2008 ekonomik krizi mortgage kriz ders notu



2008 ekonomik krizi mortgage kriz ders notu

Bu krizin çıkışı büyük ölçüde emlak fiyatlarının mortgage kredileriyle şişirilmesine ve çoğunluğu bu tür değerlere dayalı kâğıtların satılmasına dayanmaktadır. 2008 Küresel Krizi ise kapitalizmin küreselleşmesinin ardından çıkmıştır. Bu kez yaşanan büyük dönüşüm sermaye hareketlerinin serbest kalması ve bütün dünyanın tek bir oyun alanına dönmesi aşamasında ortaya çıkmıştır. Kurallar ve denetim yine bu yeni dönüşüme ayak uyduramamış ve başıboş kalan sistem yine kriz yaratmıştır.

ABD’deki konut fiyatları 2000’li yıllar boyunca büyük bir yükselme göstermişti. Bu yükselmenin bir nedeni de kolaylıkla elde edilebilen tutulu satışlar (mortgage) idi. Sürekli olarak yükselen konut fiyatları piyasalarda aşırı derecede iyimser bir hava yaratmış, bankaların düşük gelirli ailelere konut almak için kolayca kredi sağlamalarına yol açmıştı. Konut fiyatları inişe geçince birden bire subprime mortgage (yüksek risk ve yüksek faizli kredi) denilen bu kredi piyasası çökmüş, kredi faizlerini ödeyemeyen düşük gelirli ailerinin iflas etmelerine ve konutlarına el konmasına neden olmuştur.

2008 yılı ilerledikçe subprime mortgage krizinin sadece küçük bir kesimi değil, bütün ABD mali sistemini etkilediği anlaşıldı. Düşük gelirli ailelere yüksek riskli kredi açan bu kurumlar kredi akitlerini birleştirip paketleyerek borsalarda alınıp satılabilen tahviller haline getirmişler, yatırım bankaları ve ticaret bankalarına satmışlardı. Elinde çok miktarda yüksek riskli konut kredisi tutan yatırım bankalarından Bear Stearns Mart ayında iflas ederek ABD hükümeti tarafından diğer bir yatırım bankası olan JPMorgan Chase’e satıldı. Bu iflası diğer bir yatırım bankası olan Lehman Brothers ve Merrill Lynch ve sigorta firması American International Group izledi. Washington Mutual ve Wachovia gibi bankalar iflas ederek diğer bankalara satıldılar. Bu krizi durdurmak için Eylül ayı sonlarında ABD Kongresi 700 milyar dolarlık bir kurtarma paketini onayladı.

ABD’deki kriz kısa zamanda Avrupa’ya da sıçradı. İzlanda’nın 3 büyük bankası iflas etti. 2008 yılında İzlanda Kronası Avroya karşı % 40 değer kaybetti ve İzlanda’daki enflasyon oranı % 15’e ulaştı. Birleşik Krallık’taki taşınmaz mal piyasası da aynen ABD gibi büyük bir düşüşe geçti.

Türkiye’ye Etkisi

Türkiye’deki bankacılık sisteminin mevcut yapısal özelliği ve piyasadaki aktörlerin kriz sırasındaki davranış biçimleri Türkiye’nin bu krizi göreli az hasarla atlatmasına neden olmuştur. Buna göre özellikle 2001 krizinden sonra atılan adımlar Türkiye’deki bankacılık sistemini sağlamlaştırmış ve bir istikrara kavuşturmuştur. Gerçekten de BDDK’nın sıkı bir şekilde bankaları gözetimi, bankaların sermaye yeterliliklerinde bir eksiklik olmaması, döviz varlıklarıyla döviz yükümlülükleri arasında bir denge olması ve ABD’dekinin aksine Türkiye’de konut ipoteğine dayalı tahvil/bono ihracının yapılmaması olumlu birer yapısal özellik olarak karşımıza çıkmıştır.

Ayrıca, bankaların kendi aralarındaki kredi akışını kesmemeleri ve bir anlamda likiditeyi devam ettirmeleri, birey, şirket ya da başka bir finans kuruluşuna kullandırdıkları kredilerini paniğe kapılarak hemen geri çağırmamaları, mudilerin mevduatlarını çekmek için bankalara hücum etmemeleri ve bu anlamda piyasaya olan güvenlerini örtülü olarak açıklamaları da Türkiye’nin hanesine artı bir değer olarak geçmiştir. BDDK rakamlarına göre krizi takip eden 2 haftalık periyod yukarıdaki görüşleri doğrulamaktadır. Buna göre, krizin hissedilmediği 3 Ekim günü toplam YTL krediler 274 milyar YTL iken krizin ortasında, 17 Ekim’de, (sadece) 270 milyar YTL’ye geriledi. 3 Ekim’de döviz kredileri toplamı 75 milyar USD iken 17 Ekim’de (sadece) 71 milyar USD’a geriledi. Toplam YTL mevduatı ise 3 Ekim’de 285 milyar YTL iken 17 Ekim’de 289 YTL’ye yükseldi.

Yaşadığımız küresel kriz ABD ekonomisinin belirli bazı yapısal özelliklerinden kaynaklanmış ve hızla dünyaya yayılmıştır. Fakat finansal yapısı ABD’den farklılık gösteren Türkiye’de kriz faiz oranlarını ve döviz kurlarını yükseltmesine rağmen yine de göreli daha az hasara yol açmıştır. Ayrıca, hemen her krizde olduğu gibi bu krizde de yeni fırsatlar ortaya çıkmıştır. Düşmesi öngörülen konut fiyatları, artan mevduat faiz oranları, yurtdışı varlıklara transferleri halinde vergi muafiyetinin ve KOBİ kredi faiz yüklerinin paylaşılmasının öngörülmesi bunlara örnektir.

İlgili Kategoriler

İktisat Ders Notları Maliye Ders Notları



Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir