay toplam arz eğrisidir.

*** Klasik Toplam Arz Eğrisi: Tam istihdam düzeyinde fiyat ne olursa olsun aynı miktarda mal üretileceğini gösteren dikey toplam arz eğrisidir.

*** Toplam Arz Eğrisinin Orta Alanı: Ekonomi tam istihdama yaklaşırken fiyatlarla üretilen mal miktarı
arasında pozitif bir ilişki olduğunu gösteren toplam arz eğrisidir.

Amaçları

*** Kamu harcamaları ve kamu gelirlerinde meydana gelen değişikliklerin gelir düzeyinde nasıl bir etki yarattığını açıklamak.

Bir ekonomide üretilen mal ve hizmetlerin bir bölümü devlet tarafından kamu hizmeti vermek veya kamu yatırımı yapmak amacıyla satın alınır. Kamu harcamalarında ortaya çıkan artış toplam talebi arttırmakta, vergiler ise toplam talebi düşürmektedir. Kamu harcamalarındaki T1’lik bir artış, gayri safi milli hasılanın denge değerinde kadarlık bir artış meydana getirmektedir. Bazı kamu harcamaları ise transfer niteliğindedir ve bu harcamalardaki T1’lik bir artış milli gelirde kadar artışa yol açar.
Gelirden bağımsız olarak alınan vergilerdeki T1’lilk bir artış milli gelirde kadar azalışa yol açar.

Gelire bağlı olarak alınan vergiler ise çarpan değerini düşürerek, harcamaların milli gelir üzerindeki pozitif etkisini düşürür ve çarpan değeri biçimini alır. Dışa açık ekonomiler başka ülkelere mal satar ve başka ülkelerden mal satın alırlar. Bir ülkenin ihracatı, mal sattığı ülkenin geliri ile doğrudan bağlantılıdır. İthalatı ise kendi gelirine bağlıdır ve bir ülkede gelir arttıkça dışarıdan daha fazla mal satın alır. Bu durumda uygulanan maliye politikaları milli hasılanın parasal değerini etkilerken, bunun sonucunda dış ticaret açığı etkilenir. Ülkenin geliri artarken, marjinal ithalat eğilimine (m) bağlı olarak ithalat da artar ve bu durumda çarpan değeri biçimini alır. Bu çarpan değeri ithalatın olmadığı çarpan değerinden daha küçüktür. Yani açık ekonomilerde kamu harcamalarındaki artış, milli geliri kapalı ekonomilerdekine göre daha az arttırır.

*** Bir ekonomide mal piyasası yanında para piyasası da dikkate alındığında çarpan mekanizmasının nasıl etkilendiğini açıklamak.

Para piyasası, denge gelir düzeyinin belirleyicilerinden birisidir. Faiz oranı, para arzı ve para talebinden doğrudan etkilenmektedir. Para piyasasının temel unsurlarından birisi para talebidir. Para talebi gelirin ve faiz oranının fonksiyonu olarak ifade edilir. Faiz oranı arttıkça paraya olan talebin azaldığı varsayılır. Çünkü parayı elde tutmanın fırsat maliyeti faiz geliridir. Yani, parayı elde tutmak bireyleri faiz gelirinden yoksun bırakır. Diğer yandan, mal ve hizmet satın almak için bireyler elde para tutmak isterler. Bu yüzden de gelir arttıkça, bireyler mal ve hizmet satın almak için elde daha fazla para tutmak isterler. Gelir düzeyi ve faiz oranları bileşimlerini gösteren LM eğrisi para piyasasındaki denge noktalarını gösterir. Mal piyasasını temsil eden IS ve para piyasasını temsil eden LM beraber ele alındığında, yani mal ve para piyasalarında eşanlı denge olması halinde çarpan değeri daha küçüktür. Çünkü harcamalarda meydana gelen artış gelir düzeyini arttırırken, artan gelir dolayısıyla faizler artar ve yatırımlarda meydana gelen azalma gelir düzeyini düşürür. Bundan dolayı da mal ve
para piyasalarının eşanlı dengesinde çarpan değeri en fazla Keynesyen çarpan kadar olur. Bu da likidite tuzağı durumunda olduğu gibi LM eğrisinin yatay olması durumunda olur. Bu durumda, artan kamu harcamaları faizi etkilemeyip tamamı milli gelir artışına yansır.

*** Toplam talepte ve toplam arzda değişiklik yaratan faktörlerin neler olduğunu değerlendirmek.

Toplam talep eğrisi, bir ekonomide mal ve para piyasalarının eşanlı olarak dengede olduğu fiyat düzeyi ve çıktı miktarı bileşimlerini gösterir. Toplam talep eğrisi negatif eğimlidir. Toplam arz eğrisi, verili her fiyat düzeyinde firmaların arz etmek istedikleri toplam çıktı miktarını gösterir ve normal bir ekonomik işleyişte arz eğrisi pozitif eğimlidir. Toplam talep eğrisinin negatif eğimli olması üç nedenle açıklanır. Refah etkisi, fiyat düzeyinin düşmesiyle para ve diğer varlıkları elinde tutan bireylerin kendilerini daha zengin hissederek daha fazla harcama yapacaklarını ifade eder. Uluslararası etki, yurt içi fiyatlarla diğer ülke fiyatlarının nispi değişmelerine ilişkindir. Döviz kuru sabit iken, fiyat düzeyinin düşmesi halinde yurtiçi malların fiyatları diğer ülke mallarının fiyatlarına göre ucuzlamış olur. Tersine yabancı ülke malları da nispi olarak daha pahalı hale gelir. Bu durumda, fiyat düzeyi düşen ülkenin ihracatı artar ve ithalatı azalır. Faiz etkisi ise para arzının değişmediği varsayımı altında fiyat düzeyinin düşmesi halinde reel para arzının artmasıyla ilgilidir. Reel para arzının artması sonucu faiz oranları düşeceğinden, yatırım harcamaları ve dolayısıyla toplam talep artacaktır. Uygulanan maliye ve para politikaları dışında da ekonomideki bazı değişmeler toplam talebin kaymasına neden olabilir (örneğin, kredi kartı kullanımının yaygınlık kazanması gibi). Toplam arz eğrisinin pozitif eğimli olması belirli bir üretim kapasitesinden sonra artan marjinal maliyetlerden kaynaklanır. Bu durumda talepteki artışın bir kısmı arz artışına, bir kısmı da fiyat düzeyine yansır. Ancak, fiyatlar sadece talep değişmelerinden etkilenmez. Talep dışındaki herhangi bir nedenle de fiyatlarda değişmeler olabilir ve arz etkilenebilir.

*** Toplam arz eğrisinin durumuna göre maliye ve para politikalarının üretim ve fiyat düzeyleri üzerindeki etkilerinin neler olduğunu analiz etmek.

Ekonomik istikrar amacıyla uygulanan talep yönetimi politikalarının etkisi arz eğrisinin konumuna bağlı olarak değişecektir. Uygulanacak maliye ve para politikalarının milli gelir ve fiyat düzeyi üzerindeki etkisi, toplam arz eğrisinin üç alanında farklılaşmaktadır. Keynesyen alanda kamu harcamaları ile artan toplam talep fiyatları etkilememekte, sadece çıktı ve istihdam artmaktadır.

Keynesyen varsayımlar altında para arzındaki artış da benzer bir sonuç yaratacaktır. Ancak, bu sonuçların ortaya çıkmasının dışlama etkisi olmaması halinde mümkün olabileceği dikkate alınmalıdır.

Klasik varsayımlar altında ise ekonomi tam istihdamda dengede olduğu için toplam arz eğrisi diktir.

Buna göre fiyat ne olursa olsun toplam arz değişmeyecektir. Keynesyen ve klasik yaklaşımın önerdiği aşırı uçlar dışında, tam istihdamın altında, ancak ona yakın bir orta alandan söz etmek de mümkündür. Bu alanda ortaya çıkan talep artışının bir kısmı fiyatlara yansırken, bir kısmı da çıktı ve gelir düzeyini arttırmaktadır.

*** En son harcadığınız parayı hatırlamaya çalışınız. Bu parayı kimin aldığını ve ne yapacağını dikkate alarak, yaptığınız harcamanın çarpan etkisini açıklayınız.

Bir bireyin öğle yemeğini dışarıda yediğini düşünelim.
Restoran sahibi kazandığı para ile marketten et alabilir.
Market sahibi ise kazandığı para ile sinemaya gidebilir.

Bir gün içerisinde meydana gelebilecek olan bu üç harcama en başta yemeğe çıkarak para harcayan bireyin harcaması ile başlamış olmaktadır. Elbette birden fazla harcama yaptığımızı ve her para kazanan bireyin bir miktar tasarruf yaptığını varsayarsak, bizden başlayan harcama süreci bir süre sonra bitecektir. Ayrıca her işlemde bir miktar dolaylı vergi ödediğimizi de düşünürsek, harcama süreci daha da kısalmış olacaktır.

*** Mal ve para piyasalarındaki eşanlı dengeyi dikkate alarak kamu harcamaları ve para arzında meydana gelen artışların çarpan etkilerini açıklayınız.

Kamu harcamaları yapıldığı anda mal ve hizmet talebi yarattığından gelir düzeyi üzerinde arttırıcı etki yaratacaktır. Artan gelir nedeniyle paraya olan talep artacağından faizler artacak ve faize bağlı özel harcamalarda bir miktar azalma olacaktır. Bu azalma harcamaların faize olan duyarlılığına bağlıdır.

Benzer şekilde para arzı artışı, faizleri düşüreceğinden harcama artışına neden olacak ve gelir düzeyi yükselecektir. Artan gelir düzeyi nedeniyle faizlerin bir miktar artması sonucu faize duyarlı harcamalarda bir miktar azalma meydana gelecektir. Dolayısıyla kamu harcamaları ve para arzı faize duyarlı harcamalar nedeniyle daha az genişletici etki yaratacaktır.

Toplam arz ve toplam talep eğrilerinin fiyat düzeyi 10 ve çıktı düzeyi 100 olacak şekilde bir denge noktasında kesiştiğini varsayınız. Fiyatların 5’e düşmesi ve 15’e çıkması halinde denge noktalarının nasıl oluşacağını açıklayınız.

Fiyatların 5’e düşmesi bir talep fazlası ortaya çıkaracaktır. Çünkü daha düşük fiyatlarda talep artarken, arz düşecektir. Fiyatların 15’e çıkması durumunda ise arz fazlası ortaya çıkacaktır. Çünkü, yüksek fiyatlardan daha fazla mal arzeden firmalara karşılık, artan fiyatlar nedeniyle mal satın almak isteyen birey sayısı azalmaktadır. Eğer (10,100) bileşimi ekonomideki istikrarlı bir denge noktası ise fiat ve miktar tekrar bu noktaya gelecektir.

*** Toplam arz eğrisinin üç alanını dikkate alarak, kamu harcamalarındaki bir artışın etkisini açıklayınız.

*** Beklentiler konusundaki varsayımlar toplam arz eğrisinin eğimini nasıl etkiler?

Kamu harcamaları arttığında, ekonomi düşük kapasitede üretim yapıyorsa fiyatlar artmadan kapasite kullanım oranları artarak üretim artmış olacaktır. Ancak ekonomi tam istihdam düzeyinde ise kamu harcamalarındaki artış sadece fiyatları yükseltecek ve üretimde değişiklik yaratmayacaktır. Arz eğrisinin pozitif eğimli olduğu orta alanda ise kamu harcamaları kısmi bir dışlama etkisi yaratarak fiyatları bir miktar arttıracağından, üretim artışı sınırlı olacaktır. Beklentilerin olumlu olması halinde kapasite kullanım oranları yüksek olacak ve verili fiyat düzeyinde daha fazla mal arz edilecektir.

 ÜNİTE 3 İÇİN TIKLAYINIZ…

İlgili Kategoriler

Anadolu AÖF AÖF Ders Notları



Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir